resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 9126
    hakkında yapılan tüm olumsuz yorumlar zamanında nasıl ihanete uğradığını bir kez daha hatırlatıyor bizlere.
    ve en korkuncu ise bunların çoğu bizim galatasaray taraftarları.

    yok hajroviçmiş, yok terimsiz bir hiçmiş, yok uefa cezasıymış, yok liseymiş, şuymuş buymuş.
    yaşattığı onca güzel şeylere rağmen kendisini eleştirenleri gereksiz buluyorum ve yorumlarına saygı da duymuyorum. gereksizsiniz.

    size yağlı surat bile müstehak değil. gerisini siz düşünün.
  • 9128
    haziran 2013, yabancı sınırı gündemde. demirören aysal görüşmesi sonrası aysal'ın açıklaması "ya bu karar değişir ya da bu kararı alanlar."
    kararı alanlar değişmedi. karar değişti. ocak 2015, kuralı değiştiren fatih terim, galatasaray teknik direktörü. ve böylece galatasaray'ın önündeki engeller kalkmış oldu. bu bize 5 seneye mal oldu.
  • 9129
    yaptığı 5 yıllık sözleşmelerle futbol takımının köküne adeta dinamit koymuş olan ex başkanımız. yıllar geçti hala çöplerle olan sözleşmeler bitmek bilmedi. ben bu takımı fatih terim olmadan da şampiyon hırsıyla transfere döktüğü paralar hala kulübümüzü yakıyor. 2013 yılında fatih terim ayrıldıktan sonra düşünmeden yapılan transferler yüzünden inanılmaz zarar gördük.

    şu yönetimlerin yapılan transferlerden sorumlu olmaması çok can sıkıcı. tarık çamdal'a selçuk inan'a veya ne bileyim endoğan adilli'ye o bitmek bilmez kontratları verdiysen maaşlarını da sen öde diyesi geliyor insanın.
  • 9130
    bazı gerçeklerin gözardı edilmesi ve adaletsizlik beni rahatsız ediyor.

    burak, selçuk, tarık vb. oyuncuların ederlerinin üzerinde paralar kazanmasını sağlayan o kontratlar sürecini bir hatırlamak lazım.

    yabancı sınırı vardı ve galatasaray yönetimiyle teknik heyetiyle bu sınırın kaldırılması taraftarıydı. terim her seferinde bunun gerekliliğinden dem vuruyordu. aysal her defasında bu sınırın anlamsız olduğunu söylüyordu. peki federasyon? onlar o sıra hem aysal'a hem terim'e karşı oldukları için bu öneriye karşılardı. binbir bahaneyle bu yasakları savunuyorlardı. iş öyle bir hal aldı ki artık federasyonun bu kuralı değiştirmeyeceği ayan beyan belli oldu.

    bu durumda yapılması gereken şey ancak ve ancak kaliteli yerlileri takıma toplamaktı. eh o dönemde selçuk ve burak türkiye'nin en değerli iki oyuncusuydu. bu adamları takımda tutmak için de yüksek paralarla kontrat yapmakta bu kadar abartılacak bir şey yok. tarık çamdal'ın alınma sürecinde 5 + 0 + 3 gibi ucube bir kural vardı ve yerli bek almak zorunda kaldık. o sıra tarık'tan başka denemeye değer oyuncu yoktu. haliyle o da ederinin üzerine geldi.

    kaldı ki herkes adaletli olsun lütfen, yabancı sınırının fiilen kaldırılması tam da aysal'ın gidişi dönemine rastlıyor. terim de karşı tarafa geçince aysal'ın önünü tıkayacak fırsatı bulmuş oldu. aysal gidince artık o sınırın da bir anlamı kalmadığı için kaldırıldı.
  • 9131
    2014 yazı itibariyle selçuk'un henüz 2, burak'ın da 3 yıllık sözleşmesi kalmıştı. yangından mal kaçırır gibi sözleşme uzatmaya bir gerek var mıydı, bilemiyorum. uzatılmadan önceki sözleşmelerine bakıldığında selçuk'un 2 milyon, burak'ın da 2.3 milyon net yıllık maaşı gözüküyor. uzatılan sözleşmelerde seneler geçtikçe artan maaşa da değinmek gerek var. 29 yaşındaki her iki oyuncu da 33-34 yaşlarına geldiklerinde her geçen sene daha fazla para alıp, daha az performans göstereceklerdi. burak'tan 2016'da bir şekilde kurtulduk ve para kazandık, selçuk hala devam ediyor.

    tarık konusuna hiç girmemek lazım. zira tarık'tan daha iyi durumda ve daha ucuza alınabilecek bir şener özbayraklı duruyordu bursaspor'da. hatta 3 milyon lira gibi bir serbest kalma maddesi de bulunuyordu.

    he illa tarık alınacaksa sözleşmesi bitecek adama devre arası 1 milyon euro teklif eder, hemen devre arası takıma dahil ederdin. sözleşme uzamasını bekleyip 4.5 milyon euro verilmesinin bir gerekliliği de kalmazdı.

    burak, tarık, selçuk hadi neyse de, ontivero, salih, endoğan, burdisso, umut gündoğan, veysel, hajrovic transferlerini kime yazacağız, işte onu bilmiyorum. burak ve selçuk hadi sahada kaldılar, yine az çok bir şey yaptılar. ama diğerleri hiçbir şey yapmadan bu kulüpten senelerce ekmek yediler. karşılığında ne aldık, koca bir sıfır.

    ünal aysal'ı severim, galatasaray'ın son 15-20 senedeki bir duruşu olan ve ağırlığı hissedilen tek başkanıydı. 17 haziran tarihinde aldığı kararı kolay kolay kimse veremezdi, büyük kişilerin alacağı kararlardan birisiydi. ancak hataları söylememek de oldukça saçma.
  • 9132
    ''keyfinize bakın. biz buradan kupamızı alıp öyle gideriz.''

    büyük başkanın bu sözlerinden sonra kadıköy'ün karanlık ve ıslak çimlerinde kayarak kupamızı kaldırmıştık. hala bunu hazmedemeyen, kuduran fenerbahçe başkan adayları birbirine ''hayır galatasaray'a kupayı sen kaldırttın.'', ''hayır sen kaldırttın.'' diyerek suç atıyorlar. ikiniz bir de olsaydınız, kralınız da gelseydi o kupayı imparator ve büyük başkan ünal aysal orada kaldırtacaktı.

    büyük adamsın ünal aysal, büyük başkansın.

    (bkz: seni saygıyla selamlıyorum)
    (bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)
  • 9133
    fatih terim den sonra roberto mancini gibi bir ismi takımın başına getiren, şampiyonlar liginde real-juventus grubundan çıkarttıran, sermaye arttırımı engellenen ama buna rağmen borçları tl'ye çeviren, 2014 yılını 2.bitirilmesine rağmen cl'ye direkt katılan takımın şampiyon olmamasını başarısızlık olarak görüp, herkesin %100 destek verdiği italya milli takımı teknik direktörü prandelli'yi getiren, telles'i bulup getiren, 2015 yılında 4.yıldızı takan takım eseri olan eski başkanımız.

    tamam fatih terim'e tam destek veriyoruz ama tek taraflı suçlayıp, eski konuları deşmeyelim artık.
  • 9135
    döneminde amatör branşların ayağa kalkması bile efsane başkan olarak adlandırılması için yeten başkan. tamam doğru, futbol branşı fatih terim'le şahlanmıştır ama fatih hocadan sonra sıçtı batırdı minvalinde cümleler kurmak da en hafif tabirle cehalettir beyler. bu kulüp tarihinde ilk defa 2013-14 sezonunda 5 ana branşta kupa 1'e katılma başarısı göstermiştir ve bunu da ünal aysal'a borçluydu o dönem. yaptığı yanlış 2013'te şampiyon olduktan sonra yönetim kadrosunu önemli ölçüde ve riskli hamlelerle değiştirmiş olmasıdır. zaten sonrası da çorap söküğü gibi gelmiştir maalesef. yani kısaca kendisi değil, çevresi kötü diyebileceğimiz insanlardandır.
  • 9136
    fatih terim'i antrenmanda kovan eski başkanımız. kendisi göreve geldiğinde eric gerets ile çalışmak istemiştir. abdürrahim albayrak ve ali dürüst'ün kendisini ikna etmesi sonucu fatih terim isminde anlaşılmıştır. mükemmel geçen 2 sezonun ardından yönetimde yenilemeye gidilmiş, albayrak ve dürüst yönetim listesinde yer almamıştır. fatih terim ile yönetim arasında köprü görevi kuran bu ikili listede yer almayınca nitekim aradaki köprüler atılmıştır. 3. sezonda ise fatih terim'e milli takımdan 4 maçlık bir teklif gelmiş ve hoca da eğer başkan olur derse çalışırım demiştir. başkan bu durumu olumlu karşılamış ve hoca hem takımımızı hem de ülkemizin milli takımını çalıştırmaya başlamıştır. real madrid yenilgisi, ligde iyi olmayan performans sebebiyle gazetelerde fatih terim galatasaray'a zaman ayırmıyor tarzı haberler çıkmaya başlamıştır. sonucunda da fatih terim bir beşiktaş deplasmanında alınan galibiyet sonrası antrenmanda kovulmuştur.
    ünal aysal'ın geniş vizyonlu bir başkan olduğunu, galatasaray'ı avrupa'nın büyük kulüplerinin seviyesine çıkarmak istediğini düşünüyorum. sanırım bu yüzden fatih terim'i gönderip bir avrupalı hoca getirmek istedi. kazanılan başarıların sebebini kadro kalitesine bağlamıştır belki de. fakat bu vizyon atılımının sonuçlarını da 1,5 sene içinde hem mancini hem prandelli ile gördük. gerçi salih dursun, veysel sarı, tarık ç falan nasıl bir vizyon transferi tartışılabilir ama ünal aysal'ın bana yansıttıkları bu şekilde. bu sebeple kendisini başarılı bir başkan olarak görmüyorum. başarılı olduğu dönem fatih terim ile birlikte çalıştığı dönemdir. o dönemden sonra da takımımızın hali içler acısıdır.
  • 9137
    sen ne güzel adamsın be.

    --- alıntı ---

    ünal aysal: "aziz yıldırım da olsa biz o kupayı orada kaldırırdık. aziz yıldırım'dan izin alacak halimiz yok. yasal hakkımızı kullanmamızı kimse engelleyemezdi. sabaha kadar bekler yine de gitmez, o kupayı kadıköy'de kaldırırdık." (amk spor)

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...538084934373376?s=21

    bu arada, ünal aysal ve fatih terim'i aynı anda babası gibi sevebilen tek insan benim sanırım. çok acayip bir psikoloji, deneyin derim.
  • 9144
    daha önce de söyledim, kendisi galatasaraylı'dan çok galatasaray liselidir. 2000 yılında kulübe üye olmuş bir iş adamıdır. hizmetleri olmuştur elbette, ama senin benim gibi kendini de, servetini de camia için paralamaz. 2 yıl gelen başarının ardından, ben merkeziyetçi bir politika izledi. futbolu tek başına yöneteceğini düşünüp, önce güçlü yönetimi göndererek yanına kukla bir yönetim listesi aldı. arkasından kendisini gölgeleyenleri temizledi.

    maddi olarak yaptığı hamleler kulübün elini ne kadar rahatlatsa da(borçlanmaları tl'ye çevirmesi), çevresindeki çıkarcıların oyununa gelerek yapılan komisyon transferleri ile elimizi, kolumuzu bağlamış ve baş edemeyeceğini anladığı an bırakıp gitmiştir. kendisine hizmetlerinden dolayı teşekkürü borç bilir, en azından söz verdiği basketbol takımına sponsorluğunu iple çekmekteyiz.

    edit: komisyon transferi kendisine ait değil, çevresindeki çıkarcı guruba ait. aynı çıkarcı gurubu terim ile arasını bozdurdu. ne yazık ki, tek adam olma uğruna bu dalkavukların kendisini yönlendirmesine izin verdi.
  • 9145
    serveti milyar dolar olan, yurtdışında bir çok ülkede elektrik santralleri bulunan adamdır. hiç ne iş yaptığı araştırıldı mı bilmiyorum ama günlük kazancını şu sözlükteki insanlar olarak toplansak ömrü hayatımızda kazanamayız. öyle bir holdinge sahip kendisi. gittiği her ülkede başbakanlarla, cumhurbaşkanlarıyla muhattap olması da bu yüzdendir. şimdi bu adama komisyoncu demek cidden aşırı komiktir. yanlış transfer yaptı diyebilirsiniz. yanlış sözleşmeler imzaladı diyebilirsiniz ama komisyon transferi yaptı demek kahkaha sebebidir.

    ayrıca tabi ki servetini galatasaray için harcamayacaktı. kimsenin de harcamasına gerek yok. adam gibi kulübü yönetsinler yeter.
  • 9147
    futboldan anlamadığını ama paradan çok iyi anladığını dile getiren eski başkanımız. futboldan anlayan kişilerle kurduğu yönetim onu adım adım efsane başkan olmaya götürürken bülent tulun ve bazı menajerlerin kucağına attı kendisini. önce yönetimi, sonra hocayı değiştirdi. geriye ise o meşhur sözleşmeler kaldı. sevr gibiler mübarek.

    duruşun on numaraydı başkan, ne olurdu futbolu futboldan anlayanlara bırakıp parayı yönetmeye devam etsen? bu kulüpte ipleri adnan sezgin yada bülent tulun'dan birinin eline verdiğin an sıçtın ve gidicisin demektir. bunu taraftar bile biliyordu, sahi sen nasıl bilemedin.
  • 9148
    fatih terim’e liseli gözüyle bakan onu gönderip üniversite hocası getirceğini söyleyip ilkokula çeviren eski başkanımızdır.
    fatih terimi gönderdin eyvallah, ondan sonra başarısız olup galatasaray’ı zor durumda bıraktıktan sonra kendisinden nefret etmeye başladım.
    eğer o zaman kaçmasaydı bu kadar kızmazdım kendine.

    bugün bir haber okudum albayrak endoğan adilliye kendine kulüp bul demiş o da “abi arıyorum ama 2000 eurodan fazla veren kulüp yok” demiş.
    bu yeterli galiba. ne kadar kazanıyor endoğan?
  • 9150
    unal aysal'i cok seviyorum ve bizden apar topar ayrilmak zorunda birakilmasi da her dusundugumde icimi acitan bir hatira ancak yerli oyuncularla uzun sureli kontratlar yapmasi cok onemli bir yonetim hatasiydi.

    mba yapanlar bilir, strateji derslerinde ogretilen resource commitment denen cok onemli bir konsept vardir. buna gore eger kaynaklarinizin onemli kismini belli bir tip yatirim turune baglarsaniz ve bunu rakiplere belli ederseniz, rakipleriniz bundan aninda faydalanir. kaynaklarinizi bagladiginiz icin kurumsal esnekliginizi kaybedersiniz ve bundan firsat bulan buyuk ve kucuk rakipler sizin zaaflarinizdan maksimum faydayi elde etmeye calisir.

    unal aysal orneginde galatasaray kadro icin bir strateji belirlemeye calisirken rakiplerin etkisi altindaki federasyonun yabanci esnekligi getirmeyecegini farzedip yerli oyuncularla cok uzun sureli kontratlar yapti ve maddi kaynaklarini yerli futbolculara bagladigini butun kamuoyuna belli etmis oldu. elini bu sekilde acik edince besiktas ve bilhassa fenerbahce durumdan faydalanip federasyondaki etkisini kullanarak yabanci kuralini oldu bitti bir sekilde degistirdi ve bir anda rekabet avantaji sagladi, galatasaray da onemli bir kadro dezavantajiyla basbasa kaldi.

    rekabetci bir piyasada herhangi bir organizasyon yoneten bir kisinin dikkat edecegi belki de ilk husus elini rakibe belli etmeden hamle yapmaya ozen gostermektir. yillarin kurt yoneticisi unal aysal belki de en iyi bildigi konuda boyle bir hata yaparak bize istemeden de olsa baya maliyetli bir fatura cikardi.

    benzer hatalari ali koc'un da yapabilecegini dusunuyorum, ustune ustluk aziz yildirim da su ortamda ali koc icin bir rakip konumunda oldugundan dolayi baya ilginc gelismeler yasayabiliriz onumuzdeki bir iki sene icerisinde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın