https://twitter.com/...3Ftarih%3D2023-07-05 yıllardır denizlerdeyim ve tekne kaptanıyım. lüfer, mırmır, levrek, palamut, kalkan, çupra, kofana balıklarının her boyunu tutmuşumdur.
senin de dediğin gibi avrupanın dev kulüplerinin scoutları denizde fink atıyor. haliç, adalar, şile hattı scout dolu. fransa lig 2 takımının yetkilileri yanımdaki kayığın sahibi ile teknik direktörlük pazarlıkları yaparken, benim tekneye dev bir tekne yanaştı geçenlerde.
city yetkilileriymiş kendileri, beni istiyorlar takımın başına.
"ben teknik ve taktik olarak yeterli değilim." dedim.
olsun sen denize düz bakıyorsun, ayrıca bakışların çok güzel dediler bana. iltifat beni tırsıttı biraz.
"neden ben?" diye sordum.
teknen yalpa yaparken güçlenmişsindir diye pazularımı sıktı bir tanesi sinsi sinsi gülümseyerek.
fuck off dostum deyip, motoru çalıştırıp kaçtım. kaçmasam
cityceklerdi.
sayın ayan; denizde güçlü olması gereken şey kaptan değil, teknedir. onu güçlü kılabilecek şey de kaptanının tecrübesi ve aklıdır. ayrıca pusulalar, radarlar, reflektörlör, yıldızlar, kıyı ışıkları, deniz fenerleri, haritalar olmadan kayboluruz biz. ulan toyluk zamanlarımda kaç kere sarıyer diye beykoz'a yanaştım ben. biri avrupa diğeri asya kıtası amk. yani biz dümdüz bakınca bir bok görmüyoruz, bil istedim.
ayrıca sen güçlü insan arıyorsan iş çıkışı zincirlikuyu metrobüs durağına uğra. en arkadaki kişi, önündeki 120 kişiyi kucağına alıp metrobüse sokuyor.