kötü yönetilen kulüp. daha önce de söyledim şimdi de söylüyorum. türkiye'nin
porto'su gibi gülünç yakıştırmalar vardı. porto dediğin takım sadece para basmıyor futbolcu da basıyor. futbolcu bastığı gibi şampiyonlar ligi'ne 1. torbadan giriyor. kulüpte tam anlamıyla bir kültür oluşmuş durumda. kayseri işin sadece para basma kısmını yapıyor. bir de sezonluk 1-2 oyuncu çıkarıp değerinin 3-5 katına satıyorlar.
(bkz:
gökhan ünal)
(bkz:
mehmet topuz)
(bkz:
hasan ali kaldırım)
(bkz:
nordin amrabat)
hiçbiri kötü oyuncu değil ama değerlerinin kaç katına satıldıkları ve bunun nedenleri malum.
peki bu paralar nereye gidiyor? son 5 sezonda alınan bir 5.lik var başka da başarı sayılabilecek bir şey yok. kısacası avrupa ligi bile yok. her transfer döneminde kasası ağzına kadar dolan takım son 5 sezonda
bursaspor'u falan geçtim bir
sivasspor bile olamadı. ligde "zorlu bir deplasman" olmanın dışına çıkamadı. çıkamaz da. çünkü futbolu değil ticareti bilen adamlar tarafından yönetiliyorlar. iyi para getirmeyecekse a2 takımına gitsin çürüsün
* diyebiliyorlar, 5 kuruş aşağı inmeyiz isterse evini ateşe versin
* diyebiliyorlar. oyuncularıyla iletişimi yeşil renkli kağıtlar seviyesinde.
tabata ve
ismail köybaşı gibi 2 vasat oyuncuyu 15 milyon euroya okutan
gaziantepspor'dan tek farkları ekonomik olarak ayakta durabilmiş olmaları. bu arada 2012-2013 sezonuna 8 maçta 7 puan ile başladılar. çarpıcı bir istatistik.