325
mertens'in emekli olması ile önümüzdeki sene harıl harıl arayacağımız mevki.
uzaktan şut yeteneği, bir 10 numaranın olmazsa olmaz özelliklerinden biri olmalıdır. önümüzdeki sezon mertens'in emekliye ayrılmasıyla birlikte yeni bir oyun kurucu arayışına gireceğiz. işte bunun ne kadar kritik olduğunu en net şekilde gösteren örneklerden biri: takım olarak kötü oynadığımız, sahada varlık gösteremediğimiz bir maçta bile bizi ipten alan bir isim vardı.
(bkz: 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı).
wesley sneijder, topu ayağına aldığı anda ceza sahası dışından ciddi bir tehdit oluşturabilen, şut gücü ve isabet oranı son derece yüksek bir oyuncuydu. özellikle uzaktan sert vuruşları ve frikiklerdeki başarısıyla, rakip takımların savunma planlarını alt üst eden ve her an gol üretebilecek bir silah haline geliyordu. sneijder, sadece iyi oynadığı maçlarda değil, takımın sahada hiçbir şey üretemediği anlarda bile tek bir şutla sonucu değiştirebilen bir oyuncuydu ve bu özelliğiyle galatasaray’a birçok kritik puan kazandırdı.
dries mertens ise hücum çeşitliliği, oyun görüşü ve pas bağlantılarıyla sneijder’e benzetilse de (hatta oyun zekâsının daha üst düzey olduğu bile söylenebilir), şut tehdidi açısından aynı seviyeye ulaşamadı.en azından galatasaray da napoli dönemi efektifliğine şut konusunda yaklaşamadı. mertens, ceza sahası içinde daha etkili, pas trafiğine daha yatkın ve hareketliliğiyle savunmaları zorlayan bir oyuncu. oyun görüşü sneijder’den daha iyi asist rakamları da bunu destekliyor. ancak uzaktan şut ve duran toplardaki şut etkisizliği, kilit maçlarda fark yaratmasını engelledi ve takımın zorlu anlarda skora gitmesini zorlaştırdı.
bu nedenle, galatasaray’ın orta sahadaki liderini belirlerken yalnızca oyun zekâsına değil, aynı zamanda uzaktan şut tehdidi yüksek bir oyuncu olmasına da özel bir önem vermesi gerekiyor. çünkü iyi oynarken maç kazandıran çoktur, ama kötü oynarken sahneye çıkıp skoru belirleyen oyuncu her takım için gerçek bir fark yaratır.
uzaktan şut yeteneği, bir 10 numaranın olmazsa olmaz özelliklerinden biri olmalıdır. önümüzdeki sezon mertens'in emekliye ayrılmasıyla birlikte yeni bir oyun kurucu arayışına gireceğiz. işte bunun ne kadar kritik olduğunu en net şekilde gösteren örneklerden biri: takım olarak kötü oynadığımız, sahada varlık gösteremediğimiz bir maçta bile bizi ipten alan bir isim vardı.
(bkz: 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçı).
wesley sneijder, topu ayağına aldığı anda ceza sahası dışından ciddi bir tehdit oluşturabilen, şut gücü ve isabet oranı son derece yüksek bir oyuncuydu. özellikle uzaktan sert vuruşları ve frikiklerdeki başarısıyla, rakip takımların savunma planlarını alt üst eden ve her an gol üretebilecek bir silah haline geliyordu. sneijder, sadece iyi oynadığı maçlarda değil, takımın sahada hiçbir şey üretemediği anlarda bile tek bir şutla sonucu değiştirebilen bir oyuncuydu ve bu özelliğiyle galatasaray’a birçok kritik puan kazandırdı.
dries mertens ise hücum çeşitliliği, oyun görüşü ve pas bağlantılarıyla sneijder’e benzetilse de (hatta oyun zekâsının daha üst düzey olduğu bile söylenebilir), şut tehdidi açısından aynı seviyeye ulaşamadı.en azından galatasaray da napoli dönemi efektifliğine şut konusunda yaklaşamadı. mertens, ceza sahası içinde daha etkili, pas trafiğine daha yatkın ve hareketliliğiyle savunmaları zorlayan bir oyuncu. oyun görüşü sneijder’den daha iyi asist rakamları da bunu destekliyor. ancak uzaktan şut ve duran toplardaki şut etkisizliği, kilit maçlarda fark yaratmasını engelledi ve takımın zorlu anlarda skora gitmesini zorlaştırdı.
bu nedenle, galatasaray’ın orta sahadaki liderini belirlerken yalnızca oyun zekâsına değil, aynı zamanda uzaktan şut tehdidi yüksek bir oyuncu olmasına da özel bir önem vermesi gerekiyor. çünkü iyi oynarken maç kazandıran çoktur, ama kötü oynarken sahneye çıkıp skoru belirleyen oyuncu her takım için gerçek bir fark yaratır.