• 203
    5-6 senede belki bir yada iki adam akıllı futbolcu çıkartan kurum. ayrıca oradaki gençlere futbolun temel şeyleride öğretilmiyor herhalde. yoksa futbol bilgisi bu kadar düşük bir takıma sahip olmazdık. adam gibi antrenörler getirtebilsek altyapıya keşke. çok çok iyi, çok yetenekli adamlar çıkarmasa bile pozisyon bilgisi, temel futbol bilgisi iyi olan adamlar çıkarsalar yeter.
  • 205
    artık hoca değişikliğinden bağımsız olarak doğru bir adama emanet edilerek a takımdan bağımsız hareket etmesi gereken takımdır.
    dünyanın ve ülkemizin çeşitli yerlerinde futbol okulları açılmalıdır. bilhassa da galatasaray isminin çok duyulduğu, bilindiği coğrafyalarda.
    o okullarda yetenekli çocuklar keşfedilmelidir. gerekiyorsa anadolu kulüplerine ya da herhangi başka bir ülkede daha orta sıra takımları ile anlaşma yapılmalı ve bu çocukların en azından en üst lig deneyimi ile oynaması sağlanmalıdır. sonrasında gerçekten parlayanlar galatasarayda devam etmelidir.
    misal azerbaycanda, özbekistanda, türkmenistanda, kazakistanda, ırakta, iranda, mısırda falan okullar açsan buralardan gelecek çocuklar belki de bir yerlerinden türk vatandaşlığı almaya hak kazanacaklar.
    kktc'de ve ülkemizde açılanlar zaten türk vatandaşı olacaklar.
    çeşitli ülkelerde kardeş kulüpler bulmamız ve pişmesini istediğimiz oyuncuları oralara göndermemiz gerekiyor ayrıca.
  • 207
    biz bu taraftara sahip oldugumuz sürece afedersiniz ama siddin sene adam cıkartamayız. arta turan'ı bile yedi bu taraftar. ilk defa kötü oynadıgı, hele ki barnebau'daki mac sonrası eray'a mi sahip cıkacaklar. güldürmeyin beni. iyi gün taraftarları ile 10 yıl daha unutalım biz alt yapıyı. gerci alt yapıyı geçtim birkaç hafta sonra bruma'yı bile yiyecek bu taraftar. allah sonumuzu hayır etsin.
  • 208
    bu ülkede hiçbir iş profesyonelce yapılamaz gerçeğine takılan altyapıdır. altyapıya nasıl oyuncu seçildiğini bilirim. şunlar uzun boylu şunları alalım mantığıyla oyuncu toplandığını, onun yakını, bunun tanıdığı, bizim oğlumuz, bizim camiamızın çocuğu bilmem ne derken asıl yeteneklilerin nasıl harcandığını, altyapı antrenörlerin 50'li yıllardaki antrenörlerin 10'da biri kadar gelişime açık olmadığını ve şu an için bildiklerini 70'li 80'li yıllarda abilerinden öğrendiklerini bilirim. türkiye'de alt yapı kurulamaz. türkiye'de hiçbir iş profesyonelce yapılamaz. ha türkiye'de sadece insanlar sömürülürken, kazıklanırken, kandırılırken profesyonel olabiliriz. yoksa alt yapının başına idealist bir adamı getir adama bir yerleriyle gülerler. hak yemeyeceğim, doğru düzgün adam çalıştıracağım bir sistem oturtacağım diyen adamın çarkına illa çomak sokarlar. (her sektörde, her alanda)"başkanım benim amca oğlunu niye takıma almıyor bu adam, nereden buldunuz getirdiniz bunu ya der?" nüfuzlu biri illa ki. milyon dolarlar akan bir sektör vardır ortada, insanlarımız asgari ücrete çalışırken, insanlarımız sigortasız 300-500 liraya çalışırken, takım aşkı, arma aşkı cart curt diye bir nesli uyuturlar, her gelen yenilik getirir, her gelen altyapıyı uçuracağım der ve biz zokayı hep yutarız nitekim.oysa gerçekten ihtiyacımız vardır buna. her samimi taraftar sevinirken dünyaca ünlü bir isme , bir yanı da üzülmektedir hak edilmeyen, vicdandan yoksun paraların kazanılmasına.yine de severiz. işlemiştir kanımıza bir yerde o sevgi. 6 yaşındasınızdır, lanet olsun ki 6 yaşınızdaki tüm anılarınızı silen bu beyin, bir mıh gibi çakmıştır prekazi'nin o vuruşunu beyninize, ülkede bir anlayış değişikliğini hissedersiniz 1993'te çocuk halinizle, 2000'de bir takım tüm ülkenin aşağılık kompleksini yenmesini sağlar avrupa'ya karşı. işte bu nedenlerle seversiniz takımınızı, insancıl duygularla ve sonra on üç senedir altyapı, yatırım, profesyonelleşme laflarıyla uyutulursunuz, sevmişsinizdir, abi inanacaksınız. aşkın gözü kör değil mi. en sevdiğiniz adam, en inandığınız adam gözlerinizin içine baka baka yalan söyler, rahat hayat emellerini gerçekleştirirken oynar çocukluk hayallerinizle.ona da kızamazsınız, hatırı vardır... işte böyle bir çelişkidir türkiye'de taraftarlık, her alanda yaşanan çelişkiler yumağı gibi. kısacası derim ki dostlarım; ülke gerçeğine yenilen değil,ülke gerçeğini değiştiren galatasaray istiyorum. biz halkın takımı değiliz, biz halkın takımı olmamalıyız.bırakın fenerbahçe olsun halkın takımı. (ki zaten öyledir.) yoksa halk dediğin nedir ki.bir garip dedikodu kazanı, en kolay şekil verilen maddedir halk türkiye'de.biz halkın yolunu açan takım olmalıyız. bir futbol kulübü bunu yapabilir mi, yapabilir, hele bu türkiye'de yapması gerekir. ama en zor da bu türkiye'de yapar. hayalim bu galatasaray'dır. eski galatasaray'dır.
  • 211
    yabancı kontenjanı sebebiyle artık iyice önem arz eden ve eskisinden katbekat daha fazla ilgi gösterilmesi gereken oluşum. bazı mevkiler için yabancı kullanmak artık resmen lüks kaçıyor. bana kalırsa kaleci, stoper, sol ve sağ bek bunlardan bazıları. bu alt yapıdan çıkan başarılı ve kaliteli futbolcular var unutmayalım bunlardan birisi şu an atletico madrid'de oynuyor.
  • 212
    arda turan'ı bir kenara ayırıyorum.
    galatasaray'da kalsaydı milli takıma bile seçilemeyecek duruma gelirdi ya neyse.

    elimizdeki altyapı oyuncularına bakalım;

    sabri sarıoğlu; yorum yapmıyorum.
    aydın yılmaz; yetersiz oğlu yetersiz.
    emre çolak; çok yetersiz.
    semih kaya; yetersiz.
    eray işçan; (gülücük)

    son 7 yılda galatasaray altyapısından oyuncu çıkmadığı kanaatindeyim.
    altyapı oyuncusu romantizmi de çok arabesk.

    olmuyor çünkü bizde.
    üstelik hiç ahım şahım bir altyapı gücümüz de yok.
  • 213
    6+0+4 kurali ve seneye uygulanacagi soylenen 5'li biseylerle (kac oldugunu bilmiyorum, 5+0? 5+0+1+2+40?) ne kadar elzem oldugu ortaya cikmistir.
    isin kotusu, fm oynayanlar bile, uc asagi bes yukari onumuzdeki 10 sene icinde adini duyurabilecek bir suru oyuncu bulup cikartiyor.

    basketbol'da ozellikle efes'in bir donem uyguladigi sistemle ulkemize kazandirilan isimler cidden onemli. bunun futbol'a uygulanamaz olmasi soz konusu degildir.
    almanya'ya futbol okulu acmak guzel fikir, ama oradaki yetenekli oyuncu zaten bir sekilde alman alt yapisinda yolunu bulur, neden azerbaycan'a, kazakistan'a ne bileyim gurcistana yonelmez bizimkiler?
    aydin yilmaz'a verilen senelik 700 bin kusur euroyla asya hallac pamugu gibi atilabilirdi.
    aykut ercetin'in jole parasina afrikaya inilebilirdi.
  • 215
    4 yıl üst üste gelen şampiyonlukta,uefa kupası ve süper kupa'da fazlasıyla tükettiğimiz ama yenilerini yetiştirmek için çaba sarfedilmemiş yapımızdır. arda turan gibi bir yeteneği çıkartmış,semih kaya'yı takıma kazandırmış ve emre çolak'ı eksikleri olsa da a takıma yükselecek seviyeye getirmiş olmasına rağmen aylarca anlatılan methedilen çetin güngör,anıl dilaver,serdar eylik,cafercan aksu,özgürcan özcan,okan derici gibi isimleri bir üst seviyeye çıkartamamıştır. sabri sarıoğlu'dan bahsetmiyorum çünkü o artık a takımın sorunu olmuştur.

    asıl ilginç noktaya gelirsek... son 15 yılda kendi yapından avrupaya açılmış 4 oyuncun olmasına rağmen * -ki bunların ilk üçü 5 yıl içinde oldu ve avrupa'da söz sahibi takımlardı- kazanman gereken ünü kazanamıyorsun çünkü bir devamlılığın yok. hatta şuan altyapı tarihin en kötü durumunda olabilir zira a2 liginde daha 13. hafta ve liderin 16 puan gerisinde bulunuyoruz. üstelik ilk iki sıra tepecikspor ve kasımpaşa'ya ait. eğer bu durum a takımda olsa yazılmadık çizilmedik şey kalmaz.

    bu arada hiç şaşırmayalım elin balonlarına milyonlar saçmamıza. kulüp de biliyor bir adamın ederini ama menajerler artık eskisi gibi saf değil. elin mahkum alacağını biliyorlar. çünkü altyapına bizden daha iyi bakıyorlar merak etmeyin.
  • 222
    --- alıntı ---

    altyapısından yetiştiği takımın büyüyünce golcü olacak umuduydu sedat debreli. pozisyonu bildiğiniz 9 numara. doğru zamanda doğru yerde olmak yetenek kadar önemli futbolda. sliding doors (rastlantının böylesi) filminde olduğu gibi. bir saniyelik bir kararla, bir imzayla, bir formayla her şey değişir futbolcunun hayatında. 9 numara sedat bir zaman sonra forvet arkası oldu, suat kaya'nın futbola veda ettiği maçta ön liberoydu. biraz daha kalsa galatasaray'da stoper olacak oradan da saha dışına çıkacaktı. geçen, ömürden de geçiyor. sedat debreli şimdi 31 yaşında. florya'da valizini topladı, memleketi turladı. onunla aynı günlerde vitrine çıkan ilker erbay da, yerli roberto carlos adayıydı. galatasaray'ın idmanlarında fırtına gibi esen, pinto sırtına alıp giderdi karşı karşıya kaldığında ufak tefek ilker'i. yıllar sonra alt yapısından yetiştiği galatasaray'ın futbolcuları bolu'ya kamp yapmaya geldiğinde alt liglerde forma giyen bir futbolcu tedirginliğiyle dönem arkadaşlarıyla eski günleri yad etmişti.

    kolay iş değil futbolcu olmak hele ki en üst ligde oynamak. meşhur barcelona altyapısı la masia'dan son 15 yılda yetişen 150 futbolcudan toplasan 20'si yükselebildi a takıma. gerisi elbet ekmek yemeye devam ediyor futboldan ama hayal ettikleri değil; bulabildikleri formayla. abdullah avcı'nın artık şehir efsanesine dönen 2005 yılında avrupa şampiyonu ve dünya dördüncüsü olan 17'lik yıldız adaylarından bugün ayakta kalabilen kaç isim var ki? kariyeri erken zirve yapıp son iki yılda sıradanlaşan gurbetçi nuri şahin, trabzon kalesinde harikalar yaratan onur kıvrak, bu sezon ersun yanal sayesinde avrupa'nın en iyi sol beklerinden biri olmayı başaran caner erkin, 10 yıldır galatasaray'da patlama yapması beklenen ve bu sezon ağır bir sakatlık geçiren aydın yılmaz, biraz aykut demir, biraz volkan babacan. gerisi olmadı o kadronun...

    manchester united'ı zirveye taşıyan ve uzun yıllar oradan indirmeyen, en sonunda da filmi çekilen (the class of 92) 92 kuşağına (beckham, butt, giggs, neville kardeşler, scholes) benzer bir kuşağı da 2000'lerin ilk yarısında galatasaray yakalamıştı altyapısında. 87-88 doğumlu kuşağın şöhreti, daha bu gençler a takımla sahaya çıkmadan menajerlik oyunlarının meraklıları sayesinde ülkeyi sarmıştı. en iyi golcü, fırtına gibi kanat, hava topu vermeyen stoper, yorulmak nedir bilmeyen ön libero, emre-okan gibi orta saha... o kadar çoktular ki, 12 tanesi pişmek için kulübün pilot takımı beylerbeyi'ne yollandı. ülke futbolunun acı gerçeği, "altyapı yarışmaz, yetiştirir"i yine gözardı eden teknik adamlar en fazla iki üçüne forma verip, 30'lukları sahaya sürdü. zafer şakar bu kuşağın ağabeyiydi. orta sahada nefis tekniğiyle yerli xavi olabilirdi. olmadı. oğuz şabankay, almanya'da bir hazırlık maçında oynadığı futbolla yanımda oturan alman gazeteciyi mest etmiş, "ne şanslısınız, biz de böyle saf yetenekler yok" dedirtmişti.

    mülayim erdem, galatasaray'ın unutulmaz forveti arif erdem'in yeğeniydi. amca kontenjanından girmemişti altyapıya. orta sahada top ayağındayken sürekli yukarda kafasıyla "gün gelir belki pirlo olur" bile dedirtiyordu ama bizim memlekette hali vakti yerinde ailelerin çocuklarının futbol sahasında eksiği hırs. kayboldu gitti mülayim. mehmet güven sessiz ve utangaç bir çocuktu, atlaman gereken bir eşik vardır futbolda büyük hedefleri olan bir takımda tutunabilmek için. eksiğin neyse ona bulman, onu geliştirmen ve vazgeçmemen lazım... yavaş kaldı mehmet güven hızlanan futbolda...

    ferhat öztorun, istanbul'un futbolcu yetişmesi zor semtlerinden etiler'de büyümüş, bankacı babası onu yıllarca etiler'den florya'ya idmana getirip götürmüştü. bir fenerbahçe derbisinde yediği ters çalım, sonra gaza basamadığı trabzonspor yılları... cafercan aksu, milli takımın alt yaş gruplarının değişmez forvetiydi. bir turnuvadan bir turnuvaya, 18'ine gelmeden eskitilen üç dört pasaport... zayıf ve çelimsizdi, yaş grubundaki defanslarla baş edebiliyordu ama iş büyük sahneye çıkmak olunca, ezildi... özgürcan özcan, hakan şükür'ün sayısını unuttuğumuz veliahtlarından biriydi. cafercan'ın aksine yaşıtlarının yanında üç-dört yaş büyük duruyor, güçlü fiziğiyle stoperleri hava toplarında eziyordu. hakan şükür, necati, ümit karan, hasan kabze dörtlüsünün arkasında bekleyen genç yetenek olmak belki de kariyerinin en büyük talihsizliğiydi. uğur uçar, kiralık gönderildiği kayseri'den pişip döndüğünde "olmuştu" ama güzel oyunun kabus tarafıyla konya'nın buzlu zemininde tanıştı, diz kapağı kırıldı. hepsi hâlâ futbol sahnesinde, olmak istedikleri yerlerde değiller, hayalleri vardı hepsinin, beraber büyüdükleri takım arkadaşları gibi...

    manisa'ya kiralanmasa, robert pires'i istanbul'a getiren meşhur uçak atatürk havaalanı'na inebilse; arjantinli büyük (!) yetenek carrusca futbolcu çıksa, adnan polat, manisa formasıyla fenerbahçe karşısında izleyip "kim bu çocuk?" diye sorduğunda adnan sezgin "bizim altyapıdan, kiralık verdik" demese; adnan polat "sezon sonunda takıma dönüyor" yanıtını vermese; hayal etmese, futbola aşık olmasa, çok çalışmasa, hatalarından ders çıkarmasa; stanford bridge'de o çok da uzun olmayan boyuyla londra semalarına yükselip o kafayı vuramayacak, direkten dönen topu chelsea ağlarına yollayamayacak ve ekran başındaki cafercan'ı, özgürcan'ı, mülayim'i, zafer'i, ferhat'ı uğur'u, mehmet'i, oğuz'u "goolll" diye oturdukları yerde zıplatamayacaktı "kocakafa" arda turan.. arda ile beraber bayrampaşa'nın sokaklarında ve florya metin oktay tesisleri'nde büyüyenlerin yolları ayrı ama hâlâ iyi dostlar. "stand by me"de dediği gibi "12 yaşındaki arkadaşlarım gibi arkadaşlarım bir daha hiç olmadı." kimin oldu ki?

    --- alıntı ---

    kaynak: http://acetobalsamico.blogspot.com.tr/...rden-de-geciyor.html
  • 223
    burada futbolcu olan kardeşlerimizi bir otobüse doldurup amatör küme maçlarına götürmeliyiz. futbolcu kardeşlerimize diyeceğiz ki '' bakın eğer çalışmazsanız, nasıl olsa galatasaray'da oynuyorum ya düşüncesine kapılırsanız, a takımda oynamayı sadece güzel kadınlarla beraber olmak ve lüks arabalara binmek olarak algılayan futbolculardan olursanız geleceğiniz yer burası olur. şimdi izlediğiniz bu maçın taraflarının ileride futbolcusu olmamak istiyorsanız, çalışın. durmadan çalışın.''

    fena olmaz di mi sözlük?
  • 224
    --- alıntı ---

    galatasaray’ın altyapısında ne kadar süre çalıştınız ?

    altyapı futbol okulları ve pilot takım beylerbeyi olmak üzere toplamda 8 sene çalıştım.

    ayrılmanıza sebeb olan durumlar nedir ?

    müfit erkasap'tır.kendisi futbol camiasında fatih hocamız sayesinde kendine iyi bir yer edinmiş olmasına karşın altında çalışan antrenörlere ve ortama huzursuzluk veren sürekli olarak hoşnutsuz davranan bir kişi olarak çevresini olumsuz etkilemiştir.

    sizin döneminizde florya’daki ortam nasıldı ?

    benim dönemimde florya’da huzurlu ve mutlu bir ortam vardı.özellikle ali yavaş ve tugay kerimoğlu ile çalıştığım dönemler çok keyifli geçti.bu ortam müfit erkasap’ın altyapının başına geçmesi ile değişti.gereksiz çıkışlar, sinirlenmeler gibi durumlar ile birlikte huzur kalmadı.

    türk futbolunun büyük bir ismi fakat bu durumlar malesef gerçekleşti.tüm altyapı hocalarının şikayeti olmasına rağmen daha da baskı göreceklerini düşündüklerinden bunu dile getiremediler.

    galatasaray altyapısı ile tanınırken neden son yıllarda oyuncu çıkartamadık ?

    gs scout ekibi gerçekten iyi çalışıyor fakat son yıllarda hedef oyuncuları almakta güçlük çektik. alamayınca bir bedeli oluyor ve oyuncu çıkaramıyorsunuz.
    genç oyuncular taranıyor ancak amatör kulüplerin küçükte olsa bir bedel karşılığında oyuncularını vermek istemeleri sonucunda kulübümüz ücret ödemeye yanaşmıyor.malesef bu tarz oyuncuları rakiplere kaptırdık.bu anlattıklarım müfit hoca zamanda olmuştur.

    galatasaray ismine güvenip bazı altyapı transferlerinde yanlış yol izlendi.genç ve çok yetenekli oyuncular başka kulüplere kaptırıldı.bu anlattıklarım son 2-3 yıldır oluyor.daha öncesinde de kulüpte çalıştım çok daha iyi bir sistem vardı.altyapı’daki sistem değişmeli ve altyapının başına işi bilen biri getirilmeli.bülent ünder hocamız buna örnektir.bu işin ehli olup bu işi yapabilecek meziyetlere sahiptir.

    altyapıda oyuncu çıkmamasının sebebi oyuncular mı yoksa hocaların eksikliğimi ?

    rijkaard döneminde jan derks hoca altyapıda belli programlar dahilinde çalışmaları düzenliyordu.bu isimler dünya futbolunu çok iyi bilen ve altyapı sisteminde uzman kişiler.soraki dönemde ise müfit erkasap o sistemi beğenmedi ve reddetti.ardından yeni program yapacağını söyledi.fakat o program bir türlü gelmedi.en basit örnek bu.biz uygulamayı bile bilmiyoruz.eksiklik herkeste var.oyuncularda,hocalarda ama sadece hocalarda yok.altyapıların başındakilerde eksik diyebiliriz.bu eksikliğin içinde sadece biz futbol antrenörleri yok.

    avrupa takımlarının altyapılarını gördünüz mü ? florya ile kıyaslarmısınız ?

    fransa ve almanya kulüplerinin altyapılarını gezdim ve inceleme fırsatım oldu.çalışma sistemleri ve iş disiplini olarak bizden çok farklılar.bizde 4-5 kulüp o sistem dahilinde gitmeye çalışsada, oyuncular üzerinde etkili olduğunu söyleyemem.avrupa'da futbol, teklonoji ile birleşip altyapılarda aktif bir şekilde oyunculara yön veriliyor.

    bu sistem hollanda başta olmak üzere bir çok ülkede uygulanıyor ama bizde yok.bizde ise tek düzen antreman sistemi var ve hiç değişmiyor.

    gelişemememizin ana sebeblerinden biri bu.ayrıca bizde hoca sirkülasyonu çok fazla.bir kategoride çalışırken kendinizi başka bir kategoride bulabiliyorsunuz.örneğin u-13’de çalışan bir hoca o takım ile u-14 ‘lede çalışması gerekirken başka hoca getiriliyor ve oyuncular alışamıyor ve bocalıyorlar.oyuncu bir hoca ile uzun süre çalışmalı ki alışsın ve sistemi öğrensin ama altyapıda her sene hoca değişirse fayda sağlanması mümkün değil.

    sizin döneminizde florya tesislerinde gruplaşma var mıydı ? yoksa iş uyumu mevcut muydu ?

    ali yavaş döneminde çalışmaya başladım.gruplaşma yoktu.birlik, beraberlik ve arkadaşlık duyguları hakimdi.fakat bu gidiş son birkaç yılda (bülent ünder dönemi hariç)yerini huzursuzluk ve tedirginliğe bıraktı.

    rijkaard , feldkamp , hagi , fatih terim ,gerets ve skibbe gibi hocaların döneminde çalıştınız.altyapı’ya en çok hangi teknik adam önem verdi ?

    kesinlikle franck rijkaard’tı. jan dersk hoca ile büyük emekler verdiler.gerçekten ilgilendirler ve futbol hakkındaki bilgi-donanımlarını paylaştılar.kendi sistemlerini bize dikta sistemi ile değil rica ve saygıyla anlattılar.bizi asla kırmadılar.onlardan sonra bu düzen yerini antreman yapılırken yarıda kesilip "dur napıyosun , bu böyle olmaz ki canım bırakın gidin daha iyi" vb…söylemler bile yapıldı. hem antrenör hemde oyuncuların olumsuz etkilenip motivasyonlarını yitirdiklerini gördüm.

    fatih terim döneminde altyapı başarısız olduğu için eleştirildi.bu dönemdeki eksiklikler sizce neydi ?

    fatih hoca’nın suçu var diyemem ama bence müfit hoca’yı altyapının başına vermemesi gerekirdi.ne oyuncu ne de antrenör psikolojisinden anlamadığını bizzat yaşayarak gördüm.o dönem florya’da huzur kalmadı.tüm hocaları gerginlik sardı ve bu konuyla ilgili kimse konuşamadı.fatih terim’in erken müdahale yapmasını ve neşteri vurmasını beklerdik ama olmadı.fakat terim’e hak veriyorum.dostluk ve ahbaplık ilişkisi olan müfit hoca ile böyle bir sorun yaşamak istemedi beklide.ortada bizim açımızdan hiçbir sorun ve sıkıntı yokken 6 antrenör gecenin bir yarısı müfit hocanın yardımcısı tarafından aranılarak görev bıraktırıldık.yıllarca özverili hizmet vermiş ve yeri geldiğinde 6-7 ay maaş almamış her türlü zorluğa galatasaray aşkıyla göğüs germiş kişilere yapılan bu durumu sindirmek hiçte kolay olmadı.

    aynı zamanda yıllardır galatasaraylılık duruşu diye bahseden insanların bu yapılanlara tepki göstermemesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.belki bizi kulüpten uzaklaştırmayı başardılar ancak içimizdeki galatasaray aşkını ve sevgisini asla ve asla söndüremediler ve söndüremeyecekler.

    emre çolak ve aydın yılmaz gibi oyuncuların çıkış yapamamasının asıl sebebi nedir ?

    emre çolak ve aydın yılmaz ekstra çalışma yapan oyuncular değiller.sadece antreman yapıyorlar.türk futbolunda bir mantık var.bu para yeterli benim çalışıp yorulmama gerek yok.profesyonel yaşama mantığı yok.

    avrupalı oyuncu doymuyor hep gelişim istiyor.alex , roberto carlos ve lugano oyuncu olduğu dönmelerde anadolu yakası, suadiye’deki shor club spor tesisine gidiyor.bu tesisin eğitmenleri benim yakın arkadaşım.onlardan aldığım ifadeleri aktarıyorum; sabah 9’da geliyorlar.yanlarında türk oyuncular yok. "neden onlar gelmiyor" diye soruyoruz.
    lugano bize beyinini gösterip "onlar uyumayı seçtiler" diyor.
    genel mantık bu fenerbahçe yada galatasaray fark etmiyor.

    geçen sezon sene başında ve özellikle devre arasında bir çok genç oyuncu aldık.sizce bunlardan hangileri başarılı olur ?

    herşeyden önce oynamaları gerekiyor.oynamadan verim vermezler.bana göre bruma, ontivero ve koray günter çok başarılı olacak oyuncularımız.

    galatasaray’ı konuştuk.türk futbolunda neden genç oyuncu çıkaramıyoruz genel olarak sebebleri nedir?

    yıllardır aynı kelime altyapı derler ama çözüm bulunmaz.altyapılarda ahbap çavuş ilişkisi mevcut.bu ilişki oldukça bizden bir şey olmaz.çok iyi antrenörler var ama bu kişiler bu ilişkiye karşı çıkıp kendi bildiğini yapmaya kalkınca hemen işine son veriliyor.bu huyumuz değişmedikçe oyuncu felan çıkmaz.

    mancini gönderildi.sizce gitmesi doğrumu ?

    bence kalması gerekirdi.en azından bir sene daha görmek lazımdı.hazır bir takıma geldi.kendi oyuncuları ve sistemini uygulatamadan gitti.

    prandelli’nin duygusal olduğu yönünde eleştiriler geliyor.bu konu hakkında fikriniz nedir ?

    futbol duygulsallık kaldırmaz.bu iş sistem işidir.akdeniz iklimine sahip oldukları için bu konuda bize benziyorlar.fakat oldukça kariyerli ve kaliteli bir teknik adam.fakat ben alman hoca isterdim.bizim teknik ile sorunumuz yok.kondisyon ve fizik sorunumuz var.bu konuda alman hocalar çok iyi.
    verilen şike kararı yani yeniden yargılama sizce kamu vicdanını tatmin etimi ?

    kesinlikle etmedi.mağdur bir trabzonspor var.fakat söylenecek söz kalmadı.olay yargıda bekleyip göreceğiz.

    --- alıntı ---

    kaynak: http://gshaber24.blogspot.com.tr/...sarayin-altyapi.html
  • 225
    yıllardır doğru dürüst bir bek oyuncusu yetiştiremediğimiz altyapıdır. bir uğur uçar vardı o da talihsiz bir sakatlığa kurban gitti ve eskisi gibi olamadı. sabri sarıoğlu da kariyerine ortasaha olarak başladığı için onu hesaba katmıyorum.

    altyapı eksikliklerimiz yüzünden şark kurnazı anadolu takımlarının vasat oyuncularına milyonlarca para dökmek zorunda kalıyoruz. umarım borussia dortmund tarzı bir altyapı sistemimiz olur ve sürekli a takıma oyuncu veren bir düzen inşa edilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın