• 301
    (bkz: #2694969)

    galatasaray'ın başarılı olması, türkiye'de futbol kurallarının fenerbahçe'ye göre düzenlendiği gerçeğini değiştirmez. bunun farkında olan yazardır. basını da federasyonu da hep bir "aman fener'e bir şey olmasın" mantığıyla yaşar. aziz yıldırım-ali koç başkanlık sürecine bir bakın. bütün basın ali koç'u istedi. ama sayın mustafa cengiz ile durusn arasındaki seçimdeki konumlarını hatırlayın. sayın mustafa cengiz neredeyse yetim gibi girdi seçimlere dursun ise bir omuzlara çıkmadığı kaldı. buradan anlayın.

    ya da hakem hataları, galatasaray canı yanıp sesini yükselttiğinde ne aldı, fener sesini yükselttiğinde ne oldu? ben söyleyeyim, fener bağırır bağırmaz mhk değişti. tüm kamuoyu bizim maçlardaki hakem hatalarıyla oyalanırken fener hakem yordamıyla ligde tutulduğunda kimse konuşmadı. fener'in rakipleri çatır çatır doğranırken kimsenin aklına bunların fener'i düşürmemek için yapıldığını söylemedi.

    galatasaray mali anlamda düzlüğe çıkarken basının tavrına bakın fener'in haline yapılan yorumlara bakın. yahu bu ülkede fener düşmesin diye 4 benzemez* maaşlar dışında bir tek fener için bir araya geldi arkadaşım. hala neyin ajitasyonundan bahsediyorsunuz.

    başımızdaki yabancı sınırı tartışmasının temelinde fener'in olduğunu görmüyor musunuz yoksa. fener biraz güçlü olsa bu sınır tartışması yaşanır mıydı sizce? 2014'teki sınırı daraltma olayı ne tesadüf ki fener'in avrupa'dan men cezasına denk gelmişti. fener'in ceza bitti sınır sınırsızlığa döndü. şimdi yine tartışılıyor. ama net bir şey söylenemiyor, neden? çünkü fener'in alacağı ceza belli değil. ceza almazsa gündeme bile gelmez bir daha. 1 yıl alırsa seneye yine değişmez. ama 2 yıl gelirse fener'in toparlanması da en az 3-4 sene süreceği için sınır gelecek demektir.
  • 302
    (bkz: notgivingup/#2737161)

    notgivingup konusunda bir aciklama yapmis moderasyon elemani.

    simdi entryde iyi , kotu ve cirkin seyler var sahsim adina. bunlari belirtmek zorunda hissediyorum kendimi.

    iyi olan kisim su , size dogru ya da yanlis gelebilir. soyledikleri hakli ya da haksiz olabilir. ama konuyla ilgili nihayet net bir aciklama gelmis yetkili bir agizdan burasi cokomelli.

    kotu olan kisim su , eger kendisinin iddia ettigi gibi sozluk icler acisi bir halde ise, bu yazarlar kadar yonetimin de sucudur. mesela turkiyedeki anlik kosullarin tek suclusu halk midir, yoksa basimizdakilerin de bu icler acisi halimize katkisi var midir diye dusunmeliler biraz.

    --- alıntı ---

    son dönemde sözlük yazar profilinin hızla ekşi sözlüğe doğru kaydığını gözlemledik. sözlüğün bu içler acısı haline sessiz kalmayacağız.

    --- alıntı ---

    bu yazdigi yazidan net sekilde bizim hic bir sucumuz yok, siz hatalisiniz , biz sizi duzeltecegiz anlami cikar ki, bu en kibar ifadeyle kotu bir uslup ve dusunce. malum parti kafasi bu ve hos degil.

    cirkin olan kisim ise su , entryi bitirme bicimi.

    --- alıntı ---

    galatasaray sözlük temel amaç ve hedefleriyle bağdaşmama kuralı bundan sonra aktif şekilde uygulanacak.
    sözlük formatına hakim olmamak kuralı aktif şekilde uygulanacak. biz yazalım moderasyon nasıl olsa siler diyen yazarlar lütfen bu bakış açılarını gözden geçirsin. hala bekleyen bir çok çaylak var. onlara da kapımızı açmak istiyoruz.

    uyarılarımızı yaptık, yapmaya devam ediyoruz. bu uyarıları dikkate almak yazarlara kalmış.

    --- alıntı ---

    iki cumle de alanen tehdit edilerek bitirilmis. evet, soylediklerinde kural olarak bir yanlis yok. ama sen burada yasanan olaylarla ilgili burasi sonucta amator bir ortam, biz de gonul iscileriyiz derken, sira bize gelince ya kurallara eksiksiz uyacaksin ya da defolup gideceksin dersen bu olmaz. bu cirkin bir hareket.

    sonuc olarak kendisi guzel baslayip, tatsiz devam edip, kotu bitirmis enteryi ve butun bu notgivingup olayini benim gozumde.

    gerci ben kendi halinde gucsuz bir yazarim cok da onemli degil benim ne dusundugum ama iste maksat kalbimizden geceni kaleme dokelim.
  • 303
    (bkz: notgivingup/#2737161)

    --- alıntı ---

    son dönemde sözlük yazar profilinin hızla ekşi sözlüğe doğru kaydığını gözlemledik. sözlüğün bu içler acısı haline sessiz kalmayacağız.

    --- alıntı ---

    katılıyorum ve sonuna kadar destekliyorum. ekşideki entrylerin yarısınsan fazlası sözlük formatına uymuyor.

    burası sözlük, buranın bir formatı var. başlıklar altında sidik yarışına dönen, doğrudan fiziksel referans içeren entrylerin olduğu bir sözlüğe dönüşmesin burası.

    on kere düşünüp bir kere entry giriyorum. hatta her entrym için önizle yaparak yazdıklarımı baştan okuyorum. sözlük formatı altında otokontrol yapıp yollamadan sildiğim bir sürü entrym oldu. daha dün akşamdan bir örnek vereyim: sol frame’de fc union berlin başlığını gördüm ve aklıma bu takımın maçlarını yanlış tahmin ederek tek maçtan yatan kuponlarım geldi. şöyle bir entry yazdım: “tek maçtan yatan kuponların ahıdır.” sonra durdum okudum, bu cümle yapı itibari ile tanım gibi gözükse de en ufak bir nesnel bilgi içermiyor, yazdığım şey tamamen benimle ilgili ve okuyan için hiçbir şey ifade etmez, sonuçta bu takımın maçlarına iddia oynayan herkes yatar gibi -yanlış- bir mesaj içeriyor, sonra göndermedim bu entryi ve sildim.

    konuyu saptırmamak adına söylemek istediğim şeye döneyim: insani olarak seviniyoruz, öfkeleniyoruz, coşuyoruz ve duygularımızı düşüncelerimizi burada dile getiriyoruz. ama burası sözlük ve yazdıklarımız sözlük formatına uymalı. uymazsa ne oluyor? bir zamanların kutsal bilgi kaynağı gibi kutsal bilgi çöplüğü oluyor.

    bir yazar çıkıp “xxx, yyy’dir” diye bir entry giriyor sonra hemen altında başka bir yazar “xxx’in yyy olduğunu sanan/gösteren yazarları/andavalları gösteren hede” diye entry giriyor. bu ne la? bu entry mi şimdi? silin kardeşim, formata uymayan ne kadar entry varsa silin, yozlaşmasın güzel sözlüğümüz. aşırı tepki hatta aşırıya kaçan gol sevincine sarı kart veriliyorsa siz de verin, iki sarı gören de nasıl kırmızıyı yiyorsa tekrar tekrar uyarılanı da uçurun.

    toplumun değişen yapısının sözlüğe de yansıdığını görüyoruz, tahammül diye bir şey kalmamış kimsede. tahammül kalmadığı gibi toplum eleştiri yapmayı da unutmuş doğrudan saldırmayı, ötekileştirmeyi, hakareti tercih eder olmuş. sırf bu yüzden entry girmek istemiyorum. yazıyorum yazıyorum siliyorum çünkü biliyorum ki hemen linç yiyeceğim. en zıt düşüceler güzel bir üslupla tartışılabilir ya. açın youtube’dan bülent ecevit ve necmettin erbakan’ın tartışmalarına bakın. turgut özal’ın özelleştirme konularında girdiği tartışmalara bakın. “satarız efendim satarız”dan “satarız satarız babalar gibi satarız”a döndü üslup. ben artık puan kaybettiğimiz maçlardan sonra sözlüğe girmiyorum vallahi de samimiyetle içimden gelmiyor. çünkü biliyorum ki kontrolsüz öfke patlaması var içeride. biliyorum ki çok kişinin kellesi gidecek daver bey çok. olmasın böyle.

    naiflik, kibarlık, centilmenlik güzel şey.

    ya şu sözlüğe girmeden evvel gidin bir mastürbasyon yapın rahatlayın da gelin ya, valla bak inanın daha güzel olur her şey. freudyen bir yaklaşımla bitiriyorum. eyyorlamam bu kadar.
  • 304
    bu adam, fatih terim'e bazı sebeplerden dolayı sıcak değil ki kendisi de belirtmiş ve belirtiyor bunu yeri geldiğinde. eğer sözlükte gerçekten fatih hocayı eleştirenlere, ona mesafeli yaklaşanlara karşı bir girişim söz konusu olsaydı mantıken hagi ya da gs, salyangoz'u pilot etmişti ilk fırsatta. :(

    moderasyonun sözde yanlı tavrı hakkında birkaç entry gözüme çarptı. hmm... salyangoz'un bizzat başlığının altına bıraktığım bir fatih terim'e eleştiri temalı eleştiri entry'si duruyor hala adamın rumuz altında, silmedi. silmediği gibi özelden ters bir şey de söylemedi. hani ima ediliyor ya "moderasyon gibi düşünmezseniz pasifize edilirsiniz" diye, yok öyle bir şey.

    moderasyonun (son 2 gün özelinde daha çok salyangoz'un) belli konulardaki açıklamaları gayet berrak. ajitasyon sosuyla demagoji yapmaya gerek yok. her şeyden önce; üye olurken kullanım koşullarına uyacağımız konusunda ilgili kutucuğu tikledik her birimiz, "bu kuralların alayını okudum, anladım ve bu kurallara uyacağım" dedik, o zaman verdiğimiz sözü tutalım değil mi, uyalım o uyacağımızı beyan ettiğimiz kurallara, yüzde yüz olmasa da büyük oranda sadık kalalım.
  • 305
    sözlükte yaşanan ve var olduğuna katıldığım üslup problemini, çok kötü bir üslupla anlatan yazar, moderatör.

    (bkz: notgivingup/#2737161)

    moderatör arkadaşlar, sözlüğün düzenini korumak, sözlüğü daha iyi hale getirmek için uğraşıyorlar. işleri de hiç kolay değil farkındayım..

    ama hiç bir moderatör, buradaki hiç bir yazarın ne abisi, ne hamisi, ne ebeveyni ne de işyerindeki üstü değil. moderatörler sözlüğün sahibi de değil, korumakla görevli parçaları..

    bu yüzden en az bizler kadar onların da yazdıkları entrylerde üsluplarına dikkat etmeleri gerekiyor.
  • 309
    biriyle problem yaşayacağını hiç düşünmeyeceğim moderatör, çok da iyi bi yazar. 2 sene önce entrylerimin sık sık silindiği zamanlarda bana belhanda gibisin, biraz daha kurallı yazarsan iyi olur demişti, o zamandan beri çok az entryim silindi.*

    problem olduğu söylenen şey için bi açıklaması vardır diye düşünüyorum, yanlış anlaşılma olabilir. neyse çıkar ortaya.
  • 310
    futbol görüşlerimiz çok uyuşmasa da sözlükte gördüğüm en aktif yönetici.

    öncelikle geçmişte ceza almış* ve bazı entryleri silinmiş biri olarak yazıyorum sonra yönetime yancı geldi demesinler. zaten kendisinden şikayet eden arkadaşın asıl sıkıntısı yönetici olan salyangoz ve tavırları değil onun yazdığı akp hükümeti eleştirisi içeren entrysi. misal salyangoz başka bir siyasi konu başlığına yazsa dünya umrunda olmayacaktı. ilgili şahsın şikayet ettiği başlıktaki entrylerine göz ucuyla bakmak yeterli. konu siyasete kaymaması için aydın havası misali kısa kestim.
  • 311
    ön edit: sözlük kurallarına göre özel mesajlaşma içeriklerinin açıklanması mümkün değildir. ama madem yazar iki adet entry ile mesajlaşmamızı hemen hemen tamamıyla açıkladı, ben de bu sınırlar içerisinde, moderasyonun tarafsızlığından bir şüphe duyulmaması adına doğru kronolojik sırayla bir miktar bu mesajlaşmalardan da yer vermek suretiyle açıklama yapayım. ancak şunu da belirteyim, bana yapılan eleştiri yeterince okunduktan sonra özel mesajlaşmayı ihlal eden entryler bu dahil olmak üzere silinecektir.

    moderasyon yetkilerini keyfi kullanmakla suçlanan yazar.

    bariz şekilde hatalı olan ve bu sebeple silinmiş bir entry var ortada. entry bir kuralı tam ihlal etmiş, 2 kuralı da teğet geçmiş. teğet geçme derken bir kuralın istisnasına uymuş ve o nedenle kabul edilebilir, öteki kural içinse sınırda ama yine de silinmesi gerekiyor. yani 3 kuraldan 1 tanesine "kesin olarak uymuyor", 1 tanesine uymaya yakın ama "uymuyor", 1 tanesine de uymamaya yakın ama "uyuyor".

    entrysi silinen yazar da mesaj atmış ve benim entrymin ne kusuru var diye sormuş.

    ben de başka entrylere doğrudan cevap vermemesi ve doğrudan etkileşime girmemesi gerektiğini söyledim. (u: tabi burada olduğu gibi nickaltı entrylerde bu kuralı şu zamana kadar hep bir miktar esnettik. üslup kavgacı olmadığı müddetçe.)

    bana kuralın nerede yazdığını sordu.

    buraya kadar her şey normal.

    moderatör olarak ne yapmanız gerekir? entrynin forum tarzi entry olması sebebiyle silindiği zaten silinme sebebinde yazılıyor. yani aslında sorusunun cevabı kendisine zaten verilmiş. nerede yazdığı ortada. kurallar ==> forum tarzı entry. yazarın istatistiklerine baktım. 159 entryde 22 adet silinmiş entry var. ve yazarı uyardım, bu oranı ilk etapta 15-20 entryde 1 silinene düşürmesi gerektiğini, aksi taktirde sorun yaşayacağını yazdım. bir de entrysinin silinme sebebi ile bağlantılı 3 kural olduğunu, bunların "forum tarzı entry", "başlıktaki entrylere fiziksel referans içeren entry" ve "önceki entrylere cevap niteliğinde entry" olduğunu, okuyup öğrenmesi gerektiğini yazdım. çünkü benzer nitelikte bundan sonra gireceği entrylerde kavram kargaşası yaşamamasi için birbiriyle bağlantılı 3 kuralı bilmesi gerekiyor. bu kuralı öğrenirse artık buna benzer hatalar yapmaz diye düşündüm.

    yazar ne yaptı? bana bu 3 kuraldan teğet geçendeki "yani formata uymamaya yakın ama uyan" kuraldaki bir maddeyi yazıp "kurallarla ilgili ahkam kesmeden önce tekrar okusaydınız keşke :)" cevabını verdi.

    bakın sevgili arkadaşlar soru sorup açıklama isteyen yazarın kendisi. ben durup dururken kendisine açıklama yapmadım ki yapabilirim. bana göre kuralları bilen tüm yazarlar yenilere bu yardımları yapabilirler hatta yapmalılar ama ben moderatörüm ve bu hakkım var. peki benden açıklama isteyen kim? kuralları bilmekle yükümlü olan kişi. yani yazar. ben kimseye kural öğretmek zorunda değilim. saygıyla yaklaşan herkese yine de en kısa zamanda dönüyorum. açıklama yapınca da ahkam kesme deniyor. işte buna katlanmak zorunda değilim. sağlıklı mı bu davranış biçimi yahu? soruyu soran kendisi, cevap verince ahkam kesme yazan kendisi. yazara o nedenle "ahkam kesmek falan derken saldırgan davranıyorsun bence küstahlığa gerek yok" dedim. bu bir ast üst ilişkisi değil. moderatör olmasam da aynı cevabı verirdim. yani elimdeki yetkiler nedeniyle kimseden bir saygı beklemediğim gibi bu yetkileri aldığımdan beri çok daha fazla tahammül gösteriyorum. bu bir insan ilişkisi ve insan olarak da ben bu davranışı kabul etmiyorum. şimdi bu yaklaşım küstahça değil de ne? kelime arkadaşın hoşuna gitmemiş olabilir ama nitelemem bana davranış şeklinden de azı değil.

    daha bu gün bir yazara amerikan futbolu ile alakalı bir soru sordum. zaten hep başını ağrıtıyorum, buradan selamlarımı ileteyim*. o da bana açıklama yaptı. ama farklı düşündüğümü farzedelim. "adama kalkıp amerikan futbolu ile alakalı ahkam kesmeden önce keşke biraz amerikan futbolu öğrenseydin" yazsam bunun adı küstahlık olmaz mı? daha kibar bir nitelemesi var mıdır bu hareketin? karşımdaki bu muamele ile muhattap olmaya mecbur mu?

    ama önemle belirteyim. yani burası çokomelli. yazar cezayı bu sebeple almadı.

    daha önce sildiğim entry dolayısıyla benzer mesajlar aldım ve hatta küfür de yedim. bu arkadaşların hiç biri bu sebeple ceza almadı. eskiden blokluyordum böyle insanları. fakat moderatörlük görevini sürdürdüğüm müddetçe bu lüksüm yok. bu güne kadar kimseyle tartışma yaşamadım, bundan sonra da kimseyle tartışma yaşamam. üslubunu bozanı en fazla bir defa uyarırım, uyarım olumlu karşılık görmezse mesajlaşmayı keserim olur biter. nitekim yazar ifade ettiği gibi bana terbiyesiz yazmış. bir daha cevap vermedim kendisine. bişey bişey çocuğu da yazabilirdi. göstereceğim tepkide bir değişiklik olmazdı. çünkü bu saatten sonra bana göre iletişimin devamı için bir sebep yok.

    ama şu var, yazarın profilini onun bana mesaj atması sebebiyle bir şekilde incelemeye almış oldum. bu moderatör olarak görevim. içinizde bir çok yazara entry silinme oranları ile alakalı uyarı yapmışımdır. niye ceza vermek yerine uyarı yapıyorum, çünkü bu oran cezalık bir oran. istatistikleri sorunlu yazara tatsiz bir uygulamada bulunmak, ceza verip motivasyonunu düşürmek yerine format konusunda kendisini geliştirmesi gerektiğini hatırlatmak için istatistiklerinin formatı bilmediğini gösterdiğini ve formatı öğrenmesi gerektiğini yazıyorum. formatı bilmemek zaten ceza veya uçma sebebi. peki yazar uyarılara ters tepki verip de formatı öğrenmeyeceğini gösterirse ne yapmalıyım?

    bu gün bakıyoruz itham eden yazara; 181 aktif entry ve 27 adet de silinmiş entrysi var. yani cezasının üzerine 22 geçerli entry yazmış 5 de silinen var. hemen hemen 4,5 geçerli entrye karşı 1 silinen entry. eminim tüm entryleri incelense fazlası çıkar. yani öğrenmek bir yana istatistikleri kötüleşmiş. yazarın formatı bilmediği net şekilde ortada. cezasından sonra da düzelen hiç bir şey yok özetle. yazar uyarıma karşılık ortaya koyduğu öğrenmeme iradesini eyleme de dökmüş halde.

    sadeleştirelim. ortada cezalık bir yazar profili var. normal şartlarda ceza vermem gerek yazara. çünkü sürekli hatalı entryler giriyor. bense cezalık profili hakkında uyarıyorum. uyarım karşılık görmüyor. yani ceza uygulanması gerekirken uyardığım halde "niyet olarak bile" sonuç alamıyorum. netice itibarıyla ilk başta yapmam gereken şeyi yapıp ceza veriyorum. olan budur.

    peki ben iddia edilen gibi keyfi davranan bir moderatör olsam ne yaparım. yazarın tüm entrylerini incelemeye alırım. hatalı entry oranının kabul edilemez seviyeye geleceğine eminim ve yazarı uçururum. yeni gelen yazarlar arasında bu şekilde olan çok arkadaş var. geçmişte de böyle olan arkadaşlar oldu. bir kısmı sözlüğe uyum sağladılar, bir kısmı uyum sağlamadılar ve uçtular. az entryli, yeni sayılabilecek yazarlara formatı tam anlamıyla öğrenmesi için süre tanıyoruz. onları elden geldiğince takip ediyoruz ve yardımcı oluyoruz. ama bu bizim iyi niyetimizden. yani yapmakla yükümlü olduğumuz bir şey değil. zaten o tarz bir yükümlülüğü de kabul edeceğimi sanmıyorum. bunu gücüm ölçüsünde yapıyorum zira. ama neticede yapıyorum, yapıyoruz. oysa hala üyelik bekleyen çok sayıda yazar var. hızlıca siler, hızlıca kabul ederiz. olan da yeni yazarların beklediği onca zamana olur. ama davranışlarıyla uyum sağlamayacağını, kuralları öğrenmeye niyeti olmadığını belli eden yazarlara da "kusura bakmasınlar" haliyle pek sabır göstermiyoruz. çünkü bir yandan da senelerdir kurallara uyan yazarları düşünmek zorundayız. sonra galatasaray sözlük başlığına girdiğimizde, "nerede o eski sözlük" temalı entryler okuyoruz.

    peki söz konusu yazarın cezası ne zaman bitmiş? geçen ayın 23'ünde. ne zaman benim keyfi uygulamamdan şikayetçi olmuş? hükümetin spor uygulamalarını eleştirdiğimde. sanıyorum bu ne kadar iyi niyet ve samimiyetle benden şikayetçi olduğu konusunda fikir verecektir. ne yapsaydık yani? fenerbahçe'ye 5-10 şampiyonluk hediye edilmesine, galatasaray'ın nihat özdemir federasyonu aracılığı ile katledilmesine ses çıkarmasa mıydık?

    bu vesileyle herkese hatırlatalım; bu tarz istatistiklerle sözlükte yazar olarak kalmanız imkansız. çok entrysi silinen herkes lütfen kuralları okusun.
  • 312
    sorun yasiyorsani kendisiyle, sorun kendinizdedir dedigim yazar.

    tam zamanini hatirlamiyorum ama, taa ilk yazar oldugum zamanlarda kendisi silinen bir entry'mi -ki biraz da uzundu, sildi. bazi kurallara uymamasi sebebiyle. ama zannedersem ki, verdigim emege acımış olacak ki, guzel guzel durduk yerde detayli olarak hatalari yazan bir mesaj gonderdi editor misali. ben de ilgili uyarilari duzelterek canlandirdim entari hala duruyordur silmediysem.

    yani ne bileyim kurallara uymuyorsa uymuyor diyip, patlatip gidebilirdi. umurunda da olmazdi, zaten gorevi bundan ibaret. uyuyorsa gec, uymuyorsa sil. bitti gitti. ama ona ragmen guzelce detaylica acikladi. ozverili oldugu buradan belli. son olarak isbu entrynin ilk cumlesini tekrar okuyun.
  • 313
    yazdıklarıyla haklılığımı ortaya çıkarmış olan yazardır.

    çok eski bir yazar değilim, daha önce herhangi bir sözlükte yazarlık yapmış değilim kurallara yeterince aşina olamayabilirim ve hata yapabilirim. hata yapmadığımı yahut formata tam hakim bir yazar olduğumu iddia etmiyorum.

    evet salyangozla ilgili rahatsızlığımı kendisi yine siyasi bir entry girince yazdım çünkü bana ceza vermesinde daha önce siyasi görüşümü belli eden entry’lerimin etkisi olduğunu düşünüyorum. ayrıca burada devamlı ideolojik nefretini kusmasından da çok rahatsızım çünkü galatasaray sözlükte farklı ideolojilerden farklı sosyo-kültürel kökenlerden gelen insanlar var ve bu insanların ortak noktası ortak sevgisi galatasaray. her fırsatta sergilediği ideolojik tavrın buradaki birlikteliğe zarar verdiğini düşünüyorum.

    bana ceza vermesinin sebebi şuydu; entrymi sildiğinde “hangi kısmı düzeltmeliyim” diye sordum; hatalı bir entry girdiğimi söyledi, 3 kuraldan dolayı (önceki entrylere cevap niteliğinde olması, başlıktaki entrylere fiziksel referans içermesi ve forum tarzı entry olması) hatalı olduğundan bahsetti, ben de cevaben kendisine entrymin ilk iki kuralla uyumlu olduğunu (kuralı kopyala yapıştır yaparak) 3. gerekçesi olan “forum tarzı entry” nin ise çok subjektif olduğunu ifade ettim ve entrymin kurallara uygun olduğunu, kuralları uygulamadan önce hem entryi hem kuralları daha iyi okuması gerektiğini söyledim. bana “küstahlık yapma” diyince kendisine “terbiyesizlik yapma” diye cevap verdim ve arkadaş bana ceza verdi.

    madem haddinden fazla hata yapmışım, bana cezayı ver ve de ki sen formata hakim değilsin ve bu yüzden bir süre yazarlık yapamazsın, sonuna kadar haklısındır. ama bir yazarla aranda geçen bir tartışmadan sonra (küstah diyerek ilk hakaret eden kendisi) o yazara ceza veriyorsan sürekli eleştirdiğin muktedirden en ufak bir farkın yoktur. eline geçirdiğin gücü ilk fırsatta keyfi olarak kullanmışsındır.

    ayrıca bana takındığı bu tavırda siyasi görüşlerimizin de taban tabana zıt olmasının etkisi de olduğunu düşünüyorum fakat bu bir düşüncedir, bir iddiadır bunu kanıtlayamam.

    şunu da belirtmek isterim ki benim siyasi görüşüm galatasaray sevgimle çelişmez, galatasaray aleyhine bilinçli bir organizasyon içinde olan kim ise eleştiririm ve bunu dile getiririm. ama en ufak fırsatta burada ideolojik nefret kusarak da burada bizi birleştiren galatasaraylılık ruhuna aykırı hareket etmem.

    edit: yazım hataları düzeltilmiştir.
  • 315
    çaylaklıktan yazarlığa geçişimi onaylayan moderatör.

    artık üzerinden bir buçuk yıla yakın zaman geçtiği için rahatça söyleyebilirim diye düşünüyorum; yazarlığımı onaylarken bana kıyak geçmiş olabilir.

    şöyle ki okur modunu tamamladığım gün* sabahtan akşama kadar 20 adet entry'i kısa sürede girip sabahın köründe hagi'ye mesaj atmıştım.

    mesajın içeriği ise yazarlığımın ne zaman onaylanacağı ile ilgili idi. sevgili hagi kızmasın ama oldukça soğuk bir tavırla* beklemeniz gerekiyor deyip muhabbeti kapattı.**

    okula gidip geldikten sonra salyangoz'a mesaj atayım dedim. kendisi bana çok yardımcı oldu ve kayıp zamanlı entry'nin ne olduğunu bilmediğimi gösterdi. inanın gerçekten bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum. sözlük içerisinde kısa zamanlı bir araştırma yaptım ve bahsettiği kavramı pek tabii öğrenmiş oldum. devamında 10 dakika içinde yazarlığımı onayladı kendisi.

    1 gün içinde okurluktan çaylaklığa, çaylaklıktan da yazarlığa geçiş yaptım. sözlük formatını öğrenmek adına bana en çok yardımcı olan kişi de kendisi oldu. yeri geldi tane tane anlattı, yeri geldi 8 gün ceza verdi.* o vesileyle keyfi davranışta bulunup, bir avukat olarak bir insana haksızlık yapabileceğini düşünmüyorum.

    sevgi ve saygılarımla emeklerin için daima teşekkür ediyorum sana sevgili salyangoz.
  • 316
    son dönemde sözlüğümüze ziyaretlerini sıklaştıran kripto trollerin * muhalif olması sebebiyle bok attığı moderatör.

    kendisiyle bir tanışıklığım, mesajlaşmışlığım falan yok. bugünkü entrysine karşılık nick altına yazılan jet hızındaki karalama, itibarsızlaştırma amaçlı entryden sonra pek bir izahata ihtiyaç da duymadım açıkçası. taktik aynı taktik sağolsunlar ezberledik yürüyüşünden anlıyoruz niyetletini.

    benim gördüğüm bu yırtık dondan çıkar gibi çıkan 3. dalga. burası da malumunuz ekşisözlük değil. moderatör olması sebebiyle kendisinden ricam bu uyuyan hücreleri tespit edip sözlüğümüzü troll-free zone haline getirmesi.
  • 317
    vaktiyle kendisiyle ettigimiz muhabbetlerden aklımda kaldıgı kadarıyla kendisi avukattır, * izmirlidir, hamza hoca'mı pek sevmez,* gerçi oynattıgı futbola itirazı yoktu ama kadro planlamasını begenmiyordu. geçen sene olması lazım ya da 2017, evlenmiştir. aile babasıdır. moderasyon oldugu zaman en sevinenlerden birisiydim,liyakatle moderasyonun silme yasasına baglılıgını bildirmiştir.* güzeller içinden güzel bir adamdır işin özü.
    kendisi moderatör olduktan sonra çaylak alımları hızlanmıştır, sözluge bu yöndeki katkısı için bile çok teşekkür edilesidir.
    işini hakkıyla yapar, açıklayıcı bir uslubu vardır keza yukarıdaki yazışmaların ifşası olayında da bu görülmektedir. son olarak; haklıdır.
  • 318
    şahsen yazarlığa onaylanma sürecimde bana da benzer bir yaklaşımda bulunan moderatördür. peşinen söylemeliyim, eğer bunu alelade burada konuşmak kurallara aykırıysa özür dilerim.

    olay 2 aylık süreçte (yanılmıyorsam) kronolojik olarak şöyle gerçekleşiyor;
    1) kendisi bana çaylak entrylerim sonrası ulaşıp, düzeltmem gereken hataları gösteriyor, sonrasında onayını alabilirsin diyor, eyvallah.
    2) hataları düzeltiyorum ve yeni entry'ler giriyorum 20 olsun diye (ki bu rakamı tutturmak için uğraşmak da saçma geliyor bana, madem beğendiniz onaylayın işte. ama konu o değil) ve son halini kontrol edebilmesi için mesaj gönderiyorum.
    3) kendisi bu sefer, ilk kontrolleri yaptığı zamanda da mevcut olan başka sorunlu entry'ler buluyor (yani yeni yazdılarım değil, ilk kontrolde artık gözden kaçmış olabilir, ya da kurallar değişmiştir, bilemem). sonra onları da düzeltip mesaj atıyorum.
    4) bana verdiği cevap:
    "yazar alımını durdurduk, sana çok şans verdim kullanamadın."
    burada hakaret vs. yok, ama bu üstten görme tutumunu asla kabullenemem. kendisine bu rahatsızlığımı iletince de, "sen senle aynı düşünmeyen herkesi saygısız ilan ediyorsun." benzeri bir cevap atmıştı. (heralde yazışmalar bir süre sonra siliniyor, inbox'ta bulamıyorum, kelimesi kelimesine aynı olmayabilir.)
    5) ben 7. nesilim, olaydan çok sonra 8.nesil yazarlar onaylandı, ben onayımı aylar sonra alabildim.

    yani özetle, bu sözlük bir şekilde içerik ve ziyaretçi anlamında bir şey başarıyorsa, bunu buradaki yazarlara ve okurlara da borçlu. sonuçta amme hizmeti de değil, sağda soldaki reklamlardan bir gelir de elde ediliyor. bu yüzden; bir daha bana saygısız, üstten gören bir tutum hissedersem buraya girmeyi düşünmüyorum.
  • 323
    50-100 entry girmiş formattan haberi olmayan adamlar gelip kaç senelik yazar/moderatör adama laf atıyorlar gerçekten çok ilginç. neymiş siyasi fikirmiş de üstten bakıyormuş da bilmem ne.

    çok alakasız ve haksız argümanlarla mağduriyet yaratmak bana bir grubu hatırlatıyor ama çıkaramadım tam şimdi kimdi bu ottan boktan mağduriyet yaratan vatandaşlar.
  • 324
    (bkz: #2790867)

    kendisine göre belhanda'yı ıslıklamak aptallık. bana göre de ıslıklayanlara laf etmek aptallık.

    seyirci, taraftar, fan, abone, takipçi ne derseniz deyin adına bu insanlar tepkilerini başka nasıl gösterebilir. yaa ahmet mehmet ıslıklamayın amaaaa... ee ne yapsın ahmet mehmet, haftaya kadroya mı almasın? o yetkisi mi var?
  • 325
    (bkz: #2790867)

    takım bir şampiyonlar ligi maçında dünya devi real madrid karşısında 1-0 gerideyken oyundan çıkan oyuncuyu ıslıklamak net olarak aptallıktır. ne oyunucuya ne de takıma faydası vardır. hem rakibi motive eder hem de hem oyundaki oyuncuları ve oyuna giren oyuncuyu stres altında bırakır. taraftar dediğin desteğini de tepkisini de yerine göre göstermelidir. yersiz tepki zarara neden oluyorsa bunun tek açıklaması aptallıktır. bu yüzden kendisine sonuna kadar katılıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın