resim
Josep Guardiola i Sala
Görev:Teknik Direktör
Takım:Man City
Yaş:54
Uyruk:İspanya
  • 954
    bizim oynamaya çalıştığımız futbolun ağa babasını oynatan, hatta bu oyunun mucidi sayılabilecek bir insandır kendisi, evet bayern ve city'de o bütçelere rağmen final bile göremedi ama o takım taraftarlarında öyle bir yere sahip ki kendisi ayrıldıktan sonra asla da yerini dolduramıyorlar.

    bayern taraftarına deseler ki pep gelecek hans flick gidecek cl namağlup cl kazandırmasına rağmen atlarlar hemen.

    çünkü oynattığı futbolun çözümlenmesi sadece eleme usulü maçlarda, maç şansı ile olan bir şey. ligde ise liverpool'un geçen sene yaptığı gibi çok absürd bir oyun oynaması gerek.

    onun dışında sistemini kurduktan sonra şampiyon olamayacağı bir lig yok bence. tabi bu işler maddiyata bakıyor ama city dışında da milyonlarca para harcayıp oyun oynayamayan çok takım var.

    (bkz: juventus)
    (bkz: barcelona)
    (bkz: real madrid)
    (bkz: chelsea)

    vb... diye uzar bu liste, velhasıl büyük hocadır.
  • 955
    herkes başarı ister. hiçbir bayern taraftarı hans dieter abiyle vura vura cl kupası almasaydık da pep başımızda kalsaydı demez. pep çok büyük hoca. para da harcayacak elbette ama liverpool 7 puan geriye düşünce gördünüz mü en büyük bizim hocamız tarzı iletiler biraz garip oluyor. pep bu oyunu değiştiren kişilerle hareket etti ve hala da değiştirmeye devam ediyor. umarım city ile de şampiyonlar ligi kazanır. city kulübünden ve sahiplerinden her ne kadar hoşlanmasam da kevin de bruyne ve pep bu başarıyı hakediyorlar.
  • 956
    en büyük hoca mı bilmiyorum fakat benim için başarılı olup olmamasındaki kıstas city ya da bayern ile cl kazanıp kazanaması değil.

    baktığın zaman zidane üç defa üst üste cl kazandı. şimdi bu kendisini pep ya da jurgen'den daha mı iyi teknik direktör yapıyor? bence hayır. çünkü zidane de şöyle top oynatiyordu ya şusu meşhurdu diyebileceğimiz bir şey yok bence. simeone'yi tercih ederim örneğin.

    pep bu oyunu değiştiren insanlardan biri. tıpkı jurgen gibi. o yüzden gelmiş geçmiş en iyisi diye iddia edemem ama benim için faal en iyi iki teknik direktörden birisi. gelmiş geçmiş derseniz bence ilk beşe girer.
  • 957
    mourinho gibi bir dönem futbolu, futbol anlayışını değiştiren hoca. bana kalırsa yeryüzündeki en karşı konulamaz futbolu barcelonaya oynatmıştır. tabi bir daha hiçbir takımda aynı anda messi, iniesta, xavi, puyol, daniel alves gibi isimler olmayacak yani en azından yakın gelecekte diyelim.

    kendisi de tıpkı mourinho gibi zaman içinde futbolun en tepe noktasından yavaş yavaş uzaklaşacak. bayern münih ile ligde şampiyon olmak da önemlidir ancak büyük bir başarı değildir. city ile premier league kazanmak da başarıdır ama şampiyonlar ligi farklıdır.

    kendisinin seveninden çok tapanı olduğu için bu gerçekleri görmek istemezler. bana kalırsa son 30 senede dünyanın en iyi futbolunu oynatmıştır, tarihe geçecek büyük bir hocadır bunların hepsine katılıyorum. ama söz konusu guardiola övmeye gelince hayal dünyasında yaşayanlar oluyor.

    gerçekleri konuşmak gerekirse barcelonadan ayrıldığı günden beri guardiola avrupa'daki sayılı hocalardan birisi ancak birincisi değil. bayern münih ile ligde şampiyon olmak için taktik deha veya maraton hocası olmak gerekmiyor. city ile premier league kazanan tek hoca da kendisi değil. klopp veya mourinho gibi bir kulübü sürpriz yerlere taşımışlığı da yok.

    bence tarihin en büyük hocası her yönüyle fergusondur. en iyi futbolunu oynatan hoca da guardioladır. yani en azından az çok bildiğim yakın tarih itibariyle söylüyorum. guardiolanın bu oyunu oynatması kendisini efsane yapar ancak günümüzün en iyi hocası olduğu anlamına gelmez. günümüzün en iyi hocası benim için klopp'tur. muhtemelen birkaç sene sonra da başkası olacaktır.

    futbol günden güne değişen yenilenen ve rakibin hatalarına odaklandığınız bir oyundur. böyle bir oyunda 20 25 sene hocalık yapıp zirvede kalacak çok az isim vardır. (bkz: sir alex ferguson) (bkz: fatih terim). fatih hocanın haterları ben bunu söylediğim zaman atarlansa da bir hocanın 93de milli takımı 2021de galatasarayı yönetmesi ne kadar süre zirvede olduğuna örnek verilebilir. fatih hocaya benzer bir başka örnek ise (bkz: mircea lucescu)

    ben guardiolanın bundan on sene sonra hala bu seviyelerde hocalık yapacağını düşünmüyorum. tıpkı mourinho gibi yavaş yavaş kademe kademe düşecektir. fanları kabul etmese de kendisine verilen bütçeler ve imkanlarla barcelona dönemi dışında 10 üzerinden 7lik bir hocadır.
  • 959
    2020-21 sezonunda oynatmaya çalıştığı futbol biraz farklılaşmış durumda olan başarılı teknik direktör.

    son 3-4 sezonda neredeyse her sezon hem stoper hem bek birçok savunma oyuncusu transfer etti manchester city. bu oyuncuların ne kadar kullanıldığı ve ne kadar yararlı olduğu tartışılır. ancak 2020-21 sezonunda, takımların genelinin aksine orta saha ve hücumda çok fazla değişiklik yapmadan savunma oyuncularını farklı kombinasyonlarda deniyor pep. ligde ayrı, fa cup'ta ayrı, şampiyonlar ligi'nde ayrı savunma oyuncularıyla ve düzeniyle oynuyor.

    manchester city premier lig'de rekor kırarak şampiyon olmuş bir takım. ama daha önce de söylenildiği gibi pep uzun bir süredir bir türlü şampiyonlar ligi'ni kazanamıyor. oynattığı futbolun değişimi muhtemelen bu sebeple. sürekli saldırıp 5-1 veya 6-1 gibi bir sonuçla kazanmaktansa 2-0'ı veya 3-0'ı, hatta yeri geldiğinde 1-0'ı tercih ediyor ve savunmayı ön plana çıkarıyor. takım gol yediğinde verdiği tepkiler biraz daha dikkatli takip edilirse söylemeye çalıştığım şey daha iyi anlaşılacaktır.

    kafasında şampiyonlar ligi şampiyonluğu olduğunu düşünüyorum, bunun yolu da gol atmaktan önce gol yememekten geçiyor. eleme usulü maçlar her zaman her sonuca açıktır tabi, yediğinden fazlasını atarsan yine tur atlarsın bu da bir gerçek, ama bu tür maçlarda, özellikle şampiyonlar ligi'nde, bir şekilde gol yemediğiniz zaman oldukça avantajlı bir konuma geçiyorsunuz. pep de bu nedenle savunmaya önem veriyor ve skor avantajını yakalayınca farkı arttırmaktansa oyunu tutmaya çalışıyor. bu durum izleyicilerin çok hoşuna gitmiyor olabilir tabi, bizler doğal olarak ne kadar hücum futbolu görürsek, ne kadar gol pozisyonu görürsek, ne kadar gol görürsek o kadar hoşumuza gidiyor.

    bir de eklemeden edemeyeceğim, premier lig'de manchester city ve liverpool'un arasındaki puan farkı üzerinden manchester city - liverpool veya pep guardiola - jürgen klopp karşılaştırması yapılması bana çok saçma geliyor. bugün itibarı ile manchester city 9 maçlık bir galibiyet serisi yakalamış durumda, liverpool ise bu dönemde 5 maçlık bir kazanamama serisi geçirdi ve anfield'da 68 maç yenilmeyen takım üst üste 2 kez yenildi. klopp yönetimindeki en kötü dönemlerini geçiriyorlar. şu an manchester city maç eksiğiyle 7 puan önde, önümüzdeki hafta sonu da bu iki takım karşı karşıya gelecek.* manchester city oldukça avantajlı ve şampiyonluğun şu an için favorisi gibi görünüyorlar. ancak bu iki takımın da ligin kalan maçlarının tamamını kazanma ihtimali var. 17-18 maçlık galibiyet serileri iki takım için de sürpriz olmaz, daha önce yaptılar, yine yapabilirler. hafta sonu oynanacak maçın ardından ya ortalık karışır, ya da manchester city alır yürür gibi görünüyor, ama hala her şey mümkün.
  • 960
    premier lig 20/21 sezonunu mucize olmazsa şampiyon tamamlayacak teknik direktör. sezon başında biraz sıkıntı yaşasa da yaklaşık 10 haftadır ligde rakipsiz bir futbol oynatıyor. puan farkını da neredeyse çift hanelere kadar çıkardı ki en yakın takipçisi leicester ve manu gibi her an puan kaybı yaşayabilecek takımlar.

    geçtiğimiz sezonlardan farklı olarak takımı çok iyi savunma yapıyor. city 23 maçta sadece 14 gol yemiş ki bunların 5’i tek maçta geldi. genel olarak yedikleri goller de ilk haftalarda gelen goller zaten. en az gol yiyen diğer takımlardan 10 gol az yemiş city. bunun yanında formda oldukları bu sürede liverpool, arsenal, tottenham, chelsea maçlarında da çocuk parkında gibi takılıyor takımı. bu maçlarda en az 3 gol atmışlar.

    şampiyonlar liginde ne yaparlar bilinmez. insanlar söz konusu pep olunca oraya daha da çok dikkat ediyorlar sonuçta. belki de bu iyi savunma şampiyonlar liginde guardiola’ya istediğini verir bu sefer. her halükarda 5 sezonda 3 epl şampiyonluğu dominasyon demek.
  • 962
    uzun bir süredir open arms logolu hoodie ile saha kenarında bulunan teknik direktör. open arms ise akdeniz üzerinden avrupa'ya iltica etmek zorunda bırakılan göçmenler için oluşturulan bir yardım vakfı.

    pep göçmenleri tanımlarken, "bir takım tanıyorum, dünyanın en cesur takımı, her gün hayatlarının finalini oynamak zorunda olan bir takım..." diye bahsediyor. ilgili içeriğe linkten ulaşabilirsiniz.

    https://twitter.com/.../1363574519449944067
  • 963
    kendisi 21. yüzyılda futbola en büyük etkiyi yapan teknik direktör bana kalırsa. 2008-2009 sezonunda barcelona teknik direktörü olmadan önce futbol; 2004'de jose mourinho'nun porto ile şampiyonlar ligini, yunanistan'ın da euro 2004'ü kazanmasıyla, önceliği hücumdan çok savunmaya vermeye doğru ilerliyordu.

    pep'in barcelona'da tiki taka üzerine kurulu, dominant pozisyon oyununun kapalı savunmaları hep benzer goller ile kolayca açabilmesi sayesinde insanlar bu yöne eğildi. ancak, 21. yüzyıl futboluna en büyük zararı da bence istemeden de olsa pep verdi. çünkü, birçok teknik direktör istatistik olarak topu ayağında tutmanın daha iyi olacağını düşünürek, sadece yan pas yaparak topu ayağında tutabilen başarsız taklitler oluşturdu.

    üstüne kendisi tez ürettikçe antitez olarak, oyunu tamamen kilitlemeye yönelik daha katı savunmalar üretildi ve bu antitezler başarılı oldukça birçok underdog takım bu yol ile güçlü takımları durdurmak için oyunun seyir keyfini hiçe saymaya başladı.

    oyuna hem fayda hem de zarar getirdiği bir diğer konu ise libero kalecilerin de bir orta saha gibi oyun kurması gerekliliği oldu. kendisine faydalı oldu çünkü, rakip takımlar pres yaptığında bir pasöre daha sahipti. zararı da oldu çünkü bu sefer birçok defans oyuncusu kolaya kaçmaya başlayıp, risk almaktan kaçınıp, en ufak baskıda kaleci de oyunun bir parçası diye kaleciye dönüp, kalecilerin uzun oynamasından ve topu rakibe teslim etmesinden başka bir yapmamaya başladı.

    eskiden güzel futbol oynamanın verilerinden biri kaleciye mümkün olduğunca pas vermemekti. hatırlarsanız galatasaray'ın 2000 kadrosunda birçok oyuncu kalede taffarel gibi ayağı iyi bir kaleci olmasına rağmen "bizim kaleciye dönmemiz yasaktı, kaleciye pas verdiğimizde kendimizi başarısız hissediyorduk" diyordu.

    son olarak massimiliano allegri'nin barcelona futboluyla ilgili bana göre doğru yorumuyla bitirmek istiyorum. "20 yıl boyunca yanlışlıkla guardiola'yı takip ettik. guardiola'nın futbolu herkese göre değil. iniesta, xavi ve messi'nizin olması lazım. sadece onlara özel bir durumu alıp genelleştirdik." https://www.goal.com/...6iezwh86zozl0fx45maq
  • 966
    galatasaray’ın mevcut şartlarıyla asla oynamasını istemediğim pas oyununu arşa çıkarmış olan teknik direktör. barcelona’dan beri bu oyun için ve bu oyunu daha fazla etkili hale getirebilmek için uğraşıyor.

    takımın belki de en önemli oyuncusu aguero olmadan avrupa’yı domine ettiler. takımını, oyuncularını ve oyun sistemini sürekli güncelleyen ve hepsinden maksimum verim alan sapık bir antrenör kendisi. saygı duymaktan başka bir şey gelmiyor insanın elinden.
  • 967
    city ile son 3 sezondur efsanesi olduğu fc barcelona'yı o sezon içinde elemiş ya da şampiyonluk yarışında yenmiş kulüpleri intikam akarak yenen hoca. 2018-19 sezonunda liverpool, 2019-20 sezonunda real madrid, bu sezon ise hem psg hem de muhtemelen yine madrid. aynı şekilde bir diğer eski takımı bayern'in negatif ilişkide olduğu dortmundu ve bayern'i eleyen parisi eledi. buna ilaveten bayern'in ezeli düşmanı solskjaer* ve manchester united önünde ligi şampiyon bitiriyor.
  • 968
    sahip olduğu çalışkanlık ile hiçbir zaman çağın gerisinde kalmayacağını kanıtlayan teknik direktör. taraftar varken başka pandemiden sonra bambaşka bir sistem buldu kendine. her koşula adapte olabilecek biri sadece zaman gerekiyor. ne kadar çalışkan olduğunu yaya toure'nin kendisi hakkında söylediği "gece saat 4:00'te taktik konuşmak için beni telefonla arayıp saatlerce neyin ne olduğunu anlatırdı." sözlerinden anlayabiliriz.

    bu sene belki de kariyerinin en kötü başlangıcını yaptıktan sonra öyle bir toparladı ki takımını premier ligde açık ara şampiyon yaparken, şampiyonlar liginde de finale çıkardı. şampiyonlar ligini de alırsa çok büyük iş yapar ama net bir barcacı olarak söylüyorum real madrid'in olduğu finalde rakip asla mutlak favori değildir. yine de havaya girmeyip ciddiyetlerini korurlarsa kazanacaklarını düşünüyorum.

    denayer mevzusundan sonra kendisini hiç sevmem ama yiğidi öldür hakkını yeme, çok büyük hocadır.
  • 969
    parasız ve büyük takımsız bir hiçtir. bütçesi en az yönettiği takım bayern münih'ti, orda da üç denemede de başarısızdı ve şampiyonlar ligi finali göremeden ayrıldı. ki önceki dönemlerde daha az bütçeyle jupp heynckes her kulvarda şampiyon yapmıştı takımı. hazır takıma devasa bütçeyle gelip şl finali göremeden kaçmak, vay canına.

    kendisi sağlam bir overrated'dır. bize antrenör olsa 6 ay sonra yerine hamza hamzaoğlu geçer, o derece.

    bu bütçeyle city'i şl şampiyonu yapamazsa acilen emekli olmalıdır.
  • 973
    parayı verenin düdüğü çaldığı düşünülen kulüplerde çalışan, futbolda bir devri bitirip yeni bir devir başlatmış ve bence gelmiş geçmiş en iyilerin arasında ilk 5'te sayılabilecek katalan teknik direktör.

    bu para var abi muhabbeti enteresan çünkü yıllardır arsenal, manchester united, paris saint germain, chelsea ya da barcelona'da da deli gibi para var. illa katarlı birisinin sahibi olması lazım değil yani. bu kulüplerin gelirleri şu an olabilecek en üst seviyede dolayısıyla çok para harcamak değil doğru para harcamaktan bahsetmemiz lazım.

    örnekler:

    - jose mourinho manchester united'ın başındayken fred'e 59m euro transfer ücreti öderken, pep guardiola ilkay gündoğan'ı 27m euro'ya transfer etmiş.

    - mourinho romelu lukaku'yu manu'ya 85m euro'ya almış, pep'in city'deki tek merkez santrafor transferi gabriel jesus 32m euro.

    - mourinho paul pogba'yı (mino raiola oyuncusu) 105m euro'ya alırken, pep bernardo silva'yı 50m euro'ya almış.

    tabiki ruben dias, aymeric laporte, joao cancelo gibi 60-70m euro arası bonservis ödeyip aldığı oyuncular da var pep'in ama bu oyunculardan aldığı verim neredeyse %100. ama jose mourinho'nun yaptığı transferlerden aldığı verim en fazla o oyuncunun verebileceklerinin %50'si olmuştur. asla doğru bir takım kimyası oturtamamıştır.

    yine başka bir örnek verecek olursam, mourinho gitti henrikh mkhitaryan'a 42m euro saymış. bu transferin sırf mino raiola ile olan ilişkisinden olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem. mkhitaryan kim manu kim? ya da gidip eric bailly'e 38m, victor lindelöf'e 35m, toplamda 68m euro'yu, toplasan 1 stoper etmeyecek 2 vasata verme de git ruben dias'ı pep'in aldığı gibi 68m al.

    demem o ki, evet fiyatlar uçmuş, ama aldığın oyuncudan alacağın verim bir teknik direktör becerisidir ve guardiola futbolun taktik kısmında olduğu gibi bu konuda da bir dehadır. evet çok para harcamıştır ama gidip falcao gidip 34 yaşındaki adama yıllık 7m euro saydırtmamıştır. kulübünün geleceğini düşünmüş ve genç oyuncuları ciddi rakamlara alıp harika bir takım kimyası oluşturmuştur.

    ayrıca sadece büyüklerde iş yapıyor, o paralara ben de yaparım diyenlere 2 not. ilki; benzer kulüpler mou'ya da bir sürü fırsat sundu ama sonuçları ortada. ikincisi; coca-cola'nın ceo'sunu alıp herhangi bir ülkede sadece domestik işlerle uğraşan bir firmaya getirebilir misiniz? hayır. çünkü bazı insanların yeri en üst seviyedir, onları 1-2 alt seviyeye zaten getiremezsiniz. fatih terim bu kadar başarıdan sonra boşta olsa, gidip kayserispor'u çalıştırır mı?
  • 974
    dünya'da küçük bütçeyle başarılı olan takım neredeyse yoktur. şampiyonlar ligi'nin son 10 yılındaki finalistlerine hatta yarı finalistlerine bakarsanız durumu rahatlıkla görebilirsiniz. buna rağmen başarılı olmak için sadece bütçe yeterli değildir. önemli olan o bütçeyi doğru kullanmak ve oyun sistemi oturtabilmek. bu oyun sistemi de hemen oturacak bir şey değildir. teknik direktörlere maharetlerini gösterebilmeleri için istediği tarz oyuncularla istediği kadar süre çalışma şansı verilmeli ki, teknik direktörün kalitesi ortaya çıksın. sadece o kulüpte geçirdiği zaman değil, istediği oyuna uygun ekiple geçirdiği zaman dikkate alınması gerekir.

    guardiola'nın şansı bu kaliteyi satın alabilecek takımlarda çalıştı. buna rağmen, gittiği takımlarda ilk zamanlarında doğal olarak çok başarılı olamadı. ama istediklerini tam olarak sahaya yansıttığı zaman futbolu farklı yerlere götürdüğü de su götürmez bir gerçek.

    şuan büyük takımların en büyük problemi olan kontra savunmasını da bu sene orta saha özellikli oyuncuları saha içinde daha fazla kullanarak ve bunların pres gücünü de işe katarak çözmeye çalıştı. tabii bunu bizim ülkemizde bazı takımlar için hakemler yaptığı için çok fazla kafa yormuyorlar.:) guardiola bu değişimi de saha içine çok iyi adapte etti. hem istediği gibi topa hakim oldu, hem istediği gibi topun kıymetini bilen, iyi pas yapan ve pasla çıkan bir takıma sahip oldu, bunların yanında iyi pres gücü ve savunma yapan takım da yarattı. dizilimlere çok fazla takılmadan yaptı bunları ayrıca. şuan man. city için 4-6-0 da diziliyor diyebilirsin 4-4-2 'de.

    kendisinin ve futbol sevenlerin şansı, bu kaliteyi satın alabilecek takımlarda çalışması. bu bizim de ufkumuzu ve oyuna bakış açımızı değiştirdi. her kaliteyi satın alan teknik direktör de böyle bir durum olmadığı için de kendisinin farklı ve daha başarılı olduğunu söylemek yanlış olmaz.

    faal en iyi teknik direktör de an itibariyle kendisidir.
  • 975
    çalıştırdığı her takımın atak sonlandırma konusunda çok başarılı olduğunu düşündüğüm hoca. bunun kesinlikle çalışmayla alakası var ayrıca oynattığı oyunda topun pas şiddeti de yüksek. bunu orta seviye bir takımda yüksek yüzde ile yapamazsınız. üst seviye olmalı takımınız. hu yüzden takımları ayak oyununa yatkın ve üst seviyedir. ama messi dışında hiç bir takımında en üst seviye oyuncu yoktur; ilkayla, thiagoyla, zinchenkoyla bu işi yapar. bence aktif hocalar arasında en iyisidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın