• 11950
    "zaten g.saray'da çok mutlu. ayrılmayı aklının ucundan bile geçirmiyor. sarı-kırmızılı formayı giyebilmek için çok şey feda etti"

    "nordin'in g.saray'a geliş süreci sırasında yaşadığı sıkıntılı süreci herkes biliyor. onun en büyük hayali bu formayı giyebilmekti ve bu amacına ulaştı. takımın da as oyuncuları arasına girdi. o da tam istenen düzeyde olmadığını biliyor ve çok çalışıyor. ayrılmak gibi bir düşüncesi yok. sonuçta şampiyonlar ligi'nde 2. tur mücadelesine çıkacak olan ve süper lig'in lideri takımın banko oyuncusu. neden gitmek istesin. sadece roma'dan resmi bir teklif geldi ve bunu g.saray yönetimi'ne ilettim. o sonuna kadar g.saray'da kalmak istiyor"

    amrabat'ın avukatı erkan alkan
  • 11951
    "schalke ile eşleşmek gerçekten mutluluk verici. mükemmel stat ve şehir bizleri bekliyor."

    "schalke ile ilk şampiyonlar ligi maçını ac milan'a karşı oynamış ve o maçta da gol atmıştım. onlara karşı oynamak çok güzel olacak. bu seviyedeki maçlar kolay değildir. kurayı da kolay olarak görebilirsiniz ama alman kültürünü çok iyi bilirim. çok disiplinli bir takıma karşı oynayacağız ve bir an bile hata yapmamalıyız. iki takım için de ilginç bir karşılaşma olacak"

    "stadyumu ve atmosferi çok iyi biliyorum. bütün maçlarını dolu tribünler önünde oynuyorlar. schalke'de ilk senemde intertoto kupası'ndaki maçımızda bile 55.000-60.000 arasında seyirci vardı. taraftar onlar için çok itici güç olacaktır. fakat almanya'da yaşayan vatandaşlarımızda bizim için bir avantaj. bizimde maça çok iyi hazırlanmamız gerekir tabii"

    hamit altıntop
  • 11952
    ''bugüne kadar o kulübü koruyup gözetmek doğrultusundaki görevini başarıyla yerine getiren tahkim kurulu bir an önce sorumluluğu çerçevesinde işten el çekmeli, mensupları da köşelerine çekilip vicdanlarıyla başbaşa kendi muhasebelerini yapmalıdırlar. tahkim kurulu'nun özenle koruduğu ayrıcalıklı kulüp için artık şike, ırkçılık ve hakaretten sonra hakeme tükürmek de serbest hale gelmiştir. üstelik bu kararın şike zanlısı ve suçlusu ayrıcalıklı kulüp yöneticilerinin tff binasına kadar gelerek federasyon başkanı ile yaptıkları pazarlıkların ardından alınması, hukuksuzluğun nasıl bütün ülke önünde fütursuzca sergilendiğinin büyük ispatıdır.''

    ''onlara düşen, bu anlayışları çerçevesinde görevi bırakmaları, gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmaları, futbolumuzun içine düştüğü çirkin tablonun değiştirilmesi adına öncülüğü yapmalarıdır. kulüpler birliği ise bu tiyatroyu seyretmekte ve 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' sorumsuzluğuyla hareket etmektedir. artık bu birliğin mensupları da bir an önce kendilerini gözden geçirip bugün başkalarına yaşatılan haksızlıkların yarın karşılarına çıkabileceğini unutmamalıdırlar. kulüpler birliği'nin yaşanan bu gelişmelere karşı hangi tavrı takınacağını da büyük bir merakla beklemekteyiz.
    ayrıca sahanın ortasında hakarete uğrayan ve yüzüne tükürülen fifa listesinde yer alan hakem halis özkahya'nın da bundan böyle hangi psikolojiyle maçlara çıkacağı, otoritesini nasıl sağlayacağı ve gördükleriyle ilgili raporları ne düşünerek kaleme alacağı iyice düşünülmelidir. ama belli ki bu detaylar türk futbolunu yönetip sözde adalet dağıtanların umurunda bile değildir.''

    sadri şener
  • 11957
    "malesef yine gündemi belli den futbolun dışında galatasaray'ın dışında olaylar. çifte standart var. konu galatasaray olmasa da bu vicdanı yaralayan durum ortada. biz kişilere değil, kurullara güveniyoruz. biz kurulların çelişkili raporunu gözler önüne getiriyoruz. engin baytar ile ilgili yorum yapıldı. biz saygıyla karşıladık ancak bu ceza fazladır dedik. asla bir sebep arkasına sığınmadık. bizim sıkıntımız çifte standart. hakemler üzerinde psikoljik baskı yaratılmaya çalışılıyor."

    ali dürüst
  • 11958
    "televizyon görüntülerine göre bu işi yapacaksak hakemin verdiği penaltı kararları da yarın tartışılır ve değiştirilmeye çalışılır. ortada bir yanlış var ama yanlış kimin ben bilemem. önceki rapor ve televizyon izleniminin ardından nasıl bir görüntü ortaya çıktı da siz kararı değiştiriyorsunuz?"

    "geçen sene play-off'a geçildi. geçilmesinin sebebi ortada. galatasaray ve diğer kulüpler bunun dışında kalmaya özen gösterdi. sakin açıklamalar yapmaya çalıştık kimse madur olmasın diye. geçen sene play-off sürecini yaşadık, şampiyon olduk artık her şey geride kaldı dedik. geçen haftaya kadar futbol konuşalım dedik. saha içinde olanlarla ilgili cezalar uygulanır ve orada kalır. hakımızı aramak için illa ki federasyonun kapısına dayanmayacağız. biz türk futbolunun hakkını arayacağız."

    ali dürüst
  • 11959
    "galatasaray uslubune uygun açıklama yapıldı. bu son olaylarda sergilenen tutum futbol tarihimize sürülmüş bir leke olarak değerlendirilmelidir. herkes hakemlerin korunmasını dile getirirken; bunu uygulaması gerekenler talimatalara aykırı olarak alınan kararların arkasında durmaktadır. bu kabul edilebilir değil. aynı kurum geçen sene mahkeme kararlarının yayınlanmasının ardından zor durumda kalmıştı"

    "mhk, bu hakemimizle ilgili mutlaka açıklama yapmalıdır. bu hakemi o maçta yurt dışından izlemeye geldiler, çok başarılı oldu dediler. siz şimdi o hakemin raporunu rafa kaldırıyorsunuz. tff kendisine yüklenen misyonu geçen sene tamamladı. artık güven meselesi gündeme geldi. kurullara ve federasyona inancımız kalmadı."

    "bu olay türkiye'nin gündemine oturuyorsa, demek ki önemli şeyler var. elbette ki hak aranacak, itirazlar olacak. biz resmi girişimler dışında gelişenleri irdeliyoruz. bu işin amiri olarak tff'den bir açıklama gelmeli. kamuoyu rahatlatılmalı. şu anda üç tane kurulun birbirinden çelişkili raporu var. kamu vicdanını bu durum yaralamaktadır."

    refik arkan
  • 11973
    "yönetme tarzı ve strateji değişmediği sürece işin adı süper lig ya da süper şirket ligi olsun, bir şey fark etmez. ilk olarak mantalite değişmeli. biz kulüpler olarak her zaman devletten istiyoruz. bütün söylemlerin içinde talep tek cümlede bitiyor aslında, gerisi kenar süslemesi. talebin kendisi, "devlet bankaları, kulüplere uzun vadeli kredi versin."

    "ingiltere'yi örnek alma fikri bana biraz gerçeklikten uzak geldi. sorunlarımız bellidir ve özellikle futbol konusunda tamamı ile bir tüketici toplum haline geldik. kendi sporcu üretkenliğimiz günden güne eriyor. ben spor sektörünü biraz da tekstil sektörüne benzetiyorum."

    "bizim ülkemizin sporcu üretmesi gerekiyor ama beceremiyoruz. birçok yabancı oyuncunun, doğru dürüst topa dokunmadan bu ülkeye gelip, alıp gittiği milyon euro'larla kaç türk çocuğu yetiştirirdik düşünemiyoruz."
    "günlük heyecanlarla vakit geçiriyoruz. biz vakit geçirirken birileri de iyi kazanıyor. bugünlerde gazete sayfalarında avrupa'nın, brezilya'nın ne kadar ıskartası varsa hepsi boy boy görünüyor. demeç veriyor."

    adnan öztürtk
  • 11976
    ‘'başkan mütevazı olsa,ona karşı kimse muhalefet bile yapamaz.alçalsa yükselecek.biz aziz yıldırım ile rekabet halinde değiliz.bize ‘küçük grup' dediği için,damarımıza bastığından çıkıp, açıklama yaptık.keşke aykut kocaman gibi'taraftar' deseydi.o zaman böyle olmazdı.her zamanki gibi kibri tuttu."

    ‘'protestoyu tüm stat yaptı; ancak bizim üstümüze kaldı. diğer gruplar dansöz gibi kıvırdı.biz onurlu durduk,durmaya da devam edeceğiz.sessiz kalamazdım.bu kez de bana ‘rantçı' derlerdi.'parayı indirdi,susuyor ‘ derlerdi. biz dik durmaya devam edeceğiz."

    ‘bizim damarımıza basmayacaklardı.başkana düşman değiliz.inşallah futbol takımı da başarılı olsun,aksini istemiyoruz.ama,fenerbahçe için arap baharı başlamıştır.biz de o dereceye geleceğiz,kimse merak etmesin.inşallah sokaklara inmez taraftar,sokağa dökülmeyiz. zamanında,dönsün diye miting düzenlemiştik,dilerim bundan sonra da gitsin diye yapmayız."

    sefa kalya *

    yiyin birbirinizi
  • 11996
    "galatasaray'ı çok seviyorum. büyük bir kulüp ve harika taraftarları var. ben oradayken durumlar daha farklıydı. açıkçası bir şey başaramadık. yıldız oyunculara imza attıramadık. iyi başlamıştık fakat yeterince güçlü bir kadromuz yoktu. şu anda harika bir şekilde yönetiliyorlar ve takım çok iyi inşa edilmiş. onlar için çok mutluyum."

    frank rijkaard
  • 11997
    “dinlenmeye çalıştığım şu günlerde g.saray ve şahsımla ilgili çıkan haberleri üzüntü, şaşkınlık ve hatta ibret ile izliyorum. tarafımdan yapıldığı iddia edilen açıklamalar üzerine kurgulanmış olan, haberdeki bilgilerin tamamı yalandır. takımımıza ve şahsıma karşı yürütülen sistemli harekatın, tüm g.saraylılar gibi ben de çok farkındayım. görevimin başında olduğum sürece bunun takımımıza zarar vermesine izin vermeyeceğim ve yalan haberle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğim.”

    fatih terim
  • 11999
    “fransa'da 'topa kafayla iyi müdahale ediyorsun, ayaklarına hakimsin ama kalenin önünde pek becerikli değilsin' dedi hocam ve ben de savunmacı oldum.”

    “benim aslında çok zor bir kariyerim oldu. fransa'da doğdum, çok küçük yaşta kamerun'a döndük. fransa'ya 17 yaşında geri döndüm, çok alt seviyelerde futbol oynamak zorunda kaldım. galatasaray'da oynamak benim için hayattan alınan bir rövanş. fatih terim beni bu takıma getirdiyse, benim bazı yeteneklerim olduğuna inandığı içindi. ben 4. lig'de bile oynadım fransa'da. dördüncü kümeden birinci lige imza atmayı başardım, pau'dan, toulouse'a transfer oldum. ama toulouse da çok parlak geçmedi. bu yüzden galatasaray'da oynamak, kariyerimden de onlardan da alınan bir rövanş gibi.”

    dany nounkeu
  • 12000
    u17 dünya kupası'ndan sonra herkesin benden beklentisi büyüktü. kamerun futbolunun yeni yıldızlarından biri olarak kabul ediliyordum. ama o dönemde sakatlandım ve dizimden bir operasyon geçirdim.

    metz ile anlaşma imzaladım ama kötü bir dönemdi, onlarla yaşadığım problemler yüzünden 5. lig'e kadar düştüm ben. metz'deki antrenörlerimden biri, bir gün arayıp beşinci ligde oynayıp oynamayacağımı sordu bana, tercih yapma lüksüm yoktu, düşünmeden gittim. ama inanın 5. lig'de oynarken bile profesyonel olmanın hayalini kuruyordum. 19 yaşındaydım ve o iki senenin sonunda başka kulüplerle idmanlara çıkmaya başladım. sonra pau ile imzaladım, çok iyi bir sezon geçirdim. o sezonun sonunda bir sürü büyük kulüp bana kontrat teklif etti fakat ben toulouse'u seçtim. sonra galatasaray'da olan şey oldu. benim yerimde oynayan biri vardı ama sakatlandı. birinci lig'de oynamaya başladım, avrupa maçlarına çıktım. ilk maçımı trabzonspor'a karşı oynadım. hatta 1-0 yenildik ve şimdiki takım arkadaşım ceyhun atmıştı golü.

    dany nounkeu
  • 12001
    *

    "yine zor bir geçiş oldu. bir noktada yedek kaldım ve oynamak istiyordum. kulüpten ziyade futbolu öne koydum. antep'e gelirken nereye gittiğimi bilmiyordum. ama bu kararı verdim çünkü bana oynayacağımı söylediler ve benim ihtiyacım da buydu, oynamak. "

    (u: geçen sene gaziantepspor, galatasaray'dan sonra ligin en az gol yiyen takımıydı. peki galatasaray bu sezon neden savunmasını oturtamadı bir türlü? )

    gilles binya ile oynuyordum evet ve farklı bir ilişki vardı orada, birbirini anlayan iki oyuncuyduk. birbirimizi tamamlamamız daha kolay oldu. ama ben galatasaray savunmasının o kadar da kötü olduğunu düşünmüyorum, gayet başarılı maçlar da çıkardık ve futbolun parçası olarak kötü maçlar da yaşandı.

    *

    "buraya kontrat imzalamaya geldiğimde fatih terim'le bir görüşme yaptım ve bana benden ne istediğini hemen o gün söyledi. dedi ki, “seninle imzaladıysak bu iyi bir oyuncu olduğunu gösterir. yeteneklerin olduğunu biliyorum ama ben onları doğru kullanmanı istiyorum.” antrenörün bana ilk günden böyle bir konuşma yapmasının benim için büyük bir etkisi oldu. "

    dany nounkeu
  • 12002
    (u: şimdi senin için işler iyi gidiyor. ujfalusi'nin de sakatlığı sonrası defans tekrar şekillendi, bir şans olarak görüyor musun bunu?)

    ujfalusi olsaydı takıma bu kadar hızlı girer miydim bilmiyorum. ama şans ayağınıza geldiğinde onu kullanmayı da bilmek lazım, ben kullandığımı düşünüyorum. ben her maçta elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. oynadığım zaman en üst seviyede oynamaya çalışıyorum, umarım antrenörlerim de benden memnundur ve en uzun süre burada devam ederim.

    (u: galatasaray'daki partnerin semih kaya, 21 yaşında genç bir oyuncu ve bütün galatasaraylılar onun üzerine titriyor. ne düşünüyorsun semih hakkında?)

    "bir oyuncu eğer bulunduğu yere gelmişse gereken niteliklere sahip demektir, “genç oyuncu” diye nitelendirmeyi bırakmalıyız. real madrid'in stoperi de genç! bir takımda oynuyorsan oranın gerektirdiği yeteneklere, kalitelere sahipsin demektir. "

    (u: semih'le saha içindeki iletişimin nasıl? çünkü ujfalusi geçen sezon semih'in saha içindeki öğretmeni gibiydi. savunmanın şefiydi. şu an galatasaray savunması bir şefe ihtiyaç duymuyor mu?)

    "ujfalusi gibi bir oyuncuyla oynarken, kim olursanız olun, bir şeyler öğrenirsiniz. semih'le benim aramdaki ilişki ise farklı. biz birbirini tamamlayan türden bir ikiliyiz. futbol dilini konuşuyoruz; hareketlerle, bakışlarla ya da kısa kısa kelimelerle birbirimizi yönlendiriyoruz ve aramızdaki uyumun giderek arttığını söyleyebilirim. "

    tolunay kafkas'ın bir demeci var: “top dany'ye geldiğinde kalp krizi geçiriyordum” diyor…

    "evet bana sürekli bunu söylüyordu, ben de ona “koç, benim oyun tarzım bu” derdim. bugün olduğum yere geldiysem, oyunda risk alabildiğim için. bu beni ben yapan özelliklerden biri."

    *

    "oh, fatih terim. “risk yok dany, basit oyna” diyor, ben de ona tamam diyorum. ama pozisyon geldiğinde dany yine aynı dany. eğer o an içimden hücumcuya çalım atmak geliyorsa atmalıyım o çalımı. karakterim bu. nasıl bir hücumcu kafaya çıkıyor içgüdüsel olarak, ben de örneğin topu göğsümle karşılayabilirim."

    dany nounkeu
  • 12003
    (u: galatasaray'a geldiğinden beri topu hiç taca atmamış olabilirsin. hatta topu en yakınındaki adama bile değil, direkt oyunu kuracak adama atmak gibi bir çaban var.)

    altyapıda çok antrenörle, çok oyuncuyla çalıştım. böylece benim oyunumun bütünü, birçok parçanın bileşiminden oluştu. ben oyunu dikine oynamayı seviyorum, antrenmanda bile pası en uzaktakine vermeye çalışırım çünkü o pası geçirirsem bir anda 50 metre kazanıyoruz. yandakine verince aynı enlemde oynamış oluyoruz.

    (u: galatasaray taraftarı sen geldiğinde ön liberoda da kullanılabileceğini düşünmüştü, o zaman daha melo da gelmemişti. oynayabilir misin?)

    oynayabilirim ama sevmiyorum. ben artık stoper olarak kendimi daha rahat hissediyorum ama tabii ki antrenör benden isterse orta saha da oynarım. sağ bek de oynarım, eboue'nin yerinde, ama onu da sevmiyorum!

    (u: tribünde, geride kaldığın adama yetişeceğine dair bir inanç, güven oluştu. bugüne kadar tek yetişemediğin oyuncu wellbeck'ti herhâlde…)

    ah, o pozisyonda kaydım ben. yakalar mıydım bilmiyorum ama hızımın benim iyi özelliklerimden bir tanesi olduğunu biliyorum. bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorum. semih de çok hızlı bir oyuncu. iki stoperimizin de hızlı olması takım için bir avantaj, bu sayede savunmayı daha yukarıda kurabiliyoruz.

    *

    aydın benden hızlı koşuyor! takımda yarış yaptık, en hızlısı aydın. ben ikinci oldum. hızlıyım evet ama bu natürel bir şey. çünkü artık koşu antrenmanı yapmıyorum.

    *

    futbol adına ulaşabileceğiniz iki yer var; biri dünya kupası diğeri ise şampiyonlar ligi. bunlardan başka ne isteyebilir bir futbolcu?

    *

    bence çok iyi ve daha da önemlisi ilk maç bizim sahamızda. o ilk maçı çok iyi oynamak ve istanbul'da turun gidişatını belirlemek çok önemli.

    (u: turnuvanın en iddialı takımları birbirleriyle eşleştiler, birbirlerini kıracaklar. buna ne diyorsun?)

    kesinlikle çok iyi kura. bundan sonrası daha zor olacak bunu biliyoruz ama bize bir şans geldi ve bu şansı değerlendirmek bizim elimizde. futbol sahada oynanıyor, kura çekiminde değil.

    (u: fatih terim'le çalışmak nasıl bir duygu? ne söylemek istersin fatih hoca hakkında?)

    fatih terim, çok büyük bir antrenör. bana çok şey öğretiyor. onun nasıl bir antrenör olduğunu herkes biliyor ama fatih terim için tek tek oyunculardan ziyade takımın önemi var.

    bazen kaybettiğimiz maçlardan sonra hiçbir şey söylemiyor. örneğin karabükspor maçından sonra böyle yapmıştı. bazı maçlarda gelir, bize bağırır çağırır, orada eline geçeni yere fırlatır ama en azından ne düşündüğünü bilirsiniz. o hiçbir şey söylemediğinde, “hiçbir şey söylemedi, eyvah” diyoruz birbirimize.

    *

    ben buraya hiçbir şey bilmeden geldim. trabzon'la oynamıştık toulouse'dayken, bir tek orayı biliyordum. ligin böyle olduğundan hiç haberim yoktu. çok mücadeleci bir lig ve bence premier lig'e benziyor, çok fiziğe dayalı. biraz hız düşük ingiltere'ye göre ama manchester'la oynadığımız maçlara bakın, topa sahip olma oranına bakın. ne farkımız var? orada da topu al oyna, top sende değilken mücadele et…

    *

    neredeyse çılgınlık boyutunda. geçenlerde babam geldi ve bir sürü maçımı seyretti. son fenerbahçe maçından sonra bana dedi ki, “oğlum sizin taraftarlarınız deli.” hayatında böyle bir coşku görmediğini söyledi.

    işin garibi, ben antep'e geldiğimde seyrettiğim ilk maç galatasaray maçıydı, ali sami yen'de. oynamıyordum, tribündeydim ama orada bile tüylerim diken diken olmuştu.

    bu taraftarı görünce kendime diyorum ki, neyin var neyin yoksa sahaya dökmelisin. çünkü 90 dakika, tezahürat yapıyorlar. ne var ne yoksa veriyorlar, senin de hesap yapmaman lazım.

    (u: peki sahaya çıkmadan önce taraftarların sesleri geliyor, korkutucu olmuyor mu bazen? rakip sahada örneğin…)

    hayır bu bana tamamen motivasyon veriyor. 12. adam arkamda diyorum, sahaya çıkınca hiçbir hesap yapmayalım, çıkalım ve kozlarımızı paylaşalım.

    mesela manchester united maçını düşün, şampiyonlar ligi'nde maça çıkıyorsun, old trafford'da. dışarı bir çıkıyorsun, senin taraftarının sesi yine geliyor, yine oradalar. o anda her şeyi unutuyorsun. rekabet, deplasman, hiçbir şey kalmıyor.

    (u: bazı oyuncular maç sırasında oyuna konsantre olduklarını ve tribünleri hiç duymadıklarını söylerler, sen ise old trafford'da köşedeki az sayıda galatasaray taraftarını bile duyduğunu söylüyorsun…)

    evet, tabii ki duyuyorum. ve o kadar motive ediyor ki... tamam diyorum, bizimkiler buradalar, arkamızdalar, e hadi, biz de çıkalım oynayalım!

    *

    taraftar? on numara!

    *

    benim için bir takım arkadaşı değil, öz abim o benim. bizde önce saygı gelir, ben profesyonelim ve galatasaray'ın oyuncusuyum doğru. ama eboue ile aramdaki profesyonel bir ilişki değil; ben ona önce abi saygısı veriyorum. eboue aileden birisi gibi benim için.

    dany nounkeu
  • 12009
    -dört büyük takımda şampiyonlar ligi'nde oynadın; sadece galatasaray'da gol attın. hatta krallıkta iddialısın. bunu nasıl yorumluyorsun?

    o zamanlar, yani diğer takımlardayken bu şekilde bir burak yılmaz yoktu. güvenilen, inanılan, kendini kabul ettirmiş bir burak değildi o... baktığınız zaman ben galatasaray'a iyi bir performans yakalamış, gol kralı olarak geldim. hiçbir zaman galatasaray'da oynadığım özgüvenle oynama şansı yakalamamıştım. bu zamanım galatasaray'a denk geldi. elbette farklı bir burak yılmaz görüntüsü ortaya çıktı. bunda fatih hocamız'ın katkıları da çok büyük. zaten beni daha 2.lig'de oynadığım günlerde a milli takım'a çağırıp oynatan da fatih hocam'dı...

    -şampiyonlar ligi'nde gol krallığı iddiası, ronaldo ve messi ile yarışmak nasıl bir duygu?

    neden olmasın ama benim hedefimde gol kralı olmak yok, takımımın başarılı olması var. takımım başarılı olursa, ben de gollerimle katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana. ama bireysel olarak gol kralı olmak gibi bir hedefim yok. açıkçası, messi ve ronaldo dünyanın en iyi futbolcuları. onlarla yarışmak güzel ve onur verici ama onlarla da aşık atacak değilim. kendime güveniyorum, atabildiğim kadar gol atacağım ve iyi işler yapmaya devam edeceğim.

    -şampiyonlar ligi'nde attığın goller içinde en beğendiğin hangisi?

    son maçta braga'ya kafa ile attığım gol...

    -yakın zamana kadar 'kafa golü yok' diye eleştiriliyordun. ama şampiyonlar ligi'nde 6 golünün dördü kafayla... nasıl oldu bu?

    geçen sezon attığım 33 golden sadece biri kafaylaydı. benim kafa vuruşlarımda bir eksikliğim yoktu ama bu istatistik de ilginç. galatasaray'dan önceki oyun tarzımdan ve pozisyonlardan dolayı böyle olduğunu düşünüyorum. ama ben galatasaray'da kafa ile goller atabileceğimi de gösterdim. insanlar nedense beni bir türlü kabullenmiyor. kabullenmek istemedikleri için de 'yok, kafayla gol atamıyor. yok, ofsaytta kalıyor. yok, kendini yere atıyor. yok, hakemle devamlı konuşuyor' diye hep eleştiri yapıyorlar. yani sürekli bir şeyler çıkarıyorlar, ben de onların tam tersini yapıyorum yine de başka şeyler üretiyorlar. eleştiriler her zaman olacak ama biraz da destek olmak lazım. benim üzüldüğüm taraf bu. baktığınız zaman benim yakaladığım bireysel başarılar, birçok oyuncunun yapmak isteyip başaramadıkları şeyler. uefa'da en iyi oyuncu seçilmemi bile konuşmak istemiyorlar. çünkü ben olduğum için bunu bile kabullenemiyorlar. bunun nedenini bilmiyorum, belki galatasaray'a gelişim olabilir. düşünün büyük takımlarda oynayıp giden futbolcuların çoğu silinip giderken, ben çalıştım, direndim, devamlı üstüne koyarak ilerledim ve bir yerlere geldim. bir türlü insanlara bunu kabul ettiremedim. insanların çoğu sanki bunu hazmedemiyor. benim en çok üzüldüğüm konu bu. böyle başarıları yakalamak kolay değil. ben bitmemişim, yılmadan çalışıp buralara gelmişim. biraz da köstek değil destek olunup 'haydi yürü oğlum' demeleri lazım diye düşünüyorum.

    -baban da bir teknik direktör... ondan özel taktik veya nasihatler alıyor musun?

    taktik diyemem ama bana tavsiyelerde bulunuyor. taktik anlamında ise hiçbir zaman karışmadı, karışmaz da... zaten benim bir hocam var. ama özellikle benim sinirli yapımı bildiği için sahada sakin olmamı hep söyler. saha içinde yapamadıklarım olunca asabileşiyorum,. babam da bu konuda bana hep nasihat eder. bunları aşmam gerektiğini söyler.

    -transferde ismin avrupa için geçiyor. ne düşünüyorsun?

    trabzonspor'dayken transferde yüzde yüz konuşma hakkım vardı. çünkü sözleşmemde öyle bir madde vardı. ama galatasaray'da transferim hakkında konuşmam söz konusu bile değil. tüm yetki kulübüme ait. ben burada mutlu ve huzurluyum. gönlüm burada kalmaktan yana. galatasaray forması ile avrupa'da ve ligde başarılar yaşamak istiyorum. bu yüzden transferle ilgili hiçbir düşüncem yok.

    -pres yapmayı sevmeyen bir futbolcu olarak gösteriliyorsun. ama galatasaray'da istesen de, istemesen de bu açıdan da katkı yapman gerekiyor. bu, bir sıkıntı yaratıyor mu?

    bu sezon galatasaray'a geldiğim zaman hocamızın benden ilk isteği de bu olmuştu. hocam da oyunu çift taraflı oynamamı istedi. ben de değişmeye başladım. bu bende sıkıntı yaratmıyor, tam tersine zevk bile alıyorum. eski alışkanlıklarımı yavaş yavaş değiştiriyorum. bunu önce beynimde, sonra da fiziki olarak yapıyorum. elbette bunların hepsi bir anda olmuyor. dediğim gibi yavaş yavaş bunu da yapacağım. oynadığım son maçlardan birinde en çok mesafe kat eden futbolcu bile oldum. bu da benim ne kadar değiştiğimin bir göstergesidir.

    -şampiyonlar ligi'nde rakip schalke... hedef büyüdü herhalde?

    şampiyonlar ligi'nde bütün takımlar güçlü, zorlu olduğu için rakibimizin kim olduğu fark etmiyor. schalke de grubundan birinci çıkmış, çok ciddi bir rakip. o maça daha çok var ama biz turdan ümitliyiz. ilk hedefimiz gruptan çıkmaktı. bunu başardık. şimdi çeyrek finale yürümek istiyoruz. yavaş yavaş ilerleyeceğimizi düşünüyorum.

    -schalke yetkilileri kuradan sonra en korktukları oyuncu olarak senin ismini verdi.

    ne diyebilirim? kendilerine teşekkür ediyorum. inşallah onları mahcup etmem.

    -avrupa'de en beğendiğin lig hangisi?

    ingiltere ligi'ni çok beğeniyorum.

    -şampiyonlar ligi'nde en iyi oyuncu seçilmenle ilgili ne düşünüyorsun?

    çok büyük bir onur ve gurur. bunun için başta hocam fatih terim'e, yardımcı hocalarıma ve takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. bunda büyük katkıları var.

    -biraz da özel hayatını anlatır mısın? ne yaparsın, ne yersin, ne içersin?

    genelde evdeyim. evim tesislere 5 dakika. çoğunlukla annem de benimle kalır. trafik yüzünden dışarı çıkmayı sevmiyorum. arkadaşlarımla haftada 1-2 kere yemeğe giderim. yemek hiç ayırmam ama kiloma çok dikkat ederim. eskiden kitap okuma alışkanlığım vardı, bu i-pad'ler çıktıktan sonra kitap okumayı unuttuk. kamplarda, evde elimizde hep i-pad var, oyun oynuyoruz. kamplarda da böyle vakit geçiririz. sinemaya da giderim. en son 'evim sensin'e gittim; çok beğendim. tam bize hitap eden duygusal bir filmdi.

    burak yılmaz

    edit: istekler üzerine soruları yıldızdan çıkardım
  • 12017
    fatih terim, bir rapor verdi. bu rapor doğrultusunda bir değerlendirme yapılıyor. isim veremem. quaresma deniyor; ama çok daha büyük. şu anda konumları çok yüksek isimler var. şampiyonlar ligi'ne uygun isimler.
    --
    galatasaray taraftarı türkiye'deki başarıdan tatmin olmuyor. avrupa'da sürekli başarı istiyor. türkiye'de şampiyon olmayın avrupa'da başarı elde edin diyor. ben de katılyorum. hedefimiz çok büyük. ben malaga'nın çıkmasını isterdim; ama olsun. biz almanya'da stadın yarısını doldururuz. çok çetin bir mücadele olacak; ama takımımıza güveniyoruz. önce schalke'yi geçelim. ama asıl hedef bu sezn şampiyonlar ligi'nde ilk 4. hedefimiz yarı final. hatta taraftarımız şampiyonluk bekliyor.
    --
    beşiktaş'tan bize milan baros'la ilgili bize intikal eden bir teklif yok. ama prensip olarak biz hiçbir oyuncumuzu bedava göndermeyiz.

    kasım - aralık ayında programımızda bir kayma oldu. bu geçici bir süreç. şubat ayı içerisinde bu kaymayı telafi edeceğiz. maddi bir sıkıntımız yok. programımızdaki bu gecikmeyi telafi ettiğimiz zaman, net söylüyorum, galatasaray rakiplerine 5 yıllık bir ekonomik fark yapar. bunu da bütün branşlarda sahaya yansıtır. boçlarda ciddi bir azalma oldu. ufak tefek aksamalar da oldu. büyük bir sıkıntımız yok. çok net söylüyorum, programımızı tamamladığımızda galatasaray rakiplerine 5 yıllık bir ekonomik bir fark atacak. bazı gecikmekler oldu. ama herkes rahat olsun bu ekonomik programı tamamlayacağız.
    --
    gayrimenkullerle ilgili olarak çalışmalarımız var. kesin olarak florya'dan çıkmayı, stada yakın bir yere kamp tesislerimizi taşımayı düşünüyoruz ve florya arazisine de avrupa'nın en üst düzey klasmanına haiz yapılanmaya düşünüyoruz. stada yakın bir yerde kapalı bir spor salonu düşünüyoruz. türkiye'de eşi benzeri olmayan bir yapı olacak. şimdiden bunun sözünü veriyorum. yapılanları gördük. galatasaray olarak bir şeyi yaparsak her zaman farkımız olur.

    refik arkan
  • 12026
    "kontratım konusunda çok konuşuldu. artık bu konudaki sorulara yanıt vermeyeceğim. çünkü kontrat yenilemem takımın en önemli konusu değil. asıl önemli olan bir sonraki maçımızı kazanmamız. ben de sadece kazanmaya odaklanmak istiyorum"

    "la liga, ispanya kral kupası ve şampiyonlar ligi için savaşıyoruz. kulüpte kendimi rahat hissediyorum. her zaman olduğu gibi bundan sonra da elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım"

    cristiano ronaldo
  • 12027
    "g.saray'a para için gelmedim. burada aldığım parayı trabzon'dan da fener'den de alabilirdim, 2 katına başka yerlere gidebilirdim. ama ben ne olursa olsun g.saray'da oynamak hayalimdi. fatih terim'in takımın başında olması, hedeflerin büyük olması tercihimde etkili oldu. terim çok iyi bir aile reisi. camiayı ve florya'yı çok iyi biliyor. aslan'ı ayağa kaldırıp, travmayı atlatmasını sağlayan fatih hoca'dır. 14-15 yeni oyuncu vardı ama arkadaşlık sayesinde başardık."

    "burak yılmaz ile gerçekten çok iyi bir arkadaşlığımız var. onunla aynı takımda olmaktan tabii ki mutluyum. burak önce çok iyi bir futbolcu ve golcü ama aynı zamanda çok da iyi bir insan. saha içinde arkasında oynayan orta saha oyuncularını rahatlatan biri, kendisine çok boş alan yaratıyor. orta sahada oynayan bir futbolcu ne zaman kafasını kaldırsa onu müsait pozisyonda görebilir. insanı kendisine pas atması için zorluyor. ona pas atmak değil atmamak ayıp olur. zaten ben hangi arkadaşım olduğuna bakmadan pas atarım. maçlarda çoğunlukta arkadaşlarınızı rakipten farklı renkte olan çoraplarından ayırt edersiniz. pas atmak anlık bir iş. özel olarak burak'a pas atayım diye uğraşmam. uğraşamam da, böyle bir zamanım olmaz saha içinde. ilk kaptanlık bandını taktığımda çok onurlandım, çok duygulandım.çünkü g.saray'ın kaptanı olmak çok önemli. tabiki burada fatih hocaya ayrı bir teşekkür etmek lazım. bana inandı, güvendi ve kaptanlık bandını layık gördü. ben de layıkıyla yapmaya çalışıyorum."

    "frikiklere özel olarak hazırlanıyorum. son dönemde herkes ronaldo'yu örnek alıyor ama ronaldo vuruşunu yapamıyorum, yapamam. ben kimseyi örnek almıyorum. kendime has bir stil geliştirmeye çalışıyorum. geçen sezon ile bu sezon arasında aslında hiçbir fark yok. ama bu sene takımda daha çok ofans ağırlıklı arkadaşlarımız var. bundan dolayı fazla ofansı düşünemiyoruz orta sahada. ama şu unutulmasın ki ben bir ön liberoyum ve her sezon geçen sene olduğu gibi 13 gol atamam."

    "fenerbahçe'den kısa bir süre önce sürpriz bir şekilde gönderilen alex de souza gerçekten çok büyük bir futbolcuydu. onun bendeki yeri çok farklıdır. türk futboluna futbolculuğu ile iz bıraktı. onunla kadıköy'de şampiyonluk maçında forma değişip sarılırken, hatta fotoğraf çekilen anı da hiç unutmuyorum. brezilyalı meslektaşım, saha içinde yaptıkları ile hepimize örnek olmuş bir futbolcudur. giderken direkt olarak ulaşamasam da ortak tanıdıklarımızla kendisine hoşçakal deme şansını buldum. alex'i özlüyorum diyebilirim. keşke türkiye'ye gelen bütün yabancılar alex gibi türk futboluna çok büyük katkı sağlayacak isimler olsalar. ben avrupa liglerinin tamamını takip ediyorum, ispanya ligi (la liga) ve ingiltere premier ligi öncelikli geliyor. ama bütün ligleri takip ediyorum. şu anda kesinlikle transferi düşünmüyorum. düşündüğüm tek şey galatasaray'da başarılı olup bana güvenenlerin, destek olanların yüzünü kara çıkartmadan takımımı hakettiği en iyi yerlere taşımak. her futbolcu gibi benim de bir kariyer planlamam var. eğer zamanı geldiğini hissedersem, kulübümün de şartlarına uyarsa bir gün avrupa'da forma giymek istiyorum."

    "fatih hoca'yı anlatırken hocalığı ve kariyeriyle ilgili birşey söylemeyeceğim o bizim haddimizi aşar. gerçekten bize çok yakın, dışarıdan biraz sert görünür ama baba gibidir. kızdığı zaman gözlerine bakmamaya çalışıyoruz. her şeyi bizim için yapıyor. kötü bir şey söylediği zaman biz biliyoruz ki bizim iyiliğimiz için bunu yapıyor. kardeşi gibi evladı gibi görüyor bizleri. aslında çok duygusal bir insan. kötü bir oyundan sonra fatih hoca'nın söyleyecekleri artık kesinleşti. korkudan köşelere saklanmıyoruz ama yine de bir çekinmemiz oluyor. cluj maçında devre arasında 'hiçbir şey söylemiyorum' dedi. söylemedikleri bile bizi motive etmeye yetti."

    "millet olarak kötü şeylerden beslenen bir topluluğuz. çoğu zaman tv açtığımda hep kötü şeyleri görüyorum. insanlar bunları izlemeyi seviyor. avrupa kupalarında fenerbahçe yenildiğinde g.saraylısı, beşiktaşlısı seviniyor. biz yenildiğimizde de aynı. ülke olarak çok büyük bir başarımız yok. türkiye adına tabloyu karamsar görüyorum."

    selçuk inan
  • 12028
    ‘'yeni yılda da tahriklere kapılmadan, sahanın içerisinde kalmaya gayret edeceğiz"

    ‘'başkan olsam, benim kulübümde böyle davranan bir futbolcu takım otobüsüne bile binemez. taksiyle evine gider. bu karardan sonra sınırlar aşıldı. futbolda marka değeri nakaratlarla olmaz"

    futbolda tartışmalardan uzak, futbolun güzelliklerinin konuşulduğu bir yıl olsun istiyoruz; ama maalesef bunlar hep temenni düzeyinde kalıyor. biz mümkün olduğunca hiçbir polemiğe girmeden tahrike kapılmadan, yeşil sahanın içinde kalacak şekilde davranmaya devam edeceğiz.

    sakarya otobanı üzerinde çok şık bir mağaza açtık. galatasaray store mağazaları'nın sayısı 38 oldu. camiada başarı gelince sevinç getiriyor. bu da satışlara yansıyor. şu ana kadar oraya idare eden arkadaşlarımız da başarılı çalışmalar yürütüyorlar. bir şeyi ne kadar satıp kâr ettiğiniz önemli. kâr ve satış oranları açısından şu ana kadar ortaya çıkan tablodan memnunuz.

    genel itibariyle futbol takımı ve diğer branşlarda hedefler tutturuldu. ama önemli olan sezon sonunda hedeflere ulaşmaktır. ben ulaşacağımıza, şampiyon olacağımıza inanıyorum.

    tahkim kurulu'nun kararıyla ilgili bugüne kadar konuşmadım. sonunda gazetede röportajım çıktı. bu röportajı verirken bir baba olarak, türk toplumunun bir üyesi olarak verdim. artık bazı şeylerin çizgisini iyi çekmek lazım. bu son hareket a takımı b takımı meselesi değil. ilkelerin, prensipleri ve ahlâkın yok olduğu yerlerde çöküş kaçınılmazdır. bu artık bir takım meselesi, spor meselesi olmaktan çıkmıştır. birileri internet sitelerinden futbolun marka değeri nakaratını tekrarlaya dursunlar. marka değeri nakaratlarla olmaz. hareketle olur. bazı yerlerde nerede durulması gerektiğini bilmek lazım. artık sınırlar aşılmıştır. durma noktası geçilmiştir.

    benim kulübümde meireles'in yaptığına benzer hareket yapan bir futbolcu olsa, otobüse bile binemez. kulübün semtinden geçemez. evine taksiyle gider. belki farkında değiller, bu hareketi yapanlar; ama bu hareketi en az 10-12 milyon kişi izliyor. bunların yarısı da çocuk. ilkeler, prensipler, özellikle de ahlâk çökerse, sistem ortadan kalkar. artık bu seviyeye geldik. mümkün olduğunca susmaya çalışıyoruz; ama işte görüldüğü gibi kırmızı çizgiler aşılıyor. bundan sonrası içi iyimser değilim.

    sinir de sevgi kadar değerli. hatta sinir daha fazla enerji alıyor. kaale almayacağım kadar laflar edilince sinirlenmiyorum. bunaldığım olmuyor. biz bildiğimiz gibi yaşıyor, bildiğimiz gibi konuşuyoruz. fikirlerimiz bellidir. biz neyi doğru biliyorsak onu söyleriz. eleştiriler olabilir, ne bunalıyorum ne de sıkılıyorum. biz bildiğimiz gerçeği sağa sola çekmeden söyleriz. hiçbir problemimiz olmaz.

    avrupa'nın en iyi kulübü arasına girme hedefi doğrultusunda önemli adımlar atıldı. atılmaya devam ediyor. daha bu başlangıçtır, ama bunun en önemli adımı sportif başarıdan geçiyor. hedefleri yakalamak gerekiyor. şampiyonlar ligi'nde gruplardan çıkmak bile başarıdır. bunu hep birlikte göreceğiz.

    galatasaray ve fenerbahçe 100 yıllık camialar. bunlar da bizim gibi çok yönetici geldi geçti hiçbir zaman birinin ötekinin boyunun ölçüsünü almak hiç kimsenin haddine değildir. bu tartışmalarında ne türk sporuna ne de sahada oynanan futbola en ufak bir etkisi yoktur. bu yönde beyanlar toplumu germekten başka bir işe yaramıyor. kırmızı çizgileri hatırlatmakta fayda var.

    adnan öztürk

    helal olsun valla, nihayet dik duruşlu adamlar geldi başımıza. ayarına kurban.
  • 12029
    --- alıntı ---

    +++galatasaray’a transfer sürecinden başlayalım. transferin nasıl gerçekleşti?

    ilk etapta galatasaray yoktu gündemde. ilgilendiklerini dahi bilmiyordum. diğer kulüplerle görüşmeler devam ediyordu. aslında bir süre bekledim belki galatasaray olur diye. neticesinde galatasaray oldu. çok da mutluyum.

    +++senin nasıl bir galatasaraylı olduğunu biliyoruz. geldiğin sezon, takımın tarihteki en kötü sezonlarından biriydi. neler hissettin?

    kötü bir dönemdi benim için. hem taraftar hem de futbolcu olarak. daha önce kasımpaşa’dayken maç kaybettiğimizde galatasaray’ın galibiyeti ile mağlubiyeti unutuyordum. ama şimdi hem oynadığım takım kaybediyor hem de tuttuğum takım kaybediyor. daha çok üzülüyordum. çok kötü bir sezondu.

    +++sakat olduğun dönemlerde sürekli tribündeydin. kombine aldığın söylenmişti. böyle bir şey var mı?

    kombinem yoktu ama bilkentli aslanlar'da her zaman bir biletim vardı. kuzenim uraz batur’dan dolayı. mehmet güleri de bunların içinde. onlar bana her zaman bir bilet ayırırdı.

    +++bir futbolcunun yaşayabileceği en kötü sakatlığı yaşadın. çapraz bağların koptu. o dönem nasıl geçti? bu süreçte kimler destek oldu? o dönemi anlatabilir misin?

    zor bir süreçti benim için. sakatlandıktan sonra o sakatlığın uzun süreceğini biliyordum. ne kadar çalışırsam çalışayım... o sakatlığın belli bir adaptasyon süreci var. ama fatih hocam, ümit hocam, hasan hocam ve taffarel hep bana yardımcı oldular. takım arkadaşlarım sakatlandığım andan itibaren yardımcı oldu. bu da benim için büyük bir moraldi. ailemi söyleme bile gerek yok zaten. onlar her zaman iyi günümde kötü günümde yanımdalar. zor bir süreçti dediğim gibi ama hep beraber atlattık.

    +++galatasaray’a gelmeden önce sosyal medyada hangi takımlı olduğun merak ediliyordu. sonra öğrendik ki fanatik bir galatasaraylısın. fanatiklik nerden geliyor? aileden mi?

    ailede babam galatasaraylı. aynı zamanda narlıdere belediye başkanı olan eniştem abdül batur da iyi bir galatasaraylıdır. benim galatasaraylılığım da oradan geliyor. aynı zamanda sarı-kırmızı renklerden dolayı göztepe taraftarıydı. beni her zaman maçlara götürüyordu.

    +++kasımpaşa’da oynadığın dönemde evlendin. evlenme teklifi yaptığın görüntüler internette var. bu sırada galatasaray marşı (çıldırın, çıldırın) çalıyordu. kimin fikriydi bu?

    o zaman kasımpaşa ikinci ligde şampiyon olmuştu. doğum günü vasıtasıyla bir arkadaşın kulübüne gittik. doğum günü pastası geldi. kız arkadaşım kendisi galatasaray marşını ayarlamış. ben teklifi yaptım. aslında marş bana da sürpriz oldu.

    +++galatasaray kariyerinde en iyi ve en kötü oynadığın maçlar hangileri?

    en iyi oynadığım maç şampiyonlar ligi’nde deplasmanda kazandığımız cluj maçı. en kötü maç ise kayserispor maçından sonra oynadığımız ibb maçı. o maçta kötüydüm. kayseri maçından sonra aşırı bir yorgunluk hissettim. bu da ibb maçına yansıdı.

    +++bu sezon özellikle cluj maçından sonra herkes yekta’ya yeni transfer olarak baktı. sen bu konuya nasıl bakıyorsun?

    uzun süren bir sakatlıktan sonra herkes aynı şeyi söyledi. yeni transfer dediler. ben de öyle hissediyorum aslında. yeni transfer olduk. (gülüyor) inşallah faydalı olurum bu sene. tek amacım bu...

    +++sanica boru elazığspor maçından önce hazırlamıştım soruları ve 'henüz galatasaray formasıyla golün yok. bu sen de baskı yaratıyor mu?' diye soracaktım ama golü attın...

    aslında öyle bir düşüncem olmadı hiçbir zaman. benim galatasaray takımındaki ilk görevim, savunma yapmak. kasımpaşa’da uzun süre gol atamadığım zaman baskı yaratıyordu. ancak galatasaray’da hiçbir zaman öyle bir baskı hissetmedim.

    +++gole gelelim o zaman...

    gol enteresan oldu. elazığ maçından iki gün önce selçuk inan ile birlikte televizyonda maç izlerken bir pozisyon gördük selçuk’a “hayatımda hiç böyle önüme düşen ve boş kaleye attığım golüm olmadı” dedim. iki gün sonra da öyle bir gol attım.

    +++kadıköy’de kazandığınız şampiyonluğa gelmek istiyorum. çok büyük bir başarı. neler hissettin bizimle paşlaşır mısın?

    kadroya girme ihtimalim vardı. sakatlığım da geçmişti. hazır olmasam da bir ihtimal kadroya gireceğimi düşündüm. biz maçı soyunma odasında küçük bir televizyonda izledik. muhteşem bir heyecandı. 90 dakika boyunca sadece maça konsantre olduk. daha sonra son düdükle diğer kadroya alınmayan oyuncularla sahanın içine fırladık. ondan sonrası yine çok fazla hatırlamadığım kısımlar.

    +++maç sonunda senin galatasaray bayrağını dikmeye çalıştığın ancak engellendiğin söylenmişti. o olayın detayları tam olarak nedir?

    ben sahaya çıktığımda bayrak vardı. biz bayrağı açtık. sabri’nin elindeki bayrağı. fotoğraflarda da var. o bayrakta sopa yok. orta sahaya dikme şansınız yok o bayrağı. daha sonra olaylar çıktı biz içeri girdik. onların bahsettiği 2-3 metrelik sopalı bir bayrak.

    +++öyle bir bayrak var mıydı sizde?

    her maça gittiğimizde öyle bir bayrak var. çünkü oraya şampiyonluğu kutlamaya gidiyoruz. ancak o bayrağın kadıköy’de dışarı çıkması söz konusu değildi. çıkartmadık zaten. öyle bir engelleme olmadı. daha sonra bütün olayları ona bağladılar. sahaya ilk çıkardığımız bayrağa bağladılar. ama onunla ilgili olduğunu düşünmüyorum.

    +++o bayrak dışarıda olsaydı o taraftarın önünde ikinci souness olmak için diker miydin?

    o bayrak kadıköy’e dikilirdi ama bana kalacağını sanmıyorum.

    +++eşin de fanatik galatasaraylı her maça geliyor mu?

    her maça geliyor. ben oynadığım için değil. galatasaray maçı olduğu için geliyor. ben oynamasam da tribünde. hatta deplasmanlara da gelmek istiyor. ama ben izin vermiyorum.

    +++araba merakın var bildiğim kadarıyla. özellikle motorlarını tamir ettiğini duydum.

    evet özellikle motor merakım var. o tabii mesleğimden dolayı çok ilgilenemediğim bir hobi. eski arabalarımı kendim tamir ediyordum. ama şimdiki arabaların motorunu açmak pek mümkün değil. eskiden bir opel corsa’m vardı. onun motorunu açıp filtrelerini falan değiştiriyordum. bakımlarını kendim yapabiliyordum.

    +++şimdi porche’de olmuyor sanırım?

    (gülüyor) evet şimdi olmuyor.
    --- alıntı --- *

    yekta kurtuluş
  • 12030
    “biz ekibimizle arjantin ligini izlerken falcao’yu gördük. müthiş bir gençti. eğer görevde kalsaydım alınacak ilk isimdi. söz de almıştık menajerlerinden ama olmadı, bana lincoln’ü oynatmadığım için laf edenler şimdi baksınlar o brezilyalı nerede? futbolda karakter çok önemlidir, lincoln’ün o anlamda karakteri sıfırdı. falcao ise gerçek anlamda bir karakterli oyuncudur. şimdi onu keyifle izliyorum”

    bülent korkmaz
App Store'dan indirin Google Play'den alın