resim
Ryan Guno Babel
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Sol Kanat
Yaş:39
Boy:1.85
Uyruk:Hollanda
  • 1651
    takimimizin 2019-2020 sezonundaki el freni degil, kanimca su ana kadarki felaketidir.

    oynamis oldugu donemdeki kritik maclarda bencilliginden harcadigi (cinsiyetci kufur kullanmadan tarif etmek icime sinmiyor ama harcamak kelimesiyle yetinelim simdilik) pozisyonlarin sebebi sol kanat oynamasiysa eger, hep beraber birakalim futbolu, bu kadar aptalca bir oyunsa eger bu, hepimiz yazik ediyormusuz zamanimiza.

    sadece o pozisyonlarda dogru hareketleri yapmis olsa su an sirtimizda tasiyorduk, her iki kulvarda da farkli konumlardaydik.
    bu dakkadan sonra, psg macini disarda kazandirmaktan baska bu sezon yapacagi hic bir seyin benim icin gram degeri yok.

    kendisinden edeb cercevesi icinde cok uzun sure bahsedebilmem mumkun degil. en kisa surede galatasaray kariyerinin bitmis olmasini gormek dilegi ile.
  • 1652
    takımın tek hücum opsiyonu. el freni yazan entryleri göz ucuyla okuyup geçebilirsiniz hemen. takımın işleyen bir taktiği yok. herkesin artık bunu görmüş olması lazım. bu yüzden midir bilmiyorum, bütün topları zorda kaldığımız anda babel’e atıyoruz. topu indiriyor, zaman kazanıyor, takımın yerleşmesini bekliyor. hızlı oynayamamamızın sebebi değil sonucu babel. bu yüzden tek opsiyonumuz. ileriye hızlı çıkan kimse yokken babel ne kadar hızlı olup oyun kurabilir ki? fulham’da, hollanda’da, beşiktaş’ta iş yapan adam bir anda çöp mü oldu yani? abi lütfen birazcık da suçu kendimizde arayalım. tek tek bütün oyuncuları suçluyoruz, herkes mi çöp bu takımda? sorun başka yerlerde ama bakalım teknik heyet bunu fark edip çözebilecek mi yakın zamanda. sivasspor kadar bile yok mu yani kadro kalitemiz? hiç gol atamamamızın sebebi gerçekten babel’in yavaş oynaması mi?

    edit: böyle oynayacaksak henry benim tercihimdir. fakat bu babel’i çöp yapmıyor. entry bunun için yazıldı. ikisi farklı oyuncular ve ne yazık ki ne oynamak istediğimizi bilmiyoruz. transferleri de bunu düşünmeden yapıyoruz anladığım kadarıyla. geçen sene herkes henry için bencil ve çöp derken burda adamı savunuyordum tek oyun planımız diye. açın bakın. henry tercihimdir fakat sorun babel değil bunu anlamak lazım. artık sistem çalışmalıyız. bireysel performansla anca günü kurtarırız.
  • 1653
    takımda taktik yok, plan yok, program yok. babel kötü, seri kötü, nzonzi kötü, feghouli leş, ömer - adem seviyemizde değil, marcao göbekli... peki kim iyi arkadaşlar ? bu adamlar 3.lig'den mi geldi ? sene başı burada 11'ler kurup hepiniz sevinç çığlıkları atıyordunuz ama ?

    bu futbolcular başı kesik tavuk gibi sahaya atılırsa olacağı bu, daha fazlasını beklemesin kimse. babel çok değil daha geçen sezon fulham'da neler yaptı ? bu adam hollanda milli takımında oynamıyor mu ? bi bize gelince mi kötü oynama kararı alıyor ? yapmayın gözünüzü seveyim, biraz objektif olun.
  • 1654
    hala entry başlıklarının altında takımdan, maçlardan bahsedilirken el freni babel'in oynaması veya oynamaması lazım falan denilen, hollanda milli takımında ilk onbir oynayan futbolcumuz. bir bizim takımda el freni arkadaş, yoksa hollanda milli takımında gaz pedalı. bunun bir de kankisi var temposuz nzonzi! böyle avutup kendimizi, kötü futbolumuzu bu tür etkenlere bağlayalım.
  • 1656
    net olarak el frenidir. sağlamasını yapmak için, kendisinin oynadığı büyük maçlarda atılan gol sayısına bakın. evet, doğru bildiniz, kocaman bir sıfır.

    kendisi olmayınca, en azından büyük maçlarda,az da olsa 2 gol sıkıştırmışlığımız var.

    babel'den önce, bruma, garry, onyekuru gibi fişekleri görmüş taraftarımızı nasıl tatmin ediyor anlamıyorum.

    evet ben de gelince umutluydum, olur dedim ama uyuşmadı kimyamız.
  • 1659
    arkadaş biz babel'in oynamadığı maçlarda gol rekoru mu kırdık ben mi yanlış biliyorum. ya tuzlaya gol atamayan bir takımdan bahsediyoruz. kimse uçuyor kaçıyor demiyor ama hangi oyuncumuz bu sene uçup kaçtı, birkaç futbolcu performansı harici.

    lemina süper oynadığı maçta kaptırdığı bir topla gol yiyoruz. işte burda sorun lemina'nın top kaptırmasında değil, top kaptırdıktan sonra ki aksiyonu alamamamız. top bizdeyken de bir aksiyon yok.

    burak yılmaz 34 yaşında, babel 32 yaşında ve kimse bu adama çalışmıyor diyemez. burak mı çok kaliteli veya babel mi çok kalitesiz yoksa bizim bir sistemimiz mi yok? ya falcao oynarken de gördük, diagne oynarken de, andone oynarken de. futbolcu çok formunda olup ekstra işler yapacak ki veya karşı takım bir hata yapacak ki gol atacağız. anlık parlıyoruz farkında değil misiniz?

    geçen sene bile 2-0 dan verdiğimiz maçları hatırlayın. bir sistem, bir plan kurmadıkça onyekuru'yu da getirsen, shaqiri'yi de alsan günlük hatta yıllık (şampiyon olduğumuzda) seviniriz ama gelir elin belçikalısı, portekizlisi, rusu, almanya'nın orta sıra bir takımı seni madara eder gider. şampiyonlar ligine gitmekten korkan bir takım taraftarı olduk. hala kişisel performanslara bakalım biz. hiç bunlar niye böyle oynuyor demeyelim. biri bataklığa batıyor öbürü plan yapıp ona halat atayım veya başka bir çare bulayım demiyor da o da bataklığa atıyor kendini o da saplanıyor. başka izahı yok.
  • 1660
    bu yaşta bu sözleşme ile alınmaması gerektiğini söylemiş ve bunun için kınanmış biri olarak haksızlık yapıldığını gördüğüm oyuncu.

    sadece babel değil, tek tek hiçbir oyuncuya fazla yüklenmemek lazım bizim 2019/20 sezonu ilk yarısı için. bizim sorunumuz tamamen kenar yönetimde, bunu görememek için kör olmak lazım.
    herkes ve herşey, oyuncular diziliş vs. değişiyor ama istikrarlı olarak pozisyon üretemeyen geberik takım görüntüsü değişmiyorsa, sorunu hollanda milli takım futbolcusunda aramamak lazım sanıyorum?!
  • 1664
    beşiktaş ve kasimpasa'da oynarken de performansından bağımsız hiç hazzetmediğim oyuncu. isin daha da kötüsü bu adam 10 gün sonra 33 yaşına girecek ve maalesef 3 yıllık mukavele ve dolgun maaş yükü ile bu süreçte temposu yetmediği icin hızlı çıkabiliceğimiz durumlarda rakibe kalcasını koyup bekleyecek çünkü çabuk bir sekilde pas atarsa hızlı hucumda pas opsiyonu yaratması için depar atması gerekecektir. ayrıca net şut açisi olan pozisyonları da topu çekme sevdası yüzünden mahvedecektir. tüm bunların üstüne performansı dip yaparsa muhtemelen taraftarla da arası bozulacak ve iç sahada 7 haftada bir atacağı bir golden sonra taraftara hareket cekecek veya sosyal medyada şovunu yapacaktır.
  • 1665
    evet babel bir çoğumuzun beklentilerinin altında kaldı. her ne olursa olsun daha fazlasını bekliyorduk. elbette ki babel'in de yaptığı hatalar var ancak bütün sorumluluğu ona yüklemek hata olur.
    kasımpaşa'da, beşiktaş'da, fulham'da ve hollanda milli futbol takımı'ında gösterdiği performansın çok uzağında. ancak bunun bizden kaynaklanan sebepleri de var. bu sezon* başından beri hocanın belki de en çok güvendiği adamıdır. bütün hücum yükünü onun omuzlarına yükledi. en büyük hatası da bu oldu. bu ağır oynanan oyun düzeni içerisinde babel gibi bir kalite de otomatik olarak aşağıya düşüyor. galatasaray futbol takımı kendi genlerine aykırı olarak bu sezon hücum yapamıyor. babel'in eski hızı ve fiziksel gücü yok, ki eskiden de patlayıcı özelliği olan bir oyuncu değildi. top kontrolü ve şut tekniği iyi olan, gol pozisyonunu koklayabilen, ileride takımına duvar olabilen bir oyuncu. lakin bu sezon bunların hiç birini yapma şansı olmadı. şu anda oynadığımız oyun düzeninde yapmaya çalıştığımız şey, topu kanat oyuncusuna at, o topu ileriye götürsün atak yapalım. onyekuru, garry rodrigues, bruma gibi isimlerden beklediğimizi bekliyoruz. babel'in bu isimlerin yaptığını yapamaması da göze batmasına neden oluyor. rakip sahaya yığılabilen, sürekli hücum yaptığımız önceki yıllarda gelseydi belki bir efsane olacaktı bizde. bir kanatta feghouli gibi aynı tarzda bir kanat oyuncusu varken, diğer kanatta da babel olunca, üstüne de takımın geneli ayağına top isteyen statik bir takım olunca babel de patlıyor. bir kanatta babel gibi bir adamın varsa diğer kanatta pırpır kanat oyuncusu olarak tanımladığımız tarzda bir isim olmalı, feghouli gibi aynı tarzda, topla oynamayı seven bir adam ile değil. ikisinden birini tercih etmemiz lazımdı sezon başında. ki bence iki kanat oyuncumuz da pırpır kanat oyuncusu olmalı, orası ayrı bir konu. bence kadromuzda her zaman babel kalitesinde bir adam bulunmalı, ama faydalanamıyorsak da satılmasında bir sakınca görmüyorum. az çok piyasası olan bir oyuncu, çin ve arap coğrafyasından az çok bonservis bedeli kazanılarak elden çıkarabilir, bonservis kazanamasak bile kontratından kurtulmak bizim için artı olacaktır.
  • 1668
    bu senenin başında bedelsiz olarak kadromuza kattığımız oyuncu. sürekli onyekuru ile kıyaslandığında için performansı doğru yorumlanmıyor. babel, onyekuru gibi topu alıp uçan veya önüne top atıldığında takımı komple atağa kaldıracak bir oyuncu değil. topu 3. bölgeye yığdığımız zaman atağı şekillendirebilecek etkili şut opsiyonlarını kovalayan biri. forvet eksikliğinde çift forvet için de düşünülebilir. bu tarz oyuncuları etkili kullanabilmek için aslında yıllardır etkili bir şekilde yaptığımız topu 3. bölgeye yığmamız gerekiyor. bundan sonra bireysel yetenekler ön plana çıkacaktır.
  • 1669
    transferi, hem bonservis ücreti vermememiz, hem de geçtiğimiz sezon yarım devreliğine bile olsa premier lig gibi bir yerde göz dolduran bir performansa imza atması dolayısıyla beni oldukça memnun etmişti. 32 yaşında olmasına rağmen, küme düşen fulham'ın göze çarpan birkaç oyuncusundan birisiydi.

    fakat hazırlık maçları sonrası lig başladıktan sonra gördüğümüz babel, o geçen sezonki ile ne yazık ki aynı değil. bu anlamda büyük bir şaşkınlığa uğradığımı itiraf etmek istiyorum. galatasaray'ın bel bağladığı en kritik oyunculardan birisiydi. geçtiğimiz sezon aynı bölgede henry onyekuru izlemiş taraftarlar için babel'in performansı elbette yetersiz. yine de bu kötü form durumunu yalnızca kendisine bağlamak da haksızlık olacaktır. zira babel, takımdaki tek kötü oyuncu da değil. en başta beklerimiz alarm veriyor, orta sahada lemina ve aslında oranın oyuncusu olmayan ömer dışında tam anlamıyla güvenebileceğimiz, standart bir oyun performansı verebilecek adam yok. seri, nzonzi, belhanda, selçuk, taylan ne yazık ki hepsi beklentilerin uzağında kaldı. emre mor, feghouli, adem gibi hücum oyuncularımız da babel'den çok iyi olmayınca, babel'e biraz haksızlık ediyor gibiyiz.

    bence kendisini tam anlamıyla iyileştikten sonra yalancı forvet* tarzı kullanıp, daha serbest bir anlayışta sahaya sürebilirsek, alacağımız verim artacaktır. bütçemize göre iyi bir para yatırdığımız ve 3 sezonluk anlaşmaya vardığımız bir oyuncuyu hemen silmek pek mantıklı olmaz.
  • 1670
    https://www.youtube.com/watch?v=zRQvUo9jreY
    ''buraya her geri geldiğimde acaba yerleşmek istediğim yer burası mı diyorum.''

    kendisinin miami'de evi var, özel antrenörleri de orada yaşıyor, transfer olmadan önce yaz kampını da aynı antrenörle yapmıştı, dolayısıyla kulüp yönetiminden izin alarak sakatlık sonrası rehabilitasyon döneminde çalışmak amacıyla miami'ye gitmesinde sıkıntı yok. zaten devre arasında takımdan ayrılma ihtimali var. bu sezon kötü oynuyor olabilir ama bu adamın sporculuğu ve profesyonelliği tartışılmaz.
  • 1671
    yaz transfer döneminde aldığımız oyuncular arasında gelmesini istemediğim 2 oyuncudan biridir diğeri de * . 2 yıldır oynadığımız futbola bakınca genellikle iyi oyundan çok skor odaklı oynuyorduk ve bu skor odaklı oyunun en önemli parçaları forvet ve hızlı bir kanat oyuncusuydu. babel ne tek forvet oynayabilcek biri ne de hızlı bir kanat oyuncusu. bize ne kadar katkı verir, sistemimize uygun mu diye bakılmadan sırf bonservisi elinde diye yaptığımız bir transfer kendisi umarım kendisi bziden daha çok maaş almadan yollarımız ayrılır.
  • 1672
    her bonservisi elinde olan futbolcunun alinmamasının yanlış olduğunu gösteren futbolcu. gerçi biz buna imza parası verip, 3 yıllık sözleşme verdik. o paraları alıp, bir de amerika'ya gidiyor. bari türkiye'de harca da, döviz içeride kalsın :/ 2 senelik 1.5 milyon euro sözleşme ile bu gibileri nasıl ikna edemiyoruz anlamıyorum. yasin, garry, onyekuru gibi sürekli hızlı kanatlarla oynarken, depardan kaçan futbolcu aldık.
  • 1674
    babel son dönemin belki de en tartışılan isimlerinden biri.bana kalsa da ocakta gönderilmeli. kimyamız tutmadı bir nevi. ilk geldiğindeki sinerji kayboldu. ancak tek taraflı da bakmamak lazım. adam sonuçta bundan önce beşiktaşta belli bir hücum anlayışının oyuncusuydu. bizde şuan için bir hücum anlayışı yok. beşiktaşta daha çok sol forvet olarak oynadı. tam bir sol açık değildi. bu bakımdan ele alındığında bizim babele yüklediğimiz misyon bu şartlarda çok fazla. eski hızı ve seriliği yok. bana göre en iyi faydalanacağımız konum 4 4 2 nin 2. yardımcı forvetidir. alır verir,top tutar,kafa golü yapar,koşu gösterir. ancak bir onyekuru yada rodrigez gibi fuleli gidip adam eksiltip topu sonuca ulaştıramaz. pres yapamaz. alan kapatması daha makul tabi. sakantlanması ve tedavi amaçlı başka ülkeye gitmesi de normal. biz yıllarca sakatlanan oyuncuarın b.münih in ünlü doktoruna gittiğine şahit olduk. kendi açısından yetersiz görüyor olabilir buradaki sağlık ekibini.
  • 1675
    halen daha iyi futbolcu olmasına rağmen galatasaray'ın saha içi aklı olan lider topçusu olmadığından ve de teknik heyetin taktik ile pek alakası olmadığından kötü oynuyor.

    bu adamin çok iyi yaptığı bir kaç iş var. hava toplarında kalçasını koyup topu yere çok iyi indiriyor. fakat atakta mobil sağ açık-forvet-10 numara yoksunluğundan kalçayı koyup bir o kenara bir bu kenara çeke çeke topları ve atakları harcıyor. bunun sebeplerinden biri de babel takımın gol vuruslarinda yetenekli olmadığının farkında. kendi başına iş yapmaya çalışıyor fakat tek başına iş bitirebilecek adam olmadığından aşiri bencil gözüküyor.

    babel en iyi 4-4-2 nin sol tarafında oynar şu an. babel sahte 9 gibi orta sahaya gelecek, topu indirecek. kanatlara oynayacak. sahte öne gelmelerle defansi çekip, forvete ve kanatlara kaçma imkanı sağlayacak. bu sebeple bir tane koşan kanat lazım. emre gibi teknik ama akılsız değil, hızlı ama akılsız. babel kanatta şu an harcanıyor. umarım iyi olan bu futbolcuyu doğru kullanabiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın