• 127
    sözlük bunu söylediğim için kızma bana ama o tür bir sakatlık için 6 ay çok iyimser bir süre.*
    dilerim zamanında francesco totti'nin ve şimdilerde ivan gennaro gattuso'nun gösterdiği
    iyileşme seyrini gösterir. takdir edersiniz ki sert zemin* yumuşak zeminden* daha fazla
    zorlar adeleleri. iyileşse de bir dönem kendini çok zorlamaması gerekir. eski formunu, esnekliğini ve çabukluğunu yeniden yakalaması için çok iyi bir gözetim dönemine ihtiyacı olacak prensesin.*
  • 128
    galatasaray.org'dan:

    --- alinti ---
    galatasaray bayan basketbol takımı'nın fenerbahçe ile yaptığı maçta sakatlanan ve oyundan çıkmak zorunda kalan ışıl alben bugün bakırköy acıbadem hastanesi'nde bir kez daha muayene oldu.

    oyuncumuzun ön çapraz bağlarının koptuğu kesinleşti. 5 mayıs'ta tekrar kontrolden geçecek olan ışıl, aynı hafta ameliyata alınacak.

    ışıl alben'in üç buçuk ay içinde maç performansına kavuşacak şekilde iyileşmesi öngörülüyor.

    --- alinti ---
  • 131
    ntvspor'daki canlı bağlantısını özetlersek, şunları söylemiştir:

    dizindeki kemik ödemi inince, salı günü tekrar kontrole gidecek, büyük ihtimalle çarşamba günü ameliyat olacak. daha önceki sakatlığı 5 gün sürmüş, bu ilk ciddi sakatlığıymış. bir terslik olmazsa, 3.5 ay sonra bıraktığım performansıyla geri dönmek istiyormuş. ''futbol takımı hakkında ne düşünüyorsun?'' sorusuna da, ''bizim armamızın olduğu yerde hiçbir zaman umut tükenmez. biz beşte beş yaparak, şampiyonluk için uğraşacağız. kimsenin umudunun tükendiğini sanmıyorum.'' cevabını vermiştir.
  • 133
    5 mayıs'ta geçireceği kontrolün ardından ameliyat olacakmış. hala yazarken gözlerim doluyor, lafta değilmiş, kendisi gerçekten en sevdiğim sporcumuzmuş. :( fenerli bir arkadaşım bile "keşke sakatlanmasaydı da size yenilseydik, fener'de oynamasını isterim ama bu duruştan vazgeçmesin diye hep galatasaraylı kalması yakışacak ona, formanın rengini bırak onun gibi kaç tane oyuncu var paranın hükmettiği spor camiasında" demiştir. bu bile kendisinin ne denli takdir gördüğünün, rakip seyirciye parmak göstererek değil kendi renklerine aşkını ortaya koyarak asıl saygının kazanılacağının göstergesidir. onun gibiler oldukça ayakta kalacaktır galatasaray.
  • 137
    --- alinti ---
    sağlık raporu: ışıl alben

    tbbl playoff yarı finalinde fenerbahçe ile yaptığımız maçta sakatlanan ve diz ön çapraz bağları kopan ışıl alben, bu sabah 08:00'de prof. dr. ömer taşer tarafından bakırköy acıbadem hastanesi'nde ameliyat edildi.

    başarılı operasyonun ardından hastanede dinlendirilen genç oyuncumuzun iki gün sonra taburcu olması ve herhangi bir sorunla karşılaşılmazsa yeni sezonda parkelere dönmesi bekleniyor.

    ışıl alben'e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
    --- alinti ---

    kaynak: www.galatasaray.org
  • 138
    babama her zaman çok şanslısın derdim,niye dediğinde; çünkü metin oktayı izledin derdim..ama artık bende çok şanslıyım çünkü ışıl alben gibi bir galatasaraylı sporcuyu izleyebildim..bir renkdaşımın dediğine de aynen katılıyorum; "bugüne kadar hiç bir kızın galatasaraylılığını kıskanmamıştım."
    sen parkedeki biz,biz tribündeki sen, seviyoruz seni ışıl alben...
  • 140
    tez zamanda o potada görmek istediğim, pek sevdiğim, en sevdiğim aslan. onu milli takımda izleyememek çok üzücü olacak. kendisi bayan basketbolunu komik ve seyre değmez bulanlara verilecek bir cevaptır. varsın smaç basmasın, alley up yapmasın, onları her yetenek sahibi erkek basketbolcu yapar. ama o sarı kırmızı ayakkabılar ile dişi aslan gibi savaşmak herkesin harcı değildir.
  • 141
    bazı forum sitelerine sağlığı hakkında birer ikişer olumlu ve sevindirici mesajlar düşmeye başlamıştır. sakatlığı ve tedavi sürecinde çok şükür planlanan ve öngörülenin dışında bir gelişme yokmuş. bildiğim kadarıyla 3 yıldır maçtaki bir pozisyonda yaptığı pas tercihinden boğazından geçen lokmaya kadar ilgilenen bir menajeri var. saha dışında çok fazla görmüşlüğüm yok ama gördüğüm kadarıyla kendisine çok iyi bakan, idmanından beslenmesine kadar herşeye dikkat eden bir sporcu. ameliyatı yapan ve tedavi süreciyle ilgilenen doktor da türkiye'nin diz sakatlıkları konusunda en iyisi olarak gösteriliyor. söylenen süre olan 3-4 aydan fazla da tutsa parkelere aslan gibi dönecektir...* * * (u: ;])
  • 145
    6 haziran 2009 tarihinde haber turk gazetesinin pazar ekinde nazenin tokusoglu'nun yaptigi cok sicak bir roportaji yayinlanmistir, gozume carpan basliklari sizinle paylasayim;

    spor hayatina futbolla baslamis, ilkokuldaki basketbol hocasi sayesinde basketbola gecmis.

    fenerbahce ismini agzina almiyor "diger takim" olarak bahsediyor.

    anne tarafi komple galatasarayli, baba tarafi maalesef diger takimliymis.

    a'dan z'ye butun kiyafetleri sari kirmiziymis.

    saclari sari diye lacivert kazak giymiyor.

    botas da oynarken fenerbahceden teklif gelmis fakat kabul etmemis.

    daha sonra ispanyadan gelen bir teklifi de "para icin galatasarayi birakmam" diyerek kabul etmemis.

    taraftarlarin arda ile ilgili actigi "uzmeyin bizi, siz de sevin birbirinizi" pankartina kizmadigini, komik geldigini soyluyor.

    gene taraftarlarin acitigi "metin oktay'a benziyen gururumuz isil alben" pankartiyla cok gurur duydugunu soyluyor.

    saclarini rakip sahalarda gelen bozuk paralari tutsun diye dikiyormus. *
  • 146
    --- alinti ---
    maceram yeşil sahada başladı
    galatasaray bayan basketbol takımının 10 numarası işıl, top koşturmaya nasıl başladığını anlattı, şaşırdık...
    işıl alben 23 yaşında.2008-2009 fiba eurocup şampiyonu galatasaray bayan basketbol takımının 10 numarası. taraftardan aldığı puan da 10 üzerinden 10,o kadar çok seviliyor ki taraftar onu arda’dan başkasıyla evlendirmek istemiyor. fanatikliğinden hiç bahsetmeyeyim, fenerbahçe’den’’diğer takım’’ diye söz ediyor
    fizik tedaviden çıkışını beklerken bir otomobil çarpıyor gözüme, kirli arka camı olan,’’i love you işıl’’ yazıyor. bu ne sevgi! bunu yazan, her gün kapısının önünde camın kirlenmesini bekliyormuş mesela. topallayarak biri çıkıyor içeriden; çok sevimli ama cici kız gibi değil, delikanlı gibi. belli ki zor yürüyor, acı çekiyor ama çaktırmıyor. o fanatik bir galatasaraylı, fenerbahçe’ye demediğini bırakmıyor. ama şöyle bir ayrıntı var; soruları soran da fanatik fenerbahçeli. bakalım neler olacak?
    not: işıl geçen ay fenerbahçe ile galatasaray arasında oynan play-off yarı final maçında dizinden sakatlandı. biliyorum ki sadece galatasaraylı taraftar değil, herkes onun bir an önce iyileşmesini istiyor,
    nasıl başladı macera?
    macera futbolla başladı aslında. ailem futbolcu olmamı istemedi, ama baş edemediler de. hiperaktif bir çocuktum, deli gibi koşardım. necmettin şen diye bir basketbol hocası vardı ilkokulda, ‘’koşup durma, bari gel basketbol oyna’’ dedi. ortaokulda oturduğum yerde top sektirirdim. öğretmen de bakardı nerden geliyor bu ses diye.
    116 kez milli, 16 yaşında oyun kurucu oldunuz, 18,de asist kraliçesi seçildiniz. doğuştan mı yeteneklisiniz? basketbolcu olmak için boyunuz da kısa.
    kısa olduğum için hırs yaptım. sürekli ağırlık çalıştım. 50 dakikalık teneffüsün 30 dakikasında şut atardım. botaş’tayken dört saat aralıksız antrenmanın üzerine gece tekrar çalıştığımı bilirim.
    fenerbahçe-galatasaray maçında sakatlandınız, gelişme var mı durumunuzda?
    dizim iyiye gidiyor. ama üç ay sonra dönüp yine sakatlanmaktansa, beş ay sonra dönerim daha iyi. devamlı egzersiz yapıyorum. bir de arada erkek takımının maçlarını izliyorum. salondan soğumamak için sürekli gitmem gerekiyormuş.
    şaşırmıyorlar mı sizi görünce?ilk gördüklerinde ‘’burada ne işin var’’ dediler tabii. boş günlerinde bile tek başına antrenman yapan biri olarak, bazen umutsuzluğa kapılıyorum ama oraya gidince geçiyor.
    basketbol seyircisi var mı, yoksa hâlâ futbol formalarıyla mı geliyor taraftar?
    boş tribüne oynadığımız çok oldu ama artık öyle değil. avrupa kupası finalinde beş bin kişi vardı. başarı geldikçe ilgi artıyor, ilgi arttıkça yatırım artıyor. avrupa maçlarında seyircinin önemini anladık. rus ekolünde gelişmiş bir takım karşısında ilk yarı skor 40-11’di. futbolun önüne geçmeye başladı bile.
    bağim koptu, çat diye bir ses geldisakatlandığınız anı hatırlıyor musunuz, çok acı çektiniz mi?
    düştüm kafamı kaldırdım, ‘’bağım koptu’’ dedim ve geri yattım. ‘’çaat’’ diye bir ses; lastiği çekip bıraktığında duyulur ya o tür bir şey. devam edemeyeceğimi anladım. acıdan değil, bu yüzden ağladım.
    hayranlarınız ne yaptı?
    sayelerinde, sakat değilmişim de ara vermişim gibi geliyor. sakatlanmadan önce bu sevginin farkında değildim. ama rakip takımın taraftarı da destek verdi, onlara da teşekkür ediyorum.
    sizin fanatiklik nereden geliyor?
    annem, dayım, teyzelerim iyi galatasaraylıdır. baba tarafıyla maalesef uyuşmuyoruz.
    maalesef derken, hangi takım?
    diğer takım.
    fenerbahçe mi?
    …
    fenerbahçe diyemiyorsunuz yani. fanatikliğinizin boyutu ne, zaman zaman objektifliğinizi kaybediyor musunuz?
    evet, kendimi kaybediyorum, kabul ediyorum.
    lacivert kazak giymem
    her şeyiniz sarı kırmızı mı?
    duvarlar, havlu, yatak takımı, terlik, çoraplar bile sarı kırmızı. bir araya gelen renklere de dikkat ediyorum.
    nasıl yani, saçlarınız sarı diye lacivert kazak giymez misiniz?
    giymem ya da üstüne kırmızı süveter falan alırım.
    hep spor mu giyiniyorsunuz?
    hayatımda bir defa topuklu ayakkabı giydim, o da ablamın düğününde. merdivenlerden düştüm.
    12 yaşında istanbul üniversitesi’nde başladınız basketbola, sonra botaş ve galatasaray. o dönem fenerbahçe’den teklif gelseydi?
    geldi zaten, kabul etmedim. ispanyadan da teklif gelmişti ama paraya değişmem cimbom’u.
    yolda önünüzü falan kesmediler mi? tek fanatik siz değilsiniz neticede…
    bir gün köprüyü geçiyorum, trafik sıkıştı, fenerliler el kol işareti yapıp laf attı. o sırada yoldan geçen galatasaraylılar beni tanıdı, fenerli arkadaşlar arkalarına bakmadan uzaklaştı.
    peki son fb-gs maçında olanlara ne diyeceksiniz? ne oluyor o anda?idmanlarda bile kendi takımından biriyle tartışabiliyorsun ama sonuçta saha içinde olan saha içinde kalıyor. aşırı sevgi, hırs, belki atmosfer… keşke olmasa. kimseye yakışmayan olaylardı.
    arda gülüp geçmiştir
    lincoln için ne diyeceksiniz? taraftar ‘’işıl’ın binde biri olsan götürürdün takımı’’ demiş, internet yorumlarında.
    taraftar gözüyle cevap veriyorum o zaman; kızdığım çok oldu lincoln’e. çok iyi bir futbolcu ama maalesef ruhsuzluğunu ben de yakaladım. keşke daha iyi olsaydı.
    en iyi galatasaraylı kimdi sizce bu zamana kadar?
    metin oktay’ı ayrı bir yere koyarım. bülent korkmaz’ı çok severdim, uefa maçında çıkmış omuzla oynamaya devam etmesi hâlâ gözümün önünde.
    arda?
    arda türk futbolunun en yetenekli oyuncularından, iyi de bir galatasaraylı. insan olarak da çok seviyorum.
    taraftarınız sizin evlenmenizi istiyormuş. ‘’üzmeyin bizi, siz de sevin birbirinizi’’ pankartları açmışlar. kızdınız mı?
    maça konsantre olduğumdan hiç görmedim, gazetede okudum. kızmadım, komik geldi, mizah anlayışı yüksek insanlarmış. arda da eminim gülüp geçmiştir.
    aranızda espri olmadı mı?
    çok görüşmüyoruz, kulüpte ya da bir organizasyonda ancak… ama hiç konuşmadık bu konuyla ilgili.
    arda çok geziyor ve eleştiriliyor ya, ‘’dur’’ demeli mi?
    arda formasına sahip çıkan, sağlam bir galatasaraylıdır, nerede ne yapacağını iyi bilir. basının onu yıpratmak için ekstra çaba sarfettiği ortada. bence özel hayatı kimseyi ilgilendirmez. kimseye söz söylemek düşmez. çekemiyorlar.
    ah bu hayranlar
    fırsatçı taraftar, kirli otomobilinin arka camına’’i love you işıl’’ yazmış. bayan basketbolunda böyle bir sevgi duymadım ben daha önce. başka neler yapıyorlar?
    evlenme teklifi var bolca. doğum günümde taraftar konfeti atıp pankart açmıştı, ‘’ iyi ki doğdun, iyi ki aslan oldun’’ diye. çocuklarının adını işıl koyan var. kapıma her gün sarı kırmızı gül bırakan bir hayranım vardı, karşılaştık en sonunda; ‘’benimle çıkar mısın’’ dedi, bir beraberliğim olduğunu söyledim. tribünden geliyorum, onlardan biriyim, ben forma içinde terliyorum o kadar.
    reenkarnasyona inanır mısınız, yeniden doğmuş metin oktay olduğunuzu söyleyenler var.
    reenkarnasyona inanır mıyım, bilmiyorum. keşke onun gibi olabilsem. ‘’metin oktay’a benzeyen gururumuz işıl alben’’ diye bir pankart açmıştı tribünler, çok mutlu olmuştum.
    fenerliler çok mu uğraşıyor sizinle maçta?
    sahaya adımımı atar atmaz başlıyor küfürler ama hiç birini duymuyorum. maalesef türkiye’de çok oluyor. orada erkek arkadaşımda olabilir. sadece küfür değil bozuk para da yedim.
    saçlarınız bozuk paraları tutuyordur
    evet, o yüzden böyle dikiyorum.
    bu nasil fanatiklik!
    pesmaçları nasıl izliyorsunuz?
    tabii gs’lı arkadaşlarımla.
    fenerli arkadaşınız yok mu?
    düşüneyim… yakın arkadaşım yok.
    fenerli biriyle evlenir misin?
    evlensem de yürümez nasıl olsa o ilişki, kavga, dövüş…
    diyelim ki, aşık oldunuz, adam fenerli çıktı…
    olamam. ya da değiştirmeye çalışırım. klasik olacak ama en büyük aşkım galatasaray.
    nasıl bir erkekle evlenmek istersiniz.
    galatasaraylı bir erkekle.
    şu an biri var mı? üzelim taraftarımızı…
    yok. vaktimin çoğunu dizime harcıyorum zaten ama memnunum halimden.
    işil işil alben işil işil alben

    --- alinti ---
  • 147
    her konuşmasında özenle "galatasarayımız" kalıbını kullanandır. az önce izledim programı, o ana kadar kötü bir gün geçiriyordum ama gerçekten en etkili ağrı kesiciden daha tesirli geldi. bu kadar içten bu kadar bizden konuşulamazdı. tekerlekli sandalye takımını sordular; engelsiz aslanlarımız dedi, ben taraftarı temsil ediyorum o yüzden formamı bu kadar terletiyorum dedi daha ne desin. avrupaya gitmek istediğini ancak kendisini başka bir forma altında hayal edemediğini ve yönetim kovmadıkça galatasarayımızdan kopamayacağını belirtti. en güzeli de diğer takımın ona ettiği küfürlere yönelikti; değer vermediğim insanların ne dedikleri umrumda olmaz. sağol parkedeki biz, iyi ki varsın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın