6
"hayrettin yapma" repliğinin ilk kez kullanıldığı maçtır. yanlış anlaşılmasın, bu replik 17 ekim 1996 galatasaray paris saint germain maçı'nda olduğu gibi ercan taner ya da bir başka spiker tarafından kullanılmadı; ekran karşısında bir yandan şapır şupur yemeğini yerken, bir yandan da maçını izleyen babam tarafından kullanıldı. atak yaptığımız bir pozisyonda (ki bu maçta doğru dürüst başka atak da yapamadık) trabzonsporlu bir futbolcu, kendi yarı sahasının ortalarından topa öylesine vurdu. hayrettin demirbaş öne doğru çıktı, mesafeyi iyi ayarlayamadığı için top üstünden geçti gitti. seke seke kaleye giden topu kalecimiz son bir hamleyle komik bir şekilde çizgiden çevirirken, babam da "hayrettin yapma" repliğini kullanmış oldu. tabi, bir ercan taner etkisi yaratmadı. zaten sorsan şimdi ne hayrettin'i hatırlar, ne maçı. :)
oysa hayrettin yapmıştı bile. bu pozisyondan önce saçmasapan bir gol yiyerek skoru 1-0'a getirmişti bile. işin ilginci daha bir hafta önce, 12 mart 1994 galatasaray fenerbahçe maçı'nda bu golün bir kopyasını da kemalettin denen elemandan yemişti. lakin, o maçı çevirdiğimiz için bu durum sıkıntı yaratmamıştı. tek gerçek hayrettin artık sos veriyordu.
neyse, maça dönecek olursak 1-0 mağlup durumdayken, biraz baskı kurmaya çalışsak da daha sonra yine hayrettin'in hatasıyla bir gol daha yiyerek 2-0 yenildik. hayrettin bu maçı kaybettirse de, birkaç sene sonra, bir başka trabzon maçını kazanmamızda kendisinin üstün performansı etkili olmuştu.
o maç için;
(bkz: 17 ağustos 1996 galatasaray trabzonspor maçı)
he, üstün performans gösterdi de ne oldu derseniz sonrasında yine batırdı ve friedel'lı açılışla başladığımız 1996-97 sezonu hayrettin, mehmet duymazer, esser falan derken volkan'la bitirdik. hepsini toplasan bir mehmet bölükbaşı etmiyordu, düşünün seviyeyi. mehmet bölükbaşı 18 yaşında kaleye geçince, üç dört maç da gol yemeden tamamlanınca, "galatasaray on beş yıllık kalecisini buldu" başlıkları atılmıştı.
oysa hayrettin yapmıştı bile. bu pozisyondan önce saçmasapan bir gol yiyerek skoru 1-0'a getirmişti bile. işin ilginci daha bir hafta önce, 12 mart 1994 galatasaray fenerbahçe maçı'nda bu golün bir kopyasını da kemalettin denen elemandan yemişti. lakin, o maçı çevirdiğimiz için bu durum sıkıntı yaratmamıştı. tek gerçek hayrettin artık sos veriyordu.
neyse, maça dönecek olursak 1-0 mağlup durumdayken, biraz baskı kurmaya çalışsak da daha sonra yine hayrettin'in hatasıyla bir gol daha yiyerek 2-0 yenildik. hayrettin bu maçı kaybettirse de, birkaç sene sonra, bir başka trabzon maçını kazanmamızda kendisinin üstün performansı etkili olmuştu.
o maç için;
(bkz: 17 ağustos 1996 galatasaray trabzonspor maçı)
he, üstün performans gösterdi de ne oldu derseniz sonrasında yine batırdı ve friedel'lı açılışla başladığımız 1996-97 sezonu hayrettin, mehmet duymazer, esser falan derken volkan'la bitirdik. hepsini toplasan bir mehmet bölükbaşı etmiyordu, düşünün seviyeyi. mehmet bölükbaşı 18 yaşında kaleye geçince, üç dört maç da gol yemeden tamamlanınca, "galatasaray on beş yıllık kalecisini buldu" başlıkları atılmıştı.