resim
Mustafa Cengiz
Görev:Başkan
Doğum:25.12.1949
Ölüm:28.11.2021 (71)
Uyruk:Türkiye
  • 1631
    adamcağız kulüpteki fosilleşmiş liseci zihniyete hadlerini bildirmek için resmen kelle koltukta mücadele ediyor, bizim taraftar yok forvet almadın yok stoper almadın diye adamı gömmeye kalkıyor.

    ben her beş senede bir bu kulübün canına okuyan dursun gibi özhan canaydın gibi vasıfsız başkanlar seçilmesinden bıktım usandım. mustafa başkan şu oligarşiyi bitirsin, forvette 10 sene eren derdiyok'u malik karaahmet'i izlemeye razıyım. yemişim transferini.
  • 1634
    öncelikle kendisine ayakbağı olmaya çalışan iç mihraklardan kulüp arındırılmadığı sürece başkanlık performansına not verebilmemiz söz konusu değildir. çünkü rakip kulüplerde kendi camiasının büyümesini istemeyen lisecivari garabet yapılar yok maalesef her galatasaray başkanı hem iç hem de dıştaki rakiplerle mücadele etmek zorunda içeridekini bir mağlup edebilsek diğer rakipleri alt etmek inanın daha kolay.
  • 1636
    galatasaray lisesindeki "galatasaray küçük olsun ama bizim olsun" kafasındaki kişilerin kendisine karşı savaş başlattığı başkanımız.

    bu savaşı kazanmak için galatasaray'ın başarısız olmasını isteyecek kişiler var karşı tarafta. her türlü işi yapabilecek tıynette kişiler. galatasaray'dan önce menfaatleri gelen...

    göreceğiz bakalım buradan kim galip çıkacak...

    *
  • 1638
    sevgili başkanım; (ilk defa bir galatasaray başkanına sevgili başkanım diye hitap ediyorum)

    duygun yarsuvat ve eşref hamamcıoğlu gibi lisecilerle uğraşıp zaman kaybetme. onların artık bu kulüpte sesleri çıkmayacak çıksa da ciddiye alınmayacaktır.

    galatasaray’ı şahlandırmak için gerekenlere odaklan. divanda genel kurulda yapılan eleştirilere sinirlenip enerjini harcama.

    tüm desteğimiz ve dualarımız sizinle ve yönetiminizle.
  • 1639
    gece gündüz galatasaray icin calisan ama liseli dinozorlarin her taraftan sikistirmaya calistigi kisidir.

    galatasaray'in iceresinde cok ciddi bir "galatasaray spor kulübü < galatasaray lisesi" diye düsünen bir güruh var, bu güruh elleriyle baskan getirip götürüyorlar, taraftar kar kis demeden kulübe destek oluyor ama bunlar gs adasinda 2 sezlong 2 tost icin gözlerini kirpmadan kulübün gelecegine comak sokabiliyorlar.

    mustafa cengiz'in arkasinda taraftardan baska bir güc yok, biz de sonuna kadar arkasinda olacagiz.

    dursun özbek gibi bir adam kulübe bu kadar zarar vermisken son secimdeki tablo söyleydi;

    mustafa cengiz: 2405

    dursun özbek: 1228

    düsün yani 1228 kisi kulübe sisirme fatura kesen tasinmazlari yok pahasina satan adama hala ve israrla oy verdi.

    galatasaray taraftari bu adamin arkasinda olmali, hatta söyle diyeyim mustafa cengiz'in su anda rakibi kimse o rakibin de karsisinda olmali, cünkü secimi kaybettikten sonra tüm adaylar ve adaylarin adamlari kulübü karistirmak icin ugrasip duruyor.

    baskan kulübün taraftarini övüyor ona bile tepki gösteriyorlar yani kisaca her konuda baskana ve kulübe zarar vermek isteyen birileri var, taraftar bunlarin hepsini görüyor, su kritik zamanlarda galatasaray'in tekrar düzelme dönemine comak sokan olursa taraftari hickimse durduramaz.
  • 1640
    açıkçası kendisini hiç sevemedim, başkan olsun ya da olmasın benim için farketmezdi. amaç dursun özbek felaketinden kurtulmaktı.

    ama bugün yapılanara bakıyorum ki içerdeki fosiller ve dursun özbek yönetimindekiler galatasaray ceza alsın diye uefa’ya şikayet edecek kadar düşmüş, haysiyetsiz davranışlar içerisinde bulunmaktadırlar.

    sonuna kadar arkandayız başkan. yaşasın galatasaray’ı menfaatsiz sevenler.
  • 1641
    en büyük endişem ve korkum kafatasçıların kendisine yönelik yürüttüğü sindirme çabalarından yorulup veya mücadele etmekten vazgeçip başkanlığı bırakması.

    çünkü kendisi konuşmalarıyla, hitabetiyle, kültürüyle, bilgi ve birikimiyle, profesyonelliğiyle, iş bitiriciliğiyle, ileri görüşlülüğü ve galatasaray sevgisi ile kulübümüze ve galatasaray adına yakışan bir kişilik ve başkandır. yakın geçmişte duygun yarsuvat ve dursun özbek gibi galatasaray'ı içten kemiren şahsiyetlerle sınanmış bir kulüp olarak, mustafa cengiz'in değerini bilmeli ve ona sonuna kadar sahip çıkmalıyız. bunun için elimden gelen ne varsa yapmaya da hazırım.
  • 1647
    şu anda fatih hocamızında galatasarayında ihtiyacı olduğu bi başkan profili çizen başkanımız. kendisi tecrübeli, mafya işlerine falan karışmamış bir devlet adamı. eğer ki şu an yerinde zengin güçlü alfa-erkek bir başkan olsa idi şu an beşiktaş ve şenol güneşin yaşadığı fikret orman-şenol güneş savaşından daha büyüğünü yaşıyor olurduk. ama kendisinin hoca ve abdürrahim albayrakla geliştirdiği dostluğa dayalı ilişki şu an ve gelecekte sorun ve kriz yaşamamızı önlüyor.
  • 1648
    tam lucescu'nun milli takımdan yollanmasının adının geçtiği dönemde, medyada algı üstatlığıyla bilinen sinsi mehmet demirkol hemen "lucescu giderse yerine gelecek adam bellidir; fatih terim. terim, daha milli takıma 15 defa daha gider. " demişti.

    belli ki yakın gelecekte yine terim'in adını milli takımla anacaklardı ki canım başkanım hemen hocayla 2+3 yıllık sözleşmeyi imzaladı ve kafalarımızı rahat ettirdi.

    zamanlama olarak bundan daha güzel bir dönem olmazdı.

    teşekkürler başkan, teşekkürler abdürrahim albayrak ve teşekkürler fatih terim...
  • 1649
    sabahları işe giderken, akşamları işten dönerken ara ara radyospor' u* dinlerim. bazen gün içerisinde arabayla gitmem gereken yerler olduğunda yine radyospor' a şöyle bir bakarım.

    televizyonda ise pek fazla spor programı izleyemiyorum artık. belli başlı adamlar var. tarafları olsa da çıkarları uğruna konuşmayacaklarını düşündüğüm kişiler. onları izleyebiliyorum sadece. o da bazen. o kadar.

    ancak son zamanlarda, televizyonu zaplarken, spor programlarında 1-2 dakika kaldığım anlarda* ve söylediğim gibi radyospor programlarına denk geldiğim anlarda şunu çok ama çok net görüyorum; mustafa cengiz küçümseniyor. mustafa cengiz' in yönetim kadrosu aşağılanıyor. sanki sistematik bir çalışmaymış gibi herkes elle tutulamayacak konularla başkanın yetersiz olduğunu ya direk söylüyor yada yönetim kadrosu küçümseniyor. ancak, 4 ayda yaptığı onca hataya rağmen, ali koç' u övdükçe övüyorlar, türk sporuna "huzur" getirdiğini bile söylüyorlar...

    bunun ardından son günlerde mustafa cengiz' in bütün efendi yaklaşımına rağmen itibarsızlaştırıldığını görmemek mümkün değil. bunu; yıllarca içindeki işten pazarlığı farketmeden izlediğim, takip ettiğim, sevdiğim, herkesin sevdiği, çok ünlü ancak şöhretin kaypaklaştırdığı, galatasaray lisesi mezunu ancak fenerbahçe takımını tuttuğu bilinen bir yorumcunun şöyle söylediğini duyunca daha iyi anladım bu sabah:

    "fatih terim yönetimle çalışıyor, yönetim fatih terim' le değil"

    radyodaki yorumcular bu cümleyi söyleyip aşağılayıcı gülümsemeler eşliğinde, "%100 haklı" dediler ve çeşitli aşağılamalarla cümlelerine devam ettiler.

    cümle zaten doğru, ben de katılıyorum. ancak bu durumdan yönetim eleştirisi yapmak hatta ve hatta bir yönetim kurulunu koca liyakat sahibi insanları sadece buradan hareketle aşağılamak en hafif tabiriyle kaypaklıktır*. allah aşkına fatih terim bir yerde çalışıyorsa kendisi istediği içindir zaten. bugün, yaşanan onca olaya rağmen milli takımı bile istese çalıştırır. bu adamın aurası bu! artık o seviyede. sen bunun üzerinden mustafa cengiz' i ve yönetimini nasıl eleştirirsin!

    aslında bu tip adamlara sinirlenmiyorum ben. sinirlendiğim şey, şuan bu konuşmaları pek umursamayan taraftarımızın, ilerleyen günlerde, bir iki kötü sonuç sonrasında, şuanda yavaş yavaş akıllarına dikte edilen "mustafa cengiz başarısızdır, yetersizdir, yeteneksizdir" zırvasına inanma ihtimalidir. kanaat önderi gibi ortalıkta gezen ancak futbolu bakkal hüseyin emmi düzeyinde seyreden ve yorumlayan adamların, edebiyat eğitimleri iyi olunca, taraftarların bu insanlara saygı göstermelerine ve o minik beyinleriyle yaptıkları maniplasyonlarını yemelerine saygı duyamıyorum. sinirleniyorum.

    şuan medyanın her kolundan itibarsızlaştırma başlamış durumdadır ve maalesef bu ülkeyi biraz tanıyorsam mustafa cengiz ve yönetiminin ömrü seneye bu zamanlara kadardır. şimdiden bu duruma sinirlenmekteyim.

    bir tarafta fenerbahçe' yi kurtaracak diye gelip, arkasına medyayı, babasını, parasını, taraftarını, divan kurulunu, kulüp üyelerini alarak başa geçen ancak 4 ay içerisinde kulübü birbirine katan bir başkan,

    diğer tarafta, yalnızca bir önceki yönetimden bıkmış taraftarı arkasına alarak başa geçen, lisenin yozlaşmış insanlarıyla, finansal fair play' le, maden ruhsatlı arazilerle mücadele ederek ilerleyen ancak bu konuda gık etmeyen bir başkan...

    ali koç' un yaptığı saçma sapan açıklamaların ve hataların onda birini yapmış olduğunu hayal edin başkanımızın. medyada nereye koyup tekme atacaklarını şaşırırlardı.

    konuyu bir örnekle pekiştirip öyle kapatmak isterim; bilgin gökberk yıllar yıllar önce ünal aysal ve fatih terim ile galatasaray' ımız ivme kazanmışken, bir televizyon programında yorumcu olarak çalışıyordu*. söylediğim gibi galatasaray' ımız yoluna dolu dizgin devam ediyordu. hem iyi bir futbol oynanıyor hem de sansasyonel transferler* * konuşuluyordu. kendisi ise, daha aralarından su bile sızmazken "başkanım! fatih terim' den memnun olmaz galatasaray liseliler, tarzını tavrını sevmezler, avangart bulurlar, kulağına gelip gelip sana birşeyler fısıldarlar ve aranızı bozmaya çalışırlar. çok fazla dinleme onları" diyordu. programın moderatörü de "nereden biliyorsun" diye soruyordu bilgin gökberk' e. "ciğerlerini biliyorum galatasaray' ın o ağır abilerinin" derdi. çok geçmeden başımıza neler geldi gördük. hoca bir tarafa, başkan bir tarafa. zaten ünal başkanın geçen senelerde yaptığı röportajları izleyip, okuduysanız bu fısıltılardan bahsettiğini görmüşsünüzdür.

    tüm taraftarlarımıza sesleniyorum ve bundan yılmayacağım!

    bu güzel ortamı kolay harcatmayın! ünal başkanın tarzı başkaydı, mustafa başkanın başka. tek bir ortak noktaları var; galatasaray' ı yukarı çekmeye çalıştıkları kesin!

    başkanım çizgini bozmaman ve her ne o olursa olsun yılmaman dileğiyle...

    allah yardımcınız olsun...
App Store'dan indirin Google Play'den alın