metin oktay "bence galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır." demişti. işte bizim dinimizin son paygamberi hagi'ydi. biz 90ların çocukları hagi'yle açtık gözlerimizi. 10'un adını haykırdık sokakta yaptığımız maçlarda. 10'un ayağına top geldiğinde gülümsememiz kapladı yüzümüzü. çok uzaklardan olsa bile, frikik kullanırken heyecanlanırdık penaltı atacakmış gibi. mesafe tanımaksızın vurduğu enfes şutlar, attığı paslar, topu alışı, hatta sahadaki varlığı bile hayran bıraktı bizleri. ama her güzel şeyin bir sonu vardı.
yıllar sonra, sneijder geldi. 10'u galatasaray formasıyla gördüğüm her an çocukluğumda yaşadığım duyguyu hissediyorum. galatasaray kazandıktan sonra o da mutlu oldu diye ayrı bi daha seviniyorum. kılına zarar gelse içimi sıkıntı basıyor, canım acıyor. onun hırsını gördükçe ben de daha bi çoşup gaza geliyorum tribünde/ekran başında. nitekim sneijder sevgimi kelimelere dökemiyorum. ne yazsam onun için eksikmiş, yetersizmiş gibi hissediyorum. şöyle bağlıyım artık; eğer galatasaray bir dinse, hagi de son peygamberse, sneijder de mehtidir. o kurtarıcımızdır, liderimizdir. artik 10suz bir galatasaray düşünmek istemiyorum. umarım uzun çok uzun yıllar bizimle olur. daha galatasaraylı yapacağı çok çocuk var. hayatımıza katacağı daha çok mutluluk var. onunla birlikte yaşayacağımız nice zaferler var. vurduğun gol olsun aslanım...
https://vimeo.com/117086260