bize fena halde yol yapan oyuncu. kendisinin oyununu da hiç beğenmem. bahsedilen rakamları görünce ve hala bu adamı isteyenleri anlamakta güçlük çekiyorum. eğer melo alınmayacaksa mikel'den daha az paralara gökhan inler'i her türlü tercih ederim. ama tabii en öncelikli olarak melo'yu almalıyız. 2 senedir
selçuk inan'la partner, çok da iyi anlaşıyorlar, beraber bildiğin voltran oluşturuyorlar selçuk da ne kadar iyi anlaştıklarını ve birbirlerini tamamladıklarını ısrarla söylüyor zaten. büyük başarılar istikrarla gelir. melo mutlaka kalmalı.
selçuk inan'ımızla bu kadar iyi anlaşıyorken başka oyuncu aramaya da gerek yok. ha istikrar. geçen seneki ilk devrenin sorumlusu
sadece melo değil. bir türlü melo'yu alamayan yönetimde de suç var. 2. devre nasıl fırtınalar estirdi adam.
mikel dedik de ben sadece melo yazıyorum ahsdabsjdh. neyse bir de şöyle bir algı var "işte adam ingiltere'de şampiyonluğa oynayan takımda sürekli oynuyor bu adamı nasıl beğenmezsin!" beğenmiyorum kardeşim. mikel'in oyun tarzını, oyununu beğenmiyorum. mikel'in saydığınız o muhteşem özellikleri üç aşağı beş yukarı mehmet topal'da da var. böyle defansif ön liberolar, top kesen, hücuma çıkmayan, güçlü kuvvetli her ön libero iyi mi demek oluyor size göre? bu salt defansif oyun anlayışına sahip oyuncuları hiç mi hiç beğenmiyorum. olaya istatistiksel olarak bakmamak gerekiyor. izleyenler melo'nun ne kadar hücuma destek verdiğini ve mikel'in ne kadar destek vermediğini hayli hayli görebilir. "ya ön libero alıyorsun ondan hücum mu bekliyorsun forvetler ne işe yarıyor!!!?" bu kafaya ben bir türlü ulaşamadım. nasıl kafa bu? o zaman 4 defans oyuncusu 1 kaleci ve 1 ön libero'yu yığalım kalenin önüne defans yapsın bunlar. zaten drogba, burak, sneijder ne diye var!!! vallahi çok enteresan. bir de her chelsea'de, manu'da, real madrid'de oynayan oyuncu olağanüstü, muhteşem, harika
değil. kendi topçunuzu bu kadar yerin dibine sokmayın.