• 530
    maç içinde değişiklikleri daha erken düşünmeliyiz. yorulan topçular beden diliyle belli ediyor kendini.

    sağ bek konusuna bir çözüm bulmalıyız.

    mertens'i yedeğe çekip sara'yı daha ileride kullanmalıyız. en azından kenarda dinlenmiş bir mertens hamlemiz olur.

    oyun kurulumunda sara'nın yükünü hafifletmek için yunus'u daha sık kullanmalıyız.

    avına kitlenmiş iki aslandan birini kafeste tutmaya gerek yok, ikisini de aynı anda kullanmalıyız.

    avrupa'da kazanmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.

    edit: icardi harici kim gol atarsa atsın i will survive çalmalıyız.
  • 533
    victor osimhen'in çıkıp mauro icardi'nin girdiği maç. bu bolluğu hakkıyla tasvir etmek imkansız.

    stephen appiah ve alex de souza orta sahasına karşı alioum saidou ile, mateja kezman ve nicolas anelka forvetine karşı posası çıkmış hakan şükür ve necati ateş ikilisi ile hayal kuran çocuklardık zamanında.

    böyle bir rotasyonun hayalini kursak bir yerde kendimizi durdururduk okkalı bir küfür eşliğinde...

    (bkz: galatasaray the magnificent)
  • 534
    oyuncularımız fizik olarak bitti bence bu maçta. kasımpaşaspor maçını nasıl çıkaracağız bilmiyorum. neyse ki paok da fizik olarak düşmeye başladı da teknik kapasitemiz öne çıktı. okan hoca yine çok geç kaldı değişikliklerde. buna rağmen kazanmayı başardık.

    maçta bizim adımıza kırılma anları vardı. daha 30. saniyede osimhen'in o golü atmasını beklerdim. olmadı. rakip karşı karşıya kaçırdı şansımıza. tehlikeli geldiler. yediğimiz golde 3 top önceden gol olacağı belliydi.

    osimhen'in attığı gol yine başkasına yazıldı maçta. şanssızlık. osimhen dünya yıldızı olmasına rağmen bencil değil. attığımız ikinci golde kaleye kafa vurabilirdi topu ama pası attı. mesela bir pozisyonda batshuayi kaleye vurdu. vurmasa solda bomboş oyuncumuz vardı kaleci ile karşı karşıya kalırdı o oyuncu. orada osimhen olsa pası atardı bence.

    osimhen isabetli şut konusunda sıkıntı yaşıyor ama katkısı önemli. ayağı ve kafası ısınıp goller atmaya başladığında her şey daha güzel olacak.

    icardi'nin gol atması da güzel oldu. icardi neden önemli bir isim olduğunu bir kez daha gösterdi. yaz tatilinden yeni gelip hiç antremansız da bu ve benzeri golü atardı. öyle bir kalite. pozisyon alıp o topa öyle vurabilmesi için antrenmana ihtiyacı yok kendisinin.

    maç 2-1'ken aslında kızıyordum takıma topu tutalım diye. maçı gitgele çevirdik durduk yere ve maçı her şeye açık hale getirdik. topu tutup zamanı kullanabilmemiz gerekiyordu. ama ne oldu? maç boyu jakobs'un yapamadığını kerem yaptı ve sıfıra yakın yerden topu içeri isabetli çıkarıp golü sağladı.

    jakobs savunma için faydalı bir oyuncu ama hücumda etkisiz. bu yüzden önünde oynayacak oyuncumuz önemli. bugün barış'ı sola hiç almadık. alsak daha faydalı olurdu barış ama baba ile mücadele edebilmesi için barış'ı orada tutmak zorunda kaldık. yoksa kaan çok çok sıkıntı çekerdi. ki yine sıkıntı çekti.

    paok önemli bir takım. önemli bir galibiyet aldık ama oyuncularımız çok yıprandı.
  • 541
    çok yorgun geçen maçtı. bu tempoyla bu oyuncularla bu serüven böyle yürümez.
    yönetim takımı çok kısır bıraktı.
    sol bek yedeği yok, sol açık yedeği yok, mertens'in yedeği yok.
    ya sara öne geçip kerem çok daha fazla süre bulacak ya da ocağa kadar çalışmalar iyi yapılıp, aldığımız kadar puan alıp yeni dinamik 3 adam transfer edeceğiz.
    yunus barış ikilisinden başka kanada atacağımız adam yok. sallai sadece ligde oynayabilecek.
    okan hocam bence yine değişiklikleri geç yaptı. özellikle 2-1 öne geçtiğimiz anlarda çat çat orta saha ve bek değişimi gerekiyordu.
    hayırlısı olsun. güzel oyun ve güzel galibiyet. bir oyun alışkanlığı yakaladığımızı perçinlediğimiz maç oldu.
  • 542
    çok kritik bir galibiyet aldığımız maç. kuradaki en zor 2 takımdan birini yendik bana göre. ayrıca iyi, diri bir takımı yendik ve de iyi oynayarak yendik. pozisyonlar bulduk, baskı yaptık, çok fazla net fırsat vermedik.

    2. yarı yorgunluk emareleri vardı. bence hoca 1-0 sonrası biraz daha hızlı değişiklik yapabilirdi ama erken değişiklik pek tercih etmiyor. yine de 1-1 sonrası dağılmadan reaksiyon verip tekrar öne geçmek de bence çok önemli.

    kadıköy deplasmanı üstüne bu galibiyet, üstüne icardi’nin golcülük dersi verircesine geri dönmesi muazzam oldu. çok iyi bir akşamdı.
  • 544
    aslında maça iyi başlayamadık. 20. dakikadan sonra vites arttırdık ve maça ağırlığımızı koyduk. oynadığımız oyun sara ve yunus'la çok anlamlı hale geldi. sete oturuyoruz basbaya ve bu takımın teknik kapasitesiyle alakalı. kaan'ın hakkını da yemeyelim, yunus sol taraftan kaan sağ taraftan +2 orta saha oyuncusu yapıyor. bir ara paok'u orta sahada boğduk, doğru düzgün çıkamadı bile adamlar.

    bu maça dair tek olumsuzluk oyuncu değişikleri ile alakalı. ilk değişiklik 78. dakikada. hani gol 76'da gelmese biraz panik olabilirdik açıkçası. niye her şeyi zora sokuyorsun hocam? yorulan oyuncuyu bekletmeden alabilmek lazım. mertens o kadar sırıttı ki maçta. kaan zaten kendi kendini oyundan aldı. dakika 88, son 5 dakikada oyuna giren oyuncular var ve paok maçtaki 7 şutunun 3'ünü son 5 dakikada çekti. son dakikalarda tam bir kaos vardı. çünkü oyuncular ne oynadığını bilmiyordu. gözünü seveyim şu rotasyonu okan hocam ayarla artık. oyun çok iyi ama zaten yorgun takımı tamamen fizik olarak bitirdin hocam.
  • 546
    rakip belli bir sure sonra fiziksel olarak cöktü. gercekten paok yüzde 100 ile oynadı diyebiliriz. colley inanılmaz bir savunma oyunu oynadı, kalecileri tsubasa'nin bir turlu gol atamadigi canavar kaleciler gibiydi. yine de 4-5 fark olabilecek bir maçtı. geriye düşseydik de bir sekilde geri gelirdik. maçın kontrolunu kaybettiğimizi hiç hissetmedim, bunda sara'nin mükemmel performansının da etkisi var.

    tek büyük sikinti oyuncu degisiklikleri ile alakalıydı. mertens kaan baris artık yürüyecek hali kalmamış, hala oyuncu degisikligi yapmıyoruz haliyle gol de yedik. takimin kasimpasa maçında ciddi rotasyona girmesi gerekiyor. batshuayi de oynasın, belli ki oynayamamak kendisini çok üzmüş. ancak çok yogun bir takvim var elbet bir suru maçta oynayacaktır.
  • 547
    sezonun belki de tempo olarak en iyi maçıydı. oyun kurgusu olarakta yerleşim ve pozisyonlara refleks göstermekte iyiydik. son zamanlarda avrupada öne geçip sonrasında beraberlik golünü yediğimizde takım oyundan düşerken dün gece bunun aksine bir galatasaray vardı sahada. gereksiz detay olarak dün saat 8 de yola çıkıp 22:30 da maça anca girebildim. otoparka girişi il emniyet müdürü geliyor diye yolu belirli sürelerde kapadıkları içinde yetkililere teşekkür ederim. hayatımda ilk defa bir maça giderken eziyet yaşadım 414'ten selamlar. swh
  • 548
    fenerbahçe’den sonra paok’un hemen hemen hiç tedirgin etmemesi rakiplerin kötülüğünden mi yoksa bizim iyi futbolumuzdan mı anlamak mümkün olmadı.
    ama şu bir gerçek ki davinson sanchez’in etkisi gözle görülüyor. beşiktaş maçında davinson olma muhtemelen kaybetmezdik.

    şimdi tinerci tayfa 3-5 hafta kafa ütülemekle meşgul. yine bizi farklı yenme hesapları yapıyolar. 10 kişi trabzonu yenememiş eyüpspor maçında da eski oyuncularının bile isteye yaptığı penaltıyla kazandılar.

    yeni oyuncularımızın çok ciddi katkısı oldu. nagatomo’dan sonra ilk kez sol bekimiz var diyoruz. forvet rotasyonu gerçekten elit seviyede.

    okan hoca’yı eleştirmek için pusuda bekleyenler sessiz çünkü onlar için sadece kaybedilen maçlar hedef maçı.
  • 549
    cok keyif yukselten bir mac oldu adimiza. takimimiz icin hem disarda hem icimizde olusan intibayi once kadikoy zaferiyle simdi de bu macla bozmus olduk, hedef maclarda da tekrar variz dedik. avrupadaki istatistigimiz ve intibamiz icin de onemli goruyorum bu tarz maclari. hepimizin kafasindaki galatasaray, bu tarz ulke futbolu olarak ayni grupta diyebilecegimiz ulke temsilcilerine ustunluk kurabilmeli. top ulkelerin ve hollanda, portekiz gibi basalti ulkelerin takimlarina zaten dis geciremiyoruz ve anormal karsilanmiyor, ama kopenhaga, praga, young boysa, rangersa, club brugge'a elenmek rahatsiz ediyor bizleri. paok da bu kumeye dahil bir takimdi, yunan sampiyonu olarak. hem performansimiz hem de sonuc tatmin edici oldu.

    yine de kolay gecmedi sahsen benim gozumde. paok hem dizilis olarak bize benzer, hem kalecimize kadar onde pres yapan, hem de kalecilerini dahil ederek pasla cikmaya calisan bir takim. aslinda bu bizim tercih edebilecegimiz bir rakip sekli, ama cezalandiramadik ozellikle biz onde basarken top kazanamadik. ortaya dusen toplarda ve ikinci toplarda da zaman zaman bize ustunluk kurdular. ilk devre davinson kendi standardinin altinda kaldi bence, fazla basit hata ve top kaybi yapti, mudahelelerinde aksadi. ikinci devre toparladi, abdulkerim de bu yilin en iyi macini oynadi. hucum performansimiz da osimhen onderliginde gayet iyiydi, her topa giriyor, uzun bacaklarini uzatiyor veya vucudu koyuyor. muazzam bir rahatlik getiriyor gercekten, nazar degmesin.

    1-1 olmadan 5-10 dakika once macta kayis biraz kopmustu, iki takim da gidip gelmeye basladi, ya 2-0 yapacaktik ki pozisyonlar da bulduk, ya yiyecektik. bu durumlarda okan hoca degisiklik yapmiyor malesef, ortasahayi kalabaliklastirmak ise yarayacakti, kerem demirbay oyun temposunu dusurecek alverleri yapan bir adam, tam ona ihtiyac vardi. 1-1'den sonra kirilmamiz olasiyken neyse ki cabuk toparladik ve tekrar one gectik. bu reaksiyon kiymetli, oyuncu grubumuz hakkinda fikir veriyor. bu mevcut takim sezona baslayan takimdan da, hatta gecen seneki zahali ziyechli takimdan da daha kompakt, daha uyumlu, mental olarak daha yukarda. icardi'nin de golu yine ayri bir moral yukseltici unsur oldu.

    tek olumsuz konu bence batshuayi'ydi macta. yakalanan atakta bombos jacobs'u gormek yerine sutu denemesi, pesine rakibin saldirdigi anlarda tam topu kapmisken lakayit bir tavirla 2 kez ustuste topu kaybetmesi, hatta ilk once kaybetti tekrar kazandik onu da verdi rakibe, okan hocayi da oldukca kizdirdi. hos bir goruntu vermedi, eyvallah zor bir durumda kaldi bathsuayi, buldugu sureler az olacak gibi, ve atiyorum o buldugu surede hat-trick yapsa bile belki bir sonraki mac yine yedek kalacak. bu bir oyuncu icin motivasyon kirici olabilir, saha disinda sorunlar acabilir, ama saha icindeyken zarar verici bir hal almamali.
  • 550
    izmir marşı ile karşıladık...
    gençlik marşı ile uğurladık...

    25 eylül gecesi galatasaray'ın yeni formatıyla uefa avrupa liginde oynadığı paok maçının kısa özeti yukarıdaki iki cümlede saklı...

    futbol müsabakalarını siyasi zemine çekmek, futbol taraftarından ziyade siyasilerin işine daha çok gelir. yunanistan ve türkiye arasında bizim çocukluğumuzda oluşan gerginlik son yıllarda nihayete ermiş, özellikle bu yaz türk turistler yunan adalarında tatillerinde geçirmiş, komşu ekonomiye can vermişti...

    lakin, hiç gereği yokken paok sosyal medyasında deplasman taraftarlarını gösteren fotonun altına "konstantinopolis yolu" yazması tepki çekince, maçın havası spordan siyasete çekiliverdi..

    buna rağmen, galatasaray futbolu takımı saha içinde kalmayı tercih etti. okan buruk'un takımı rize maçından beri yakalamış olduğu olumlu havayı bozmadan, aynı hırs ve ciddiyetle sahaya çıktı ve çok "temiz" bir oyunla hem 3 puan kazandı, hem de +2 averaj yapmış oldu. bu yeni formatta averaj ve atılan goller çok ama çok değerli olacaktır.
    cezalı muslera dışında kadıköy fatihi kadro ile maça başladı okan buruk, zaten hocayı yakından bilenler bilir, pek fazla değişikliği sevmez, inandığı ve güvendiği oyuncularla çıkar maçlara. takım da cumartesi gecesinin devamını oynar gibiydi, daha dakika dolmadan kaan'ın ortasında osimhen boş kafayı vurdu, auta gitti.

    kırılma anları derler ya, çarşamba gecesi sami yen'de çok vardı onlardan. osimhen atsa ilk dakikada maç çok farklı olacak, 45'te paok'lu konstantelias'ın şutunu günay çıkarmasa iş çok değişik yere gidecek. bu arada yunanlı bu genç forvetin adını bir kenara not edelim, iyi topçu olacak...

    dakika 75 kenarda yedekler beklerken top taca çıksa, yunus oyundan alınacak ama oyun devam edince kaan-mertens-osimhen paslaşmalarından yunus takımı öne geçiriverdi...
    futbol, kırılma anları, tahmin edilmezliği ile çok daha güzel...

    tahmin edilmezlikten devam edelim, jakobs transferi ilk duyulduğunda paris'te sürgünde olan cem uzan'ın bir tweeti vardı: jakobs gece kulübünde, alemde diye... çocuk daha gelmeden algı yapıldı, bir çokları sol beki "çöp" diye mimledi... oysa ki, önce kadıköy'de tadiç'i oyundan silmesi, sonra paok maçında ileri geri mekik dokuması ile tüm algıları çökertti jakobs... diyelim ki alemleri seviyor, sahada bu mücadeleyi göstersin, gece hangi barda soluğu alırsa alsın, bana ne, ahlak bekçisi miyim?
    galatasaray öyle bir maç çıkardı ki, oyuncuların saha içinde yüzlerinden yaptıkları işten zevk aldıkları çok belliydi. "ne yaparsan yap, aşkla yap" der ya ultraslan'ın kuruluş toplantılarına da katılan galatasaraylı kenan doğulu, severek yapılan işin başarısız olması mümkün değil...

    maçın ispanyol hakemi hernandez, çok düdük çalmayı sevmeyen biri belli ki, ikili mücadelelerde sürekli "oyna devam " dedi de, 25te mertens'e atılan dirsek ile 89'da ıcardi'nin ayağına vurulması futbol kurallarında "penaltı" cezası gerektiriyordu ama "futbol erkek oyunu" diyen hakem bunları "yumuşak" gördü...

    futbol erkek oyunu diye bir söz vardı da, artık bu lakırdı galatasaraylılar için tedavülden kalkmalı zira paok maçından dakikalar önce cekya'da oynan şampiyonlar ligi play off maçında galatasaray kadın futbol takımı, slavia prag'ı 2-1 mağlup ederek türkiye kadınlar futbol liginde ilk defa bir türk takımı şampiyonlar liginde gruplara kaldı... kızları tebrik edelim, erkek meslektaşlarının bu sene başaramadığını onlar başardı...
    galatasaray bu sene transfer yapamadı diye "ağlayanların önüne" okan buruk yunus'u koydu. geçen sezon sami yen'de fenerbahçe'ye kaybedilen maçtan sonra mert hakan koridorlarda bağırırken yunus tepki vermiş ve o gün demiştim "bu sene galatasaray'ın en iyi transferi yunus olacak" diye... şimdilik haklı çıkardı beni, sağ olsun... abdülkerim de yanında sanchez olunca daha bir güvenli oynuyor, eski havasını buldu, hem top kesiyor hem de hucuma çıkışlara başladı. sara, sergio oliveira'nın ilk sezonu gibi ipleri eline aldı, rakip ceza sahasına giren 8 numara oldu, rakibe eşleşme problemi çıkarıyor, topu ayağına aldığında da kadife paslarla arkadaşlarını oyuna sokuyor. mertens yıllanmış şarap gibi, seyretmeye doyamıyoruz, bek top kaptırınca onun kademesine mertens koşuyor, maşallah... milyonluk osimhen ise egosuz arkadaşlarına asist yapmayı gol atmaya tercih ediyor. bir de gol vuruşlarına son anda biri değmese de osimhen'e yazılsa, rize'de apo, burda baba, nijeryalıdan rol çaldılar...

    ve ıcardi... bir nesil metin oktay'ı gördü... biz hagi'yi seyrettik... bu nesil de o kadar şanslı ki ıcardi'yle coşuyor galatasaray maçlarında... kerem'in pasında ceza sahası köşesinden o plaseyi kaç topçu yapar? bir elin parmaklarını geçer mi? sanmam... bir kez de yapmadı, daha önceki maçlarda da aynı vuruşla "aşkın olayım" çaldırdı stadyum hoparlorlerinden...

    kaynak ve fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...atasaray3-1paok.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın