*

  • 826
    spor branş federasyon başkanlarının hükümet tarafından atanması dolayısıyla bu federasyonların hükümet ne derse sadece onu yaptığı güzel ülkem.

    17 mart 2020 uefa toplantısı video konferans şeklinde yapılacak bilindiği üzere. uefa ve diğer ülke federasyon başkanları karşısında bir anda cumhurbaşkanımızı falan görürse şaşırmasınlar.*

    toplantıya bizden servet yardımcı katılacakmış. umarım bizimkilere bir şey sorduklarında bizimkiler "cumhurbaşkanımıza bir soralım." falan deyip özerk olmadığımızı herkesin gözüne sokarak açık etmezler.
  • 827
    hep söylüyoruz ama yurt dışı dönüş yapanlar ertesi gün sokaklarda: bombos duran, zamaninin tahıl ambarı, şimdilerin boş arazisi konya ovası'na devasa bir karantina merkezi kurup, yurtdisi tüm uçaklarin dönüşünü bu şehrimize yönlendirmeliyiz. hala işin ciddiyetinden habersiz takilan milyonlar var etrafta şaka gibi. koskoca bir jenerasyonu kaybedeceğiz. cok fantezi gibi geliyor olabilir ama virusun kendisi fantezi bir durum zaten.
  • 828
    gözlemlediğim kadariyla umreden donen vatandaslarimiz kyk yurtlarinda pek karantina kurallarina uymadan birbirleriyle ve cevreyle temas halinde yasiyorlar. bu vatandaslarin geneli yaşlı ve kismen hasta bireyler. korkum odur ki grup icerisinde viruslu kisiler tum karantina altindaki vatandaslari tehlikeye atacaklar. gelecekte bu yurtlari ölüm yurtlari diye anmamiz muhtemeldir. üzgünüm.
  • 830
    imajımız dünya genelinde çok iyi değil, bunun sebeplerini burada konuşmam yersiz. konuyu getirmek istediğim yer obi mikel trabzon'dan virüs nedeni ile maçlara çıkmak istemediği için, mobbing yapılarak yollandı.

    tüm dünyada ligler ertelenmiş, sokağa çıkma yasağı olan bir sürü ülke var, devlet başkanları, eşleri, sporcular vb... virüs kapmış, önemli turnuvalar, fuarlar iptal edilmiş.

    uzmanların hepsi temastan kaçının, kendinizi izole edin diyor, sen kalkıp vücut vücuda temas olan oyunu sporculardan oynamasını istiyorsun. muhtemelen mikel oynamak istemiyorum, ağaoğlu oynayacaksın dedi, anlaşmazlık sonucu paramı da istemiyorum, ben gidiyorum dedi.

    mikel piyasası olan, tanınan bir oyuncu, peki türkiye'den ayrılırken hangi duygu ve düşüncelerle ayrıldı acaba. doğal olarak iyi anmayacaktır, çevresine, futbol camiasına ülkemizden iyi bahsetmeyecektir.

    şu cümleyi kurmaz mı bu adam; başkan maç sonu maskeyle konuşuyor, bizim maç yapmamızı bekliyor.

    özetle; liglerin ertelenmemesi rezalet bir karar, yabancı futbolcuların hepsi reklamımızı çok kötü şekilde yapacak, gelecek oyuncular çok düşünecek, başka bir ülkeden teklifte zaten sona bizi alıyorlardı, iyice zorlaşacak. keşke imkanımız olsa başka bir organizasyonun içinde yer alabilsek.
  • 831
    sars-cov-2, covid-19, korona virüsü adına ne derseniz deyin...
    bu salgın yine ülkemizdeki bazı şeyleri çok net ortaya koydu ve koymaya da devam ediyor.
    nedir bunlar?

    1- devlet olası bir salgın veya biyolojik saldırı afetine karşı hazırlıklı mı?
    2- devlet böyle bir süreç başladığında nasıl bir yönetim sergiliyor.
    3- toplum psikolojik olarak ve kendi imkânlarıyla bu tür bir afete ne kadar hazır?
    4- insanlar yeterince bilinçli mi ve yardımlaşmaya açık mı?

    gelelim gözleme dayalı cevaplara...

    1- salgın başladığı gün, devlet birimlerimizin ekipman anlamında tamamen yetersiz olduğu ortaya çıktı.
    insanlar maske alabilmek için fahiş paralar ödeyip, internetten veya medikal satış yapan firmalardan kendi maskelerini tedarik etmeye çalıştılar.
    dünya genelinde salgın başlayalı bir aydan fazla olmasına, türkiye'de ise resmi ilk vaka bir haftadır olmasına rağmen toplumun 90%'ında hâlâ koruyucu maske yok.
    keza dezenfektan dağıtımı yapılmadı.
    insanlar gene kendi imkanlarıyla eczaneden, marketten vs. kolonya satın alıp, korunmaya çalışıyor.
    kaldı ki, maske ve dezenfektan stokları özel sektörde de çok yetersiz!

    2- ilk başlarda virüs bize gelmedi, süreci çok iyi yönetiyoruz diyen bir devlet mekanizması varken, ilk vakayla birlikte neler oldu gelin bir bakalım!
    okullar, tiyatro, sinema, konser alanı, bar alanları kapatıldı. camilerde cemaatle kılınan namazlar şimdilik durduruldu.
    bu önlemler nispeten erken alındığı için doğru yolda atılmış birer adım olarak görünmekte.
    türkiye'deki ilk vakalar hep yurt dışı kaynaklı idi.
    yani yapılması gereken yurt dışından gelenleri zorunlu bir şekilde virüsün kuluçka süresi boyunca karantinaya alıp, toplumdan izole etmekti.
    peki ne oldu?
    önce avrupa'dan gelen vaka, sonra amerika'dan ve en sonunda da suudi arabistan'dan gelenlerin ilk aşamada serbest bir şekilde insanların arasına karışması engellenmedi.
    bunlar geldikten sonra pek çok kişiyle temas kurdular.
    bilhassa umreden dönenlerin sayısı oldukça fazla ve bu kişilerin hiçbir şey yokmuş gibi, normal bir süreçmiş gibi davrandıklarını sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflarda gördük.
    dün yine sosyal medyada paylaşılan k.k.t.c uyruklu bir kadının, karantina otobüsünden polisler eşliğinde araçtan indirildiğini ve ayrıcalık tanındığına şahit olduk.
    böyle bir salgında çok ciddi bir disiplin gerekirken ne yazık ki olaylar bize bundan ne denli uzak olduğumuzu ve ön hazırlığımızın yetersiz oluşunu gösteriyor.

    3- salgın vakası türkiye sınırlarına girdiğinden beri insanların gösterdikleri temel reaksiyonlar şöyle:
    toplumun geneli marketlere gidip olabildiğince erzak stoklamaya başladı.
    ancak, ekipman olarak tıpkı devlet mekanizmasında olduğu gibi vatandaşlar da hazırlıksızdı.
    haliyle bu tür ürünlere yoğun bir rağbet gösterildi ve stoklarda hızlı bir şekilde yenilenme zorunluluğu oluştu.
    toplumun bir kısmı sokağa çıkmama, tamamen korunma psikolojisi gösterirken, bir diğer kısmı "bize bir şey olmaz, devletimiz gereken her şeyi yapar" tarzında bir yaklaşımı dışa vuruyor.

    4- toplumun bir kısmı böyle bir afette neler yapılması gerektiği konusunda gerekli soğukkanlılığa ve bilgiye sahipken, bir kısmı ise bundan çok uzakta manipülasyona ve uydurma enformasyona eğilimi üst düzeyde.
    vaka rakamları şu an için çok fazla olmadığı için, insanlar kendi etraflarında hastaları görmedikleri için nasıl bir dayanışma ortamı oluşacak şimdiden bilemiyoruz.
    ancak, bu ayrışmanın negatif ve pozitif sonuçlar üzerinde doğrudan etkide bulunacağı kesin.
    öte yandan ilk fırsatta maske ve dezenfektan ürünlerine fahiş zamlar yapan, karaborsa oluşturup, stokları saklayan firmaları da gördük.
    sonra da karantinaya girmek istemeyen veya karantinadan kaçan olası virüs taşıyıcılarını...
    bencillikten mi, bilgisizlikten mı, yoksa her iki sebepten mı kararı size bırakıyorum...

    bu afet ilk değil ve son da olmayacak.
    güzel türkiye daha tedbirli ve güçlü olmak zorunda.
  • 833
    aşağıda yazanları diyerek spor müsabakalarında yer alan her görevliyi insan olarak görmediğini ima eden (isteyerek ya da istemeyerek) kişi tarafından yönetilen güzel ülkemdir.

    "bizim bütün hedefimiz insan hayatıdır." deyip spor müsabakalarındaki görevli herkesi insandan saymamıştır.

    --- alıntı ---
    cumhurbaşkanı erdoğan: "önlemler arasında spor müsabakalarının seyircisiz oynanması gibi hususlar vardı. birileri farklı şeyler söyleyebilir... değerli kardeşlerim, bizim bütün hedefimiz insan hayatıdır."

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...300491181080576?s=20
  • 834
    covid-19 tehdidi karşısında spor müsabakalarını ertelemek için coronavirüs'e yakalanacak ilk sporcuyu bekleme yolunu seçen ülke.

    bazı fedeasyon başkanlarımızın "gayet aklı başında çalışan bir kurulumuz var" diye öve öve bitiremediği kurulun aklı ve vicdanı nasıl böyle bir karar alabiliyor birilerinin açıklaması lazım. milli takımlarda kaptanlık seviyesindeki sporcuları bile bugün bu ülkenin kararını yapabildiğince eleştiriyorsa birilerinin durup düşünmesi lazım.

    umarım bu inadın bedelini birileri canıyla ödemez...
  • 835
    ülke içinde covid-19 yeni başlamasına rağmen 1 aydan fazladır bu virüsle uğraşan italya'nın mevcut verileri ile karşılaştırılan ve bu karşılaştırma sonrası "bakın biz daha iyiyiz. çok iyi yönetiyoruz durumu. süperiz." diye medya'da süper zeka yorumlarda bulunanların olduğu güzel ülkem.

    1 ay sonra italya'nın şimdiki haliyle karşılaştıralım zamanı gelince. bakalım ona ne diyecekler. umarım bu konuda da italya'nın gerisinde kalırız ve de 1 ay sonra vaka ve ölüm sayılarımız çok çok azda kalır. ancak italya ile bizim şimdiki sürecimiz arasında bir karşılaştırma yaptığımızda maalesef şimdilik biz önde gidiyoruz.
  • 836
    covid-19un yayılma hızında bir yavaşlama olmazsa yakın zamanda sokağa çıkma yasağı getirilmesinden başka çaresi kalmayacak olan güzel ülkem.

    camilere gidilmemesi konusunda insanlara tavsiyelerde bulunuldu ama kimse dinlemedi gitmeye devam ettiler. en sonunda camileri kapattılar ama hala kilitli kapıları zorlayanlardan tutun da bahçede grup halinde namaz kılınmalara çalışılmalar ülkemizin nerelere varabileceğini gösteriyor bence.

    şimdilerde ise dışarı çıkma konusunda resmi bir yasaklama olmamasına rağmen bir tavsiye söz konusu ve hala bazıları mecbur olmadığı halde dolaşmalarda. cami meselesindeki gibi tavsiyelerin dinlenmemesi sonrası tavsiyenin zorunluluğa dönüşmesi kaçınılmaz olacak gibi.

    benim market alışverişi zamanım geldi ve yarın markete gideceğim ve de ödüm kopuyor. tek tesellim evde tekim ve annem ile babam diğer şehirdeki evde yaşıyorlar. yani bana bulaşırsa onlara bulaştırmayacağım ancak evde tekim ve bu virüs beni bir şekilde çok etkilerse evde tek başıma ölüp kalabilirim de.

    evde elimi yıkamaktan elim tahriş oldu el kremi kullanmaya başladım artık. öyle bir tahriş oldu ki kolonya falan süremiyorum artık çünkü yakıyor. yara oldular resmen. elim çok hassas maalesef. el yıkama + bulaşığı elde yıkama ikilisi beni mahvetti.

    ama ülkemdeki dedeler ve nineler hiçbir şey olmamış gibi umurlarında değilmişçesine sokaklarda dolaşıyor, toplaşıyorlar. bu iş tavsiyeyle falan olmayacak maalesef. dedeler ve ninelerin evlerinde kalmasını mecbur edecek bir karar çıkmalı.

    nisan ayı başında bayram ikramiyeleri dağıtılacak. o zaman atm sıralarını görün siz bir de.

    bir ay sonra ramazan ayına gireceğiz ve sonrası da bayram. bu süreçler de çok önemli olacak.
  • 837
    "coronavirüs mü? hani nerede, göremiyorum. gözümle göremiyorum ki. gözünüzle görmediğiniz şeyden niye korkuyorsunuz?"

    "abi ben namaz kılıyorum, bana uğramaz o virüs. müslüman'a uğramaz bu şey"

    "hacdan gelenler niye karantinaya alınıyor ki? onlar peygamberin şehrinden gelmişler hiçbir şey olmaz onlara"

    "camiler kapatılırsa kıyamet kopar. camiler kapatılmasın."

    yurdum insanının büyük bölümünün ne denli cahil olduğunu twitter da az biraz gezinirseniz çok daha iyi anlarsınız. sadece bu da değil; çıkmayın diye her yerde bas bas bağrılırken cesaretliyim ayağına hem kendi hayatını, hem de başkalarının hayatını tehlikeye atan milyonlarda cabası. cahiliz abi o kadar cahiliz ki, ölümümüz sırf bu cahillikten olacak. gerçi israil'i boykot etmek için kasa kasa kola alıp döken insanlardan ne bekliyoruz ki?

    "yalanı yalancı ile, yanlışı da cahille tartışmayın. çünkü; yalancıya gerçeği, cahile doğruyu anlatamazsın." diye bir söz vardır. o yüzden ne desek boş.
  • 838
    yönetenleri tarafından halkıyla alenen dalga geçilen ülke.

    günlerce bir tarafını yırtanlara inat insanları ümre'ye gönderip ümreden dönenler için önlem almayıp, iş işten geçtikten sonra karantina uygulaması başlatılır.

    okulların tatil edilmesi ile birlikte gençlerin sinemalara, kafelere akın edeceği belliyken iş işten geçtikten sonra yasak çıkar.

    celp dönemi gelmiş askerlerin toplu uğurlamalarının yapılacağı belliyken, uğurlamalar bittikten sonra "asker uğurlamak yasak" kararı çıkartılır.

    bugün de haftasonu hafa sıcakken insanların parklara, ormanlara gidip piknik yapacağı belli yine iş işten geçtikten sonra "piknik-mangal yasak" açıklaması yapılmış.

    bilinçli olarak virüsün yayılmasına ön ayak olunuyor, sonrasında da yasak koyulup "ama yasakladık" diyip sıyrılacaklar.

    vatadaşı olmasan komik ülke.
  • 841
    vatandaşına 18 senede kalan 70 senedekinden daha çok vergi topladım 1 ay da sen bendensin otur evinde diyememiş ama suriyeliye 40 milyar dolar harcamış, kendi doktoru günde tek maskeyle çalışırken maskesini avrupaya satmış, devletin kefen parasını yandaş müteahitlerine yedirmiş seçimlerde kullanmış, kendi vatandaşına da değil kodamanına anca 15 milyar dolar destek pakedi açıklayabilmişken üstüne bir de afrika kalkınma fonuna 4 milyar dolar gönderen ülkemdir.

    bunu yazarken haber düştü ekrana berberler kuaförler falan da kapatılmış. kirasını vergisini sigortasını ertelemezler ama e devletten evden çıkmadan ödeme imkanı getirirler. hangi parayla ödeyeceklerse o problem değil. evde yaşlı varsa kolonya gelecek eve koklar koklar öderler artık.
  • 842
    askeriyede sadece er ve erbaş sınıfının bütün özgürlüklerini kısıtlayıcı kararlar alan; rütbeli komutanlar, sivil memurlar ve diğer çalışan personellerin aynı şekilde içeride ve dışarıda dolaşabildiği ve bu virüs illeti bulaşmayacakmış gibi kışla, alay, tugay ve merkez komutanlık binalarına giriş çıkışlarda sadece uyduruktan bi ateş ölçümü yaparak önlem aldığını sanan millî savunma bakanlığına ve silahlı kuvvetlerine sahip, ülkem...
  • 843
    covid 19 ile mücadele konusunda kira yardımı hicbir işe yaramayacak güzel ülkem. zira bu ülkede ne mülk sahipleri ne kiracılar kira ücretlerini tam göstermiyorlar. bu sebepledir ki bu yardım kimsenin bir işine yaramaz tıpkı gelir vergisinde olduğu gibi kaçırabildğini kar sayan bir zihniyet hakim milletimizde. yani resmi rakamlara göre yapılacak yardımlar çok iyi ihtimal yüzde 10 - 15 civarında olacağı için hiçbir işe yaramayacaktır.
  • 847
    hastaneler, doktorlar, hemşireler, sağlık çalışanları fellik fellik maske arayıp bulamadığı için covid-19a yakalanıp hasta bakamaz hale gelirken, maske stoklayıp 21:00'da da yoğun bakıma düşürdükleri sağlıkçıları alkışlama yüzsüzlüğüne sahip insanımsıları barındıran ülkem.

    burada gerekli önlemleri almayan, stok-üretim sağlamayan mercilerin de payı yok mu? tabi ki var.

    ancak seni sadece günde 2-3 saat idare edebilecek o maskeyi sağlıkçıdan çalıp takıyorsun ya, gün gelir hastaneye düştüğünde tedavi uygulayacak sağlıkçı bulamayabilirsin.

    bir düşün.
  • 848
    sağlıkçısını halkın değil devletin düşünmesi gereken ülke. türkiye'ye gelmeden önce haftalarca, aylarca olacakların simülasyonunu izledik. maske mi yok, eldeki maskeleri yurt dışına fahiş fiyattan satan çakallar olduğu için maske yok. diğer ülkelerde maske sıkıntısı yaşanmadı mı? yaşandı. bunlar ön görülemez miydi, önlemi alınamaz mıydı? bal gibi alınırdı. ama başımıza gelmeyecek zannettik, para tatlı geldi, her şey olabilir. herkes kendi canının, sevdiklerinin canının derdinde vatandaşın aldığı 3-5 maskeye söz söylemek kimseye düşmez.
  • 849
    süreci çok kötü yönetmiş olan ülkedir.
    tüm dünyada en geç vaka açıklayan ülkeyiz. bu kadar süre boyunca uçuşları ve yurtdışı giriş çıkışları kontrol etme fırsatımız vardı. fakat biz tedbir almakta isteksiz davranınca eninde sonunda geldi virüs buldu bizi. halen daha thy abd'ye uçuyor. bunun hiçbir rasyonel tarafı yok.
    devleti bir yandan anlıyorum, ekonomik kayıp yaşamak istemedi. ama şu önlemleri 1 hafta önce almış olsa virüs ülkeye hiç girmiş olmayacaktı. ve ekonomik kaybımız sınırlanacaktı. bugün insanlar kendini karantina altına almadan rahat rahat gezebileceklerdi.
    tabi burada asıl önemli olan can kaybı. ekonomik kayıpların bir şekilde dönüşü olur ama giden can geri gelmez. bu canların bedelini kim ödeyecek?

    yine de geç de olsa önlem alanları kutlamak lazım. geç olması hiç olmamasından iyidir. ama halen thy uçuşlarının abd'ye açık olması bizim olayın ciddiyetini tam anlayamadığımızı gösteriyor ne yazık ki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın