resim
Mircea Lucescu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Romanya
Yaş:79
Uyruk:Romanya
  • 603
    ismi daha yuksek sesle soylenmeye baslayan teknik direktor.

    mancini'den sonra o gelecekmis.
    bizdeki performansini tam olarak analiz edemem. shaktar romanini ise okumadim, filmi cekildi gitmedim. :(
    ancak azicik bi arastirmayla shaktar'a cag atlattigini gordum. ligindeki diger rakiplerinin durumu bilmeden basardigi isin buyuklugunun adini koymak zor. ancak adam shaktar'a gelmeden once tek sampiyonluk yasamislar. suan ligi domine ediyorlar. avrupa'da ise bizim istedigimiz gibi sureklilik saglamislar. surekli oraya gidiyorlar bazen avrupa ligi bazen 2. tur hele ki bunu shaktar ile yapiyor.

    bakalim hayirlisi olsun.
  • 607
    galatasaray'a olasi geri donusunde bile mevcut yonetimle basarili olamayacak olan teknik direktor. su soguk yonetimle olmaz arkadas bu isler. galatasaray'in sezon sonu kurtulusu sadece teknik direktor degil yonetim degisikliginden de geciyor ayni zamanda.

    ofsayt editi: unal aysal adam tutup ofsaytlattiriyor galiba bu entarileri. yonetim elestirisi bile yapamiyoruz.
  • 610
    takımla ne zaman beraber çalışmalara başlayacağını merak ettiğim teknik direktör. şu takımla 75 gol atması bile yeter.

    ..................om g b y ag yg p
    ..................34 24 6 4 75 31 78

    1 kolombiya kl faryd mondragón
    2 türkiye df vedat inceefe
    3 türkiye df bülent korkmaz (kaptan)
    4 brezilya os batista
    5 türkiye df emre aşık
    6 türkiye fv arif erdem
    7 türkiye os berkant göktan
    8 türkiye os suat kaya
    9 türkiye fv ümit karan
    11 türkiye os hasan şaş
    12 türkiye os bülent akın
    13 türkiye os sergen yalçın
    14 kolombiya df gustavo victoria
    15 fransa df sébastien pérez
    16 türkiye kl kerem inan
    18 türkiye os ayhan akman
    19 belçika fv mbo mpenza
    20 hırvatistan fv robert špehar
    21 türkiye fv murat sözkesen
    22 arnavutluk os klodian duro
    23 uruguay os andrés fleurquin
    24 çek cumhuriyeti os pavel horváth
    25 türkiye df alper tezcan
    26 romanya fv radu niculescu
    27 türkiye df erhan namlı
    30 türkiye os sabri sarıoğlu
    33 türkiye fv sedat debreli
    34 türkiye os rasim vardar
    35 brezilya df capone
    53 kolombiya df jersson gonzález
    54 türkiye fv ufuk talay
    55 türkiye fv serkan aykut
    57 türkiye df hakan ünsal
    61 türkiye kl mehmet bölükbaşı
    67 türkiye os ergün penbe
    78 gana kl richard kingson

    galatasaray'da 2001-2002 sezonunda gheorghe popescu, mário jardel, ümit davala, emrah eren, ve sözleşmesi yenilenmeyince boşta kalan saffet akyüz, ligin başlamasından birkaç hafta sonra gittiler.
    erhan namlı 10 ekim 2001'de, joão batista 29 kasım 2001' de, murat sözkesen de 30 kasım 2001'de galatasaray ile sözleşme imzaladılar.
    ara transferde gelenler: klodian duro, jersson gonzález, radu niculescu
    ara transferde gidenler : mbo mpenza, pavel horváth, robert špehar, richard kingson, alper tezcan, rasim vardar, ufuk talay, klodian duro, erhan namlı.
    faruk atalay 30 kasım 2001'de, hakan ünsal 1 mart 2002'de gittiler.
    vitor claudemir ve capitao barbosa ocak 2002'de denenmek için gelmiş ancak geri gönderilmişlerdir.
  • 611
    şahtar şehri yanlış bilmiyorsam referandum yapacak rusya'ya bağlanmak için. öyle haberler vardı.

    referandumdan önce anlaşma sağlandı sağlandı yoksa geçmiş olsun.

    sırf şu adamla coşacak melo ve sneijder ikilisi için bile alınmalı. bi zago-guinti ikilisi örneği var. melo selçuk ikilisi tip olarak bile aynılar lan. ki melo selçuk kalite olarak daha iyi.

    sergen'den aldığı verim ortadayken sneijder god mode açar. bruma gibi de bi tane yıldız adayı olacak elinde.

    ünal aysal bu adamı getirsin 4. yıldızı aldırsın. sonra da seçim kararı alıp gitsin. kendisine teşekkür edelim, iyi analım. bize borcu şu anda bu.
  • 613
    ilk geldigi sene turk futbol tarihinin en yetenekli oyuncu grubuna sahip kadrosuyla sampiyon olamamis, hakkinda "koylu", "futbol cahili", "defanstan baska bir seyden anlamiyor" gibi seyler soylenmis, ikinci senesinde ise daha mutevazi bir kadro ile harika bir sampiyonluk kazanmis teknik direktor.

    simdi akillara su soru gelmeli, bu adam ilk senesinin sonunda takimi biraksa lucescu'yu nasil anacaktik? lucescu elindeki harika kadroyla takimi sampiyon yapamayan teknik direktor mu yoksa elindeki mutevazi kadroyla sampiyon olmus teknik direktor mu?

    ilk senesinde sampiyonlugu kacirirken kamuoyunun ne durumda oldugunu hatirlayalim biraz. herkes galatsaray 5.sene ust uste sampiyon olursa araya cok acacagini konusuyor, galatasaraylilar haric kimse sampiyon olmasini istemiyordu. hagi ise emre ve okan'in kadro disi birakilmasi gerektigini aksi halde takimi satacaklarini soyluyordu. fenerbahce kendisi icin pozitif bir kamuoyu olusturup maclarinda "kolay hakemlerle" galibiyetler aliyordu. jardel ilk yariyi neredeyse her mac gol atarak gecirdigi halde bir anda hakkinda olumsuz haberler yapilip, takimdan uzaklastirilmasi gerektigine dair dedikodulari herkes konusmaya baslamisti. son haftalarda jardel takimdan tamamen koparilmisti ve sampiyonlugu getirilecek maclarda takimin en buyuk gol silahi ilk 18e bile alinmiyordu.

    bu durumu simdiki olaylarla kiyaslayin lutfen. su siralar olusmus kamuoyuyla ne kadar da benzerlik var oyle degil mi? mancini'yi gelmeden once hic sevmezdim, bana sevimsiz gelirdi. icimin isindigini da pek soyleyemem. lakin basimizda bir hoca varken ve gelecek herkes suanki olusturulmus kotu kamuoyuyla basbasa kalacakken degistirilmesini de mantikli bulmuyorum. tazminata verilecek parayla bir oyuncu transfer edebilirsiniz, yeni gelecek hocaya yatrimdan daha kolayci bir yatirim olur. umarim mancini de ayni lucescu gibi ikinci senesinden bu ulkenin ne kadar boktan bir basina sahip oldugunu anlar, oynayarak degil sahada kavga ederek anadolu maclarini kazanmasi gerektigini cozer. sonrasi kolay zaten
  • 614
    ilk geldiği sene elindeki kadroyla şampiyon olamamasını kendi açımdan değerlendirecek olursak takım içindeki emre-okan-jardel yumruklaşması. emre-okan'ın devre arası inter'le sözleşme yapmaları.
    aziz yıldırım'ın mustafa denizli'ye takımı sen mi şampiyon yaptın demesi vs sayabiliriz.
    iki grup aşamalı şampiyonlar ligi maçları ile oynanan real maçlarındaki takıma katkısı ortadaydı açıkçası. ligde şampiyon olamayınca o zaman ben de mutsuz olmuştum ama şampiyonlar ligi ve süper kupa başarısı ile gözardı ettik ki ligde dediğim gibi emre okan faktörü vardı. aziz'in faktörü vardı. galatasaraysa yönetim olarak çökme noktasındaydı.

    neyse konu ne olursa olsun. elindeki kadrodan en iyi verimi alacağını herkes ismi gibi biliyor mu? bence biliyor. o zaman fazla söz gerek yok.
  • 615
    olası gelmesi halinde, arkasına teneke bağlanıp zamanı geldiğinde galatasaray taraftarı tarafından kovalanacaktır.

    artık beklemeye tahammülü olmayan bir topluluk olduk. açık açık ben kısa vadeli başarı istiyorum diyen taraftar sayısı çoğunlukta.

    uzun vadeli başarıyı mancini ile yakalaman zor belki imkansız tamam da, lucescu ile uzun vadeli planlama yapmak bir o kadar olmayacak iştir.
  • 616
    yaşı konusunda artık heyecanını kaybetmiştir yorumları var fakat kendisinin en büyük motivasyonu 3.yıldız'dan sonra 4.yıldız'ı da taktırmak olacaktır. ayrıca şampiyon olduğu halde gönderilip yerine fatih terim getirilmişti, fatih terim'den sonraki sezon da kendisi gelip şampiyonluğa uzanırsa kariyerine güzel bir final olacaktır.
    kendisinin elinde başarılı olabilecek bir kadro var. alex telles'i shakhtar'a istediği konuşuluyordu. oyunculardan maksimum verimi alabilen bir teknik direktör. ayrıca kendisinin gelmesi halinde kankası abdurrahim albayrak'ın da yönetime dahil olma ihtimali yüksek.
  • 617
    bize gelirse başarılı olur yada olamaz gibi baskın bir düşüncem yok. ama kendisine geldiği ilk sezon başarısızdı diyen taş olur taş.

    ilk geldiği sezon 73 puan topladık. 77 gol atıp 35 gol yedik. ligi liderin sadece 3 puan gerisinde bitirdik ki son maçta fenerbahçe yenilse şampiyonduk. nasıl olduğu bilinmez fenerbahçe içerde 17 de 17yle kapattı o sezonu. aziz yıldırım'ın futbolun sahada kazanılmadığını anladım diyerek işaret ettiği yıllar. dahası bi önceki yıl uefayı aldığımız sezon ve bi sonraki 3. yıldızı taktığımız sezon 78 puan toplamıştık. o yıllardan sadece 5 puan eksik yani. en önemlisi futbolu bırakması yaklaştıkça sinirleri gerilen hakem dövüp 2 ay ceza alan hagi*, inter'e transferi yaklaştıkça musafa sarp'dan daha etkisizleşip etliye sütlüye karışmayan emre b. ve karısının menejeriyle aldatması sonucu ligin 2. yarısını topu görse bomba diye karakola götürecek kadar futboldan uzaklaşan jardel ile topladık o puanı. şampiyonlar liginde ise 2 kere gruptan çıkıp madrid'i sahaya gömerek çeyrek final oynadık. schalke'yi eleyip çeyrek final oynamaya benzemiyordu o zaman çeyrek final oynamak ne yaparsan yap 2. turda ölüm grubuna düşüyordun. bi de espri yapayım luce'nin belalısı samsunspor'u içerde dışarda yenememişiz :(

    neyse uzatmayayım lafı. kısa vadede bizi başarıya götürebilecek hocalardan biri lucescu ama bu kesin başarılı olur anlamına gelmiyor. bizimle ilk yılında da başarılı olmuştu lucescu bence. şöyle söylesem daha rahat anlatıcam; mancini ile bu sezon 77 gol atıp liderden 3 puan geride kapatsaydık mancini de başarılı olacaktı bence. 30 hafta oldu attığımız gol 49, takımda ruh yok, liderden kaç puan gerideyiz bilmiyorum bile. geçen yıl ki şampiyonluğumuzda bile luce'nin ilk yılından kötü durumdaydık. eyyorlamam bu kadar.
  • 618
    avrupa süper kupasını kazandırdıktan sonra dağılan efsane kadrodan sonra, andreas jose fleurquin ve benzeri bir çok oyuncuyla kurduğu yeni kadroyla 3. yıldızı taktıran teknik direktör.

    kaliteli oyuncuları idarenin yanında kendisi ayrıca takım olgusunu yerleştirip gereken ruhu oluşturmakta bir usta.

    ve söylentilere bakılacak olursa kendisi galatasarayımızın gelecek sezonki teknik direktörü olacak.
  • 622
    ünal aysal 'ın en büyük hedefi olduguna emin oldugum hoca.

    kendisini biraz tanıyorsam ne yapıp edip lucescu'yu almak isteyecektir. mancini yanlışından sonra taraftarın gözünde bir kez daha ünal aysal egosu teknik direktör imajı yaratmak istemez. herkesin isteyeceği kimsenin yok demeyeceği tek adam şu anda lucescu. yanında hagi de olsun demek biraz bana pilav üstü kuru fasulyecilik gibi geliyor. pek mantıklı değil, bırakalım gelecekse hoca kendi ekibiyle gelsin, hagi mükemmel futbolcuydu ama hocalık başka bir olay.

    onun dışında belki mustafa denizli heyecan yaratabilir. galatasaray'la ikinci bir şampiyonlar ligi macerası ona da cazip gelir eminim. mustafa hoca hala heyecanını koruyan bir adam ve yerliler içinde bana göre tek alternatif.

    şenol güneş'in genetik olarak bize uymayacağını düşünüyorum. isim olarak kulaga hoş geliyor bazılarına ama, hem herkesin ikna olacağı bir isim değil hem de kredisinin çok az olacağına eminim.
  • 623
    kendisi belki de gelecek icin en dogru aday degil, gerek yasi gerek basariya doymus olmasiyla. ama takimimiza kaos ortami hakimken isimli baska bir teknik direktor getirmek atese korukle gitmek olur. 4. yildizi takmak icin en dogru aday kendisidir. turkiyenin gerceklerini bilen ve elindekinden maksimum alan bir teknik direktore ihtiyacimiz var.

    (bkz: oyumu lucescuya veriyorum)
  • 625
    sezon sonu roberto mancini ile yolların ayrılma ihtimali giderek kuvvetlendiği için, yeni teknik direktör olarak kendisinin adı ister istemez ön plana çıkmaktadır. geçmişte türkiye'de kazandığı şampiyonluklar, türkiye'yi, türk futbolunu ve en önemlisi türk insanını çok iyi tanıması vb. etkenler kendisini diğer adaylardan bir adım öne çıkarıyor. üstüne şahtar donetsk'te görece başarılı geçen bir kariyer de eklenince 70 yaşında galatasaray'ımızın başına gelme ihtimali ciddi anlamda endişelendirmiyor değil bizleri açıkcası. kendisinin ve kısır, korkak, çağdışı futbol anlayışının galatasaray'a kazandıracağı hiç ama hiçbir şey bulunmamaktadır. ne kişilik olarak, ne futbol anlayışı olarak galatasaray seviyesinde değildir. kendisinin kariyeri boyunca ulaşabileceği en büyük zirve, galatasaray teknik direktörlüğüdür, ki allahı var adam bu gerçeği hep kabul etti, şahtar'da şampiyonluktan şampiyonluğa koşarken bile galatasaray'dan teklif gelmesi durumunda düşüneceğini söyleyip açık kapı bıraktı her seferinde. geri gelelim, kendisi gibi vasat hocalarla kaybedecek bir dakikası bile yoktur kulubümüzün.

    hoş bizim memlekette hep işin kolayına kaçmak makbul olduğundan, risk almaktansa daha önce denenmişe oynamayı tercih edebilir yönetim. nasıl ki enkaz halinde, ligi rekor seviyede düşük konumlarda bitirmiş, cebren ve hile ile bütün kalelerine girilmiş, bütün oyuncuları dağıtılmış, yepyeni bir kadro kurulmuşken riske girmeyip fatih terim'e yöneldiler; şu anki enkaz durumda da bir benzerini yapıp ihaleyi lucescu'ya yıkabilirler.

    böyle bir hareket ünal aysal'ın galatasaray adına yapacağı 2. ölümcül hata olacaktır. birincisi, galatasaray'a başkan olmasıydı.

    40 senelik kariyeri boyunca italya'daki kısa inter macerasını saymazsak, hiçbir önemli ligde takım çalıştırmamış, çalıştırdığı takımlarda şampiyonluk kazanmasına rağmen ertesi sene kendisini kovdurmayı başarabilmiş serie b ayarında bir hocayı, efsaneler efsanesi hale getirmek gafletten başk bir şey değil ne yazık ki. galatasaray'da çalıştığı yıllarda hayatta olmasak,takıma nasıl korkak, kişiliksiz bir futbol oynattığını bilmesek şu klişelerle biz de kendisini sir alex ile anardık belki :

    'adam üstüste hem galatasaray'ı hem beşiktaş'ı şampiyon yaptı, sonra kovuldu kıymetini bilemediler!'

    'bak işte şahtar diye bir takım mı vardı, adam yoktan var etti, büyük hoca şerefsizim'

    'adam hagi'yi sürdü piyasaya, 18 yaşındayken kaptanlık verdi'

    galatasaray ile süper kupayı aldı, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynattı filan hikaye kere hikaye. yahu adam zaten daha takımla doğru dürüst idmana bile çıkmamışken 25 ağustos'ta real madrid geldi, geçen senenin uefa şampiyonu takımı, jardel takviyesiyle daha da güçlenen takım mucizevi şekilde real madrid'i yenerek kupayı aldı. lucescu'nun herhangi bir dahli yoktur bu başarıda. zaten var olan, kurulu, tıkır tıkır işleyen, avrupa şampiyonu olmuş bir düzenin başına geçmiş, allah'ın yardımı ve inayetiyle kariyerine süper kupa şampiyonluğunu eklemiştir. aynı cevat güler hocanın galatasaray'ı şampiyon yaptığı geyiği gibi, son 6 maç takımın başında diye şampiyonluk ihalesi kendisine kalmıştı, hocalıkla filan ilgisi olmamasına rağmen. lucescu'nun galatasaray kariyeri de tamamen köyden gelip paşa dedesinin mirasına konan mahcup ama gururlu genç kız edasında geçti. makina işliyordu ve takım çeyrek finale yürüyordu. ne zamanki emre-okan dişlileri arıza verdi, bu iki vasıfsızın ihaneti vuku buldu, şampiyonluk da 4 sene aradan sonra fenerbahçe'ye kaptırılmış oldu. sonraki sene elde edilen şampiyonlukta hazreti hasan şaş'ın olağanüstü çabasına rağmen, lucescu'nun etkisi yoktur demek haksızlık olacağı için, galatasaray tarihine kazandırılan önemli bir şampiyonluğun mimarıdır desek, sadece o sezon için haktır.

    şampiyonluğa rağmen galatasaray yönetimi tarafından gelecek görünmeyen lucescu bir sene sonra, 100. yılında şampiyon olabilmek için inanılmaz bir takım oluşturmuş, ülke çağında büyük bir kamuoyu ve federasyon desteği sağlamış, yeniden yıldızını parlatabilmek adına 100. yıl şampiyonluğu geyiğine hayatını adamış beşiktaş kulubü tarafından, yukarıda belirttiğim işin kolayına kaçma dürtüsü ile takımın başına getirildi. beşiktaş kulubü hiç riske girmedi, geçen sezon şampiyonluk kazanmış, ismi tartışılmayacak, 2 senedir ligde olup, türk mantalitesini çözmüş bu adama takımı emanet etmekten daha akıllıca bir hareket olabilir miydi? takımın şampiyon yapılacağı, bakın öellikle altını çiziyorum şampiyon olacağı değil, şampiyon yapılacağı %100 ken, x bir isimle riske girmeyi göze alamadı beşiktaş. daum niye olmadı tam hatırlamıyorum, genelde onlar daum'u getirirler, nasıl ki türk futbol piyasası sürekli yılmaz vural, hikmet vural vb. isimler etrafında dönüyorsa, bu kolaycılığın sirayet etmediği hiçbir kuluüp yoktur aslında. denenmişi denemek, riske girmemek. bu yüzden millet klopp'ları, simeone'leri üretirken biz aynı kısır döngüde devam ediyoruz. neyse, sir mircea lucescu bu şahane ortamda takımı şampiyon yapmakta zorlanmadı, takımı zaten ittiler arkasından ve lucescu'nun kariyerine bir şampiyonlu daha eklenmiş oldu, bedavadan. ertesi sene doludizgin giden takım, geçen sene kendilerine şampiyonluğu veren federasyon tarfından doğranacak, şampiyonluk fenerbahçe'ye sunulacak ve geçen sene kendi takımı lehine kıyaklar yapılırken gıkını çıkarmayan lucescu, gerçek kişiliğini ortaya çıkaracak ve medya ile inanılmaz sert tartışmalara girecektir. en nihayetinde beşiktaş'tan da kovulur.

    gelelim şahtar meselesine. 9 yılda 6 mı 7 mi ne şampiyonluk yaşayan, şahtar'ı yoktan var eden adam. adam gibi adam. lucescu gelene kadar şahtar donetsk diye bir takımın ismini bile bilmeyenler, lucescu ile şampiyonluklar gelince bütün başarıyı lucescu'ya aitmiş gibi hissedebilirler normaldir. aghahowa, okoronkwo isimleri kendisi için bir şeyler ifade eden, biraz daha yaşlı kesim ise şahtar'ın adını daha önceden de duymuş ve yaptıkları inanılmaz yatırımları, transfer piyasasını ısındırmalarını filan az çok biliyordur. evet şahtar 20 yıllık bir projenin ürünüdür ve tamamen kara para aklama tezgahıdır. kulubün sahibinin rinat ahmetov olduğunu, bu adamın ülkede nasıl bir nufuza sahip olduğunu, şahtar'ın mafya takımı olduğunu bilmeyenler derenin suyunun nerden geldini bilmezler. kendileri yukarıdakilere benzer işleyen düzende pasif rolde takılacak, sorun çıkarmayacak bir hoca gereksinimini lucescu ile doldurmuşlardır. kendileri inanılmaz bir scout sistemine sahip olup, aklamak istedikleri kara paraları brezilya sahillerine boca etmiş, brezilya'da kafasını kaldıran ve dev kulüplerin elinden koparabildikleri yıldız adayı bütün futbolculara kanca atmışlardır. bunların yarısı hüsran olurken, tutanlar da azımsanmayacak sayıdadır. en son izlediğim maçta da sahada 6 tane brezilyalı vardı, bütün yabancıları bu scout sisteminin ürünüdür ve yüzde 90 ı brezilyalı veya arjantinlidir. bu oyuncuların transfer edilmesinde lucescu'nun bir olayı yoktur, kendisi burnunun dibindeki avrupa futbolu'nu takip etmez, nerede kaldı ki brezilya'dan genç yetenekleri arayıp bulacak. kendisinin görevi bu oyuncuları parlatmaktır, takımı kuran takım sahipleridir, yoksa lucescu'ya bıraksalar, gider tolga seyhan'ı alır, bizim çöp batista'yı alır, yada gider 2. sınıf romen topçuları takıma doldurur. bu yüzden, yabancı sınırlaması olmadan dilediği takımı kurmakta zorlanmayan kulüp yöneticileri brazilyalılar ile görece başarılara ulaşmışlardır, uefa'yı kaldırmışlardır filan.

    biraz uzun oldu ama en nihayetinde söylemek istediğim lucescu devrim yapabilecek kapasitede bir adam değildir, enkaz devralıp düzlüğe çıkaramaz bizi, var olan sistemi götürme başarısı vardır, yılların verdiği tecrübeyle fazlası değil. bunlar benim kendi argümanlarım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın