• 17001
    bazı açılardan çok gelişen, bazı açılardan da gelişmek durumunda olan güzel ortam.

    öncelikle artık bir futbolcuyu eleştiren sözlük yazarını eleştirebiliyoruz. bu büyük bir gelişim. eskiden şöyle bir durum vardı, sözlük yazarı bir futbolcuyu eleştirebiliyordu, ancak siz o yazarı tıpkı o yazarın o futbolcunun başlığı altında eleştirdiği gibi kendi başlığının altında eleştiremiyordunuz. bu durum çözülmüş gibi görünüyor. benim gibi sözlük için no-name bir yazar bile istatistiklere göre 211 entryde tam 952.851 kere görüntülenmiş. bu entry başına 4500 görüntülenme demek ki ben bu sözlüğün sözlükçe takip edilen veya medyada tanınan bir yazarı değilim. 4500 kişinin onda biri benim yazımdan etkilense, eşiyle dostuyla bu fikirleri paylaşsa, oradan birkaç kişi etkilense, başkasıyla paylaşsa... bu şekilde düşünmek lazım yazdığımız her şeyi. barış alper yılmaz'ın berbat ötesi bir top kontrolüyle gol kaçırması barış alper'i kazma, kötü, beceriksiz yapmaz. bu, barış alper'i o anda kötü kontrol yapmış bir futbolcu yapar. tek bir hamle üzerinden 7 ocak 2025 itibariyle 2024-2025 sezonunda 25 maça çıkan, 2000 dakikayı geçen, 10 gole doğrudan kaktı veren bir futbolcuyu paramparça etmemek gerek. ha ediliyorsa da bu fikrin sahibini ve fikri eleştirme hakkımız olmalı.

    gelişmesi gereken iki nokta var, birisinden emin değilim, onunla başlayayım.
    bazı fikrinin gram önemi olmayan, şahsen tanımadığım, sokakta görsem bu kim diyeceğim adamların fikirlerini buradan okuyorum. bu adamlar ne instagramdan karşıma çıkıyor, ne x'ten, ne medyada görüyorum. misal barış yurduseven diye bir adam. benim bu tarz fikren güdük bulduğum insanlarla tartışmamak gibi bir huyum vardır. ne yaparım? alay ederim. hatta fikirlerini kötü niyetli bulur ve gizli bir ajandası olduğuna inanırsam bu insanları tahrik eder, hataya zorlarım. online olarak bu adama yapabileceğim hiçbir şey yok, dolayısıyla bu güdük fikirlerle sanal ortamda karşılaşmak... bilemiyorum. buradaki x bir yazarın fikirleri daha "algı yaratacak" seviyede bana göre. ekrandan herkes bilinçsizce konuşabilir ancak yazmak, belirli seviyede yeterliliğe sahip olarak üretmek daha kuvvetli. ne dediler başlığını bazen bir açıyoruz 10 sayfa zeki uzundurukan köşe yazısı okuyoruz. kim bu adam? 2000'lerin ortasında fotomaç genel yayın yönetmeniymiş. fotomaç nere? yaşı yetenler hatırlar, tüm spor gazeteleri gibi bugün pires, sonraki gün ronaldinho getiren gazetelerden biri. ne ehemmiyeti var bu adamların?

    diğer gelişmesi gereken nokta da yazarlardan ricam, istatistiksiz, somut verisiz veya bence en az bunlar kadar değerli şahsi göze dayanan analizler olmadan bir şeyler yazmayalım. geliyoruz mesela osimhen başlığına, "seneye yok gibi" diye bir yazı okuyoruz. bu bir bilgi midir? bu bir analiz midir? bilgiyse kaynak neresidir? kaynak güvenilir midir? yani bu girdiyi girme nedeni ne mesela? gerçekten anlamıyorum. geçen mesela girdim cenk ergün'ün neden vasat altı bir futbol insanı olduğunu kendimce açıkladım. transferleri tek tek yorumladım. bakın bu bir yorumdur, o dönemi yaşı yetip izlemiş birinin fikirleridir. bu fikirleri yanlışlasa biri keşke, bize ne kazandırır bu? galatasaray'a hizmet etmiş biri hakkındaki veri setimiz genişler. ne güzel. cenk ergün'ün vasat altı olduğunu ispatlamak bize ne kazandırır? belki bu adam bir daha kulüpte görev alamaz. tersini ispatlamak da bize kazandırır. haksızlık yapılmış iyi bir profesyoneli bize kazandırır. ama allah aşkına, osimhen seneye yok gibi yazısı girdiyi girene de, girdiyi okuyana da ne kazandırır?

    her şeye rağmen burada olmak, yazmak ve okumak güzel.
  • 17003
    (bkz: #4108498)

    galatasaray neden türkiye’nin en başarılı kulübü ? sorusuna cevap niteliğinde bir 2024 geçirmişiz.

    (bkz: 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı) 2024 yılında en çok konuştuğumuz maç olmuş. rakibin saha içi tavırları, muslera’nın golde itilmesi, ali koç’un sahaya inmesi gibi onlarca suni gündem vardı. sözlükte eleştirinin büyüğü okan buruk’a ve dursun özbek’e gitmiş. entry’lerin yönü ağırlıklı olarak eleştirel. bu yenilgiden bir hafta sonrasında güle oynaya ikinci şampiyonluğun geleceğini bilsek dahi o hafta topa tutmuşuz hoca ve başkanı.

    galatasaray kültürüne başarısızlık satamazsın.başarısız olduğumuz senelerde tepe taklak olmamızın sebebi de bu. galatasaray futbol takımında ya birinci olursun ya başarısız. bunun aması fakatı yoktur. üstelik, bu dönemdeki gibi başarı ve umut varsa eleştirinin dozu da yükselir başarının çıtası da. avrupa kupası istiyoruz söylemi her taraftan devam ediyor. çeyrek finalde elenen bir okan hoca, yine eleştirilir burda. arttırıyorum yarı finalde dahi çatlak sesler olur. final olursa zaten kaybetmeyiz.

    sözün özü, galatasaray winner bir kulüp cümlesin altının ne kadar dolu olduğunu sözlük net bir şekilde açıklıyor. erden timur, göreve devam edecek misiniz? soruları çok artınca, bu sorunun cevabı çok önemli değil galatasaray’dan çok erden çıkar demişti. sözlüğünde dahi erdenler baskın galatasaray’da. en iyisini hayale eden, hatasını kabul eden, camiasının gücünü hissedenler baskın. burada dedikodu, hamaset ve laf salatası ile zaman satın alamazsınız. sözlükte dahi alamazsınız.
  • 17004
    yakın zamanda 1 aylık cezamı tamamladığım canım sözlük. 1 yıl içerisinde herhangi bir sebepten tekrar ceza almam durumunda pilot olacağım galiba. moderatörlerden ricam, insanız yaparız bi hata olur gözden kaçar bir küfür vb. lütfen kalemimi hemen kırmayın. verin 1 hafta cezamı çekeyim.*
    hem bu toksik futbol ortamında her zaman sakin kalmak mümkün olmayabiliyor. adını söylemeyeceğim takım bir yandan, yancıları bir yandan, tff'si mhk'sı pfdk'sı diğer yandan hak ediyorlar bazen. hem hırsızın hiç mi suçu yok. velhasıl kelam; seviyoruz, yazıyoruz ve yazacağız. *
  • 17005
    adalet; koşullar, yaşadığın coğrafya ve etkileşimde bulunmak durumunda kaldığın karakterler göz önüne alınarak, toplam faydayı maksimuma çekecek şekilde "öncelikler" özneli bir sıralama ile dağıtılması gereken bir olgudur.

    fikir, görüş ve eleştiri; "iyileştirme, geliştirme", "destekleme" ya da "reddetme" ile özneye dair yapısal ve karakteristik bozukluğun ortadan kaldırılma isteğini, amacını güder.

    vasıf, karakter, donanım ve insanlık gibi kriterler, çevresel faktörler ve tüm toplumsal doneleri de göz önünde bulundurduğumda hataları da olsa erden timur gibi adamların net safında ve yanında olunması gerektiği düşüncesindeyim. tabi böyle kaotik bir dönemde böyle adamları bulabilirseniz. bende çok yok.

    sonuç olarak; bazı yazarların erden timur özelinde bir amaç doğrultusunda ve belirli öncelikler ile değil de; karşıt görüş motivasyonu ile yazdıklarını düşünüyorum.

    her yer yanarken bizim gözümüz nedense hep açlıktan bir adet poğaça çalmış çocukta. dişimize göre mi görüyoruz yoksa diğerlerine bulaşırsak bizi yerler diye mi çocuk poğaçayı yemesin istiyoruz, bilemiyorum.

    "korku" çok büyük bir imparatorlukmuş ben bunu anladım. güçlünün güçsüze saldığı korku da belki şeytanın ta kendisi.

    bahsi geçen korku ile herkes galatasaray'a karşı evrimleşmiş, dil değiştirmiş, yöntem değiştirmiş iken; içimizden kişilerin zayıf halka olmayı tercih etmelerini anlamlandıramıyorum.
  • 17006
    yazarlarının bir kısmı tarafından yapılan muslera, erden timur, okan buruk, kerem demirbay vb. eleştirilerin tamamını daha güçlü yapacak şekilde sonraya bırakması farz olan sözlük.

    başarımızın sırlarından biri olan özeleştiri kültürünü askıya almak ya da odak noktasını değiştirip dozajı düşürme zamanı şu aralar gibi sanki.

    devir iğneden ipliğe takımın yanında durma devri gibi geliyor bana.

    muslera ister tutar topu, ister tutmaz. rakiplerin zayıf olduğu senelerde az tut dedik. rakipleri ölçüp biçip ona göre reaksiyon alıyor.

    elias jelert çok zayıfmış, gülerim. çıtır seviyoruz biz.
  • 17008
    önemli bir oluşum. bu gücü galatasaray düşmanlarına karşı daha yıpratıcı, yıkıcı biçimde kullanmamız gerekir. aramızda yazarlar, hukukçular, medya sektöründe kıymetli isimler var. bakın sistemik, bel altı, alçakça, aşağılık bir saldırıyla karşı karşıyayız. galatasaray sözlük muadili olmayan bir yapı. bunun değerini bilelim. gelin galatasaray düşmanlarını tek tek listeleyip hep beraber sistematik karşılık verelim.
  • 17009
    buranın dışında bir sosyal platform kullanmıyorum ben. burda da bir yıldır yazıyorum.

    bu zamana kadar düşündüklerimi eş dost ortamında sözlü ifade ediyordum yalnızca. yazmak farklı. orda duruyor dönüp bakabiliyorsun.

    sezon başında okan buruk’u çok sert eleştirmişim. özellikle young boys maçlarından sonra. kendimce haklı sebeplerim vardı. o sırada okan hocaya destek olanlarımız da vardı burda. haksız olduğum yerler de varmış.

    erden timur’a hep pozitif yaklaşmışım. o gittikten sonra transfer döneminde de endişeliydim burda. haklı olduğum ama haksız olduğum yerler de varmış.

    diyeceğim o ki yapıcı eleştiri kültürü gereklidir. biz kendi düşüncelerimizi dayatmak ile yıkıcı eleştiriyi ayırmalıyız.

    burda hepimiz galatasaray’ın iyiliğini istiyoruz. farklı yorumlara hoşgörülü olmalıyız. zaman hepimizi bazen haklı bazen haksız gösterebiliyor günün sonunda.
  • 17010
    şöyle bir yanlış anlaşılmanın olduğunu düşündüğüm platform. yönetimsel her türlü yanlışın eleştirilmesi ve dile getirilmesi iyidir. bu bizi güçlendirir. tek yürek olup dursun aydın özbek'in arkasında durmak diye bir şey yok. buna gerek de yok. bunu yaparsak fenerbahçe'ye benzeriz. karaborsa, saha zemini, florya, yanlış transfer, yanlış sponsorluk gibi konularda ne kadar iftira/eleştiri varsa ben doğru dürüst cevap beklerim yönetimden. ama yönetimler son yıllarda işin kolayını buldu, rakipler üzerimize oynuyor lütfen bize destek olun ayağı yapıyorlar. bu fenerbahçe yönetimlerinin taktiğidir ve bunu galatasaray'a yakıştıramıyorum.

    futbolcu ve teknik ekibin eleştirilmesinde ise durum daha farklı. burada eleştiriler ve övgüler çok fazla sonuç odaklı olduğu için sonuca göre yapılan eleştirilerden baskın gelen doğru olacak diye bir şey yok. tespitler yanlış yapılabilir. futbolu gerçekten iyi bilenlerin bu eleştirileri iyi değerlendirmesi gerekiyor. yoksa yanlış kararlar alınabilir.

    mesela ben okan buruk ile ilk sene şampiyon olurken niye şampiyon olduk diye çok düşündüm ve barış alper ve berkan ile oynadığımız fener maçları çok dikkatimi çekti. dedim ki bunlar anahtar oyuncuydu. takımda kalmalı ve süre almalılar. sonraki sene de takıma girdiler ve ikinci şampiyonluk geldi. ama bunun tersi bir sürü de yanlış tespit yaptım. yunus'dan olmaz diye kendi kendime düşünüyordum bu sene takımın en iyi oyuncusu oldu. yani buradaki eleştiriler doğru veya yanlış olabilir. okuruz bakarız değerlendiririz bize fikir verir. başarının veya başarıszlığın nedenini doğru tespit etmek burada işi yöneten teknik insanlara kalıyor. burada okan buruk var ve bu işte çok iyi allahtan.
  • 17011
    galatasaray sözlük editörlerine çağrımdır. saçma sapan eleştiri entryleri silinsin. bu düşünce özgürlüğü değil kendimce tanımını da yapardım ama pilot olmak istemiyorum.
    icardi 2 gol atar eleştirilir, osimhen 90. dakika bile kaleciye prese gider, her organizasyonun içinde olmaya çalışır, asist yapar ama maç sonu eleştirilir. barış alper gol atar, asist yapar eleştirilir. yunus hatasız oynar, gol atar bir pozisyonda çalım deneyip atamadığı için hemen yok tercihleri hatalı yok eski haline döndü denilir eleştirilir.
    gerçekten siz ne istiyorsunuz. 90 dakika her futbolcu hatasız oynasın, hepsi gol atsın asist yapsın. öyle bir takım yeryüzünde yok.
    kazanmışız üstelik 3-4 direk maça etki edebilecek hakem gatasına rağmen, herkesi herşeyi üst üste koyup yenmişiz. maç sonu insan takımı futbolcuları teknik heyeti oynanan oyunu eleştirmeye cidden utanır ya.
    bu saçma sapan entryleri görünce sinirim tepeme çıkıyor.
  • 17014
    osimhen'inden baris'a, kerem demirbay'dan yunus akgun'e, sezonu buraya kadar aslanlar gibi getiren hatta kim varsa, 17 ocak 2025 hatayspor galatasaray maci sonrasi yerin dibine gonderilirken, rezil bir planlama ile maci cikip 45 koca dakikayi heba eden, takim ritm bulmusken batshuayi degisikligi ile ritmi yerle bir eden hocamiz okan buruk'a tek bir elestiri gelmeyen guzel sozlugumuz.

    her maci elbet kazanamayiz ama ligin en kotu takimlarindan birinde lastik patlatmak kotu oldu. aralik'tan bu yana takimin oyun gucu ciddi alarm veriyor. persembe'nin gelisi iki oncek carsamba'dan bile belliydi. henuz cozum uretilemedi.
  • 17016
    kerem demirbay eleştirilir çünkü kendini kereminho olarak görüp hiçbir şey yapamayangillerden.
    batshuayi eleştirilir çünkü sıfır çaba, sıfır istek.

    barış'ı eleştirmem çünkü ne olursa olsun pozisyona giriyor veya yunus'a kızmam çünkü bir maçlık kötü oynama hakkı var.
    okan hocaya hiç mi hiç kızmam çünkü puan kaybetme lüksü vardır. oynattığı oyun tartışılır ama kredisi tartışılmamalı.

    o yüzden sözlük olarak hedefi iyi tutturmak lazım. kerem demirbay gibi oyuncular eleştiri için nokta atışı oyunculardır. güzel yapılırsa bir ihtimal gönderilirler.
    eğer yunus, barış gibi oyunculara yaparsan da, bu kadar çaba ve isteklerine rağmen küstürmeyi başarıp bize zarar verdirirsin.
    tarafını iyi seç.
  • 17017
    takımdaki ve taraftardaki rehaveti ortaya döken platform. namağlup olabilirsin ama nağmağlup 2. bile yapar bu düzen. net penaltın verilmiyor, net 2. penaltın var olmasa verilmiyor, attığın golde ofsayt uyduruluyor.

    daha ciddi maçların varken en kaybetmemen gereken takıma puan veriyosun. ilk elle oynama fener lehine olsa penaltı verilirdi, gol de iptal edilmezdi. kendimizi kandırırsak şampiyonluk gider hem de nağmağlup.

    bu takım ne olursa olsun hatay gibi bir takıma puan kay-be-de-mez. hiç bir açıklaması yok. (bkz: 17 ocak 2025 hatayspor galatasaray maçı)
  • 17018
    tek beraberlikle neler neler yazılmaya başlandı okudukça üzülüyorum. sonsuza kadar kazanacağımızı falan düşünüyordu galiba herkes. öldük bittik kafasına geçildi hemen. hakemler ve federasyon konusunda bu söylemlere katılabilirim ama takım konusunda ancak gülerim. galatasaray şampiyon olacak oyunu oynuyor zaten. hatay maçında beceriksizlik yapmasak kazanmıştık ama hakemleri temize çıkarmayı doğru bulmuyorum.

    tek beraberlikle hiç kimseyi yenemeyiz kafasına geçildi. çok acayip. konya'yı yenemeyiz, kiev'i yenemeyiz, adana demir'i yenemeyiz vs. hayırdır kulübü kapattık da hükmen mağlup mu oluyoruz?

    iki buçuk senedir bu sözlükteyim burda yazılan şeylerin hep tersi olduğunu tecrübe ettim. o yüzden rahatım.

    şey var ya biraz sessiz olmayı öğren diye. heh işte o şekil. galatasaray herkese rağmen şampiyon olacak. kendi yönetimine ve taraftarına rağmen de. bu böyle biline.
  • 17019
    ne kadar bir karakteristiği korumaya çalışsa da, parçası olduğu türk internet aleminin bir yansıması olan sözlük. futbol haftada bir buçuk saatlik bir olay olsa da 7/24 gündem yaratılmaya çalışıldığı için her saat başı yeni bir şey ortaya çıkıyor ve psikoloji inanılmaz seviyede oynak hale gelmiş durumda. gerçeklik desen zaten hak getire ama psikoloji de o kadar kısa vadeli şeyler için o kadar büyük ölçüde oynatılıyor ki, bu deliliğin içinde sakin kalabilmek imkansız.

    e sözlük de en temel haliyle bu deliliğin bir parçası olduğuna göre biraz hoş görmek gerekiyor insanları. bir ara puan farkı 3 algısı olayı vardı. en aklı başında adam bile tereddüte düşüyordu birkaç kere. artık taraftarlık adına yaşadığımız her saat her dakika bu hale geldi. insanlar zaten sağlıklı düşünemiyor, kaza bela düşünürse sağlıklı reaksiyon veremiyor.

    bir hezeyan yığını içinde debelenip duruyoruz sadece.

    e sözlüğün de, belli bir karakteristik ve duruşu koruma yönündeki tüm çabasına rağmen, bundan gerek kullanıcı gerek bütün olarak etkilenmemesi imkansız bence...
  • 17020
    dostlar bir kez daha hatırlatalım. siz ilk tökezlemede sövüp saymaya başlıyorsunuz ya onlar ellerinde sopayla bıçakla bekliyorlar. takımınızı şimdi korumazsanız sezon sonunda çok pişman olacaksınız. aleyhimize yapılan hataları "adalet yerini buldu" şeklinde tanımlayan ahlaksız bir rakip var karşımızda. o yüzden dinamo maçından itibaren tekrar sazı elimize almamız ve umutlarını tekrar yok etmemiz şart.
  • 17023
    2 yaşındaki kızım için de şimdiden sözlükte bir üyelik alsam mı diyordum düne kadar ama sağ olsunlar artık bu fikrimden vazgeçtim.

    tribünde olanlara tek bir sözüm yok. anlık bir tepkidir. gençken ben de yaptım ama sonra öğrendim ki doğrusu bu değil. ben 42 yaşındayım ve 7 yaşımda kuzenlerimin kucağında maça gittim. 35 yıldır o tribünlerdeydim. 2 sene önce kızım oldu ve 2 senedir onun peşinde olduğumdan kombinemi başka bir arkadaşıma devrettim. düne kadar hayaller kuruyordum, kızım az daha büyüsün de maça gidelim diye ama dün itibariyle maçtan sonra sözlüğe girince vazgeçtim. bu kadar fanatik olan ben; kızımın mümkünse hiç bu tarafa yaklaşmasını istemiyorum. alınan bir beraberlik sonrasında bu kadar gözü dönmüş, elma ile armudu birbirinden ayırt edemeyen, vefa bilmeyen, değer verdiği şeyi kırıp dökmekten çekinmeyen, kadir ya da kıymet kelimelerinin anlamı için sözlüğe bakmak zorunda olan bir güruhun içerisinde olmasını istemiyorum.

    bundan sonrasında da eğer sözlükte yazmaya devam etmeye kadar verirsem sözlükte yazarken de buna göre yazacağım. kimseyi hedef almıyorum kimseleri üzmek istemiyorum. bu mecranın ne kadar özgür olduğunun da farkındayım ve her görüşe de saygım var. bu benim tercihim sadece.

    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
  • 17024
    açıkçası özellikle kötü oyun ve puan kayıplı zamanlardan sonra galatasaray ve okan hoca düşmanı doluyor sözlük. eleştirel yaklaşım değil bu bahsettiğim. tam zamanlı bir düşmanlık ve kin.
    burada bizler torrent eleştirirken ofsayt manyağı olduğumuz gibi aynı şekilde okan hoca savunduğumuzda da ofsayt manyağı oluyoruz. sen abdülhamid'i savundun, savunmadın muhabbeti gibi oldu biraz ancak burada hedef üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?
    burasının adı galatasaray sözlük. herkesin gayesi galatasaray olmalı.
    genelde maç sonraları sözlüğe nadir yazarım. okumakla yetinirim ve ortamı süzerim. çünkü kantarın topuzunu çok kaçırıyor yazarlar maçların hararetiyle. oyuncu bazında da öyle. maç içi aksiyonları tartmak yerine iyi ya da kötü hatta hatta çöp balon kelimeleri okuyoruz.
    takım formsuz olabilir, hoca formsuz olabilir, yönetim şimdiki gibi berbat olabilir ancak düşünceler olmasa da yorumlar bu platformda saygı çerçevesinde olmak zorundadır.
    konya maçında bu oyunla puan kaybederiz yazıyorum, bana özelden bir yazar hocam baymadı mı diyor.
    yani madem seni baydı, oku görmemezlikten gel. ille bana negatif basmak zorunda mısın?
    kendi düşüncem bu, bas eksiyi geç. örnek misal kazımcan eleştirisine karşın bir cevap oluşturuyorum, adam sen kimsin benim ailem şöyle altay'lı yazıyor.
    benim tek bildiğim vardır o da galatasaray. ben bu amaç uğrunda bu sözlüğe yazar oldum. ultraslan sonrası oluşan boşluğu daha naif ve sade bir şekilde doldurmaktı amacım.
    burada yazar olmaktan memnunum. ancak bazen öyle bir hal alıyor ki günlük yaşantımı hatta rüyalarımı bile etkiliyor.
    sözün özü bizi burada birleştiren galatasaray'dır, ona göre de adımlar atılmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın