• 238
    eren derdiyok kaçırdı gol yedik, garry rodrigues ve üstüne henry onyekuru kaçırdı yine gol yedik. yediğimiz penaltı golünde mariano filho adama dokunmuyor bile. sonra gittik üstüne penaltı kaçırdık. sonra eren derdiyok bir daha kaçırdı. yetmedi yuto nagatomo karşı karşıya pas attı. yani şaka gibi bir maçtı. forvetimiz olsa adam akıllı fark ile kazanırdık. neyse en azından uefa avrupa ligi'ne umutlu gidiyoruz. üstelik bu maçın en önemli kazancı sofiane feghouli olur bu performansını devam ettirirse.
  • 239
    yenileceksek böyle savaşarak yenilelim diycem ama keşke yenilmeseydik. çok şanssız bir maç oldu bizim için. fatih hoca'nın dediği gibi 2 defa geldiler, 3 gol attılar. bizim altı pastan kaçan gol sayısını sayamadım. kaçan penaltı da cabası. eren efendi, o ikinci golü de atamasa maç çıkışı porto uçağı ile postalanırdı. feghouli mükemmel oynadı, harika yönetti takımı. senede böyle 15 maç oynayacak olsa kimse takımdan kesemez kendisini. öte yandan hakem faciasını da unutmamak lazım. maçın başında rodriguez'in pozisyonunda es geçilen penaltı, daha sonra verilen saçma sapan penaltı, portolu oyunculara her dokunuluşunda faul vermesi. bir de belarus'luymuş hakem, tetikçi gibi hakem atamışlar. allahtan alman gardaşlarımız üzmedi bizi.
  • 241
    bir takım, arenaya kahpece yatmaya değil de futbol oynamaya gelince oyunun ne kadar zevkli olduğunu gösteren maçtır.

    tribünlerde yerimizde duramadık, tv başındakiler de eminim aynı coşkuyu yaşadı. süper ligin ne kadar bayağı, kokuşmuş olduğunu; avrupa’da oynanan futbolun ne kadar farklı ve keyifli olduğunu bir kez daha gördük. bunu grubumuzdaki schalke maçlarında ve porto deplasmanında da yaşamıştık.

    keşke gerçekten galatasaray avrupa’da bir ligde oynuyor olsaydı...
  • 244
    türk futbolunun kanayan yarası olan her şeyi bir maçta gördüğümüz maç oldu. (öncesiyle sonrasıyla)

    1) gruplar çekildiğinde sosyal medya ağırlıklı olmak üzere bizzat kura çekiminde olan mustafa cengiz ve abdürrahim albayrak dahil herkesin yüzü gülüyordu. "gruptan lider çıkarız"lar, beşiktaşın "rekorunu kırar mıyız"lar, daha grup tamamlanmadan "iyi kura ile çeyrek final görür müyüz"ler havada uçuşuyordu. kimsenin ayağını yere bastığı yoktu. şimdi taraftarın bunları düşünmesi kadar normal bir şey yok, ayakları yere basması gereken taraftar değil yönetim olmalıydı. gerek milli takımlarda gerek kulüp bazında, avrupa'nın büyük organizasyonlarında gruplara düştüğümüzde ilk hedefimiz olarak liderlik görülüyor ki bu çok çok absürd bir durum. 20 küsur senelik cl tarihinde ilk defa geçen sezon lider çıkarmış bir futbol ülkesi için gerçekçi hedefler değildi bunlar, bir de lokomotifi içerde yenince iyice hülyalara dalındı. üstelik cl tarihinde porto ve schalke'nin kadrolara bakmaksızın bizden daha tecrübeli takımlar olduğu aşikardı. nitekim bu takımlar ile hem içeride hem dışarıda oynadığımız maçlarda buraları daha iyi oynayan takımlar olduklarını gösterdiler. bizden daha çok koştular, baskı altında oyunu öldürmeyi bildiler ve hataları daha iyi değerlendirdiler. bundan sonraki sezonlar için 4. torbadan giren hiçbir türk takımının diğer takımlar kim olursa olsun iyi bir grup olmayacağı, asla grup favorisi olmayacağı en azından gözler önüne serildi.

    2) duran top. bunu üzerinde çok durmayacağım artık açık seçik görülüyor. 2 porto maçında yediğimiz 2 gol duran top. hangi takımla gidersek gidelim, hangi oyuncular oynarsa oynasın mutlaka en az bir duran top golü yiyerek bitiriyoruz o turnuvayı. organizasyon sıkıntısı mıdır buna çalışmamak mıdır nedir mesele bilmiyorum. bu olay türk futbolunun genine işlemiş gibi.

    3) dün içime en çok sıkıntı düşüren şey ise herhangi bir avrupa ülkesi takımının türk takımlarına karşı çok rahat pozisyon bulup gol atabilmesi. dün porto 3 defa geldi kalemize 3'ü de gol oldu. 63476 sene avrupa görememiş kızılyıldız içerde napoli'yi kitlediği zaman gol yemeyebiliyor, viktoria plzen 65-70 dk real madrid'e direnebiliyor, club brugge atletico'dan yemeyebiliyor ama biz o golü katiyetle yiyoruz arkadaş. bunun gerçekleşmediği bir sezon ve türk takımı hatırlamıyorum ben. ne zaman yabancı bir takım gol atmak istese gol atabiliyor. özellikle de ön eleme ve 2 ayaklı turlarda çok belli oluyor bu, iç saha dış saha da fark etmiyor. atıyorum deplasmandan 1-0'lık yenilgi ile döndüğün zaman bunu kötü bir sonuç olduğunu içeride 1 tane gol yersen işin biteceğini biliyorsun ve öyle de oluyor. bu sebeple zaten yıllardır ön eleme geçemiyor türk takımları.

    bu tespitler haricinde eğlenceli ve zevkli bir maçtı, o kadar. porto'nun şampiyonlar ligi 101 dersi verdiği maç oldu. artık kadrolardan, takımlardan, yönetimlerden bağımsız bir durum, türk futbolunun içine işlemiş bir genetik kodlar oldu bunlar
  • 246
    haftalar sonra bir galatasaray maçı sonrası rahat rahat uyku çekebilmemi sağlayan maç.

    bu kadar üstün oynayıp kazanamadık ama ilahi adelet almanya'da tecelli etti ve rakip yenilince avrupa'da kalarak yeniden tertemiz bir sayfa açmak için fırsat yaratmış olduk. porto'nun üst turu garantilemesinin bu maç için hiç bir önemi olmadığını as kadroyla çıkarak gösterdiği ve her galibiyetin 2.7 milyon euro olduğu bu arenada, bu seviyede böylesi bir futbol oynamamız gerçekten de ekim ayından bu yana hafta hafta kaybettiğimiz umutlarımızı yeniden yeşertti.

    hem de ligin geri kalanı için çok çok önemli olan başakşehir maçı öncesi moral oldu.
  • 247
    11 aralık 2018 schalke 04 lokomotiv moskova maçının skoruyla birlikte bence kazanmamızdan daha iyi oldu böylesi.

    kazanacak kadar oynayıp kaybettik ama o oyun ve iştahın karşılığını karma ile alıp uefa'dan devam ediyoruz. bir kaybımız olmadı o açıdan moral bozmadı.

    diğer taraftan hala maç kazanamıyoruz ve asıl kazanmamız gereken maç için daha da iştahlandık,

    (bkz: 15 aralık 2018 başakşehir galatasaray maçı)
  • 248
    eren denen iş ahlakı yoksunu vasıfsız haricinde tüm kadroya küçük bir teşekkür etmek istediğim maç. nihayet futbol oyununun ne olduğu konusunda küçük kıvılcımlar gösterildi.

    kesinlikle kafamı yastığa huzurla koyacağım kadar değil elbet, ama bir yerden de başlamak lazım.

    penaltı kaçtı, ne yapalım zaten zor penaltı kazanıyoruz, yarısını da atamıyoruz, alıştık. ama şunu dilerim oyunculara ve hocaya göstermiştir; sen istersen, futbolun gereği olan hırsı gösterirsen ve koşarsan, kovalarsan şampiyonlar liginde bile iki farklı maçı çevirebilirsin.

    prenslerinden birinden bile vazgeçtiğinde pozitif anlamda neler olabileceğini görürsün. diğer prensinden vazgeçmezsen neler olacağını da gördün, görüyorsun.

    takımın çözülemeyecek büyük problemleri yok, beni öfkelendiren küçük hataların tekrarlanması,yanlışlarda ısrarcı olunması.

    dün maçı izlerken ben en azından işte galatsaray'ın şl maçı diyebildim. dilerim bu daha başlangıçtır.

    ben de bu maçtan sonra "böyle oynarsak" diye başlayan bir cümle kurak isterdim ama esas sorunumuz zaten "böyle oynayamamak". bu da kısa sürede mevcut kadro ile hemen çözülemez. bizim dünkü performansımız istisna olan mevcut durumumuzda. kaldı ki yine söyleyeyim, bu da ehven-i şer. hala yeterli değil, ve ne olursa olsun dün biz maçı kaybettik.
  • 249
    2 defa 2 farkla geriye düşmemize rağmen feghouli'nin direkten dönen penaltısı gol olsa beraberlik çıkarabiliyorduk. bu bile bence hücum anlamında ne kadar üretken ve verimli olduğumuzu gösteriyor. çünkü pozisyona girmekte sıkıntı yaşamadık ve sürekli dikine oynayan bir görüntü verdik. ileriye yönelik heyecan verici bir durum olsa da çok kolay gol yiyor olmamız da üzerinde durulması gereken konu. çünkü avrupa maçında 1 gol yediğin zaman bunu çıkarabilmek kolay olmuyor.
  • 250
    tipik bir “böyle oynayın canımızı yeyin” maçı...
    kaybetmek çok mesele değil. takımın oynadığı futbol bir umut verdi.

    hoca, ikinci yarı donk-onyekuru değişikliği ile başakşehir maçının provasını yaptı. sahaya 4-1-4-1 gibi dizildik. ama top bizdeyken donk stoperlerin arasına girdi ve takım 3-4-3 gibi sahada pozisyon aldı.

    bu takımın bu maçtaki ortalama pozisyonları;
    https://gss.gs/uDy.jpeg

    maç ile ilgili bir kaç istatistik paylaşmak istiyorum.

    şut; 18-4
    kaleyi bulan şu; 7-3
    topa sahip olma; %64-%36
    top çalma; 22-10
    başarılı pas; %82-%69

    maçı hiç izlemeyen biri bile bu istatistiklere bakıp baskın oynadığımızı anlayabilir. fatih terim bu maç başakşehir maçının bir provasını yaptı. rakibe baskı yapıp rakibin 2 katından daha fazla top çaldık. daha iyi pas yaptık ve toplamda 18 tane şut çektik. porto’nun kaleyi bulan 3 şutu da gol oldu. biz de erenle %100 2 tane pozisyon harcadık. 1 tane de penaltı kaçırdık. zaten eren ile bu işin olmayacağını taraftar en başından beri gördü ama asıl görmesi gerekenler görmedi.

    çok gol kaçırdık, baskı yaptık, pozisyon bulduk ama atamadık. olsun şimdi atamayız bir dahakine atarız. ama bu oyunun diğer maçlarda da sahaya yansıması gerekiyor. ben teknik ekibi ve takımı tebrik ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın