resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 1851
    bir takım galatasaray taraftarının turnusol kağıdı olmuş efsanemiz. sayesinde başarı aşığı, takımdan çok uefa kupasını seven kitle deşifre olmuştur. bunlar kimi zaman "yeri geldi 14 sene bekledik" derler ama en ufak bir tökezlemede satarlar efsanelerini. geçen hafta iyi oyun ve 4 gol vardı. hakan balta, zapata sahadaydı. o zaman hagi kraldı. bu hafta galatasaray mağlup ve hagi hakkında galatasaray taraftarının yazdıkları beni utandırıyor. takımın sahaya futbol adına bir şey koymaması utandırmıyor. mağlubiyet de üzmüyor o kadar, yarım saat sinir yapıyor en fazla. ama galatasaray taraftarının bu iki yüzlülüğü, bu başarıya tapar hali bunun getirisi olarak ilk başarısızlıkta kulübünün değerlerini satması galatasaraylılığımdan nefret etmemi sağlıyor. gidin girin fenerbahçe forumlarına, bloglarına okuyun. fenerbahçe'nin en kötü olduğu dönemde aykut hakkında ne yazmışlar? eleştirseler bile bu eleştirileri hangi üslupla yapmışlar? haftaya tt arena'da buca'ya 5 atarız yine kral yaparsınız hagi'yi yüzünüz kızarmadan. ama şunu bilin ki o her şartta kraldır, efsanedir ve öyle kalacaktır.
  • 1852
    fenerbahçe 0 - 0 galatasaray
    galatasaray 2 - 1 mp antalyaspor
    trabzonspor 2 - 0 galatasaray
    galatasaray 0 - 2 manisaspor
    kayserispor 0 - 0 galatasaray
    galatasaray 1 - 2 beşiktaş
    kasımpaşa 0 - 3 galatasaray
    galatasaray 0 - 2 gençlerbirliği
    konyaspor 0 - 1 galatasaray
    galatasaray 1 - 0 sivasspor
    bursaspor 2 - 0 galatasaray
    galatasaray 4 - 2 eskişehirspor
    gaziantep 1 - 0 galatasaray

    hagi yönetiminde ligde oynadığımız maçlar ve skorları bunlardır.

    13 lig maçında 5 galibiyet, 6 mağlubiyet, 2 beraberlik almışız. 12 gol atarken 14 gol yemişiz.
  • 1854
    bir gün kızsan bana,
    alsan başını,
    yüz bin yıllık yere gitsen,
    dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?

    demedim mi şu görünene razı olma,
    demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
    onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?

    ben bir denizim demedim mi sana?
    sen bir balıksın demedim mi?
    demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,
    senin duru denizin ben'im demedim mi?

    kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
    demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
    senin kolun kanadın ben'im demedim mi?

    demedim mi yolunu vururlar senin,
    demedim mi soğuturlar seni.
    oysa senin ateşin ben'im,
    sıcaklığın ben'im demedim mi?

    türlü şeyler derler sana demedim mi?
    kötü huylar edinirsin demedim mi?
    ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
    yani beni kaybedersin demedim mi?

    söyle, bunları sana hep demedim mi?

    ***

    gelmeseydin keşke gica. bak dün gece 3 paralık adamlar, canlı yayında seni rakı masasına meze etti, seni buralara tekrar getirenlerden bir tanesi çıkıp da bir şey söylemedi. bak, yeni yetmeler, senin hocalığına değil, karakterine hakaret eder oldu. keşke gelmeseydin gica, gelmeseydin de ben de seninle ilgili bu hakaretleri duymasaydım..
  • 1855
    yaptıklarında ısrarcı olursa önümüzdeki sene başarının gelmesi kaçınılmaz olan teknik direktör. getirdiği oyuncular gayet de faydalı takım oyuncuları. oynattığı sistem şimdilik kadro yapısı nedeniyle zaruri bir sistem, ilerde bir iki ilave transferle kadrosu kendi istediği şeklde sokar, sonra oyuncular da birbirlerine alıştıkları zaman istikrar gelir. genç oyuncuların üstünde durması da güzel, bir emre çolak olsun, bir anıl olsun oynatması, takıma kazandırmaya çalışması çok güzel.
    hataları da var, hem de baya çok ama ben başarılı olacağına inanıyorum, yeter ki zaman verilsin.
    ama o zaman verilir mi, işte ona pek ihtimal vermiyorum. bu yönetim ve taraftar anlayışı ile zor. 12 şubat 2011 gaziantepspor galatasaray maçını rastgele bir kahvehanede izlemek zorunda kaldım. hiç de fena oynamayan anıl dilaver'e neler saydırıldığını görünce hayretler içinde kaldım. hem de istisnasız herkes. arkanda böyle bir taraftar güruhu varken neye sabır gösterip de başarabilirsin ki?
    korkarım ki bu yönetim hagi'nin de yanında durmaz, onu da gönderir, biz eziyet çekmeye devam ederiz, hagi de bir başarısız teknik direktörlük denemesini yazar kariyerine, hiç de hak etmediği halde.
  • 1856
    gaziantep maçını bir analiz edelim. 5. dakikada kontra bir topla gelen ve bireysel hatalarla yenen golden sonra gaziantep iyice kapandı. tv'de her g.antep kalesi gösterildiğinde en a 6-7 antepli topçu 18 hattını korur şekilde diziliyordu. sağ kanatta kazım'ı iki kişi iyice sağa atıyor ve içeri penetre etmesine engel oluyor, sol kanatta ise stancu yeri olmadığı için sanırım baskıdan kurtulamıyordu. anıl emre güngör'den bir devre boyunca dayak yedi ve buna rağmen markajdan kurtulamadı. g.antep yıldırıcı savunma ile topu karşılayıp, yetenekli ve hızlı adamlarla da gol arayışlarında bulundular ve gol de böyle geldi. devre arası oyuncu değişikliği ve antep defansının da yorulmasıyla biraz takım kıpırdanır gibi oldu, tolunay hoca da yorulan emre güngör yerine yalçın'ı alıp güçsüz baroş'un başına dikti.

    hocaya seslenmek istiyorum... bugüne kadar galatasaray'ın en zorlandığı g.antep'in de uyguladığı huni şeklindeki defansa hiç taktik düşündü mü? sadece bireyselliklere önem vermeden stratejik bir organizasyon üzerine çalıştı mı? artık daumvari bir yapıyla ben taktiğimi ortaya koyarım rakip de ne yaparsa yapsın tarzının iflas ettiğini görmüyor mu? aynı kalıpların rakipler tarafınca çabuk çözüldüğünü ve çeşitli varyasyonların da denenmesi gerektiğini acaba kaç defa düşünmüştür? antrenman topçularını, yüreksiz oynayanları analiz edemiyor mu? ve tabi, kanat oyuncularına haftada kaç saat orta yapmayı çalıştırıyor?

    rakip takımlarda oynayan ve bizim oyuncularımızın üçte biri fiyata oynayan oyunculara gıpta ile bakıyoruz. bu durumdan kendisi de rahatsız oluyor mudur?

    takımın şu halini gördükçe, her gün florya'da çimenlerde mangal/piknik yapıp yakantop, istop oynayarak eğlenceli bir şekilde hafta sonuna hazırlanıyorlarmış gibi geliyor. hafta sonunda da nasılsa yine aynı tas aynı hamam...

    hoca buna bir dur diyecek mi?
  • 1857
    şu dar günlerde, zor zamanlarda kendisiyle ilgili "gheorghe aga" isimli bir şiir yazdığım efsanedir.

    eğer ki, birebir muhabbetimiz olsaydı seninle,
    hagi abi mi diyecektim, gheorghe abi mi bilemezdim.
    hiç hayalim öyle paslaşalım, şut çekişelim değil yeminle,
    oturup dükkanın önünde, karı kız keselim isterdim.

    çünkü o zaman verirdim hagi abime, bir çay demli,
    zorunlu arkadaşlık olmazdı o zaman, esnaf samimiyeti.
    çat diye söyler lafı, beraber belirlerdik niyeti, diyeti,
    vatan millet konuşurduk, derdik "askerlik önemli."

    şimdi bu samimiyetten sonra sağlığından olacağına,
    koy götüne ibnelerin, harcatma kendini maymun iştahlılara.
    onlar lâyık, dominic iorfa'lara,
    sergen gibi götü kocamanlara...
  • 1858
    http://www.youtube.com/watch?v=FeO0fUSXsvs

    13 agustos 2008 galatasaray-steaua bukres maci. yer ali sami yen. mac oncesinde butun taraftarlar hep bir agizdan i love you hagi diye bagiriyor. hagi'ye gosterilen sevgi tuyleri diken diken ediyor. bu sevgi hicbir zaman bitmeyecek. yavsaklara inat bitmeyecek. simdilerde hagi'yi karalama kampanyasi tekrar basladi. ama gercek galatasaray taraftarlari bu oyuna gelmeyecektir.
  • 1860
    gheorghe hagi. gördüğüm en büyük futbolcusun. dünyanın en iyi futbolcusu kim dendiğinde "pele mi, maradona mı?" tartışması yapılır. bana sorulunca "tartışmasız hagi." derim, kimseyle de tartışmam hagi'yi. pele'yi, maradona'yı, messi'yi, ronaldo'yu tartışsınlar ben hagi'yi tartışmam abi, hagi ulan. 5 yıl boyunca onu galatasaray formasıyla her gördüğümde daha çok aşık oldum takımıma, o'nu her gördüğümde içim güvenle doldu, korkmuyordum ne real'den, ne barça'dan, ne manu'dan. çünkü bizim hagi'miz vardı. bu sadece benim için değil birçok galatasaraylı için böyledir. hagi 5 yıl boyunca bizim hayatımızı güzelleştiren bir adam. 5 yıl oynadı ve bir maçta bile yürekten oynamadığını görmedim. yenince zaten onun payı vardı, yeniliyorsak eğer sahada çıldırırdı. herkes çirkef derdi ama biz galatasaraylılar biliriz ki hagi galatasaraylı olduğu için yenilmeye, bizlerin üzülmesine dayanamadığı için bunların yapardı. hagi dışında bir galatasaraylı bu hareketleri yaptığında biz bile söverdik ama hagi erol ersoy'a saldırdığında 2 tane çaksaydı dedim ben şahsen.

    neyse hagi mevzusuna bunun için girmemiştim ama yine söylüyorum hagi ulan bu, sabaha kadar konuşurum hakkında hiç susmadan! ama aynı hagi bizi üzüyor bugünlerde. belki bir şeylerden korkuyor, birilerinden çekiniyor. belki ortada yine bir pislik dönüyor ki biz alıştık polat dönemindeki pisliklere, şaşırmıyoruz artık, tepki gösteremiyoruz. evren 80 darbesini yaptığında apolitik gençlik yaratmayı amaçlamıştı ve başarmıştı. polat da sanki devrim devrim diyerekten bize darbe yaptı. tepki gösteremiyoruz, acı çekiyoruz belli edemiyoruz. herkes afyonlu gibi. televizyonlarda sürekli insua'ya, neill'e, baros'a, kewell'a, cana'ya kısacası tüm yabancı futbolcularımıza sallıyorlar biz konuşamıyoruz, susturamıyoruz. yeniçerilerin sırtını sıvazlıyor birileri, destek veriyor ki bunu yapmaya götleri yetiyor!
    evet hagi korkuyor sanırım. hakan balta'yı kesmeye korkuyor, servet'i kesmeye korkuyor, bam üçlüsünü aynı anda kızağa çekmeye korkuyor. saçma sapan kararlar veriyor. hagi galatasaray tarihinin kötü teknik direktörlerinden biridir amenna! ama aptal değildir ve bu kararlar maalesef aptalca. aptalca olduğu için kararları kendisi vermiyor diyorum.
  • 1862
    nacizane fikrim sudur; onde baskı yapıp oyunu rakip sahaya yıkmak, beklentilere cevap verecek agresif mucadeleyi yapabilmek icin oyunu karsı sahada 50-60 metrede oynamak gerekir. ve bence servet, serkan, hakan balta, gokhan, insua ve sabri ile bu hedefin gerceklesmesine imkan ve ihtimal yoktur. bu adamlar , topu kullanamaz, sabri haric cabuk adam degillerdir, oyun kurguları zayıftır, vb vb. bu nedenle teknik direktoru su anki sekilde oynamaya iten kadro yapısıdır. yine utopik ornek olacak ama gidin barcelona geri dortlusune pres koyun, sizi kucuk ucgenlerle maymuna cevirirler topu orta sahaya servis ederler, bizim defanstan herhangi bir adama pres yapın kotu tercihler nedeni ile en cok 3 pas sonra topu kazanırsınız. sorun bence hagi'den cok, istenilen futbola kadro yapısının uygun olmamasındadır.
  • 1863
    bu sene oynanan futbolla eleştirilmesi saçmalamaktır. hagi nin teknik direktörlük referansı 2004-2005 sezonu galatasarayıdır. gidin izleyin maçlarını ligtv.com.tr den öyle yorumlarınızı yapın.

    hagi ekimde geldiği takımla 4 ayda bir yol almaya birşeyler yapmaya çalışıyor. siz hala bik bik bik bik tercihlerini sorguluyorsunuz? hagi nin önümüzdeki sezon un devre arasına kadar eleştirilemsi anlamsız, yersiz ve tutarsızdır.

    biz de yenildiğimizde üzülüyoruz ama emin olun bu adam da üzülüyor ve her saniye bu takımı nasıl ileri taşırım diye düşünüyor. hagi nin futboldan anlamadığını iddia etmek ise, aşağılanmayı ,cahil ,troll, ilgi manyağı olarak etiketlenmeyi haketmek demektir.
  • 1864
    bir kısmını kendi kurduğu takımla 2011 yılında üç yenilgi almış olan teknik direktör. bu yenilgilerden biri geçen yılın şampiyonuna karşı, öteki ikisi de evinde büyüklere karşı maç kaybetmeyen gaziantepspor'a karşı. yenildik, doğru. peki hangisinde karabükspor'a yenildiğimiz gibi yenildik? hangisinde ankaragücü'ne yenildiğimiz gibi yenildik? hiçbirinde. bu farkı göremeyenler üç dakikalık maç özeti ve rıdvan dilmen yorumlarından ibaret insanlar genellikle...
  • 1865
    --- alıntı ---

    galatasaray taraftarını anlamak mümkün olamıyor artık benim için. eğer bugün dört sene üst üste şampiyon olduk deniliyorsa bunu sağlayan ilk insan açık ara gheorghe hagi’dir, terim ve süren’den önce. çekip çıkaralım bakalım o takımdan hagi’yi bakalım ne olacaktı. bazı insanlar onun sayesinde efsane oldular ama onun teknik direktör olarak da galatasaray’da bir kez daha efsane olmasına kimse yanaşmıyor.

    melih şabanoğlu

    --- alıntı ---
  • 1866
    geldiği günle bugün arasındaki takımdaki değişikliği göremeyeni faturası duruyorsa aldığımız yere iade etmeyi öneriyorum.

    eleştirmekten eleştirmeye fark var. altı ay istemiş de 4 ayı dolmuşmuş. kronometre mi kurdunuz önünüze, süre dolunca düğmeye basıp füzeyle ülkesine mi yollayacaksınız adamı. ne olm sizin derdiniz? çıkıp galatasaray'ın menfaati demeyin. sizin yaptığınız düpedüz hainlik. kulübü gereksiz tartışmalarınızla huzursuz ediyorsunuz. zaten camia hepten karmaşa içinde. hiç mi hayat tecrübeniz yok, hiç mi feyz almıyorsunuz büyüklerinizin yaşadıklarından?

    aynı şeylere tekrarlayıp duruyorsunuz. iki dakika dırdırı kesin de adam işini yapsın. sene sonu bakarız ne oldu ne bitti. bi elalemin sahp çıktığı adama bak, bi de bizimkinin tenekeyle kovaladığına...
  • 1869
    umarım bu entry imi çatır çatır yerim, köpekler gibi pişman olurum, herkes bana "noldu lan noldu? , hani böleydi şöleydi gak guk " diye mesaajlar atar. teknik direktör olarak hiçbir şey beklemediğim, iyi bir galatasaraylı, kötü gün dostu, canımız ciğerimiz, efsane futbolcu. üzgünüm hagi ama böyle, seni seviyorum ama böyle. olmuyor olmayacak senle. üzüleceksin üzüleceğiz...
  • 1870
    zapata konusunda artık ısrar etmemesini beklediğim büyük efsanemizdir kendisi. misimoviç konusunu pas geçebiliriz. haginin galatasaray teknik direktörlüğümü , misimoviçmi diye sorsak , bu sözükte herkes hagi der. ama kaleci konusunda bir hata yapıpta kabul etmiyorsan eğer , burda sıçarız hagi. kaleci dediğin her topu kaleye buyur etmemeli. son antep maçında yediği golü , aykut veya ufuk yeseydi bi sonraki hafta o kaleyi göremezdi. zapata konusunda #600394 diyeceğimi dedim ama , seninde anlayıp kabul etmen lazım. seni seviyoruz . bu sene sonuna kadar zapatayı oynatsanda seveceğiz. ama oynatmaman doğru olanı.
  • 1871
    futbolculuğu 10 numara, futbol oynadığı zamanlarda ki futbol zekası 10 numara, adamlığı 10 numara, hırsı 10 numara, teknik konulardan anlamaması da malesef 10 numara. o yüzden i love you hagi ama teknik direktör olarak değil. sen bizim efsanemizsin. gençliğimin en büyük fenomenisin. ama malesef olmuyor hocam. sen yine akıllarımızda futbolcu hagi olarak kalacaksın. attığın golleri, carlosun belini kırmanı, 90'a gönderdiğin frikikleri hiç unutmayacağız. teknik direktörlük dönemlerini ise hiç hatırlamayacağız sayın hocam. i love you hagi ama futbolcu hagi..
  • 1872
    kesinlikle kendisinde ısrar edilmesi gereken teknik direktörümüzdür. oyuncu tercihleri, transferler, disiplin anlayışı ve daha birçok şey hakkında yorum yapabiliriz, yapacağız da... ancak bu adama lise öğrencisi muamelesi yapmaya da gerek yok. insanlarda, sanki önceki döneminde takımı rezil rüsva etmiş gibi bir algı var. bu adamın takımı, zamanında ligi liderin dört puan arkasında bitirdi. bir galibiyet yani... şampiyon takımla oynayıp kaybettiği bir maçı kazansaydı o sene şampiyon olacaktı. eleştirelim tamam, neill-cana tercihini eleştirelim, misimovic olayını eleştirelim, zapata'yı da eleştirelim ama bu kadar da yerin dibine sokmayalım. hagi'den hoca olmaza getirmeyelim işi, o kadar da değil...
  • 1873
    bugüne kadar elle tutulur bir şekilde eleştirildiğini görmedim, bazı oyuncu değişiklikleri dışında. hep beylik laflar, hamasi cümleler... oyunculuğu iyiymiş de, tenik adamlığı kötüymüş de. aynı maçları mı izliyoruz sizle? ağustos, eylül, ekim aylarında oynadığımız maçları unutuyor musunuz? bu yıl yenildiğimiz bütün maçlarda sahada ezildiğimizi unutuyor musunuz?

    hagi'nin kurduğu takımla bursa ve antep deplasmanlarında yenildik. bu deplasmanlarda bu sezon puan çıkaran kaç takım var? galatasaray'san yeneceksin tabii hepsini. ama galatasaray bu sezon galatasaray gibi mi? sezon başından beri sürüyorunuz. ocak itibarıyla arada çok ciddi farklar var. hakikaten görmüyor musunuz? yoksa anlamıyor musunuz? anlamak mı istemiyorsunuz? medyanın konumlandırdığı algıları kıramıyor mu gördüğünüz şey? bu kadar mı iradesiz, yorum kabiliyetinden yoksun ve edilgensiniz? değerlerinizi yerin dibine sokmak için bu kadar mı heveslisiniz? fenerbahçe aykut kocaman gibi yeteneksizin bile arkasında duruyor, ses çıkarmadan. siz? o çok övündüğünüz uefa kupası, süper kupa, 5-1'lik fenerbahçe galibiyetinin en büyük mimarını yerin dibine sokmaya çalışıyorsunuz. her fırsatta bel altına vurarak. peh!

    hep medyanın doldurmaları. hep rıdvan'ların, sergen'lerin futbol dışında hiçbir şeyden haber olmayan, açıp bir gün bile doğru düzgün kitap okuduğundan şüphe duyduğum adamların, mehmet demirkol gibi sinsilerin doldurmaları. seviye bu işte.

    gerets kötüydü, feldkamp kötüydü, skibbe kötüydü, rijkaard kötüydü... hepsi kötüydü bir siz iyisiniz, bir sizin kafanız çalışıyor zaten. adam takımını az çok 2011 yılı ocak ayında kurdu. biraz bekleyin, biraz susun da izleyin, ne yapmaya çalışıyor, ne yapıyor, yeniliyorsak nasıl yeniliyoruz, yeniyorsak nasıl yeniyoruz, bir anlamaya çalışın. üç dakikalık özet görüntü, üstüne rıdvan dilmen doldurmasıyla yazıyorsanız yazmayın kardeşim. boşboş yorumlara inanıp kalıyorsunuz...

    --- alıntı ---

    nasrettin hoca torunuyla birlikte tarlaya gitmiş. dönüşte nasrettin hoca eşeğe binmiş çocuk arkada gidiyorlarmış bir kahvehanenin önünden geçmişler. adamlar demiş, hoca utanmıyor musun koskoca adamsın, küçücük çocuk arkada tek yürüyor sen binmişsin eşeğe.

    hoca haklısınız demiş inmiş, çocuk binmiş eşeğe. bir ilerideki kahvehanede çocuğa çatmışlar. in bakayım sen gencecik adamsın, yaşlı adamı yürütüyorsun olur mu öyle falan...

    nasrettin hoca almış çocuğu bu sefer ikisi binmiş eşeğe... bir ilerki kahvedekiler... hoca ayıp ayıp, şu zayıf eşeğe iki kişi binilir mi hayvana hiç mi acımıyorsun?

    hoca sikicem eşeğini demiş inmiş eşekten ikisi de...
    eşek boşta hoca ve torunu da yanında yayan yürümeye başlamışlar. bir sonraki kahvehanedekiler basmışlar kahkahayı.

    enayi hoca... eşek almışsın yanına ama siz torunla yürüyorsunuz, eşeğe binen yok demişler.

    hoca da ağzınıza sokayım susun artık demiş.

    hikâyenin kaynağı: http://wwwextensor.blogspot.com/

    --- alıntı ---
  • 1874
    geçmişte yaptıkları:

    lucescu'yu yönetime önererek galatasaray'a kazandırmak.
    mehmet topal'ı çok düşük bir maliyetle galatasaray'a kazandırmak.
    song-tomas ikilisini takıma kazandırıp, çok sağlam bir defans göbeği oluşturmak. (bir yıl sonraki şampiyonlukta büyük paylar vardır)
    gökhan ünal ve mehmet topuz, henüz piyasada adları doşamıyorken alınmalarını istemek.
    arda turan'ın sağ bekten alınıp, sol açığa geçmesini sağlamak.
    ta futbolcuyken emre ve okan inter'le anlaştığı için kadro dışı bırakılmalarını istemek (o şampiyonluk nasıl kaçtı?)
    çok düşük maliyetli bir kadroyla fenerbehçe'den 6-0'ın rövanşını almak.
    çok düşük maliyetli bir kadroyla şampiyonluğu son birkaç haftaya kadar kovalamak.
    çok düşük bir maliyetle bir yıl sonra şampiyon olacak takımın iskeletini oluşturmak.

    bunlar ilk aklıma gelenler... geçmişi kurcalayacaksanız adam gibi yazın. cahil cahil yazmayın. "bilmiyorsan sus insan sansınlar" diye ne güzel bir laf var... bir de ne güzel demişler "aptal dostun olacağına akıllı düşmanın olsun" diye. zekâ herkese gerekli.
  • 1875
    kendisi hakkında yapılan suçlamalar hakkında söylemek istediklerim var. mesela sabri'yi xavi pozisyonunda denemek. sabri'nin asıl mevkisi sağ bek değil orta sahadır arkadaşlar. son yıllarda bek oynaması bunu değiştirmez. harry kewell'ın sol açık olup forvet oynaması gibi bir şey. oyuncunun özelliklerini uygun pozisyonda değerlendirmek diyebiliriz.

    hagi milan baros'u anıl dilaver'in yedeği yapmamıştır. adam sakatlıktan çıktı, apar topar 10 dakika oynadı ve sakatlandı. şimdi aynı şeyleri yaşamamak için tekrar sakatlanmasın diye adamı ilk11'de çıkarmamak "x futbolcunun yedeği" oluyosa vay bizim futbol bilgimize, vay bizim sözlüğümüze...

    mesela o an takımın yıldızıyla çatışma filan denmiş. bu takımın yıldızı arda'dır, kewell'dır, baros'tur. ben bu futbolcularla herhangi bir çatışma görmedim. misimovic bu takımın yıldızı değildi, geldiğinden beri hiç bir şey yapamadı. kendisi yıldız futbolcu olabilir ama galatasaray'ın yıldızı değildi.

    hagi bu tür suçlamaları asla haketmiyor. kimse kusura bakmasın bazı insanlar vardır, ne yaparsa yapsın hala tapılır ona. hagi'de bu insanlardan biridir ve ben hagi'yi yamyam taraftara yedirmem arkadaş. şimdi bunu da kendilerine çevirenler olacak biraz daha açiyim. hagi'yi eleştirirsin adam gibi ama yalan yanlış suçlarsan orada sana dur derler. adam bas bas bağırıyor zamana ihtiyacım var diye. bırak istediği zamanı alsın ondan sonra istediğin eleştirini yaparsın, böyle böyle dedi ama yapamadı başarısız oldu diye. o zaman kimse sana gıkını çıkaramaz. adamın kendi istediği futbolu biliyorsun, istediği adamları aldırdı, bırak iki maçta karar verme buna. bırak oynatsın takımı. bırak kafasındakini sahaya aktarsın. bırakın artık şu takımı, hagi'yi, arda'yı. bırakın da istediklerini yapsınlar. sizin istediklerinizi yapmasınlar. o adam hagi. elin kıytırık adamı değil. futbolu, bildikleri, yaptıkları, yapacakları, senin hayal ettiklerinin ötesinde, suçlamadan önce bunu iyi düşün...

    son olarak hagi'ye sesleniyorum. niye be hagi? niye lan? niye kabul ettin, niye zor zamanda destek çıktın? bak burada ne kadar çok menajer var. kaynıyor misss. sokak başı teknik direktör burası bilmiyo muydun be hagi? burada herkes morinyo. herkes guğardiğola. türkiye'de herkes futbol'un kralı hagi bilmiyo musun. ha bir çoğu da futbolu biliyorum diye geçinir, ertesi gün ntvspor'un tekrar yayını gibidir o ayrı. her neyse ben bu adamı buradaki kimseye karalatmam, harcatmam. ben bu adamın antremanını bilirim, ben bu adamın kendisini bilirim, ben bu adamın disiplinini bilirim. ben efsanelerime dokundurtmam. benim gibi birçok adam biliyorum burada. hagi için tek başıma da kalsam, kendisini savunan birtek ben kalsamda inadına hagi, i love you hagi..!
App Store'dan indirin Google Play'den alın