• 10051
    içinde bulunmaktan gurur duyduğum topluluktur. ilkokula başladığım yıllarda 14 yıl aradan sonra ilk defa şampiyon olmuştuk. yine ilkokul yıllarımda xamax maçları oynanmıştı, hatta prekazi’nin meşhur monaco maçı golünü ilk defa renkli televizyondan izlemiştim. galatasaray’a dair ilk hayal kırıklığım yine monaco maçından 2 ay sonra olmuştu, 3-0 dan fenerbahçe’ye 4-3 yenilmiştik. aradan geçen yıllarda derbi kazandık kaybettik. şampiyon olduk, olamadık yıllar geçti. sonra orta okul yıllarım başladı manu’yu eledik şampiyonlar ligine kaldık yine derbiler kazandık, kaybettik. bir gün hagi diye bir adam geldi, onun oynadığı yıllarda çok şampiyonluklar gördük, avrupa başarıları gördük kupalar aldık. hagi gitti biz fetret devrine girdik. fenerbahçe’ye 6-0 kaybettik bu benim galatasaray’a ikinci hayal kırıklığımdı. sonrasında yine şampiyon olduk yine derbiler kazandık, kaybettik. bunlar olağan şeylerdi. biz galatasaray’ı karşılıksız seviyorduk. gün aydınlanmadan stadyum gişelerinde bilet sırasına giriyorduk, biletix gişelerinde dönüşümlü yer tutuyorduk. yıllar geçti yıl 2006 oldu, fenerbahçe kadro olarak çok üstündü ilk defa bizden açık ara iyi bir kadroya sahiplerdi, meşhur samsun maçları vardı nobre kendini attı kaleci atıldı, fener öne geçti. defans oyuncuları luciano vardı eli ile top çıkartmıştı, sonra anelka eliyle gol atmıştı. o üstün kadro ite kaka ilerliyordu, ama bizim ile oynadıkları maçta bizi ezdiler 4-0. emin olun benim için o maç tam bir travmaydı o maç 10-0 bitebilirdi. bu benim üçüncü büyük hayal kırıklığımdı. biz hemen ardından yine maça gittik. ipler elimizde olmadığı halde, şampiyon olacağımıza inanarak gittik. sonunda şampiyon olduk meşhur 16 dakika. maçta 14 sene şampiyonluğu görmemiş bir amca, bu 16 dakika bana 14 seneden uzun geldi demişti. yaşıyorsa allah sağlık versin. öldüyse allah rahmet eylesin. yıllar yine geçti süper final oynadık, kadıköyde kupa aldık. biz drogba izledik, şino izledik. juve’yi devirdik. bir sezonda 3 kupa aldık. kadıköyde 20 yıl aradan sonra kazandık ardından bir daha kazandık. sonra sosyal medya akımları başladı taraftar profilleri değişti, hiç bir şeye kıymet vermeyen tek mağlubiyette takımını asan kesenler, oyuncularına demediğini bırakmayan bir kitle türedi. ben bu arkadaşlara taraftar demiyorum. taraftarlık bu değil biz taraftarlığı böyle öğrenmedik. takıma kızdık, oyunculara söylendik, yeri geldi küfürde ettik ama galatasaray’ı bırakmadık. son oynadığımız maç beni çok üzdü çok kızdırdı ama geçti gitti. bu hafta şampiyon oluruz yada olamayız. olursak bir mutluluk daha yaşarım. olamazsak bir hayal kırıklığı daha yaşarım. kızarım sayar söverim ama takımıma küsmem çünkü yıllar bana şunu öğretti ne olursa olsun aslolan galatasaray‘dır.
  • 10052
    şu üzerindeki panik havasını atması gerekir artık. hangi takım taraftarı olduğunu unuttu millet tek maç kaybıyla. nerelerden döndük geldik, en kötü dönemlerimizde ne maçlar çıkarttık. konyaspor galatasaray ile oynayacak. bırakın tek tek futbolcularımızın büyüklüğünü, giydikleri forma üzerindeki arma bile adamlara korku veriyorken, onlardan daha çok gergin olmak şu taraftara yakışmıyor. bu panik yakışmıyor.

    herkes kendine gelsin. rehavet değil ama özgüven çok önemli.
  • 10054
    geçen hafta fener'e yenildikten sonra bir goygoydur çıktı. şöyle ki "eğer konya'ya yenilirseniz sizde travma yaratır." deniliyor. şahsen benim için travma geçtiğimiz maçta bir kısım seyircinin bir itin gazına gelerek sahaya bir şeyler atması oldu.

    sözlüğü bir akıl defteri olarak kullanarak gençlere geçmişteki bazı olayları anlatmak biz daha az gençlerin (bir anda yaşlı diyemedim) görevi.

    gençler: bir zamanlar biz fener'e karşı hem deplasman hem de evimizde bir türlü bir hakimiyet kuramıyor, adamlar bizi yenip gidiyordu. biz de hırsımızı sahaya bir şeyler atarak alıyor, bununla rahatlıyorduk. adamlar deplasmanda yapmadıkları pislik ve itliği bırakmıyorlardı. seyircimize torpada sidik bile attı bu adamlar. işin ilginci biz de bu olayları doğaüstü şeylere, şanssızlığımıza ya da kendi eksikliğimize bağlıyorduk. bilmiyorduk ki adamlar şike için bildiğin bir network oluşturmuş maç sonuçlarını belirliyorlar, atılacak golleri ve golcüleri ayarlıyorlar, bizim kadroları maçtan saatler önce öğreniyorlarmış. 2011 şike süreci buna bildiğin fener tuttu. siz bakmayın onların kuyruğu dik tutma çabalarına. biliyorlar ki kanları bir kere akarsa paramparça olacaklar, bu nedenler inkar ediyorlar.

    baştaki travma meselesine gelince maçlarda her türlü skorlar olur: zamanında göteborg'a 20'ye yakın korner atıp bir tane bile gol atamamıştık. rotariu sıfırdan topu kaleye (çarmurdan dolayı) atamamıştı. sene 2000'de samuel johnson bize dakika 82'de serbest vuruştan gol attığında o gün fb kalesine girmemeye yemin eden top bizim adamlara çarpıp taffarel'i yanıltıp girdi. hulesa anlatmayla bitmez, sonuçta futol bu.

    dediğim gibi benim için asıl travma seyircinin saçmalaması oldu. bundan bir süre önceye kadar ekonomik olarak gerçekten batmıştık. yok uefa cezası, fifa cezası, stadsızlık vb derken fb'ye yenilince saçmalıyorduk tamam ama bugün geldiğimiz noktada adamlardan 6 puan öndeyken ce kendi sahamızda, onlardan kat kat iyi yönetilirken neden bir anda saçmalıyoruz bunu anlamadım, anlamıyorum. demek ki seyirci cimbom'un geçirdiği evrime ayak uyduramamış.
  • 10062
    bir şeyi anlaması gerekiyor. fenerbahçe taraftarı şu anda çetelerin elinde olan bir topluluk. ciddi ciddi suç örgütleriyle iç içeler. bu yaptıkları vandallık da bu yüzden. mahallelerde gruplar halinde takılıp "ne bakıyon lan" diye insanlara saldıran tipler var ya heh işte fenerbahçe tribünlerinde bu adamlar var. nerde müptezel nerde hapçı.

    karşımızdaki topluluk bu. derseniz ki bunlarla savaşalım ancak onlar gibi olarak savaşırsınız. ülke çok karışır.
  • 10063
    anlık duygularla yaşayıp bir çuval inciri berbat etmede bir numaralı taraftardır. her gün 100 lira versen, bir gün 1 lira vermedin diye olay çıkarıp küsen insanlardan kuruludur.

    buna ben, sen, o, herkes dahil. ister kızın, ister küsün ama doğrusu bu.

    örnek vereyim;
    icardi, geldiğinden beri ligde 58 maça çıkmış ve bu maçlarda 47 gol atıp 16 da asist yapmış. yani 58 maçta 63 skor katkısı yapmış.
    ligde üst üste 17 galibiyet alıp, her hafta puan rekoru kırdığımız haftalardan farklı olarak 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçına çıktık ve kötü bir mağlubiyet alarak serimizi bozduk. bu maçtan sonra icardi deli gibi eleştirildi. işte mücadele etmedi de, çok yüz verdik de, şöyle de böyle de bir sürü laflar edildi. sadece icardi de değil ha, okan buruk da deli gibi eleştirildi.
    2022-2023 sezonu= maç başı puan ortalaması 2.41
    2023-2024 sezonu= maç başı puan ortalaması 2.68
    bu iki sezonda da takım rekorlar kıra kıra şampiyon oldu ama 17 hafta sonra ilk tökezlemede çok fena eleştirildi. hatta ne eleştirilmesi ya, yerine teknik direktör önerileri bile sunuldu!
    bir diğer isim kerem aktürkoğlu,
    son 3 sezonda 108 maça çıkmış, 59 skor katkısı vermiş ve bu sezonların birinde bizi küme düşmekten kurtaran, öbüründe şampiyon yapan oyuncuların başında gelen ve bu sezon ise yine katkı sunan ama eski performansına oranla düşük seviyede giden bir kerem'i hemen eleştirmeye başladık. baktık eleştirinin tadı tuzu yok, o zaman yuhalayalım dedik. baktık o da zevk vermiyor, orada burada küfredelim dedik ve işin ucunu kaçırmaya devam ettik.

    sadece futbolcu ve teknik ekip de değil, erden timur'a da yanlışlar yapıldı.
    misal icardi, mertens, torreira, davinson, zaha, ziyech gibi onlarca müthiş transfer yaptı ama en ufak bir mağlubiyette, sakatlıkta veya aksi bir durumda ndombele konuşuluyor, tete'nin maliyeti sorgulanıyor, rashica neden alınmadı diye küfrediliyor...

    bu entry'nin ana konusu eleştiri yapılması değil, doğru zamanda yapılmadığıdır.
    bak mesela 15 şubat 2024 galatasaray sparta prag maçını hatırlayın. icardi gol attıktan sonra sevinmedi çünkü öncesinde çok büyük eleştiriler almıştı. yahu onu da geç, geçen sene 1-2 maç gol atamadı diye şu an taraftarın en çok izlediği kanallardan birinde "o bayrağın bir de sopası var" şeklinde iğrenç bir tavır sergilenmişti. neyse ki icardi çabuk toparlanan birisi de pek dert etmeyip topuna devam etti fakat kerem aktürkoğlu bunu yapamadı. ilk 22 haftada 9 gol, 6 asistle toplamda 15 skor katkısı veren adam, sonraki 16 haftada sadece 3 skor katkısı yapabildi. nedeni first touch değil, top kayıpları değil; nedeni adamı mutsuzluğa itip pert eden taraftardı. e toparlanamadığı için de doğal olarak yedek kaldı. şampiyonluklardaki katkıları, manchester deplasmanında ve rams park da attığı kritik goller, şunlar bunlar neydi ki?

    en uç örneği, 2012 ve 2013'te gelen üst üste 2 şampiyonluğun mimarlarından biri olan muslera için 2014 yılında "muslera'yı satıp onur'u alalım" entryleri girilmesiydi.

    üstüne basa basa tekrarlamalıyım ki,
    eleştirmeyelim, fener gibi her futbolcuya tapalım falan demiyorum. sadece doğru zamanda yapalım ki katkısı olsun. azıcık da değer bilelim, değer vermesini bilelim.
    kısacası, anlık duygulara kapılmayıp yakın geçmişi unutmamasını öğrenelim.
  • 10064
    (bkz: #3817856)

    devre arası döneminde galatasaray taraftarının 2023-2024 sezonu yarı yıl karnesini vermiştik. gelelim sezon sonu karnesine. bölüm iki başlıyor.

    galatasaray taraftarı özellikle hepimiz için kötü olan 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçından sonra ilk dönem yaptığımız tespitlerin ne kadar doğru olduğunu ne yazık ki görmüş olduk. tüm sezonu domine eden, rekorlar kıran teknik direktör ve futbolcuların ne kadar kötü olduğunu bir hafta boyunca her yerde okuduk.

    aynı oyuncu grubu bir hafta sonra *büyük bir iştahla konyaspor'a nefes alma imkanı dahi vermeyerek en iyi cevabı fenerbahçe'den önce kendi taraftarına vermiş oldu.

    gelelim hiç sevmediğim yaz transfer dönemine. herkes biliyor ki haziran - ağustos ayları her zaman fenerbahçe için kutsal üç aylardır. 1999 yazında gs brezilya'dan ucuz topçu arayıp, ülke içinde ise saffet akyüz, mehmet yozgatlı gibi isimler alırken fenerbahçe milli takımın banko üç ismi alpay özalan, abdullah ercan ve ogün temizkanoğlu'na imza attırıyordu. tarihsel dipnottan günümüze gelecek isek zaten jose mourinho hamlesiyle başladılar yaza. hareketli bir yaz geçirecekleri muhakkak.

    peki gs taraftarı bu süreçte ne yapacak? zannımca geçen iki sezondan ders almadan iki sezonun şampiyonu takımı, hocayı, yönetimi tabiri caizse zımparalamaya devam edecek ya da sakin kalıp olayları izleyecek. yerinde ve zamanında eleştiri yapacak. muhtemeldir ki birincisi gerçekleşecek.

    mesela okan buruk'un başında olduğu gs'nin son iki sezonda lige yavaş girip sonra tempo arttırdığını görmelerine rağmen daha ilk resmi maçtan ciddi yangın yapmaya başlayacaktır.

    dilerim bunlar olmaz. yönetim yazın gerekenleri yapar, biz de sakin sakin izleriz. sonuçta sakin kalması gereken kesim bizleriz. umarım "eleştiri kültürü" adı altında yaz dönemini "yangın" bir şekilde geçirmeyiz.
  • 10066
    galatasaray her kaybettiğinde erden timur ve okan buruk'u yemek için sıraya girenlerin şimdi erden timur ayrılığı için "niye öyle oldu ki ehi, herkes destek verdi ehi" diye ortalığa salındığı topluluk.

    sen her puan kaybında ndombele, tete, zaha zort zurt diye saldırırsan gün gelir bu duruma düşersin. gerçi bu tiplerin mutluluğu yüzlerinden okunuyordur. mourinho geldi diye baya ümitlenmişlerdir ama zaten adam bırakıyormuş.

    dilerim okan hoca konusunda akıllı davranır taraftar. iki gün sonra "niye böyle oldu ki ehi" dememek için. eleştiri adı altında yaptığınız değersizleştirmeler galatasaray'a zarar veriyor. kerem konusunda, erden timur konusunda, berkan konusunda bu sezon daha belirgin oldu. seneye icardi, okan buruk, abdülkerim hedefleri olabilir.
  • 10067
    biraz sakin olması gerektiğini düşündüğüm taraftar grubu. çok zor geçen bir sezonun ardından 102 puanla şampiyon olduğumuzu hatırlatmak isterim. yönetimlerin süresi zaten 2 sene, başlarında demokles'in kılıcı en keskin haliyle bekliyor, başarı olmazsa olmaz bir durumda. o sebeple elbette ki takımı daha iyi hale getirmeyi istiyor herkes. ancak anın ve başarının da tadı çıkarılmalı. 1 hafta geçmedi şampiyonluğumuzun üstünden değerli yazarlar.
  • 10068
    bir kısmı, erden timur'u 2023 yazında merkez orta saha transferini son güne bıraktığı için ve transferde ana rotamizdan sapıp fenerbahçe ile sidik yarıstirdigi için* eleştiren topluluk. ki o kısım, bu eleştirilerinde son derece haklı.

    erden timur taraftarın eleştiri ve söylemlerinden dolayı değil, dursun özbek ile yaşadığı sorunlardan dolayı sportif aş'den ayrıldı.

    moderasyonun bu başlığa sürekli iğneleyici ve provakatif entry girenlere yaptırım uygulamaması ise ayrıca düşündürücü.
  • 10069
    erden timur'un durduk yere üç beş ihtiyara kızıp bırakmasıyla haklı yere demoralize olmuştur. kimse "galatasaray kişilere bağlı değildir" demesin. gayet de öyledir. fatih terim olmasa kulübün kaç sampiyonluğu, avrupa'da ne başarısı olurdu bir düşünün. erden timur'un gitmesiyle tekrar fiyasko transferlere dönülmesi çok olası. bunları da 2023 yaz transfer döneminin çok başarısız geçtiğini düşünen biri olarak söylüyorum. çünkü o transferler ne kadar kötü olsa da hiçbiri kulübe uzun vadede yük olmayacak, hepsiyle çok akıllıca sözleşmeler yapıldı. şimdi erden timur gidince 30+ adamlara yıllık 4 milyondan 4 yıllık sözleşmelerin verilmeyeceğinin garantisini kim verebilir?

    erden timur varken böyle olmuyordu çünkü adam bu işe zaman veriyordu, futbolcularla uzun transfer görüşmeleri yapıyordu ve galatasaray'ın parasını kendi parası gibi harcıyordu. şimdi yerine gelen kişi bu işe zaman, emek harcayacak mı? bence hayır. bizi yine muhteşem iki sezonun ardından bir hüsran bekliyor, o yüzden taraftar da üzülmekte haklı.

    erden timur'a gelince, şöyle bir zamanda bırakıp gittikten sonra başkan olarak dönmeyi aklından bile geçirmesin. o tren kaçtı artık.
  • 10070
    sözlükte gördüğümüz üzere fenerbahçe mourinho’yu getirdiği için morali bozulan taraftar. daha şampiyon olalı 1 hafta olmamış sevinmeye devam edilmesş gerekirken moral bozmanın ne manası var. şu an kutlama dönemi. ben hala her gün ve akşam kutlama yapıyorum. azıcık anın tadını çıkarın, azıcık kadir kıymet bilin. galatasaray şampiyon dostlar eğlenmenize bakın. size ne kim kimi aldıysa? sen kendine bakacaksın. biz şampiyonuz. şu an kutlama zamanı. daha transfer dönemi açılmamış, daha real madrid bile mbappeyi açıklamamış bir üzüntü bir can sıkıntısı var. bu şekilde hiçbir şeyden mutlu olamazsınız. galatasaray sizi hiçbir zaman böyle olursanız mutlu etmez zira size hiçbir şey yetmiyor. bu şekilde de hayat geçmez. azıcık relax yahu. hocamız belli, takımın eksikleri belli. ihtiyaçlar giderilmezse o zaman be isterseniz söylersiniz hakkınızdır ki ben de söylerim. geçen yaz söyledim mesela ama gün o gün değil. şimdi kutlama ve eğlenme zamanı. yorucu sezonu unutup dinlenme zamanı. sezonu yad etme zamanı. ulan ne güzel şampiyon olduk deme zamanı.
  • 10071
    çok rahat manüplasyona gelen taraftar grubudur. provokasyona çok açıktır. bunu dönüp dolaşıp "eleştiri kültürü"ne bağlar. ancak eleştirdiği şeyin doğru mu yanlış mı olduğunu nedense hiç araştırmaz. yeter ki eleştirdiği şeyi twitter'da "icardinin çükü" "mertens'in kulağı" gibi herhangi bir hesap yazmış olsun.

    karşı eleştiri için de argüman hazırdır; "biyatçı".
    hani bazıları cevap bulamayınca "fetöcü" diyip çıkıyor ya onun gibi.
  • 10072
    içlerinde hâlâ galatasaray'ın kişilere bağlı olmadığını öğrenememiş kişileri barındıran topluluk.

    o zaman ben de derwall olmasa şampiyonlar ligi'nde yarı final yapamazdık, uefa kupasının temelleri atılmazdı diyeyim iyice akçaabat sebatspor'a dönelim. fatih terim, okan buruk, derwall, sounes, faruk süren, erden timur vs. hepsi gelip geçicidir. bu kulübün temelleri 500 yılı aşkın bir geleneğe bağlıdır.

    1 kişi ile başarı geliyorsa neden bu kadar yatırım yapıyor kulüpler. hagi'nin, popescu'nun, taffarel'in, drogba'nın, sneijder'in, icardi'nin, kosecki'nin ve daha bir sürü yıldızın bu takıma gelmesinin sebebi bu kulübün herkesten bağımsız büyük bir kulüp olmasıdır.

    önce sempati duyulan kulübün ne olduğunu öğrenin sonra her şeye çamur atarsınız. erden timur gittiyse gitmiştir lan ne büyüttünüz allah aşkına. banane derdinin ne olduğundan. ben 3 ay sonraki şampiyonlar ligi maçını düşünüyorum. ha kalsaydı, her şey güzelce devam etseydi elbette çok mutlu olurdum ama olmadıysa olmamıştır. ne yani fatih terim gitti diye şampiyon olamayacak mıydık? erden timur gidecekse batacak mıyız?

    en büyük sorunu istikrar bu kulübün. iyi şeyler olunca bir anda kendi prangaları devreye giriyor işte mesele bu. keşke her sene şampiyon olsak ama yapacak bir şey yok. fatih gider okan gelir, haldun gider erden gelir, erden gider ekrem gelir ama her zaman gelir...
  • 10073
    sevinmekte de, karalar bağlamakta da sınırı olmayan taraftardır. şampiyon olmamızın üzerinden daha 1 hafta geçti ama sanki şampiyon olan biz değiliz fenerbahçe. adamlar mourinho'yu getirdi diye sezonu kapatıp gidelim isterseniz, ne dersiniz? belki de biz daha transfer yapmadan 3-4 tane yıldız oyuncu açıklayacaklar. o zaman buradaki yangını düşünmek dahi istemiyorum.

    bakın ben 48 yaşındayım ama neredeyse her sezon yaşanan bu durumun bir şey ifade etmediğini bilecek kadar tecrübeliyim. hangi takımı tuttuğunuzun bir farkında olun allah aşkına. galatasaray, rakiplerinin ne yaptığından bağımsız, her sezon şampiyonluğun doğal favorisidir. üstelik başımızda rekorlar kıran bir hoca ve oturmuş bir kadromuz var. 3-4 nokta atışı transferle bu takım yine zirvede olacaktır.

    bir lafım da erden timur gitti diye ümitsizliğe kapılanlara. evet erden timur'u hepimiz çok sevdik, ilk defa bir yöneticimize bu kadar yakından bağlandık ama galatasaray kişilerden büyüktür. bu kulüpten kimler geldi kimler geçti. eğer bir yönetici ayrıldı diye galatasaray aciz kalacaksa öyle kulüp olmaz olsun zaten. galatasaray abdürrahim albayrak'la da, cenk ergün'le de şampiyon olur, oldu da zaten. bu kulübün dinamikleri harekete geçtiğinde karşısında duracak güç yok. daha kim olduğunu, nasıl bir profil olduğunu bilmeden yeni yöneticilerimiz hakkında olumsuz yorum yapanlar var, yahu daha bir durun, olumsuz bir icraati olursa o zaman yazarsınız.
  • 10075
    ali koç'un yeni yönetim kurulu listesi, jose mourinho hamlesi, yapmayı düşündüğü transferler vb. diğer konular fenerbahçe'yi ve fenerbahçelileri ilgilendirir. ali koç'un hamlelerini eleştirmek için aziz yıldırım ağzı ile konuşmak veya yıldırım'ın demeçleri üzerinden bir yol almaya çalışmak bence çok yersiz. aziz yıldırım "türk futboluna şikeyi galatasaray getirmiştir" diyen bir fenerbahçe eski başkanı. besleyip büyüttüğü, tribün grubu haline getirdiği sokak serserilerini galatasaraylıların üstüne salan bir adam. galatasaray'a ve galatasaraylılara her türlü hakareti eden bir adam. ali koç belki namert bir düşman ama aziz yıldırım da bir mert düşman değil. biraz öyle görülmeye başlandı son dönemlerde ama değil.

    ali koç'un ve aziz yıldırım'ın savaştığı bir koltuk için galatasaraylılar taraf olamaz. ikisi de aynı halt. "ne halleri varsa görsünler" demekten fazlası düşmez bize ki, ali koç'un bu savaşı kazanacağı üç aşağı beş yukarı belli. sportif direktörü belli, teknik direktörü belli, futbolcu kadrosu belli koç'un. ister rakip takım olarak tanımlayalım, ister düşman; karşımızda 2024-2025 sezonunda ne olacağı üç aşağı beş yukarı belli. biz bu noktada artık işimize bakalım ve daha da fazla geç kalmayalım. fenerbahçe galatasaraylıları kendi gündemlerinin içerisine çekmeye çalışıyor, buna fırsat vermeyelim. kendi gündemlerimize ve hedeflerimize konsantre olalım. aziz yıldırım'ı kaynak alıp ali koç ile uğraşmak veya jose mourinho üzerinden bir takım eleştiriler bulunmak, bize sadece zaman kaybettirir. biz işimize bakalım.

    umarım galatasaray'ı yönetenler bir yandan kupalar eşliğinde galatasaray derneklerinin düzenlediği kutlamalara katılırken, bir yandan da galatasaray'la ilgili konularla ilgilenebiliyorlardır. 2024-2025 sezonu planlamasına dair kafa yoranlar ve icraata geçenler vardır umarım. bizim kupa töreni, şampiyonluk kutlaması ile 24 mayıs pazartesi günü başladığımız haftanın henüz sonu gelmeden, fenerbahçe teknik direktörünü seçti ve 2 haziran pazar günü imza attırdı. haftayı biz başlattık, onlar bitirdi. gerçek bu. bundan sonrasının nasıl olacağına dair kararı galatasaray'ı yönetenler ve galatasaraylılar verecek. sansasyonel hamlelerden uzak durup, doğru bir planlama ile 2024-2025 sezonuna girebilirsek, yine yarışı rakibimizin önünde bitiririz. ama "yandık, bittik, mahvolduk" ile devam edersek veya fenerbahçe ile dalaşmak için malzeme arayışı ile zamanımızı tüketirsek, bu sefer rüzgarı arkasına alan rakibimiz yarışı kazanır. seçim bizim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın