resim
Halil İbrahim Dervişoğlu
Takım:Ç. Rizespor
Mevki:Santrfor
Yaş:26
Boy:1.83
Uyruk:Türkiye
  • 1977
    ofsayt entrylerimde bana arada sırada göz kirpan bir arkadaşımız. bunu mağdur oldum, benim türbanlı bacıma ofsayt verdiler demek için değil, daha çok sözlükteki algı ne kadar hızlı değişebiliyor demek için yazıyorum. adam resmen gol atamayan forvetti.

    neler çekmişiz. şu kiralik adamı kazanacağız diye kapı gibi mohamed geçen sezon 2 haftadan fazla üst üste 11 çıkamadı. ne özgüven kazanabildi ne de ritim tutabildi.

    halil gecen sezon bizimle 33 maça çıkmış. bu eziyeti çeken tarafatarlar için sonrasında allah bize icardi'yi yolladı.
  • 1980
    bir emre akbaba, bir kendisi. fatih terim'in sonu oldular malesef. dinamiğini tam çözemiyorum. şapkadan tavşan çıkarma isteği mi, evlatçılık mı, inatçılık mı...

    yaşı hala genç. kendi rolünü keşfedebilir ve bu role uygun bir takım bulabilirse ispanya-hollanda gibi liglerde profesyonel bir hayatı olur. üst seviyede tutunabilecek teknik, oyun aklı, mental dirayet veya fizik kendisinde yok.
  • 1981
    bir terimsporlu olarak benim gözümde agüero bile halil kadar futbolcu değildir.* bence yerine göre yapılmış doğru bir transferdi bu sezon da alınıp rotasyona dahil edilebilirdi hatta. çok gariptir ki bir forvet olmasına rağmen gol dışında her şeyi yapabiliyordu. bir dönem torrentsporlular* tarafından messi'den daha iyi on numara oynadığı da söylenmiştir bu arada.*
  • 1982
    halil son yıllarda çok popüler olan ama benim ne anlama geldiğini bir türlü anlayamadığım "gizli forvet", "sahte forvet" gibi tanımlarla anlatılmaya ve övülmeye çalışılan bir oyuncu. sırf fatih terim transfer ettiği için övmeye çalışanlar da var ama onlar zaten futbolu kendi gözleriyle izleyip yorumlamak yerine gözlerini kapalı tutup, "vardır hocanın bir bildiği" düsturu ile galatasaray'ı takip edip, hocanın her kararını doğru ve tutarlı buluyorlar. o kesim zaten terim döneminde yapılan hiçbir icraatı eleştiremez (halil' i torrent transfer etmiş olsa ve birebir aynı futbolu oynasa çocuk, yerin dibine sokarlardı o ayrı). ben halil özeline döneyim. halil burak yılmaz, ümit karan, hasan kabze gibi net bir golcü değil. bunu zaten gözlerimizle gördük, halil'i beğenenler de "öyle bir oyuncu değil, o gözle değerlendirmeyin" diyorlar. peki. halil ne o zaman? ikinci forvet herhalde. 2004-2005 ve 2005-2006 sezonu necati ateş'i çok kaliteli ve birinci sınıf bir ikinci forvetti, onu kimseyle kıyaslamak olmaz türk futbolcular arasında ama 2012 yılında 32 yaşında antalyaspor'dan tekrar transfer ettiğimiz necati mi daha iyiydi yoksa 22 yaşında transfer ettiğimiz geçen sezonki halil mi? bu soruya kaç kişi halil der? adanaspor'dan 24 yaşında transfer ettiğimiz necati 10 tane halil dervişoğlu ederdi etmesine; 32 yaşında antalyaspor'dan aldığımız hali kaç tane eder bilmiyorum ama halil'den çok daha iyi olduğundan eminim. konu da zaten benim için bu noktada kapanıyor.

    gizli forvet, sahte forvet, yalancı forvet, birleştirici forvet, ikinci forvet vs. vs. futbola ve mevkiilere ben düz bakarım. bir oyuncunun mevkiisi forvet ise, gol atmayı bilecek. bunun yaşla da bir alakası yok. "gol atamıyor ama...". ama'sı yok. siz hiç bir kaleciyi "çok gol yiyor ama..." diye öven gördünüz mü? forvet oyuncusu gol atacak. atabiliyor ise galatasaray'da olur. atamıyorsa gençlerbirliği orada. bu konunun yaşla bir alakası yok; tekrar söylemekte fayda var. bu konunun oyuncuyu hangi teknik direktörün transfer ettiğiyle de alakası yok. konunun tek kriteri futbolcunun kalitesidir. "ahmet aldıysa iyidir, mehmet aldıysa kötüdür" diye bir şey olamaz. halil galatasaray standartlarında çok yetersiz bir oyuncudur. onu transfer edenin fatih terim olması bu gerçeği değiştirmez. necati örneğini verdim; 2004'te de, 2012'de de necati'yi alan terim'di. biri çok doğru bir transfer (iki alınışında da), diğeri çok yanlış. kiralar kiralamaz formayı verdiğin, uğruna diagne ve mohammed ikilisini yedek kulübesine attığın, fenerbahçe derbisinde kim-szalai ikisi karşısında güvenip oynattığın adamı övebilmek için sahaya mikroskopla bakman gerekiyorsa; bir şeyler yanlış demektir. o yanlış da halil'in kendisiydi. şampiyonluk hedefleyen bir takımda da böyle bir yanlışa yer yoktur.
  • 1983
    (bkz: vardır fatih hocanın bir bildiği)

    bizde pek başarılı bir kariyeri olmadı ama oynadığı belli sürelerde bir şeyler vadediyordu. hala daha potansiyeli var ama çalışkanlığı yok anlaşılan. ben şahsen bu sezon kadroda olmasını isterdim çünkü geçen sezona göre çok daha kaliteli ayaklarla sahadayız ve onlarla uyum yakalayabilirdi. burak yılmaz kaç yaşından sonra patlama yaptı herkes biliyor. şu an önünde batuhan karadeniz ya da burak yılmaz olma şansı var ve kendine kalmış sadece...

    gelelim diğer konuya; bir futbolcuyu terim transfer ettiği zaman neden sürekli takıntı yapılıyor mesela bu da başka bir mesele. bu takıma ne adamlar alındı zamanında ama hocanın transfer ettirdikleri kadar hiç konuşulmadı. hocanın transfer başarısı 13 senelik galatasaray kariyerinde %75 falandır ama tabi başarılı yapılan transferlerin aslan payı hep başkanlarda olur. hocanın yaptığı transferlere kulp bulma işinin de suyu çıktı artık. bana göre son döneminde yaptığı en iyi transfer olan kerem aktürkoğlu'na yapılanlar da ortada. terim'i seven tayfa ne kadar bağnazsa(!) terim'den nefret eden tayfa da o kadar bağnaz. bence tüm mesele bu. kişilerin hiçbir önemi yok geldiğimiz noktada.
  • 1984
    başka bir mevkiye evrilemezse kariyeri serbest düşüşe geçecek gibi duran topçu.
    gol atamıyor olması sebebiyle seviyesi galatasaray değildi denilebilir lakin iyi ve formda bir hocanın elinde bambaşka bir futbolcu olabilecek bir futbolcudur, pek çok futbolcu gibi.
    neticede kendisini iyi bir takımda ve formda bir hocanın elinde izleyemedik, çorba gibi ve vasatlaşan bir galatasaray takımında, öyle bir ortamda, öyle bir atmosferde oynadı. kendisi oynayacak diye büyük potansiyel mostafa hep yedek kaldı, bu bile son yıllarda galatasaray'ı çalıştıran hocaların karar mekanizmasını fazlasıyla sorgulanabilir kılar ki halil bunca forma şansını da iyi kullanamadı.
    bugün galatasaray'ın yükselişe geçmesinin yegane sebepleri iyi kadro ve iyi hoca değildir, okan buruk'un iyi bir ekip kurması, bu ekibi sürekli zenginleştirmesi daha önemli etkenlerdir. 1 yıl öncesinin ortamına ve o teknik ekibe bu kadroyu verseniz bu denli yüksek verim alamazsınız. kaldı ki getirilen yabancı hocalar kemerburgaz tesislerinin dizaynında da rol oynayacaklarmış o derecede bir yapılanma var kulüpte, bu bütün içerisinde bir futbolcunun yeteneğinden bağımsız olarak kötü performans göstermesi o futbolcuda ciddi bir sıkıntı olduğunu gösterir. yanisi bugün halil gelse ilk 2-3 maçından sonra hem oyun hem skor olarak ciddi katkı verebilen bir oyuncuya dönüşebilir. mevki değişmesi kısmı ise benim şahsi fikrimdi.
    özetle yetenekli ama işlenmesi gereken topçudur. türk bir oyuncunun en iyi işlendiği yer genellikle iyi ve formda bir türk hocanın elleridir dolayısıyla halil yarın gelse eski imajını değiştirecektir ve kulüp bir değer daha kazanacaktır.
  • 1985
    kendisinin gol atabilen ve verimli olabilen versiyonu dybala'dır, arif erdem'dir.
    mevki olarak en sevdiğim yer olan ss pozisyonunda oynayıp bu kadar kısır bir performans vermek de şaşırtıcıdır.
    kendisinin pozisyonunda oynayan bazı isimler şunlardı bu pozisyonu tam anlamamış yazarlar varsa diye:
    bergkamp, rooney, liverpool'daki kewell, arif, necati, dybala, bir çok dönem messi, bazen ronaldinho.
  • 1986
    eski oyuncumuz.

    iyi bir ikinci forvet her zaman iş yapar ama halil an itibariyle ne premier lig takımlarında ne de galatasaray'da ikinci forvet olacak düzeyde. belli yetenekleri var ve takımımıza ilk geldiğinde bunu göstermişti ama bu kendisini ilk 11 yapmak için yeterli değildi, hâlâ da değil.

    halil'in oyununu olgunlaştırması ihtimali bence hâlâ var, bunun için de biraz süreye daha ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. bir süre mevcut düzeyini yansıtan, daha alt düzey takımlarda düzenli oynayarak hücum repertuarını geliştirmesi gerekiyor.
  • 1988
    --- alıntı ---
    şartlar oluşursa yeniden galatasaray'a dönmek istiyorum.
    --- alıntı ---

    varsa öyle bir imkan mutlaka alınmalıdır. bu yabancı sınırlamasından dolayı çok zorlanıyoruz. yusuf yerli sayılmış olsa tamam gelmesin derim de halil bence katılabiliyorsa ocak ayında kiralık falan fark etmeksizin alınmalıdır. mertens'in yerli ikamesi yok. en azından rahat geçen maçlarda halil'i içeri atıp beklerde oynama yapılabilir. yabancı sol bek belki de halil gibi birisi gelecek diye düşünülüyor bile olabilir.
  • 1991
    yerli sınırından dolayı sıkıntı yaşadığımız çok belli. bunun için halil üzerinden çeşitli çözümler düşünülmesi, beyin fırtınası yapılması gerçekten güzel ama atlanılan küçük bir detay var. geri dönüşü gündeme gelen bu kardeşimiz futbolcu falan degil. forvet arkasını sen, ben, tc pasaportu olan herhangi birisi de yedeklese cok bir şey kaybetmez takım.

    hep kendini şöyle geliştirirse, böyle geliştirirse edebiyatı yapılıyor ama ben de iddia ediyorum gelişmisi de bir halta benzemeyecek. millet gelişince shiny charizard olacak diye pompalıyor ama bence halil'in gelişmiş hali de bildiğin dümdüz lvl4 rattata. *
  • 1993
    "championship takımında dahi süre bulamayan bir futbolcu galatasaray'da forma giymeyi nasıl aklından geçirir?" diye düşünürdüm 8-10 sene öncesine kadar ama artık iki sebepten ötürü bu düşüncemi zihnimde susturuyorum. birincisi, galatasaray maalesef artık o avrupa standartında değil. ikincisi de halil yine bir championship takımı brentford'un kadrosunda düşünülmediği bir dönemde (ağustos 2021'de, çok değil 15 ay önce) transferi için türkiye'nin en büyük iki kulübünü birbirine düşürmüş bir futbolcu. halil'in bonservisiyle veya kiralık olarak transferi için ali koç(fenerbahçe) ve hocamız fatih terim(galatasaray) birbirlerini yemişlerdi. o günden bugüne çok zaman geçmedi dolayısıyla bugün halil'in galatasaray'ı istemesi çok normal. brentford kadrosunda düşünülmeyen bir futbolcu, sırf türk statüstünde olduğu için, galatasaray'ı ve fenerbahçe'yi transfer yarışına sokuyorsa, konuşulacak çok da fazla bir şey yok. biz türk takımları olarak kendi seviyemizi kendimiz belirliyor, kendi işimizi kendimiz zora sokuyoruz. bu tavrımızla da yurtiçindeki ve yurtdışındaki bütün türk futbolcuları hiçbir şey ispatlamalarına veya çok çalışmalarına gerek olmadan "ben yıldızım" havalarına sokuyoruz.

    halil dervişoğlu bizim iki kez kiraladığımız ve iki kiralık döneminin ardından bonservisini almaya yeltenmediğimiz bir futbolcu. genç, türk, her ne kadar pek çok özelliğini barındırmasada mevkiisinde "forvet" yazan biri. sırf bunlardan dolayı "bir kez daha deneyelim" deniyorsa, bu kez bonservisini alalım. ama bir şartla. bonservisi 1 milyon euro'yu geçmeyecek; halil'in de yıllık ücreti 500 bin euro'dan fazla olmayacak. bu şartlarda transferi sağlanabiliyorsa gelsin. brentford kazıklayacak türk kulübü, halil de istanbul takımlarından geleceğini garanti altına alacak yağlı bir kontrat kovaladığı için; bu şartlarda bir anlaşma zemininin asla oluşmayacağını düşünüyorum.
  • 1995
    kendisinin babası ile süleyman rodop'un ne gibi bir dostlukları var bilemiyorum ama koca bir yaz hiç girişimimiz olmamasına rağmen "halil galatasaray'a yakın, haber yolladı, bakın başka kulübe gidecek galatasaray elini çabuk tutsun" tarzı ısmarlama haberler ile galatasaray'a getirilmeye çalışıldı.
    bu figür halil olmasaydı da başkası olsaydı, ya da halil geçen sene muhteşem oynasaydı ve öyle kiradan geri dönseydi ingiltere'ye, oradan yapılan ısmarlama haber büyük bir yaylım ateşi ile birlikte yönetimin üzerinde büyük bir baskı oluşturacaktı.
    bu tip şeyleri görünce iğreniyorum. ne ilişkiniz var sizin halil ile, halil'in babası ile? çıkar ilişkisi mi? ahlaki bir durum olmadığı aşikar ama soran olursa "biz galatasaray'ı düşünüyoruz arkadaşlar, gece gündüz çalışıyoruz" diye bir de gelip sana ahlak satmaya çalışırlar.
    neyse konuyu fazla uzattım. bu arkadaşların tilki tilki hareketlerini görünce bu arkadaştan çok soğudum.
    umarım bu iki ihtiyarın yaptığı algı kendisini de rahatsız etmiştir.
  • 1996
    yabancı sınırlamasından dolayı çok zorlanıyoruz. gelsin yabancıdan dolayı zorlanmayalım gol atmakta zorlanalım. mesela geçen sene kendisi vardı hiç yabancı oyuncu zorluğu çekmedik. ama tabi 17 maçta 1 gol atabildiği için başka sorunlar çektik. olsun gelsin yabancı sınırı bizi çok zorluyor. zorlanmayalım, oynasın türklerimiz. gol atmakta zorlanalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın