resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 3501
    baskan bizi fener taraftarı sandı her halde bir an ve lazio'dan (defans oyuncilari) oyuncularla ilgilendigimizi soyledi. baskan kusura bakma ama burada kimse yemedi o isimleri ben söyleyeyim.

    ha vardır illa ki bir bildiginiz ama bu basit numaraları yemez bu taraftar. size güvenimiz sonsuz ve sizi cok seviyoruz ama galatasaray taraftarı akıllıdır,siz daha iyi bilirsiniz.
  • 3506
    uzun zamandır fatih terim'le sorunlar yaşadığı, bir an önce hocamızı takımdan yollamayı düşündüğü, bunun için fırsat kolladığı yönünde haberleri yapılan başkanımız. ünal aysal'ın fatih terim'le arasının bozuk olduğunu bile bile bülent tulun'u kulüp bünyesinde barındırması, bu haberlerin başlangıcı olmuştu. ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını düşünen biriyim, hele bir söylenti 2 yıl boyunca hep gündemde kalabiliyorsa, bu söylentiler ya doğrudur, ya da içeriden birileri tarafından düzenli olarak kamuoyuna servis edilmektedir. ben 2. ihtimali çok daha gerçekçi buluyorum, çünkü ünal aysal fatih terim'i öyle bir zamanda takımın başına getirdi ki, galatasaray'da tamamıyla güvensizlik ve karamsarlık hakimdi. geçmişe dair tüm güzel anılar hafızalardan silindiği, hagi'ye bile dil uzatılabilen bir dönemdi. 10 numara formalı takım kaptanının medya tarafından "finish him" pozisyonuna getirildiği, takımda bulunan tüm futbolculardan nefret edilen, adnan polat gibi aciz, daha da önemlisi galatasaray felsefesiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir adamdan(u: aziz yıldırımvari bir şekilde işler yolunda gitmemesine rağmen koltuğa yapışması en büyük örneğidir)* yeni kurtulunması, bu ortamı doğurdu.

    işte böyle bir ortamda, divanda ve halk arasında hiç de azımsanmayacak derecede kalabalık bir topluluğun fatih terim'i istemediği bir dönemde, hem de terim'i istemeyenlerin başında adnan öztürk gibi kendi başına başkan olabilecek itibara ve güce sahip bir kişi varken, ünal aysal ısrarla "fatih hoca benim teknik direktörümdür." dedi. o dönemlerde lucescu'nun da ismi geçiyordu. ben dahil çoğu kişi, fatih terim'in lucescu'nun alternatifi olduğunu düşünüyorduk. yani lucescu'nun ikna edilememesi sonucu fatih hoca takımın başına getirilmişti, ancak ünal aysal başkanlığında geçirdiğimiz 2 yıl bize gösterdi ki, eğer isteseydi ünal aysal lucescu'yu getirirdi. hani belli bir güç sayesinde bizim teknik direktörümüz milli takımın başına getirilebiliyor ya, aynı o hesap. yani ünal aysal lucescu'yu getirerek koskoca bir camiayı memnun etme yolunu seçmeyip, yalnızca belli bir kitlenin-ki bu kitle galatasaray'ın en sağlam kitlesidir- inandığı fatih terim'i takımın başına getirdi. fatih terim'in başarılı olabilmesini sağlayabilecek şartları sağladı. ünal aysal'ın bu kararına şaşıranlar, rakiplerinin 100 milyon euro'ya transfer yaptığı bir arenada bile şampiyonluk umudu taşımaya başladıklarında, bu kararın sebebini anlamışlardır diye düşünüyorum.

    şimdi tüm bu etkenler ve çok daha fazlası söz konusuyken, dik duruşuyla fatih terim'i yeniden bize kazandıran ünal aysal'ın, şimdi de fatih terim'i takımdan göndereceğine inanabilir miyiz? bence hayır.
  • 3507
    galatasaray'ın kaderini değiştiren başkan.

    kendisi başkanımız olmasaydı eğer bugün* armindo tue na bangna bruma transferini değil, bitik abdel kader keita'nın geri dönüşünü ya da osasuna takımı'nda yeterli şans bulamayan 3. sınıf arjantin'li bir futbolcunun transferini konuşuyor olurduk.

    kulübün kaderini değiştirdiğiniz için sağolun sayın başkanım, galatasaray tarihi sizi böyle anacak.
  • 3509
    büyük başkan. kendim gibi güveniyorum ona, tamamen samimi geliyor bana ve ne yapıyorsa bence galatasaray'ın çıkarları için yapıyor ve bu işi biliyor. galatasaray'ı istediği noktaya getirecek hamleleri birer birer yapıyor ki bu yolda ne gerekiyorsa yapmalı ve bizlerde arkasında durmalıyız. futbol işinde amatördü fakat bu denli meziyetli bir işi bile 2 sene de söktü ve oyunu kurallarına göre oynamaya başladı. demek istediğim türkiye'de çakallarla çakal oldu avrupa'da büyük başkanlarla kahve masalarına oturdu. gelelim sadede galatasaray'ın çıkarları için yapacağı her hamlenin arkasındayım bundan ne kasıt çıkıyorsa o'dur.
  • 3517
    galatasaray'ın profesyoneller tarafından yönetilmesini sağlayan ancak lazio ve süper lig kulüplerinin amatörler tarafından yönetildiğine dikkat etmesi gereken başkanımız.

    transfer sezonuna bakalım.marco kırdemir'in açıklamalarında 18 milyon teklif eden kulüp reddediliyor galatasaray'ın 10 milyonluk teklifi kabul görüyor.çünkü galatasaray akbabalık yapmadı.

    bursaspor'da bir yönetici açıklama yapmıştı galatasaray etik davrandı teklifini önce bize iletti biz görüşmeyi kabul ettik ve oyuncuyla görüştüler.(serdar aziz için)

    oğulcan çağlayan eski yönetim anlayışımız olsa kaçırılıp getirilirdi.
    serdar aziz, kerim frei, erkan zengin, veysel sarı, emrah başsan v.s. bunların herhangi birisine doğrudan telefon edip galatasaray'a gel seni istiyoruz desen kulüplerine rest çekerler.daha önce sezer, ufuk, amrabat,ali turan v.s. bunu yapmıştı.
    alper transferinin de tamamen bundan dolayı olmadığını düşünüyorum.biz kulüple görüşürken birileri oyuncuyla görüşüyordu.

    yani demem o ki yönetimimiz profesyonel ve etik davranmak adına eski adetleri kenara itti.keşke tüm kulüpler böyle olsa.
  • 3523
    başkan ünal aysal'ın divan toplantısında (eylül, 2013) yaptığı konuşma:

    bütün bu konuştuğumuz rakamların arkasındaki felsefeden bahsetmek istiyorum. ondan sonra da nereden geldik nereye gidiyoruz, biraz olsun şu korku tünelinin dışına çıktığımız vakit karşımızda hangi manzarayı bulacağız, o konuda size bilgi vermek istiyorum. yani bilanço dönemine geldiğimiz vakit 30 mart'ta, benim beklentim ne olacak tablo olarak, onu arz etmek istiyorum.

    yalnız felsefeden bahsettiğimiz zaman direk olarak sportif başarı, mali düzenleme ve kurumsal düzenlemeden bahsettim. ama başarı her şeyden önce bir inanç ve iman işidir diye düşündüm. ancak yatırımla beslenmezse bu inanç ve iman hayal olarak kalır ve arkası gelmez. başarı bir ekip işidir, insan kalitesi devamlı takviyeye muhtaçtır. lider önemlidir ama her şey değildir. ekip çok daha önemlidir. başarı tutarlı bir projenin, bir stratejinin ve bir ısrarının mahsülüdür. ancak ayağınızı gazdan kestiğiniz an bir felaketle neticelenir. korkup geri çekilemezsiniz. böyle bir hakkınız yok. ya büyüyeceğiz ya büyüyeceğiz. küçülme, evimize geri dönme, böyle bir opsiyonumuz yok. en azından benim galatasaray'a başkan olurken kendi felsefemde katiyetle böyle bir niyet olmadı. galatasaray dünü yaşatırken istikbalı kurgulamak ve buna yatırım yapmak zorundadır. 30 haziran 2013 konsolide rakamlarını; aslında bir trenin tünele girerken çekilmiş bir enstantane resmi gibi görelim. ve bir anlamda 22 haziran'daki son seçime giderken hangi şartlarda bir dönemi kapattığımızı da simgelediğini görüyoruz.

    uzun izahatın kısa bir özetini gözden geçirelim. arkadaşlarım burada gördüğünüz gibi detayları konuştular, benim ekleyeceğim bir şeyim yok. önemli olan, burada bahsetmek istediğim, geldiğimiz yerdeki rakamlar budur, hatırınızda kalması için tekrarladım. iki sene içinde 300'ün üstünde kupa ve altın madalya alınmış, sportif başarı bu arkadaşlar. müzenizi ne kadar zenginleştirirsek bilançonuzu zenginleştirmiş kadar olursunuz. özellikle bir spor kulübü için son derece önemlidir.

    dikkatimizi çeken iki büyük konu var. bir tanesi sportif aş'nin zararı, bir tanesi de özkaynak sorunumuz. özkaynakta gördüğünüz gibi 215 milyon eksi ile başladık, ardından 251 milyon, arkasından 70 milyona düştük. önümüzdeki günlerde size vereceğim bir haberle artıya dönüşmek üzeredir. konsolide teminatlarımız 850 milyon, 580 milyon, 664 milyon, bu sene olarak gözüküyor. aslında mete kardeşim bahsetti, bunun içinde 125 milyon dolarlık, kasım sonunda serbest kalacak, bu teminatların bölünmezliği kuralı dolayısıyla, boşaltamadığımız ciddi bir teminat miktarı var, mektubu 664 milyonun üzerinde. bunun bir tanesi kasım sonunda komple serbest kalacak, bu da 125 milyon dolarlık, vakıfbank'tan serbest kalacak rakamdır. yani daha rahatlatıcı bir döneme giriyoruz. ancak burada gördüğünüz gibi önemli olan bilanço kapanış beklentilerimiz. benim şahsi beklentilerim ve hedefim mart ayına geldiğimizde borç alacak farkımızın 170 milyon dolara inmesi şeklinde olacaktır. bunu hedefledik ve bunun için kenetlendik, çalışıyoruz.

    banka borçlarımız beş altı yıla yayılmış olacağından bu da 120 milyon dolarlık bir rakamda tutmak istiyoruz. aşağıya düşürebiliriz ama niyetimiz banka borçları yerine piyasa borçlarını düşürmektir. çünkü piyasa borçlarını yedi sekiz seneye yayamazsınız. bunlar devamlı muaccel borçlardı. bunlar için elinizdeki likiti, kulübün kredibilitesi, güvenilirliği yönünden de son derece önemlidir. onun için banka borçlarını düşürmek bizim yönetimimizin o kadar öncelikli bir işlevi değildir.

    öz kaynak asgari +100 milyon tl olarak düşünmekteyiz. mart ayına geldiğimizde bunun daha üstüne olma ihtimali yüksektir. yarım kalmış bir sermaye artırımı maceramız var. biz değişen kurallara göre bunu yeniden gözden geçirdik, dersimizi çalıştık. ve bugün saat 14.00’da kap’a sermaye artırımı kararımızı bildirdik. banka borçlarımızın yeniden yapılandırması için iki aydır çalışıyoruz. eski alışkanlıklar maalesef devam etmiş ve galatasaray’ın üstündeki faiz yükü fırsatçı bir düşünceyle devamlı yüksek tutulmuş. bunu aşağı çekmek için çalışıyoruz. biz yatırım yaptık. ama tasarruf zamanı da geldi. bu tasarrufları personel ve giderlerle ilgili süreç analizleri yaparak gerçekleştiriyoruz. itiraf edeyim en zor olanı da budur. bunu gerçekleştirmek için de azimliyiz.

    gelir artırıcı yeni proje ve aksiyonlarımız var. gstravel yepyeni bir ürün. ayrıca turnuvalara katılıyoruz. bugüne kadar internet satışlarından yeterince faydalanamamışız. bunu yeniden organize ediyoruz. sosyal medyayı daha iyi kullanmak üzere yeni bir kurgu organize ettik. stadı mümkün olduğu kadar azami her yönü ile değerlendirme çalışması içindeyiz. galatasaray marka değerinin gücünden daha fazla faydalanmak için birçok ürünü şu anda devreye sokuluyoruz. bunları neticelerini önümüzdeki aylarda rakamlar üzerinde göreceğiz. sermaye artırımı için kararımızı kap’a bildirdik. bu kararımızı bugün açıkladık. karşılığını garanti ettikten sonra bu kararı verdik.

    sizler için çalışıyoruz. bu işi iyi bir aile babası gibi arkadaşlarımla beraber götürmeye uğraşıyoruz. ben görevimi tamamladığım vakit, bütün emelim genç arkadaşlarımın bu kürsüde sizlere tamamen bir başarı ile hizmet etmesidir.
  • 3525
    hakkında şöyle bir haber yapılmıştır.

    -----

    aysal'a yaylım ateşi
    abdürrahim albayrak: tff yetkilileri terim'i aradığında 'başkana sorun' cevabını alıyorlar. çekinerek aysal'ı arıyorlar ama o kadar olumlu yaklaşıyor ki tff'dekiler bile şaşırıyor

    g.saray'ın eski yöneticisi abdürrahim albayrak, telegol programına konuştu ve başkan ünal aysal'ı sert şekilde eleştirdi: tff'nin fatih terim'i görüşmek için aradığında terim, "önce başkanımızdan izin almanız gerekir" demiş. çekinerek sormuşlar ünal aysal'a. başkan da memnuniyetle karşılayınca onlar da şaşırmışlar. tüm iş başkanın üzerine kalsaydı fatih hoca da bu kadar zor durumda kalmayacaktı. ltff, g.saray'a müracat ediyor milli takım'ın başına getirmek için. neden sayın başkanımız müsade ediyor? hem şampiyonlar ligi'nde oynayacaksınız. 'büyük hedeflerimiz var' diyorsunuz, buna rağmen siz görüşmeye izin veriyorsunuz? sizce doğru mu bu? lben izin vermezdim. bunlardan sonra 2 yıllık mukavele diyorsunuz. hocamız dediğiniz g.saray'ın divan üyesi. böylelikle hocamızı yıpratmaya çalışıyorsunuz. böyle bir mukavele uzatılır mı? siz kamuoyunun önüne geçip '2 yıl uzatmak için karar verdik' diyorsunuz. önce hocayı alıp konuşmanız gerekiyor."

    hoca etik davrandi
    fatih terim'in futbol federasyonu'ndan teklif geldiğinde etik davrandığını belirten eski yönetici, "bu teklif geldi. "ben, başkan müsade etmeden görüşmem" dedi. ünal aysal izin verince görüştü. etik olanı hoca yapmıştır. ben kendim 'hocam benim gönlüm razı olmaz' dedim. hoca da 'yok zaten böyle bir şey olmaz dedi'. bu nasıl iş" ifadelerini kullanarak imtiyazın tamamen başkan aysal'da olduğunu anlattı.

    -----
App Store'dan indirin Google Play'den alın