• 11826
    biraz önce galatasaray'ın tunus takımı ile yaptığı hazırlık maçının* özetini izledim. maçı yorumlayan evren turhan rakip takımın sert hareketleri üzerine "bu adamlar kafayı yemiş" gibi bir tabir kullandı. sonra aklıma rıdvan'ın "yaaa volkan yapmaaağ, zaten öyle bir attı ki oyuncu yapmaaağğ" sı geldi.

    ben de üzerine düşündüm. her şeyin bir yeri ve zamanı var mıdır hakikaten. yani sen televizyona çıkıp öküz gibi böğürebilir misin. böğürmeli misin...
    benim evimde evren turhan, rıdvan, ben maç izlesek. evren "adamlar kafayı yemiş" dese, rıdvan "yapmaaağ lan" dese sırıtır mı. kahvehanede millet neler neler söylüyor, batıyor mu.

    sorun sadece mekan da değil gibime geliyor. çünkü televizyonda bu söylenmez diyorsun, lakin beyaz tv'de söylenenler hiç batmıyor.

    bu örneklere bakınca aklıma şu geldi. platformun, kurumların belirlediği bir saygınlık; koydukları bir çıta vardır. bunu da yalnızca yazılı metinle belirleyemezsin. çalıştırdığın elemanlarınla, gösterdiğin hassasiyetle bir politika ortaya koyarsın. orada olanlar da ona göre ilikler ceketini. veyahut gaz çıkarsa yarabbi şükür der. koyduğun çıtaya bağlı. beyaz tv o yüzden şaşırtmaz, evren gs tv diye öyle davranır, rıdvan kendi gücüne güvenir öyle davranır.

    pekiii, bulunduğu kurumun koyduğu çıtanın üzerinde olan insanlar? işte onlar eğip bükebilir dili, zamanı... örneğin picasso zamanının ötesinde bir sanatçı olarak eğip bükebildi resmi. dolu, birikimli insan işidir ancak bu durum. veya can yücel öyle bir küfür etti ki dili eğdi, büktü. işte o zaman da batmaz absürt olan.

    şimdi sözlükçe çıtayı nereye koyduğumuza bağlı olarak; ırkçılık, galiz küfürler, ad hominem gibi sorunlarla boğuşuyoruz. bazılarımız bir kelime yazarken üzerine çok zaman kafa patlatıyor. kimi de alelade bir sosyal platform olarak görüp ilk aklına geleni yazıyor. ikinci gibi yapanlar yüzünden diğer kafa patlatanlar da çıtanın yerinden memnun kalmayarak yazmıyorlar veya gerekli özeni göstermiyorlar.

    komple moderasyon olarak, yazarlar olarak hatta okuyup mesaj atanlar olarak çıtayı koyduğumuz yerden memnun değilsek; önce kendimize bakacağız. çıtayı koyanlar olarak kendimizden başlayacağız en ağır eleştiriye...
  • 11827
    26 ağustos 2008'de ilk entry'sini paylaşan kudretli galatasaraylı taraftar yuvası, (bkz: galatasaray/#1). 1 ay içinde 10. yaşını kutlayacak olan sarı kırmızı mecmua. 2008 olmasa da 2010'dan beri düzenli olarak takip ettiğim, 2 yıl kadar önce de "dur olm, ben de yazar olayım da bir şeyler paylaşayım" diyerek üye olduğum güzel ortam.

    sözlükte "rastgele" butonu var, zaman zaman oraya tıklayıp eski girilere göz atarım. şu an sözlükte aktif olarak yazmayan ya da çeşitli sebeplerle pilot edilmiş/olmuş eski yazarların eski entry'lerine bakarım. bunu gündem dışı konularda takılmak gayesiyle yaparım ama daha çok sözlüğün kurulduğu günden günümüze kadar gelenki sürecinde ne gibi bir değişim gösterdiğinin farkına varmak için, bu farkındalığı anlamak için yaparım.

    o zamanlar yazarların sözlük formatına olan yaklaşımını,

    o zamanlar sözlükte kullanılan dilin nasıl olduğunu,

    o zamanlar sözlükteki nickaltı savaşlarının ne derece kanlı (!) geçtiğini görmek için vesaire...

    hani deniyor ya "son zamanlarda sözlük çok bozdu; son zamanlarda kalite düştü" diye, bu sava katiyen katılmıyorum. aksine, bazı konularda (spesifik olarak tek tek yazmak doğru olmayabilir) niteliğin çok daha yoğun olduğu birçok kanal var sözlük içerisinde. hatta size bir şey söyleyeyim; sözlük formatına bağlı kalmak denen olgu var ya, şu an bu olay hiç olmadığı kadar pik yapmış durumda eğer elf gözlerim beni yanıltmıyorsa.

    işin içinde hiç mi olumsuzluk yok? ortalık sütliman mı?

    elbette değil, nasıl olsun ki zaten. her şeyden önce burası organik bir yapı. organik yapılar çevreden etkilenirler, sosyal yaşamdan bir şeyleri çekerler. işin doğasında olan bir şey bu. ülke birçok alanda farklı sıkıntılı süreçlerle boğuşuyorken insanların bu duygudurum sarmalında sabit psikolojiyle olaylara yaklaşabilmesi mümkün değil.

    sözlüğün kalitesini, niteliğini yerden yere vurmadan önce başka başka nüansları göz önünde bulundurup söylemleri bu doğrultuda dillendirmekte fayda var.
  • 11828
    büyümek için adım attığı dönemlerde kalitesi düşen sözlük. zira internetteki insan kalitesi gerçekten rezalet. yani "sözlük çok bozdu yea" derken sözlüğün kendisini değil interneti baz almak lazım. biz alımları internetteki sosyal mecradan yapıyoruz neticede.

    geçenlerde 28 temmuz 2018 tarihli club africain galatasaray maçı sonrası yaşanan gerginlik akabinde; sözlük, kendini pilot edenlerle birlikte 14-15 yazarından oldu. yanılmıyorsam 2 kişi kendini pilot etti, diğerlerinin yazarlığını biz sonlandırdık.

    işin ilginci bu sildiğimiz yazarların bir tanesi haricinde hepsi uzun zamandır takibimizde olan isimlerdi. yani sözlüğü benimsemiş yazarların neredeyse hiçbiri belirli ölçüleri aşmadı o gün. silinenleri de tek entrye dayanarak değil de uzun bir takip neticesinde oluşturduğumuz kanaate göre sildik, bunca zaman sözlükte kaldılar, çünkü sadece uyum sağlamaları için şans veriyorduk. zira sözlük dendi mi akla artık format olarak hiç alakamız olmayan ekşi sözlük geliyor. oradaki üslubu buraya taşımaya çalışıyor birçok yeni yazar. öğrenene kadar da belli bir sürenin ve entry sayısının geçmesi gerekiyor. bir de twitter'daki bol sinkaflı sosyal medya var. totalde bu anlayışı göstermezsek sözlük kazandığından daha hızlı yazar kaybeder hale gelir ki, bu da fikri sermayemizden yememiz ve kendimizi tüketmemiz demektir.

    ayrıca şunu belirtmek lazım yapılan son toplu alımda oldukça titiz davrandık. açıkcası gerçekten en kusursuz çaylak entrylerini giren yazarları sözlüğe dahil ettik. en ufak soru işareti olanları onaylamadık... buna rağmen yeniler hakikaten çok zorlandı. bunda sosyal medyanın ve türk insanın içler acısı durumu da var. ama şunu söylemeden geçemicem, yeni neslin içinde hakikaten çok önemli ve kaliteli yazarlar var. isim vermeme gerek yok. zaten sözlükçe seviliyorlar. bir de bir şekilde sözlüğe uyum sağlamayamayacağı kesin olanlar ve kendini iyi gizleyen, ortam bozuculuk yapan troller var. onları da uzun bir takip neticesinde vicdanen yeterince kanaat getirdiğimizde siliyoruz.

    bu döngü böyle devam etmeye mecbur. onay bekleyen çok sayıda yazar var. gönül ister ki hepsini hiç bekletmeden alalım. ama öyle olamıyor. sözlük ne zaman kuralların daha az ihlal edildiği bir hal alıyor, biz yeni alımlar yaparak bunu bozuyoruz. alım yapmadığımız dönemlerde ise sorunlu yazarlar elendikçe kalitemiz artıyor. ama başka çaremiz de yok. sosyal medyanın kuralı bu. kusursuz platform yok. kusurları göze almalıyız. aksi taktirde içine kapalı ve kendinden başka hiç bir şeye hizmet etmeyen ufacık bir topluluk haline geliriz.

    yine de daha kaliteli bir sözlük arzu ediyorsak dikkat etmek gereken çok önemli iki husus var. alım yapıldıkça oluşan dejenere ortama uyum sağlamamak ve sözlük denetimine aktif şekilde katkı sağlamak. bu katkıyı da ihbar özelliğini kullanarak sağlamak mümkün. bunu becerirsek hem çok daha hızlı büyürüz hem de alım dönemlerindeki iniş çıkışlarımız bu kadar keskin olmaz.
  • 11830
    bu aralar durgun olması normal diye düşünüyorum. bence iki nedeni var.

    1- duyum yok, transfer dedikodusu yok ve dolayısıyla biraz tıkanıklık var. yazarlar doğal olarak gelip her gün aynı şeyleri yazmak istemiyorlar. bu yüzden hazırlık maçlarına bile ilgi var aslında, o maçlar bile hareketlilik sağlıyor.

    2- çok yorucu bir sezon geçirdik taraftar olarak. her hafta başka hesaplar yapıldı. son haftalarda iç sahadaki büyük maçlar ayrı yordu, deplasman durumu ayrı yordu. bunun üstüne bir de dünya kupası yapıldı ve kimse futboldan uzak kalamadı. dünya kupasının bitişi ile yeni sezonu başlatacak olan süper kupa maçı arasında insanlar biraz dinlenmek istiyor sanırım. yani bir nevi şarj oluyoruz şu ara.

    ağustos ile birlikte tekrar akmaya başlar sol taraf.
  • 11831
    karamsarlık yuvası sözlüğüm. artık hazırlık maçlarındaki mağlubiyetlerden sonra bile karalar bağlanıyor. birde transfer dönemi devam ettiği halde. rakibimiz 1 hafta sonra şampiyonlar ligine katılmak için benfica ile oynayacak daha santraforu yok. biz alt tarafı akhisar ile kupa maçına çıkacağız sözlük karalar bağlamış durumda.

    arkadaşlar biraz sakin. bunlar hazırlık maçları takım iyi sinyaller vermiyor ama 2-3 takviye ve sakatların dönmesiyle bu sene 22. şampiyonluğumuza ulaşacağız.
  • 11836
    5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçı gelse de biraz futbol konuşulsa. 8-10 gündür pek yazamıyordum, tek tük entry yazıp, arada okuyordum.

    takımın hazırlık maçlarında görülen sıkıntıları ve buna karşı adım atılamaması, sıcakların etkisi, ülkenin durumu vs derken inanılmaz gergin ve tahammülsüz bir ortam var şu anda.

    dilerim sezon başıyla birlikte, yavaş yavaş eskiye döneriz.
  • 11837
    yaklaşık 2 aydır sözlükte yazarım. galatasaray benim için aileden sonra gelen en önemli şey. çocukluk yıllarımda 9 aralık 2001 ankaragücü galatasaray maçı’nda aldığımız 2-1’lik yenilgi sonrası odama gidip gizlice ağlayan bir galatasaraylıyım. şimdi eskiye dönüp bakınca anılar yüzümde tebessüme dönüşüyor. bu kısa süre zarfında sözlükte bir çok yeni arkadaşlıklar hatta dostluklar edindim. benimle aynı hisleri paylaşan yüzlerce değerli insan, yüzlerce renktaş ile aynı çatı altında bulunmak benim için çok güzel hisler oluşturmuştur ve oluşturmaya devam etmektedir.

    renktaş denilen şey; din, dil, ırk, cinsiyet, ayrımı olmadan aynı renklere gönül vermiş olmaktır ve galatasaray sözlük bu kavramın hakkını sonuna kadar vermektedir. renktaşlık kavramını oluşturan ve bu renklerin sarı-kırmızı olduğu bu platformda olmaktan mutluluk duyuyorum.
  • 11841
    bir 90 dakikada rekortmen golcüsünü, şampiyonluğa uçuran kanat oyuncusunu, kulübü hırsızlardan kurtaran başkanını satan sözlük. via fotomaç, via demirören'in hürriyet'i, via twitter diye diye, karakter timsali gomis'i paragöz yapan sözlük.

    maç yorumlarken gomis'e para imaları yapan erman'a sallayıp, gomis'in başlığında para imaları yapan sözlük. ince ince, yavaştan terim'i, ardından, nagatomo'yu da satacak sözlük.
  • 11842
    maç kaybettikten sonra okuması sinir bozan ortam. yani her takım maç kaybediyor, bunlar olabilir. ki biz kritik maç kaybeden bir takım da değilizdir genel olarak.

    biraz sakin olalım, takımı olduğundan kötü görmeyelim. 5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçı sezon yüklemesini almış ve geç form tutması için çalıştırılmış takımızın kaybettiği çok da önemli olmayan maçtır. geç form tutulması hedeflenmiştir zira bu sene avrupada eleme maçımız yok ve şampiyonlar liginde en az 6 zor maç oynayacağız.

    demem odur ki 2018 2019 sezonunun ilk 3 4 haftası takımdan yüksek performans beklenmesin. kadromuz abartıldığı kadar kötü değil. 1 2 iyi takviye bizi ligin favorisi yapacaktır ki hedefimiz de bu sene lig olmalı.
  • 11845
    sevmediği yazarın nick altına eleştirel entry girme işinin son zamanlarda çok arttığını ve ortamı gerdiğini düşündüğüm sözlüğümüz.

    abicim adamın dediğini beğenmek zorunda değilsin, tabii ki eleştirebilirsin ama hedef gösterir gibi bunu yapmanın, yangın dakikalarında elde körükle koşmanın bize bir faydası yok, pilot sayısını arttırmaya da lüzum yok, biraz sakin ve dingin olmak hepimizin yararına.

    dayanamıyorum kardeşim cevap vermem lazım buna diyosan da özel mesajdan yapabilirsin bu işi. forum gibi birbirimize cevap vermek değil sözlük formatına uygun tanım girmek yazarlar olarak dikkat etmemiz gereken konuların başında geliyor.
  • 11848
    romantik, yangıncı ve heyecanlı gamer tayfanın her geçen gün ele geçirdiği sözlük. yunus akgün abarttığınız kadar iyi oynamadı dedik ofsaytlandık. şuna eminim ki benim gibi o kadar iyi oynamadı yazan kim varsa ofsaytlanmıştır. biz burada yunus'u eleştirmedik, onun götünü kaldıracak, onu büyük kötülük yapacak olan bu tutumu eleştirdik. dahası bugün yunus'un fiziken rakibe ezildiğini göremeyen ve iyi oynadığını düşünen zihniyet yarın oyuna girmediği her maç hakkı yeniyor, adamılk, yeniçeri,eski kaşar aşkı falan bilip bilmeden zırvalayacak.

    yarın yunus çok kötü de oynayabilir. biz yine sakin kalırız, eleştireceksek ölçülü eleştiririz de bu bugün övmelere doyamayan heyecanlı tayfa yarın da gömmelere doyamayacak. işin en komik kısmı bu.
  • 11850
    küçümsemek için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. sanırım sözlüğün yaş ortalaması 15-16 civarına düştü. tekrar ediyorum küçümsemek değil gaza gelmek, bir maçla fikir değiştirmek ve her şeye olumsuz bakmak gibi meselelerden dolayı bunu diyorum. evet bir kupa kaybedildi ama hemen terim ve başkana eleştiri ne demek yahu? geçen sene kim şampiyon olacağımızı düşünüyordu tudor varken. hatta terim geldiğinde bile kan keybedilmişti ve fikstür konusunda en kötü durumda bizdik. bir sakin olalım gençler. yaşı yetenler bilir 4 sene üst üste gelen şampiyonluğun ilk senesi terim son anda istifadan döndü kötü sonuçlar neticesinde. izin verilse tarihimiz değişecekti. biraz sakin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın