• 1
    ocak ayından itibaren göztepe'nin oynadığı 6 maçın özetlerini oturdum izledim. (bkz: işsizlik) *

    öncelikle bu maçların tamamında topla oynamak isteyen bir göztepe var. topla oynamaktan kastım dikine hücum, bu hücumları ya savunmacıları zor durumda bırakacak ince pas işleri ile bitirmeye çalışıyorlar ya da topu bir şekilde halil akbunar'a aktarıp tüm işi onun yapmasını, onun vereceği kararlara bırakıyorlar.

    savunma ise çok dağınık. kenardan gelen isabetli her ortada rakibe net pozisyon veriyorlar. daha da önemlisi, irfan can eğribayat kurtardığı her topu sektirerek kurtarıyor. sektirdiği toplarda savunmanın reaksiyon zamanı çok hızlı değil, bu da bir sıkıntı yaratıyor.

    onun haricinde çıkarken top kaptırmaları çok nadir, kaptıracak gibi oldukları anda ileriye uzun pasla (cherif ndiaye ya da adis jahovic) oynayarak pres yapan orta sahayı ekarte edip boşa çıkarıyorlar. orta saha savunmaya yardıma dönene kadar da atağı olumlu ya da olumsuz sonuçlandırıyorlar.

    şimdi, biz burada topu göztepe'ye bırakıp geçiş kovalayalım olan oyunu oynayalım dersek eğer biz bu maçın sonunu getiremeyiz. geçiş oyunu bu kadro için doğru olabilir ancak bu maç özelinde hiç doğru değil.

    yazılarımı takip edenler bilir, genelde rakibin topla oynama hevesi olmadan savunmada kalabalık durup ilerde tek hızlı oyuncu ile iş yapmaya çalıştığını anlatır dururum. bu ligde oynadığımız maçların neredeyse tamamı bu şekilde oynanır, göztepe bu kalıbın baya dışında kalan bir takım. bu yüzden "topu onlara bırakıp geçiş oynayalım" dersek eğer bizi terste bırakır, geçiş fırsatı bırakmazlar bize.

    yani bu maç (beğenin ya da beğenmeyin) bizim oyunumuz pozisyon oyunu olmak zorunda. topu biz tutmalıyız. topla biz oynarsak eğer göztepe'nin oyun planını değiştirmeye zorlar, farklı bir işe getirebiliriz bu işi. hatayspor maçında hatay'ın yaptığı bu, oyunu domine ederek oynamış ve 2 gol bulmuş, fazlasını da kaçırmış.

    bu bağlamda bu maçın 11'i bana kalırsa ekteki gibi olmalıdır:

    https://i.galatasaray11.com/wn18oqzy.jpg

    kale ve stoperler zaten standart, beklerde özellikle ömer bayram ve boey çünkü bu maçta isabetli ortaya diğer tüm maçlardan daha fazla ihtiyacımız var.

    orta sahada taylan ve 8 numarada çünkü topla ilişkisi berkan'dan daha iyi. belki emre kılınç da orada düşünülebilir ama onu kanattan uzaklaştırmak çok sağlıklı olmadığı için elde seçilebilecek tek adam taylan kalıyor. erick ve cica olmak zorunda, orada feghouli gibi bir hata yaparsak bu maçın sonu gelmez yine.

    kanatta kerem zaten kesin, diğer kanatta da morutan olmalı. hem süratli, hem adam eksiltebilen, hem babel'den daha hareketli hem de daha doğru orta yapabilecek bir isim. kerem sağ yapıp babel oynatmadığımız sürece babel'den verim alma şansımız yok, bunu yaptığımızda kerem bittiği gibi babel'den sadece ve sadece şut katkısı bekliyoruz, bu da hatalı.

    forvet gomis. çünkü şu anda topu indirebilecek, tek vuruş yapabilecek, ortalara iyi vurabilecek tek isim. belki mami tercih edilebilir, hava topu üstünlüğü sayesinde ama ben yine de gomis diyorum bu maç özelinde.

    ve tek şansımız kötü ortalarda bile dönen topları toparlayıp yeniden kanatlardan bindirmek ve orta denemek. merkezden bu maç gidemeyiz, ceza sahasına merkezden geç koşu, tersteki kanat oyuncusunun etkinliği belki iş yapabilir ama salt merkezden pas bağlantısı ile gidelim dersek göztepe bu boşluğu bana kalırsa bize vermeyecek.

    çok kritik maç. kazanmamız lazım. göztepe - rize maçlarını kazanıp konya maçına en azından kafamız biraz daha rahat çıkmalıyız, sonrası beşiktaş ve antep. arada bir de avrupa maçımız var, avrupa maçları öncesi kazanmaya başlamamız takımın kendine güveni için çok önemli bu süreçte.
  • 3
    göztepe orta sahasında obinna nwobodo diye bir adam var tek başına bizim orta sahayı yer o yüzden üzülerek savunmada 4-5-1 hucumda 4-2-3-1 gibi dizilerek topa olabildiğince çok adamla basmalıyız bunu da ancak enerjisi yüksek oyuncularla yapabiliriz feghouli , babel oynatma lüksümüz bu maçta yok.

    geçiş hücumuyla avrupa ligi deplasman maçlarındaki gibi oynamak kazanmanın tek yolu bana göre. cicaldau`yu en son bu şekilde kullandığımızda marsilya maçında * 5 diye bağırıyorduk.

    edit: kazanmanın bir yolu da sol bekteki gamsız top tepicimizin orta saha çizgisini geçmemesi malum geçince geri dönmek istemiyor hele karşısında halil akbunar varken.

    https://www.sporx.com/e-t-takimi-ilk11-1776979
  • 14
    rezillik. başka bir şey değil, bunun adı rezillik. değil diyecek karşıma gelsin, konuşalım.

    maçın ilk yarısının galatasaray için ısı haritası: https://gss.gs/e03.png

    topla buluşma sayıları: https://gss.gs/ZDu.png

    göztepe maçı pas istatistikleri: https://gss.gs/wqs.png

    ilk 45 dakika topla oynama %70 göztepe, ki eminim ilk yarının bir bölümünde bu oran %80 hatta 85'lere yakın bir seviyedeydi. koca bir 45 dakika türkiye'nin batıya açılan penceresi, bu ülkede futbolu ne olursa olsun oynamak üzerine plan yapmış, ülkenin en çok şampiyon olmuş, avrupa'dan iki kupa getirmiş, ülkenin futbol iklimini belirleyen takımı anlı şanlı galatasaray duran toptan attığı bir golün üzerine yatıp da puan alıp şehrine dönmeye çalışan istanbul'a deplasmana gelmiş anadolu takımı futbolu oynadı.

    ya bizim kalecimiz, inaki pena bu maçta zamandan çalmak için kaleci vuruşu geciktirdi, adını anmaktan artık imtina edeceğim ömer bayram taçı geç kullandı. zamandan çaldık be. o duran toptan gelen bir golün üzerine yatarak maçtan puan almaya çalıştık.

    biz yaptık bunu biz. koskoca, anlı şanlı galatasaray göztepe'ye karşı koca bir 45 dakika attığı golün üzerine yattı.

    düşünün bunu mesela real madrid'in yaptığını, bayern'in yaptığını...

    olmuyor değil mi? oturmuyor kafaya değil mi?

    rezillik.

    içim acıyor, böylesine bir rezillikten dolayı benim içim acıyor. maçı, puanı, düşmesi, çıkması umurumda değil çünkü galatasaray bu değil. galatasaray böyle kalacaksa kümede, kalmasın. oyunu oynayarak, tüm şartları zorlayarak, o galibiyet için saldırarak oynamayacaksak eğer ben istemiyorum ne kümede kalmayı ne puanı ne başarıyı. düşelim.

    oyunu oynayarak kaybetseydik bu maçı yeminle içim bu kadar acımazdı. halen ağzımdaki o iğrenç, leş, vasat tadı atamadım. sabah uyanır uyanmaz bir lokma yemeden bir damla su içmeden üst üste 5 tane sigara içmiş gibi leş bir tat bıraktı bu takımın bu maçta yapmaya çalıştıkları benim ağzımda.

    bakın buyrun baskımetresi maçın: https://gss.gs/BL8.png

    bakın göztepe'nin 2. golüne kadar neredeyse etkinliği hiç olmayan bir takım var sahada, ilk yarıyı da geçtim. ne zaman göztepe 2. golü atmış, o dakikadan sonra bir şeyler yapmaya çalışmışız. yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için söylüyorum, göztepe golü 70'de attı, biz 73'te kılınç ve gomis'i sahaya attık, topu ona götüremediğimiz mostafa'yı ve topu ona götürememe nedenlerimizden birisi olan babel'i çıkararak. ki 60'lı dakikalarda cica'yı da sahaya atarak halil'i çıkarınca o aralıkta da cica tek başına biraz daha kıpırdanmış hücumda, berkan'ın da enerjisini düşünerek söylüyorum bunu da.

    yani bir oyun planı yok. daha doğrusu galatasaray'a ait olacak şekilde bir oyun planı yok. şu planla atıyorum giresun istanbul'da bizim karşımıza çıksa ve oynasa (ki oynadı) bir mantığı olur. şu planı herhangi bir küçük takım herhangi bir büyük takıma karşı oynasa, "kendilerince bir plana göre oynadılar" der geçeriz.

    ancak iş galatasaray futbol takımı olunca bu benim ağırıma gidiyor arkadaşlar. ben bunu hazmedemiyorum, kabullenemiyorum, anlayamıyorum. üzerinde galatasaray forması olan bir oyuncu grubunun bu isteksizliği, bu kabullenmişliği, bu beceriksizliği, bu futboldan uzak tavrını sindiremiyorum.

    yani şu olur, sahada bir şey vermeye çalışırsın, oynamaya çalışırsın ve olmaz. rakip bozar, top girmez, hata yaparsın, pres yapamazsın vs. bunların hepsine kabulüm hepsini anlayabilirim. ama bile isteye kapanan, top oynamayan, hücuma çıkma çabasında olmayan, kendi sahasına kapanmış ve bıçağa boynunu uzatan koyun gibi sadece rakibin gelip gol atmasını bekleyen bir takıma kusura bakmayın ama galatasaray diyemezsiniz.

    hepsi bir yana, bazı oyuncular o kadar uzak ki takımın kimliğinden...
    ne yapacaklarına dair en ufak fikirleri yok.

    halil dervişoğlu. 4 pas yapabilmiş sadece 4.
    ryan babel. olumlu olarak yaptığı tek iş yok koskoca 73 dakikada.
    taylan antalyalı.
    ömer bayram.

    inanılır gibi değil. galatasaray futbol takımı dün akşam beni kahretti.

    ne real madrid karşısında, ne paris karşısında ne arsenal ile uefa finalinde, asla böyle kötü oynamayan galatasaray'ı ben dün akşam tanıyamadım. takımdaki oyuncuların bir kaçı hariç üzerlerine bol gelen o galatasaray formasını sırtlarından çıkarıp halı saha yeleği giydirsen hepsine "ilk kez birlikte oynayan bir halı saha takımı bu" dersin. öylesine amatör, öylesine boş, öylesine anlamsız, öylesine kopuk...

    yazık. gerçekten yazık. ağır. acı...

    ilk kez böyle gördüğüm, tanıyamadığım, yakıştıramadığım takımımı inşallah son kez böyle görmüşümdür.

    çünkü böyle gelecekse başarı da uzak olsun, kümede kalma da, maç kazanma da...

    biz galatasaray'ız!

    galatasaray olarak oynamalıyız!
  • 17
    --- alıntı ---

    pazartesi akşamı izmir’de muhtemelen bir dünya rekoru kırıldı ve bu türk futbolu için hiç övünülecek bir şey değildi.
    göztepe-galatasaray maçının ilk yarısı 48 dakika 10 saniye, ikinci devresi de 58 dakika 50 saniye sürdü. 107 dakikalık müsabakada top sadece 42 dakika 35 saniye oyunda kaldı. yani tek bir maçta hayatımızdan yaklaşık 85 dakika çalındı.

    --- alıntı ---

    uğur meleke

    yazinin tamami: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ugur-meleke/

    (bkz: topun oyunda kaldığı süre)
App Store'dan indirin Google Play'den alın