• 340
    (bkz: 24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçı) gibi bir 24 ekim akşamında oynanmış ve o maç gibi golsüz sonuçlanmıştır.
    zaten bir sürü renktaş, pesimistliğini kustuğu ve olan defolarımızı her başlıkta parsellemek vasıtasıyla yazdığı için ben hiç o konulara girmeyeceğim. zaten o kadar negatif bir adam değilim.

    sadece çok kısa şu konuda fikrimi belirteceğim.
    o günden beri schalke güzellemeleri ve yerine dibine sokulan takımımızı okuyoruz her yerde.
    ama o kadar eminin ki; sadece maicon yerine serdar aziz; bir de orta sahade fernando olsaydı lokomotif maçındaki gibi kazanırdık.
    çok net. çok.
    yine belki pozisyon verirdik, biraz zorlanırdık ama muhakkak 3 puanı alırdık.

    ama neticede halamın sakalları olmadığından amcam olmadığı için, 1 puan kazandık, 2 puanı kaybeden schalke oldu, maçı hakeden taraf onlardı.

    benim asıl sinir olduğum konu bugün zaten pivot santrfor kardeşim tarafından da dile getirilmiş.
    (bkz: logo kısıtı)

    kombinem doğu üstte 415 ve 10 sıra. sanırım 4-5 sıra arkamda çaprazıma doğru, bizim bu sene yendikleri forma üzerinde olan; orhan diye bir trabzonlu vatandaş oturuyordu.
    61-orhan yazıyordu bu sezonki formalarının üzerinde, o yüzden vakıfım ismine adamın.
    yuh dedim amk yuh.
    bunun bir üstü, hatta üstü yok, fener formasıyla maça gelmektir.

    ulan geçen sene o ibne trabzonsporlular, özellikle ibne diyorum, sanayi durağından inip stada yürüyerek giderken;
    tam yol kenarında stada inen merdivenlerin orada deplasman otobüsleri trafik sıkıştığı için durunca otobüslerinden inip bize ellerinde ne varsa, hele birde orada mıcır mı, yol çalışması mı ne vardı; billur büyüklüğünde taşları bize doğru attılar, nasıl merdivenden aşağı kaçtığımızı allah biliyor. polislere müdahale edene kadar baya baya attılar.

    bir de son zamanlardaki gerginlik de çabası.

    bir düşünsenize, birimiz formamızla trabzonın bir iç saha avrupa maçında oturup izleyeceğiz.
    kan alırlar kamil, kan kan.

    hiç öyle eskinden tribünler yarı yarıyaymış, insanlar beraber maç izliyormuş havasına girmeyin.

    bir kere dedem metin oktayın oynadığı bir galatasaray boluspor maça annemi de götürmüş ufakken.
    annem 57 doğumlu düşünün işte herhalde 6-7 yaşında mı ne gittiğinde. bir yerden de bolulu bir topçuya artık ayı mı bişey dediklerini duymuş, annem de 2-3 kere söylemiş, bolulu herifin biri kafasına vurmuş küçücük kız çocuğunun.
    götveren herif, aklıma geldikçe deli oluyorum.

    yani biz hep aynı bokuz, o nedenle futbol maçları yanyana stadda izlenemez, izlenmemeli.

    neyse, kısa olacak dedim, baya eyyormladım.
  • 315
    schalke'nin tertemiz bir futbol oynayıp, embolo ve muslera yüzünden kaybettiği maçtır. böyle yazdım, zira bizim takıma ait maçta değerlendirilecek sadece muslera, ozan ve donk vardı. adamlar bizim her açığımızı ilmek ilmek işledi. tüm foyayı teker teker ortaya çıkardı. bu adamlar kendi liglerinde 16. sıradalar. bizde oyuna yedekten giren hiçbir oyuncunun, almanya 1. liginde kadroda olma ihtimali yok. as takımdan belki 3-5 kişi yer alabilir 18'de falan. maalesef yerimiz bu.
  • 132
    stambouli hamlesiyle tedesco şaşırtmıştır. daha maç oynamadı herif. iyi oldu, aynı zamanda 3'lü de oynayacaklar demek oluyor bu. stambouli defanstan top çıkarmada başarılı bir oyuncudur. önüne de rudy'yi koymuş. hızlı oynamaya çalışacaklar. embolo ozan'ı rahatsız edebilir. linnes'in önünde sinan'ın olması konoplyanka'nın başımıza dertler açacağına işaret.

    top bir schalke kalesinde bir bizim kalede olacak bir oyun ortaya çıkacak gibi. tedesco cüretkar bir kadro tercihinde bulunmuş.

    edit: stambouli orta sahada da oynayabilir. dizilişi görmek gerek. 3'lü olarak çıkacaklar demek çok kesin oldu. 4-3-3 de olabilir ama stambouli'yi stoperde kullanıyor tedesco. bakalım.
  • 133
    son lig maçında son bölümlerde kanatta oynayan ve galatasaray formasıyla belki de en etkili olduğu periyotlardan birini izleten belhanda'yı bugün de kanatta oynatabileceğimizi düşündüğüm maç. bir türlü net katkı veremeyen ve mevkisini bulamamış sinan'ı da eren ile beraber ileride oynatabiliriz. yani klasik bir 4-4-2 işimizi görebilir. en azından fatih hoca'nın böyle başlamasa da, gidişata göre bu düzene geçebileceğini düşünüyorum. zira yedek kulübesinde hakikaten maçı değiştirecek bir oyuncumuz yok, ne olursa olsun şöyle bir yedek kulübesiyle şampiyonlar ligi maçına çıkıyor olmak üzücü.

    sahaya çıkan 11'imiz tüm eksiklere rağmen iş yapabilecek, maçı kazanabilecek bir kadro. taraftar desteğiyle ve avrupa maçı konsantrasyonuyla güzel bir oyun bekliyorum ve güveniyorum. inşallah mutlu bir uykuya yatacağız bu gece, hadi aslanlar.
  • 332
    herkes sakinleştiyse şimdi maçın kritiğini yapabiliriz.

    -schalke 04 olağanüstü diriydi ve agresifti. bir takım sezon boyunca bu tempoda en fazla üç maç oynayabilir. schalke ilk kez bize karşı oynadı. bunun nedeni çok açık; kalede acemi bir kaleci olduğundan bizi kaleye şut çektirmemek üzerine motive! oldular. aksi halde çok büyük sıkıntı yaşayabilirlerdi. ayrıca bu maçı kaybetmeleri halinde şampiyonlar ligine de en azından psikolojik olarak havlu atacaklardı. schalke’nin bundan sonraki maçlarını takip edeceğim. siz de edin göreceksiniz ki bu sezon onlar için çöküş sezonu olacak.

    -galatasaray’da da eksikler vardı. emre, fernando ve onyekuru gerçekten deve dişi gibi eksikler ama sahaya onbir kişi çıkıyorsak bu kadar etkisiz futbol oynamamalıydık. burada fatih terim hoca’nın minik bir taktik hatası da etkili oldu. takımın kurgusunu değiştirmemeliydi ve sinan ile çıkmamalıydı sahaya. sinan porto maçında, yani en iyi olduğu maçta bile bitirici hareketleri yapamadı.

    -takımın hala güven problemi var. fatih terim sadece muslera ve ozan’ı inandırmış. diğer futbolcularda inanç yoktu. rodrigues ve belhanda bir tık daha iyiydi diğerlerine göre. nagatomo dinlendirilince ritmini kaybetmiş. umarım ve dilerim sakatlığı önemli değildir. güven kazanmak öyle kolay değil bunu biliyorum ama fatih hoca bunu terapi yoluyla ve kazandıkça yavaş yavaş başaracaktır diye inanıyorum.

    -defansta maicon’da ısrar etmek de hocamızın diğer hatasıydı. donk-ozan ikilisiyle oynasaydık, defans arkasına atılan hiçbir top tehlike olmazdı. düşünün rakibin en ağır futbolcusu konoplyanka iki kez muslera ile karşı karşıya kaldı. embolo’nun defans arkasına sızdığı pozisyonları saymıyorum bile. orta sahada fernando yoktu ama ndiaye’yi 6 numaraya çekip, belhanda sekiz numara oynatılabilirdi. on numarada da örneğin yunus kullanılabilirdi. ya da sağ kanada muğdat konulup sinan on numara pozisyonuna konulabilirdi. hatta yunus ile değişerek birer devre oynatılabilirdi. çünkü sinan sağ kanatta o kadar etkisiz kaldı ki sahada olmasının hiç faydasını göremedik.

    -takım özellikle milli maç arasında iyi antrene edilmemiş. milli takımlara gidenlerden bahsetmiyorum ama gitmeyenler sahada koşamaz haldeler. bunun sebebi antremansızlık değil de özel hayatlarındaki düzensizlik ise futbolcular uyarılmalı, hatta gece hayatı yaşayan varsa buna engel olunmalı.

    -porto maçındaki harika oyunun puansız kalması futbolcular ve dolayısıyla takım üzerinde negatif enerjiyi artırmış olabilir. bu konuda takım uyarılmalı, pozitif enerjiye dönüşümü sağlanmalıydı. futbolcular basını izliyor mu bilmiyorum ama ben olsam sadece faydalı yazıları onların önüne koyar, zararlı içeriği takiplerini engellerdim.

    -yunus akgün ve muğdat’a bu güne kadar şans verilmemesi ve onların hazır tutulmaması da taktik hataydı. her ikisi de hücum futbolcusu ve onlardan yararlanmak için gereken süre verilmeliydi ki hazır olsunlar. her ikisi de sinan’dan daha faydalı olacak kapasitedeler burası kesin.

    -maicon gibi ağır vasıtayı stoperde kullanmak bizi zorunlu olarak üçlü defansa zorluyor. çünkü donk ister istemez iki stoper’in arasına girmek zorunda hissediyor kendisini. aksi halde defanstan top çıkmıyor. maicon’da ısrardan vaz geçilmeli. serdar iyileşene kadar donk-ozan devam etmeliyiz. ön liberoda ndiaye-belhanda hatta gerekirse ndiaye-selçuk ikilisini kullanmalıyız.

    -takımın ritmi çok düştü. gerçi bu ritm kaybı hemen tüm büyük takımlarda var ama özellikle mevsim değişikliklerinin takım üzerinde oluşturduğu baskıyı yok etmek için özel çalışmalar yapılmalı. özellikle eylülün ikinci yarısından sonra futbolcuların ısınma süreleri artırılmalı. ağustos ayındaki ısınma süreleriyle maça başlanırsa lifler atar, kasıklar çeker, adaleler gerilir.

    -onbeşgün sonra oynayacağımız schalke 04 maçına özellikle fernando ve serdar’ın hazır edilmesi hayati önem taşıyor. özellikle de fernando mutlak hazır edilmeli. çünkü takımda serdar’ın alternatifi donk olabiliyor ama fernando’nun alternatifi yok. donk iyi güzel ama fernando gibi süpürücü rol oynayamıyor.

    -malatya ve fenerbahçe maçları için çok ince taktiksel oyunlar oynamalıyız. malatya’nın saldıracağı gün gibi aşikar. muğdat burada işimize yarayabilir. sinan’da ısrar edersek baştan kaybımız büyük olur. yunus akgün hatta atalay babacan bu maça hazırlanmalı. her ikisini de kullanmaktan kaçınma hocam. tam zamanı, çünkü hiçkimse neden diye soramaz. o gençlere güven aşıla ve hata yapma korkusu olmadan sür sahaya.

    son olarak futbolun endüstriyel bir oyun olduğunu, ümitsiz olmak için sebep olmadığını, eldeki imkanları en iyi kullananın ipi göğüslediği bir yarış içinde olduğumuzu unutmadan en iyi mücadeleyi vermeliyiz diyor başarılar diliyorum.

    (bkz: 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı)
  • 319
    bir puan kazandığımız maç olmuştur. çıkabilecek en ideal 11 ile sahaya çıktık. ilk yarı bir şeyler yapmaya çalıştık ama ikinci yarı resmen ezildik. uzun zamandır avrupada özellikle kendi sahamızda bu kadar pasifize kalıp çaresiz duruma düştüğümüz başka maç hatırlamıyorum. kötü maç oldu evet ama şansımız ve canımız ciğerimiz muslera sayesinde bir puan kazandık. serdar ve onyekuru’nun eksikliğini fazlasıyla hissettik. emre, feghouli ve fernando’nun olmamasıyla kenardan oyunu değiştirebilecek oyuncuda bulamadık maalesef. schalke deplasmanında yenilmezsek bu gruptan çıkarız. terim’in ne yapıp edip schalke deplasmanından puan yada puanlar çıkartacak oyun planı üzerinde şimdiden çalışması gerek. ben hocaya ve oyunculara güveniyorum. gelecek oyuncular ile farklı bir oyun izleyeceğimize inanıyorum. maçın ayakta kalan oyuncuları muslera ve ozan’dı.
  • 56
    tatava yapmadan basıp geçmemiz gereken maç. evet eksiklerimiz var ancak şampiyonlar liginde takımın nasıl bir havaya büründüğünü biliyoruz. 3 ekim 2018 porto galatasaray maçında nasıl aslanlar gibi oynadık, elimizde orta seviye bir forvet olsaydı porto'yu nasıl parçalayacağımızı gördük. şimdi sakatlıklara sığınmadan kendi evimizde, taraftarımızın önünde net bir galibiyet alma zamanı.
  • 57
    çıkacak kadroyu tahmin etmenin oldukça güç olduğu karşılaşma.
    son durum nedir bilmiyorum, aydınlatan olursa sevinirim.
    fernando, fegouli, onyekuru oynamaması garanti olanlar sanırım.
    serdar aziz? donk? eren? durumları belirsiz olanlar.

    muslera
    linnes - maicon - ozan - nagatamo
    donk - ndiaye
    mariano - belhanda - rodrigues
    eren

    tarzı bir ilk onbir olabilir, mariano önde hiç denenmedi, bence denenmeli.
    eğer denenmezse mariano yerine sinan yada yunus olacaktır.

    kendi sahamızda yenilmemek çok önemli, kazanırsak bence yolu yarılamış oluruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın