151
gözleri öyle güzel ki... dalıp boğulmaktan korkuyorum. mavinin en güzel tonu ilişmiş. maviye renk katmış. sanki maviyi güzelleştirmiş. abayı yaktım galiba ben.
152
tüm kapılar tek tek yüzüme kapanıyor sözlük. canım çok sıkkın.
ama elbet bi’ gün.
153
düzelir.... karabük ''te bel gibi demirler düzeliyor. zamanlar herşey düzelir.....
olmasi gereken zamanı bekler her sey....
154
artık kaybolmak gerek
her şeyi geride bırakıp
bir tek kendini alıp gitmek gerek
dönülmeyecek o meçhul yere
artık bir son vermek gerek
ümit etmeyi, istemeyi bırakmak gerek
zaten faydası yok
hayal kırıklıklarının, kalp kırıklıklarının sahibine bırakmak gerek
sana yer olmayan bu dünyayı
ama kolay mı?
156
carlsberg üstüne tuborg gold açtım. yeni yıla gireceğiz. 2020 rakam olarak bile tuhaf. kimlere ne getirecek bilmiyorum ama benden bu günlerimi bile götüreceğini biliyorum. şerefe...
158
duvara işemeyin lan sakın :(
evet bu leş şakayla beraber şahsım adına 2019'un son entrysini girerken, şarabımdan bir yudum daha çekiyorum...
enjoy responsibly
herkese mutlu yıllar :)
159
hepinize mutlu yıllar... umarım bu yıl hepimiz için iyi geçer.
160
kendisi için yaptırdığım şu siktiğimin anahtarını her deliğe sokuşumda tarifi mümkün olmayan bir acı duyuyorum. koridordaki yarrak gibi ortadaki halıyı gördüğümde gözlerim dolmaya başlıyor. uyuyabilirsem sabah işe gidiyorum ama geri dönemiyorum. bu koduğumun odası o yokken içimi öyle sıkıyor ki eve dönmek istemiyorum. keşke ciğeri beş para etmez aptalın teki olmasaydın.
162
hala onu düşünmek çok zor sözlük. uzun zamandır görüşmediğim arkadaşlarımla görüşüp kafa dağıtmaya çalışıyordum bir süredir. onu görmediğim müddetçe de çok başarılı devam ediyordu bu süreç. bugün aptal bir pakistanlı iş arkadaşımı yaşadığım muhite getirdim. bir mekana girdik ve o da oradaydı. yaşça benden 7-8 yaş büyük olduğu için abilik triplerine girip kızla konuşmaya çalıştı. defalarca engellemeye çalışsam da gitti. benim için onu düşünmemek çok zor, o karşımdayken onu düşünmemek ise imkansız. gidelim dedi, hayır burada kalacağım dedim. konuş dedi, hayır konuşmayacağım dedim. kalbim bütün geceyi onla geçirmek istiyor, geçirebileceğinin de farkında. beynimse dönüşü olmayan bir hata yapıldı ve bundan sonrasında da sizden bir bok olmaz diyor. ama ben aptal bir adam değilim, çoğu zaman duygularımı seçerken bu sefer beynimi seçtim. dedim ya abilik triplerinde yavşak. 3 defa, 4 defa onların masasına konuşmaya gitti. her gittiğinde yerin dibine girdim, her gittiğinde keşke onun yerinde ben olsam dedim. kendi içimde kurmaya çalıştığım o dengeyi, o yalan krallığını yerle bir etti bu hisler. geri dönecek yüzüm olmasın diye tüm yolları kapamak için yapılmaması gereken yanlışları yapan, hiçbir zaman pişmanlık hissetmeyen ben, o zaman pişmanlığı iliklerimde hissettim. bütün dengem alt üst oldu. bu yavşağın son gidişinden sonra geri dönünce hiçbir şey demedim ve masadan kalktım. şu an bu dangalak kanepede uyuyor ve bildiğim bütün küfürleri ediyorum. sadece ona değil kendime de. bu bataktan çıkmak için kurmaya çalıştığım her şey bir pamuk ipliğine bağlıymış meğer. en hafif rüzgarda devrileceği belliymiş. velhasılkelam son kısmı kendime yazıyorum. sevgili mizuhara bu entry'i silmezsen ve okursan sadece şunu hatırla. affedemeyeceğin şeyler yaşandı ve sonunda neler olacağını biliyorsun.
4.30 gibi entry'i yazmışım fakat sızıp yollayamamışım, şimdi yanımda bu dangalakla işe giderken yollayabiliyorum.
163
daha dün yazdım, bugün yine gördüm. biriyle buluştuk, ben yarım saat erken ve günlük kıyafetlerimle gelmiş, tek başıma biramı içiyordum. kız sanki baloya gidiyormuş gibi giyinmiş. geldiğinde abartmıyorum mekandaki herkes dönüp baktı. bi yarım saat sonraysa o geldi, ben bir kere bile bakamadım. karşımdaki kız umrumda değildi, bir kere göz göze gelmek istedim sadece, bir seferliğine ya. ama dönüp bir kere bile bakmadım. o varken hayatıma devam edemiyorum, şu saatte yazıyorum çünkü karşımdaki kıza yarın mesaim var, erken uyanacağım gitmem lazım dedim. yalancıyı sikmiyorlar ya. duramadım yanında başka bir kızla. kızı erkeği önemli değil. yüzünü bir kere bile görmedim. ama o sarı saçlarını gördüm. keşke daha kolay olsa her şey. ama onla aynı yerdeyken nutkum tutuluyor. sarılsam bana sarılacağını biliyorum, ama sonunun aynı boka bağlanacağını da biliyorum. tek bir sefer onunla konuşmak istiyorum ama tutuyorum kendimi. birçok kötü özelliğim vardır belki ama çok kararlı bir insanım. belki de kindarlığımdan gelir bu bilemem. konuşmuyorum, kendimi azıcık tanıyorsam da konuşmayacağımdan eminim. ama köpek gibi istiyorum. ne dedim ne anlattım bilmiyorum. ama onu görmek bana hiç yaramıyor, yine yaramadı. yurtdışına defalarca yerleşme şansım oldu ve gitmedim ama bu sefer diyorum ki seni burada tutan ne var? ailenden yeterince sevgi, destek mi gördün onlar için mi gidemiyorsun? hayır. zordayken yanında olduğun ama sen zordayken yanında olmayan arkadaşların var diye mi gidemiyorsun? hayır. sevgilin mi var? hayır. tek galatasaray var. allah belamı versin beni bu ülkede tutan tek galatasaray var. onun bile gücü yetmeyecek gibi hissediyorum. her şeyi siktir edip gidesim var, neresi olur belli değil. ama gitmem lazım. bu koduğumun bataklığından, bu koduğumun insalarından bir şekilde kurtulmam lazım.
164
napıcaz be sözlük?
bu kadar muallakta olmak rahatsız edici değil mi? tam bir şeyler olacak ama olmayacak gibi de.
166
bugün hayatımın en kötü günü. kuzenim daha 28 yaşında sevgilisinden ayrılmak istediği için sevgilisi tarafından kurşunlanarak öldürüldü. teyzemse yoğun bakımda. lütfen başlığımın altına bununla alakalı bir şey yazmayın. aynı zamanda sevdiğim, aşık olduğum kızın doğum günü. onun doğum gününde modu düşmesin diye hiçbir şey anlatmamıştım. o da zaten bugün tek kalıp son 1 yılı gözden geçirmek istediğini söylemişti. ben de ona en ihtiyaç duyduğum anda anlayışla karşılamıştım. daha 2 saat önce beni öpüp evden çıkmıştı. doğum gününü kutladım, cevap alamadım. duramadım evde dışarı içmeye çıktım. gördüğüm şeyse kız ve eski sevgilisinin gözden uzak bir yerde oturduğuydu. hayatıma dair kurduğum tek hayal de yıkıldı.
168
günler birbirinin aynısı
bozuk bir düzenin parçası
henüz bilmiyorsan sen de cevabı
üzülme,
herkes bir cevap peşinde
yolda dikkat et kendine
esir olma hiçbir fikrine
unutma,
değişecek çoğu, zamanla
sikmişim ferhat’ı, mecnun’u
dağlar delmişler, çöller aşmışlar
bütün bunlar sadece hikaye
aşk bu kadar zor değil,
kolay olanı seçmek suç değil
korkma, sana denileni yapma
düşün, bu kadar da olsa özgürsün
aşk mutlu eder, ağlatmaz
özletir ama kavuşturur.
aşk eziyet değil,
aşk acı çekmek değildir,
aşk sana tamamlanmış hissettirir.
aşk eziyet değil
aşk acı çekmek değildir
aşk iki kişiyi birden mutlu etmektir.
aşk eziyet değil
aşk acı çekmek değildir
üçüncüye söylersem
belki herkes öğrenir.
169
1 ay olmasını geçtim artık. kafam da güzel biraz, güzel olsun zaten. ben galatasaray'ımı çok özledim sözlük. her şeyin başı sağlık, mahalle yanarken saçını tarayan kahpe olmak da istemiyorum ama bitsin artık bu hasret. hayata tekrar karışalım artık. tribünde ismini bilmediğim insanlarla ahbaplık kuran ben karşıdan gelen biri varsa yolumu değiştirmekten bıktım usandım..
doğu üst'ten gelen bir sese kulak verip kollarımı açarak sen gözümün nuru adanmış hayatların umudu diye bağırmak istiyorum. karantina gibi sensizlik de yordu galatasaray.
171
sıkıldım, bıktım, bunaldım artık sözlük. bitsin şu doktora, memleketi çok özledim...
172
"umut, beslenmeyecek kadar fazlaydı"
unutabilmek çok değerli dostlar. büyük nimet.
173
şişelere vurdum, hazır ola durdum; ha geldi, ha gelecek.
beklemeye devam ediyoruz sözlük.
174
neredeyse günlük tutmama gerek kalmayacak kadar net bir şekilde eski günleri, yılları hatırlamak bazen zihnimi yoruyor sözlük.
12. yaş günümde ne yaptığımı detaylı şekilde hatırlıyorum mesela.
çok tuhaf.
not: günlük tutmuyorum. :)
175
sevdiğimiz insanlarla bir zamandan sonra yollarımızın tamamen ayrılmasının en trajik yanı nedir?
eve, işte, sokakta, tatilde, barda...
ikinizden başka kimsenin tanıklık etmediği efsane anları kendinize ve ya üçüncü birine anlatmaya başlarsınız. hikaye ilerler, siz tabiki gülümsüyorsunuzdur. ardından şu olur; hikayede geçen en kritik espriyi ya da oturduğunuz sandalyenin rengini ya da alelade kaldığınız otelin adını, gününü, tarihini ya da bilinmese hiç de önemli olmayacak bir ayrıntıyı hatırlayamazsınız. işte o ayrıntıyı hatırlayabilecek bir kişi daha var evrende, ama yok da.