yunus yıldırım denen zat tarafından dilim dilim doğranmış, katledilmiş karşılaşma.
takım kötü oynadı, ilk şutunu bilmem kaçıncı dakikada attı, sen hala hakeme suç buluyorsun diyenler çıkabilir. fakat takımın kötü oynaması, hakemin yanlış kararlar vermesini gerektirmez. yunus yıldırım, çaldığı ve çalmadığı düdükler ile maça direkt olarak etki etmiştir. ilk yarıda selçuk'un kullandığı serbest vuruşta kendini güreş minderinde zanneden
musa nizam,
melo'nun üzerine yüklenmiş, bariz penaltı olan pozisyonu yunus yıldırım görmezden gelmiştir. çalmadığı bu düdükten ziyade, maç boyunca çaldığı 2.339.820 düdük ile de illallah dedirtmiştir. allah'ını seven, yunus yıldırım'ın eline düdük vermesin; herhalde "zor faul çalıyor" ifadeleri zoruna gitmiş olacak ki maç boyunca 32 faul çalmış, maç bu kadar durunca da zaten en temel sorunu
temposuzluk olan bir takım olarak da bir türlü maçın içerisine girememiş olduk.
maçta akıllarda kalan 2-3 pozisyonumuz var, biri elmander'in ilk yarıda baros'un açtığı ortaya zor pozisyonda vurduğu kafa, diğeri ikinci yarıda eboue'nin az farkla auta giden şutu. bunların yanı sıra
sabri sarıoğlu'nun bir pozisyonuna ayrıca değinmek istiyorum; ilk yarıda tehlike yaratacağımız, belki de golle sonuçlanacak bir pozisyonda, rakibi mehmet eren boyraz'ı geçtikten sonra kendisini yere bırakmayı tercih etti. yunus yıldırım'ın belki de maç boyunca verdiği tek doğru karar olsa gerek, devam etti pozisyon, ben de televizyon karşısında sinir krizi geçirdim. ah be sabri, mehmet eren'i çarşı pazara yollamışsın, ceza sahası içinde 4 galatasaraylı var, sen neden kendini yere atıp penaltı yaptırmayı düşünüyorsun? hiç olmadı bu.
en azından, futbolun yazısız kurallarından biri olan
yenemiyorsan yenilmemeyi başarmış olduk. maksat, puan tablosunda mağlubiyet sayısını olabildiğinde az tutmak. zaten gerek kötü hakem, gerek yanlış oyuncu tercihlerinden ötürü maç boyunca kazanabileceğimizin sinyallerini veremedik. son dakikada da kalemizde ciddi bir gol tehlikesini muslera sayesinde atlattığımızı düşününce, 1 puana üzülmüyorum. kullandığı veya kullanmadığı oyuncu tercihlerinden ötürü
fatih terim'e bok atan, sakatlandığı için baros'a ''galatasaray kariyeri bitmiştir umarım'' diyen futbol ulemaları ise mümkünse kalan maçları izlemesin, olur da izlerse alacağımız galibiyetlere sevinmesin.