resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:-
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 7177
    hamza'yı şampiyonluk sonrası teşekkür edip göndermek yönetim adına büyük vizyon olurdu. çünkü hamza ilk geldiği sezon abilik yaptı, abdurrahim albayrak ve ali dürüst'ün desteğiyle bu rolü başarı ile sürdürdü. ancak iş teknik direktörlük yapmaya gelince galatasaray'ı kaldıramadı. hamza ligde kalma hedefleri olan, yerli futbolcularla diyalog kurup abilik yapabileceği düşük profilli kulüpler için uygun. türkiye'deki ortama bakınca ben ikili ilişkileri sayesinde milli takımda fatih terim sonrası görev alacağını düşünüyorum.
  • 7180
    en sevdiğim özelliği ne olduğunu hiç çekinmeden anlatması ve bunu haftada 3 kez filan yapıyor. mesela bugün fan klüp üyeleri yine hamza hocamız iyidir diye propoganda yapmaya başladı ama hocaları yine onlara cevabını verdi. biraz kurnaz birisi olsaydı şimdi gerçekleri insanlara anlatmamız çok daha zor olabilirdi. bu yüzden ben hamzaoğluna teşekkürü borç bilirim.
  • 7181
    ibretliktir....

    "gomez ile ilgili düşüncelerim farklı bir formattaydı. avusturya kampında cüneyt abi'yle beraberdik, konuştuk kimler olabilir diye. gomez konusu tekrar gündeme geldi. bizde burak ve umut var. aynı tip oyuncular. tercihen niasse tarzı bir forvet alalım dedik. tekrar alıcı gözle baktık, geçen sezon iyi bir performans gösteremedi ama üzerine gidelim dedik. ancak aldığımız yanıt 9 milyon euro'ydu."

    duruduramıyoruz, adam sürekli saçmalamaya devam ediyor.
  • 7182
    "vizyonunuz, imkanlarınızla sınırlıdır." hamza hamzaoğlu

    aslında hamza hocaya bu kadar kin ve öfke duyulmasının en büyük nedeni bu cümlenin altında gizli. herkes hocaya en büyük eleştirilerini, sabri ve umut üzerinden yaptığı açıklamalardan yapıyor. nedeni ise oldukça açık. hamza hocanın belki de hala doğruyu bulamadığı bir gerçek var ki o da kadromuzun yetersiz olması ve özellikle bu iki oyuncumuzun mevkileri ve alternatifleri gereği daha da yetersiz oluşu.

    yukarıda yazdığım cümle neden bu kadar önemli? kısaca şunu açıklayayım. arkadaşlar eğer maddi olanaklarımız yeterli olsaydı kimse sabri ve umut üzerinde bu kadar durmayacaktı. nedeni ise çok açık; bir dönem önceki kadromuzda forvette didier drogba ve sağ bekte emmanuel eboue olduğu günleri şöyle bir hatırlayalım. bana göre sabri aynı sabri, umut aynı umut. neden o dönemlerde bu iki futbolcu bu kadar eleştirilmedi de şimdi yerden yere vuruluyor? çünkü alternatifleri dünya çapında futbolculardı ve hem drogba olsun hem de eboue olsun mevkilerinin haklarını yeterince veriyorlardı. hatta sabri ve umut için bırak eleştirmeyi oyuna girip sonradan yaptıkları katkı üzerinden de övgüler dahi yapıldığı kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçekti.

    aynı şekilde şu an eboue ve drogba yok. yerine hocanın da röportajında bahsettiği gomez ve dani alves'in olduğunu varsayalım. sizlerin de hak vereceğini umuyorum ki öyle bir durumda kimse ne umut ne de sabri'yi bırak eleştirmeyi, gündeme dahi almayacaktı. çünkü forma şansı bulamayacakları açık ve net. bu kadar göze batmalarının sebebi ise sizin de bildiğiniz gibi mevkilerinde alternatifsiz olmaları. tabii ki umut'un alternatifi burak ancak malumunuz burak'ın sakatlık döneminde umut'ta alternatifsizdi ve eleştirilerin büyük bir bölümü o dönemde artmaya başladı.

    buraya kadar yazdıklarım demek değil ki tamam, eldeki kadromuz yetersiz, hocanın hiç mi hatası yok? hayır, tabii ki hocanın da hataları var ancak olaya kişiler üzerinden değil daha geniş bir açıdan bakmak istedim. yine hocanın en büyük yanlışlarından birisi de bu oyuncuları gerektiğinden fazla savunmasıydı. ama bunu durumu da asla yadırgamam sonuçta yine bu oyuncularla devam edecekti ve bu oyuncuları kaybetmeyi asla göze alamazdı çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi bu oyuncular ve daha birçok oyuncumuz alternatifsizdi.

    işte "sabri'ye o kadar para verilir mi? umut'un sözleşmesi uzatılır mı? neden bilal alındı?" vs. vs. bunlar tabii ki eleştirilecek mevzular. "tamam anladık, para yok, alves'i alamıyoruz, neden bari carole gibi bir futbolcu da sağ beke alamadık?" diye sorular sorulabilir. o zaman da kulübü akhisar'a çevirdiniz diye eleştirecektiniz, nitekim de öyle oldu. örnekte neden carole adını kullandım. çünkü hepimizin beğendiği bir futbolcu ancak her gelen genç futbolcu carole gibi bir performans gösterecek diye bir garanti yok. o yüzden şampiyon takımın sağ bekiyle devam etmek istedi. biz değil miydik geçen sezon sabri kadro dışı kaldığında kadroya dönmesini isteyen? noldu da bu adam bir anda bu kadar değişti? sakın burada, sabri'yi beğendiğimi falan zannetmeyin. sadece olaya hocanın penceresinden bakmaya çalışıyorum.

    sözü fazla uzatmayacağım. hocanın da dediği gibi her şey imkanlar dahilindedir. imkanınız varsa istediğiniz futbolcuyu alırsınız, koyarsınız 11'e takır takır oynarlar. imkanınız yoksa işte carole, jose, denayer, bilal gibi futbolculardan medet umarsınız. bazı arkadaşlarımız da "madem paramız yok, açık açık söyleseydiniz de 1-2 sezon bekleseydik, yapılanmaya gitseydik." diyor. arkadaşlar ben yaklaşık 20 senedir bu takımı takip ediyorum bir sezona da "amaaan bu sene de şampiyon olmayalım ya, ne olacak ki?" diye başladığımızı hatırlamıyorum.

    sonuçta ben görevde kaldığı süre boyunca bir galatasaray taraftarı olarak hamza hocadan razıyım. allah'ta hocadan razı olsun. inşallah ilerleyen yıllarda daha iyi imkanlarla, daha farklı kadrolarla tekrar bu takımın başına geçersin, sayın hocam. inanıyorum ki o zamana kadar sen de yaptığın hatalardan ders çıkarırısın ve daha fazla tecrübe kazanırsın. allah yolunu açık etsin. şimdiden yeni anlaşacağın takımında başarılar dilerim. saygılarımla.
  • 7185
    kendisi klasik bizden bir insandır. ilber ortaylının bizim türk insanı hakkında yaptığı bir tespit vardır. belki denk gelmişssinizdir. türk insanı ne şehirlidir, ne köylüdür. türk insanı kasaba kültürünü iliklerine kadar işlemiş bir milletir. şehirli değildir çünkü dünyayı bir şekilde kucaklayamaz. modern sanat, opera, tiyatro, bale gördüğünde bomba görmüş gibi ölesiye kaçar. nude bir heykel görse anamız var bacımız var bunlara bakcak der gider 50 metre bezle bu heykeli kapatmaya çalışır. köylü değildir. çünkü hep köylüyü aşağlar. ama bilmezki köylü denilen insan o küçücük dünyasıyla kendisine bir hayat mekanizması kurmuştur. bulgar bir yazarın sözü vardı. benim köylüm şehirde yaşayan insanımdan daha hayata bağlı, daha kalifiyedir diye. çünkü adamın hayatı bellidir. ve o çevrede yaşar fazla açılmaz, kalibresi kadar hayatını bir şekilde idare eder. fazlasını düşünmez bile çünkü onun için gerek yoktur. ve bu şekilde yaşamak onu mutlu eder. ama büyük bir çoğunluğumuz köylü bile değiliz kasabalıyız. kasabalılık ne derseniz ise. 3 katlı bina yapıp dışını sıvalı şekilde boyamamak o şekilde bırakmaktır. elinde iphone 6 alıp dünyayla aynı kafada olduğunu düşünmek, iki kitap okudunmu ben dünyaya hakimim demektir. bunu türkiyenin doğusundan batısına heryerinde çok net görebilirsiniz. hamza hocada bu kafada bir insandı. ve galatasaray gibi doğu batı sentezini tamamlamış amacı türk olmayan takımları yenmek, yerel liglerde ki başaralılarla tatmin olmayan bir klübü bu kasaba kafasıyla yönetmeye çalıştığı için gitti. biz sabaha kadar yazalım çizelim arkadaşlar. bugün sabriyi onere etmek istedim sözü zaten herşeyi çok net ortaya koyuyor. bence akıl sağlığımız için başlığına yazmayalım bile.
  • 7186
    https://twitter.com/...s/672403584236044288

    --- alıntı ---

    hamza hamzaoğlu'nun röportajında "yıllık €2.5m'luk masrafından kurtulduk" dediği dzemaili'nin maaşının %70'ini hala galatasaray ödüyor.

    hamzaoğlu "€1m alan yekta yerine, €600bin alan jem'i getirdik" açıklamasını yaptı ancak galatasaray yekta'yı göndermek için €600bin ödedi.

    --- alıntı ---

    dursun aydın özbek'in kulüp için yaptığı en hayırlı iş; bu elemanı kovmaktı.
  • 7188
    takımımız için hayati bir olayı atlattıgımızı bugün yine görmemizi saglamıs kişi.

    öfkeyle, hayretle nefretle izledim açıklamalarını.

    umut' un, her hocanın calısmak isteyecegi bir futbolcu oldugunu söyledikten sonra düşündüm; hangi karaktersiz, spor düşmanı, futbol katili kişi bu inanılmaz adamı futbolun içine soktu?

    bu adam neden ve nasıl asırlık galatasaray futbol kulübünün teknik direktörü oldu?

    bu sözlükte hala bu adını sol framede bile görmek istemedigim karaktersizi savunanlar da var. vicdanlarınıza sesleniyorum, daha ne kadar süre bu insanın bize, kulübümüze ne kadar zarar verdigini görmemekte ısrar edip, efendi adamdı, kötü futbolun sorumlusu hamza degildi diyeceksiniz?

    gözünü kulagını aç artık ve şunu anla. bu karakterine ölüp bittiginiz adam bugün çıkmıs ilerde kulübümün basına daha iyi sekilde geçmek istiyorum ' diyebiliyor '.

    neden mi? çünkü sen sunu inkar ediyorsun; bu adam ' umut'un sözlesmesi uzamasaydı ben zaten uzatacaktım' gibi ukalalıgı, galatasaray ahlakını yerin dibine sokan bir terbiyesizligi onlarca kameranın önünde kibir dolu mimikleriyle bizzat yapmıstır. oynattıgı futbolu konusmama zaten gerek yok, çünkü onun oynattıgı bir futbol hiç olmadı, olamazdı da zaten.

    bunu hep söyledik, daha uzun bir süre de söylememiz gerekiyor sanırım insanların at gözlüklerini çıkarabilmelerini saglayabilmek için; hamza kimdir la? hamza nedir ki futbolcunun sözleşmesini uzatırım, fesh ederim gibi arsız ithamlarla bu kulübü babasının malı gibi görüp milyonların önünde yerin dibine sokacak?

    kimsin sen hamza? benden neyin fazla?

    sen bu ülkede futbolun içinde olmaya devam ettigin sürece mutlu olamayacagımı biliyorum, cunku korkuyorum, herhangi bir şekilde adının takımımla anıldıgını görürsem, milli takımı izlemedigim gibi takımımı da izleyememekten korkuyorum.
  • 7190
    umut konusunda söylediğinde haklı bence. her hoca kadrosunda 1 tane umut gibi oyuncu olmasını ister. ama ilk 11 oyuncusu olarak istemez. hamza hamzaoğlu'nun anlayamadığı nokta da bu işte. mancini de çokca övüyordu umut'u ama hiç eleştiri almıyordu. neden peki? çünkü mancini umut'u son 15 dakikada oyuna sokacağı bir hamle oyuncusu olarak kullanıyordu.

    umut'u kazmalığını bile bile son 15 dk hamle oyuncusu olmaktan öte gidemeyeceğini bile bile as oyuncu yap, bu sürecin sonunda umut öyle bir yıpransın ki artık son 15 dakika hamle oyuncusu olarak bile iş göremez hale gelsin. ondan sonra basına o umut'u övüp övüp dur. başta sürekli oynatarak taraftarın önüne atmayacaktın umut'u. şimdi umut'u övmenin umut'a bir faydası olmadığı gibi kendisini rezil etmekten başka bir işe de yaramıyor.
  • 7192
    teknik direktörlüğün bence kendi içerisinde 3 farklı kısmı var.

    birincisi kadro planlaması. ben hep devre arası takıma gelen hocaları bu konuda uzun vadede avantajlı görürüm. eğer gerçekten bir plana, programa bağlı yönetimle çalışacaksanız, yarım sezon boyunca elinizdeki kadrodaki tüm oyuncuları resmi maç performansında gözlemlersiniz. sonra kuracağınız sistemde işinize yarayacak olanları takımda tutarsınız, transfer edeceğiniz oyuncular da sisteme ve mevcut oyunculara uyum sağlayacak adamlar olur. eğer ilk 11'e çok transfer yapılacaksa, yedekler altyapıdaki yeterli oyuncular ve bonservisi olmayan oyunculardan oluşmalıdır zannımca. hamza hamzaoğlu burada çoğumuza* göre yanlış işler yaptı. dünyada sabri'nin bu sene aldığı paranın 10'da 1'ine oynayacak sağ bekler var. aynı şekilde umut'un ve burak'ın aldığı paranın da 10-15'te 1'i paraya oynayacak yeterli seviyede forvetler var. hiç yoksa da, burak'tan gelecek para ile bonservisi, imza parası ve bu seneki maaşı çıkacak nikola kalinicvardı. hamza hoca bu aşamada başarısız oldu.

    ikincisi antrenmanlar.
    antrenmanlar oynanacak futbol üzerine yapılır. yani elinde 8-9 tane atletik futbolcusu olan takım, bu özelliğini önplana çıkaracaksa bol bol kondüsyon çalışması yapar, ağırlık idmanları yapar, yenileme çalışmalarını çok önemser, rotasyona alacağı futbolcuların daima zinde olmasına bakar. barcelona mesela, top kontrolü ve taktiksel idmanları çok fazla yapar. ek olarak mental idmanları da çok yoğundur. oyuncuların özel psikologları var, mentörleri var, özel idmanları var. bu idmanlar da üst düzey profesyoneller ile yapılır.
    hepimizin endişelerinden biri hatırlayın, kulübümüzün teknik personelleriydi. takımın çalışmadığını gerek biz, gerek oyuncular söyledi. hamza hoca burada da pek başarılı olamadı zannımca.

    üçüncüsü oyuncu yönetimi ve maç planları.
    maç planı konusunda dünyanın en özenli adamı kesinlikle jose mourinho'dur. tutar, tutmaz. ama kendisi zamanında andre villas boastan epey detaylı raporlar alırdı. araştırmakta fayda var. oyuncu yönetimi konusunda da carlo ancelotti benim çok beğendiğim hocalardandır. yine fatih terim, öyle veya böyle bu işi çok güzel yapardı. şenol güneş'in de bu alanda daha değişik bir tarzla çok başarılı olduğunu düşünüyorum.
    hamza hamzaoğlu'nun oyuncu ilişkileri ise hep sıkıntılıydı. emre çolak ile yaşadıkları, burak yılmazile yaşadıkları zaten hepimizin malumu. maç planları da genelde çoğumuz tarafından sıkıntılı bulundu, bu sıkıntılar da sonuçlara yansıdı. astana istediği kadar dirençli olsun, galatasaray astana'yı içeride de dışarıda da yenmeliydi. benfica maçında, dışarıda 1 puan çıkartılabilmeliydi. böyle güzel bir kura bir daha nasıl çekilebilir ? ve bu sene galatasaray şampiyonlar ligi'nde hedef koysaydı ve çeyrek finali isteseydi, ligi de ilk ikide tutabilseydi, büyük ölçüde seneye kurabileceği kadroyu da finanse ederdi. sıradaki kadromuzda alacağımız oyuncular 20-25 yaş arasında olmalı zannımca. hamza hamzaoğlu bunları yapabilir miydi ? bilemiyorum.

    sonuç olarak taraftar genellikle kendisinden memnun değildi. gönderildi. hakkımızda hayırlısı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın