30 aralık 2022'de dergi hakkında şöyle romantik bir yazı yazmışım, depoda unutmuşum.
"türkiye'de herhangi bir şeyin kalitelisini bulmak zor. bence yayıncılık tarihinde zirvedeki işlerden birini başarmışlardı ve daha zoru olan, bu kaliteli içeriğin tutunmasını sağlamışlardı. kendi adıma inanılmaz üzücü bir haber almış oldum. ilk sayısından beri alıp okuduğum, eksiksiz bir biçimde biriktirdiğim socrates'in basılı yayın hayatını bitireceğini öğrenmem bugün beni bir süre derin bir sessizliğe gömdü. ilk sayısını elime aldığımda yaşadığım şaşkınlık ve hayranlık hala aklımda. içerikleri kadar tasarımı, kapağı, baskı kalitesi, renkler, estetik, derginin dokusu, kokusu beni o kadar içine çekmişti ki o dönem staj yaptığım şirkette boş zaman buldukça çalışacağıma, açıp okuyordum. sonra başka şirketlerde çalıştım. yurtdışına gittim. döndüm askere gittim. kendi iş yerimi açtım. evlendim. bu dönemlerin hepsinde okumaya devam ettim, hala socrates okuyorum. askerde olduğum dönemde alamadığım sayıları kardeşim benim için alıp biriktirmişti hiç unutmam, dönünce okuyayım diye.
dergi hayatımıza ansızın girdi, bir anda artık biz yokuz diyip ansızın çıktı. biz okuyucular da, çok emek veren yazarları da daha hazırlıklı bir vedayı hak ediyordu bence."
böyle bir bağ kurduğum bu derginin youtube kanalında
mehmet demirkol gibi bir fanatiği izlemeye hakikaten tahammül edemiyorum.
mehmet demirkol trt'de,
bein sports'da,
ntvspor'da,
vole'de falan fenerbahçeli kontenjanıyla oturacak kalibrede bir adam. allah aşkına kanalınıza, yazarlarınıza, içeriklerinize bakın, sizce oraya uygun mu kendisi? iyi bir okulda eğitim almış, kültürlü, ağzı laf yapıyor(çoğu yuvarlak ve boş laf), reytingi var diye gözü dönmüş düşüncelerini biz yemiyormuş hissi verdiğini sanarak alttan alta aktaran bir fanatikten bahsediyoruz. nedense fenerbahçe lehine ya da galatasaray aleyhine bir durum olduğunda sakin sakin, dalga geçer ifadelerle spordaki çatışmaların çok da ciddiye alınacak şeyler olmadığını vurgularken, işler tersine döndüğünde içinden canavar çıkar kendisinin. şikeyle ilgili ağzını açmayı hiç sevmez mesela.
neyse tekrar konuya dönersek,
serdar ali çelikler'in daha iyi eğitim almış, daha casual halini sırf reyting için orada konuşturanlar yüzünden, bir gün youtube kanalınız istenen izlenme sayılarına ulaşamadığında ve ekonomik nedenlerle kanalınızı kapatmak zorunda kaldığınızda, hiç kimse, benim
socrates dergi'nin kapanışına üzüldüğüm gibi üzülmeyecek. hatırlatırım.