• 26
    yeter be yeter artık ! renk cümbüşüne çevirdiniz koskoca galatasaray tribünlerini. somon ne lan ? mor'dan yeteri kadar tiksinmişken bunu da mı yapacaksınız ? böyle bir şey yaparsan allah belanı versin yönetim !

    çok ciddiyim. eğer böyle bir rezalete imza atılırsa işte şuraya yazıyorum gerekirse kulüp binasının önünde tek başıma eylem yapacağım .pilavdan dönenin kaşığı kırılsın !

    kimse galatasarayı 3-5 kuruş para için renkten renge sokamaz !!! bizim sadece iki rengimiz var. sarı ve kırmızı !
  • 28
    her sezon başında olduğu gibi, bu sezonun başlamasına daha uzunca bir süre varken bile taraftar arasında farklı seslerin oluşmasına sebep olan konudur. taraftarız, bir de türk insanıyız, eleştirmezsek öleceğiz hastalığı da bağışıklık sistemimizi esir almış durumda. o zaman ne yapıyoruz, eleştiriyoruz. evet ne yapıyormuşuz, eleştiriyormuşuz. hep bir ağızdan son kez duymak istiyorum, ne yapıyormuşuz? e-leş-ti-ri-yor-mu-şuz! o zaman haydi eleştirelim. hem formaları hem de eleştirenleri eleştirelim.

    her sezon başında, malumunuz üzere maçsız geçen günlerde sıkıntıdan patlıyoruz. transfer haberleri bekliyoruz, yöneticilerden biri bir müjde versin diye, aptal kutusunda yüzyılın hastalığı olan zap furyasıyla ortalığı kasıp kavuruyoruz. zaplamak da bir yere kadar, hiçbir resmi kişi ya da yayın organından haber çıkmıyor. transfer zor iş çünkü. futbolcuyu ikna edersin, kulübü iş çıkarır; kulübü ikna edersin, karısı veya çocuğu inat eder; onları ikna edersin, kayınçosu sigortalı iş ister. velhasıl, bu liste böylece uzayıp gider. dolayısıyla transfer işi gecikir. bir süre sonra fanatik ve fotomaç'taki haberler, kolpa olduğu biline biline sözlükte paylaşılır. e sözlük ahalisi olarak sıcak yaz günlerinde içimizi serinletecek bir şiveps'e ve transfer dedikodusuna ihtiyacımız var. kendimizi ulubatlı hasan yerine koyup surlara bayrağı ilk diken olmak için başlığa saldırıyoruz. meğer ulubatlı olmaya hevesli ne çok insan varmış, bunu da görmüş oluyoruz. transfer dedikoduları da bir yere kadar, yalan olduğunu bile bile eleştiri yapmak ya da fikir yürütmek bir yere kadar. o zaman ne yapıyoruz, tabi ki formalara sarıyoruz. kısa süreliğine, egolarımızı forma tasarımlarını eleştirerek tatmin ediyoruz. işte o an başladığında, meyveler gaza geliyor.

    şimdi efendim hatırlarsınız mutlaka, zira üzerinden çok zaman geçmedi, turuncu formayla başladı bu alternatif forma olayı. o zamana kadar genellikle bir beyaz, bir klasik parçalı bir de bunlara ek olarak sarıydı, siyahtı, şuydu, buydu alışkın olduğumuz bir forma. demek istediğim, renklerimiz olan sarı ve kırmızının dışına çok çıkmıyorduk forma renklerinde. bir turuncu forma geldi, o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. şöyle biraz hafızalarımızı tazeleyelim; turuncu forma çıkarılacağı haberleri geldiğinde, taraftarın büyük çoğunluğu olumsuz tepkiler verdi. turuncu nereden çıktı, bizim renklerimizin içinde turuncu mu var dendi. ama ne oldu, tepkilere kulak asılmadı ve bu forma alındı. çok da büyük ilgi gördü, bunu inkar edemeyiz. iki yıl öncesine kadar, pek çok taraftar üzerinde on yıllık formayla izliyordu maçları. hatta öyle ki, rahmetli başkanıız özhan canaydın'a oldukça eski bir formayı imzalatmak isteyen taraftar çıkmıştı meydana. rahmetli başkanımız da, malum taraftarımızı yeni bir forma alması için göndermişti, imzalamamıştı taraftarın getirdiği formayı. turuncu forma çıkınca, yıllardır orijinal forma almayan taraftarlar gidip forma aldı. o yıla kadar sarı-kırmızı olsun diye uğraşılan ali sami yen, bir anda turuncuyla kaplandı. demem o ki, turuncu forma büyük tepkilere rağmen çok olumlu satış rakamlarına ulaştı. hatta üretimden önce eleştirenler bile gidip, seve seve aldılar formayı. laflarını yememek için de, "sarıyla kırmızıyı karıştırınca turuncu oluyor hacı yeeeaaa" dedi beyzadelerimiz.

    ha, şimdi çıkıp diyebilirsiniz ki "turuncu forma kewell ile özdeşleşti, o yüzden taraftar bu kadar çok sevdi bu formayı"; ben de derim ki, evet kewell bu formanın sevilmesine katkı sağlamıştır, amma ve lakin bu formanın sevilmesinin tek sebebi de kewell değildir. kabul edelim, seviliyor böyle şeyler. dünya değişirken yerinde saymaya direten herkes ve her şey gerilemeye mahkumdur. çevremize bakalım, bir şeyler değişiyor. dünya devi dediğimiz takımlar klasik formalarından vazgeçip bambaşka renkleri tasarımlarında kullanabiliyorlar. e biz neden yapmayalım? nedir bu değişime ayak direme çabası?

    gelelim geçen yıla, mor formaya. yine sezon başında bir fırtına esti, kasırgalar çıktı, şimşekler çaktı, yıldırımlar düştü. yani gelenekselleşmiş meyveler gaza geldi etkinliği tekrarlandı. çok uzaklara gitmeye gerek yok, arama çubuğuna mor forma yazın ve çıkan birkaç entry'yi okuyun. galatasaraylılığından utandığını söyleyen biri çıktı bu ortamdan, sırf mor forma yüzünden. yahu biraz anlayış, biraz sabır. bir renk yüzünden galatasaray'dan ve galatasaraylılık'tan soğur mu bir taraftar? neyse efendim, mor forma için söylenenler; turuncu forma için söylenenlerle hemen hemen aynıydı. yine olumsuz tepkiler çoğunluktaydı, yine büyük bir eleştiri vardı. formalar tanıtılmadan önceki dönemler benzerlik gösterince, tanıtım sonrası yaşanan talebin benzerlik göstermesi de çok normal. yine benzer şey oldu, ali sami yen bu kez mor renge büründü. insanlar gidip forma aldı. hatta mor renk bu yılki store ürünlerine öyle malzeme çıkardı ki, kravatından gömleğine, atkısından tişörtüne her yerde kullanıldı. yeni ürünlerin tasarlanmasına olanak sağladı. insanların günlük hayatta rahatlıkla kullanabilecekleri ürünler satışa sunuldu, hatta talep sebebiyle sık sık stoklar tükendi. yani geçen yıl da hem galatasaray hem taraftar kazandı.

    şimdi gelelim bu yıla. somon forma planı varmış diyorlar, olsun. yine aynı tepkiler, yine aynı eleştiriler var. sonuç da her zamanki gibi olacak, bunu biliyorum. yahu, büyük hayranlıkla izlediğimiz barcelona, annelerimizin bize yavruağzı diye öğrettiği renkte forma üretti. futbolcular giydi, ben de bayıla bayıla "ulan ne formalar yapılıyor" dedim. pişman değilim, yine olsun yine derim. barcelona yapınca oluyor da, galatasaray yapınca mı olmuyor bu iş? çıkarsınlar arkadaşım; somon çıkarsınlar, pembe çıkarsınlar, eflatun, yeşil, turkuaz ne çıkarıyorlarsa çıkarsınlar. adam gibi bir tasarım yapıldığı sürece çok iyi de olur çok da güzel de olur taaam mı?

    işin maddi boyutunu düşünürsek, kulüp store gelirlerinden elde ettiği kazancı artırıyor. bunu sağlayan şey de o beğenilmeyen forma renkleri. geçen yıl mor forma çıktığında, turuncu formayla ali sami yen'e gelen seyirci neredeyse yoktu. insanlar biliyor onun eski forma olduğunu, dolayısıyla kendisini yeni sezon forması almaya bir anlamda mecbur hissediyor. gidip parasını verip alıyor yeni formasını, hem o mutlu oluyor hem kulüp kazanç elde ediyor. e forma almaya gelince üç-beş tişörte bakıyor, havalar soğuyacak diye atkılara-eldivenlere bakıyor, eşine ya da sevgilisine hediye almak için aksesuarlara bakıyor vs. ürünler hakkında görsel olarak fikir edindikten sonra, gidip almak için önündeki tek engel maddi yeterlilik oluyor. onu da sağladığında gidip beğendiği ürünleri alıyor. yani tek bir formayla kalmıyor bu iş.

    kadınları düşünelim mesela, ne kadar fanatik olursa olsun bir kadın sokakta sürekli formayla yürümek istemez. daha şık, daha kadınsı, daha renkli şeyler ister. satıştaki tişört çeşitliliği ne kadar fazlaysa, o kadar fazla sayıda kadın müşteri, dolayısıyla aynı oranda maddi gelir demektir bu iş. resmi giyinmek zorunda kalan beylerden bahsedelim mesela. adam takımının kravatını takmak istiyordur, ama üzerindeki gömleğe uydurabileceği bir takım kravatı bulamamıştır. çünkü öyle bir kravat üretilmemiştir. e sen üretirsen her şeye uyacak bir kravat, bununla kalmayıp gayet şık mor tonunda gömlekler üretirsen satış artar haliyle.

    demem o ki sevgili sözlük okuru, olay sadece forma rengi olayı değildir. kapitalizmin büyük ölçüde esir aldığı dünyada ticari meselelere de önem vermek gerekiyor. hani hepimiz, her yıl forma alan insanlar olsak "üç kuruşa renkleri sattırmam" diyebiliriz; ama yok, yapmıyoruz bu dediğimi. şu alternatif renk olayı çıkmadan önce, en az üç-dört yıllık parçalı formalar giyiyorduk çoğumuz. şimdi bizi forma almaya zorlayan bir sebep var en azından. "hacı eski formayla gitmeyeyim maça, rezil olmayalım millete" düşüncesiyle store yolunu tutan insan sayısı hiç de az değil. o yüzden bırakın olumsuz eleştirileri, pembeymiş, kahverengiymiş bakmayın. gidin birer forma alın. alternatif renk almak zorunda değiliz hiçbirimiz, mis gibi parçalılar da duruyor orada.
  • 37
    her sene değişik renkte forma çıkartmayı adet haline getirmeye başlayan galatasarayımın merakla beklediğim formalarıdır. önce turuncu, sonra mor oldu. şimdi ise pembe olacak gibi söylentiler yükselmektedir. bırakın lan formaların renkleriyle oynamayı. tamam anlıyorum değişik forma yapılması insanları bunu da alayıma sürükler ve kulüp para kazanır. eyvallah ama benim için kulüp renklerinin dışına çıkmak zaten bir sorun iken, hele ki bu tehlikeli renklerin yanından geçmekte neyin nesi. aklınızı başınıza alında düzgün forma çıkarın. sadece formaların dizaynını değiştirin ama renklerine dokunmayın.
  • 39
    --- alıntı ---

    kamuoyuna duyuru

    kulübümüz, yönetmelikler gereği türkiye futbol federasyonu ve uefa’ya iç saha, dış saha ve yedek olmak üzere toplam 3 forma hazırlayarak bildirmekle yükümlüdür.

    2010 – 2011 sezonu için hazırlanmış olan bu formalarımızın tff ve uefa onaylarının gerçekleşmesiyle kamuoyu ve ilgili makamlara duyurusu yapılacaktır.

    galatasaray pazarlama a.ş.

    --- alıntı ---
  • 41
    barcelona giyince "aa ne güzel ehele" denilen formanın da muhtemelen dahil olacağı formalardır. bunlar, insanlar küfür etsin diye değil; insanlar satın alsın diye üretilen formalar. son 2 yıldır turuncu ve morun, en çok satan formalar olduğu düşünülünce; bu tür formalara sövmek nedendir aklım almıyor. değerlerine tutuculuğu yüzünden yıllarca formasına reklam almayan barcelona bile, yer yıl yeşil, sarı, krem rengi, somon rengi, turkuaz formalar çıkarınca "pazarlama tekniği" yapıyor da, galatasaray yapınca "değerlerine aykırı" hakaret etmiş oluyor. ne kadar ironik değil mi? elbette eleştirilebilir, tepki olarak alınmayabilir; bu kişinin kendi seçimi. ancak bu hakaret, küfür boyutuna gelmemeli.

    üzerinde galatasaray armasını taşıdığı sürece, hepsinin değerli olduğu formalardır.
  • 44
    formalar hakkında şikayeti olan insanların en büyük şikayet noktası, değerlere aykırı olması ve saçma sapan forma renkleri. ancak bir şey unutuluyor ki her yıl parçalı çıkıyor. yani şikayet edenlerin aksine en büyük değere her yıl sahip çıkılıyor. bu yıl parçalı çıkmıyorsa ne ala ama parçalının yanında diğer formalar gayet doğal. endüstriyel futbol diyoruz, hem forma üreticisi hem de kulüp her yıl aynı hatta daha fazla forma satışı yapmak istiyor. her yıl aynı renkte veya desende formalar çıksa bir yıl alan bir sonraki yıl almamayı düşünür*. ancak bu nedenden dolayı böyle formaların çıkması normal. ayrıca kişisel fikrim parçalının yanında çıkan diğer formalar da çok güzel***.
  • 46
    isteyen istediği kadar savunsun pembe forma neresinden bakarsanız bakın iğrençtir. pazarlama, saygı felan hikayedir. ben mi ihtiyarım a.q. bu denli değer meğer hikayesine savunmaya başladım bazı şeyleri. tamam gençte pek sayılmam ama bu formayı kabullenmem mümkün değildir. kaldı ki mor formayı bile hala kabullenmiş değilim.

    madem konu saygı ise bir tek armasına duyarım. ne içindekine ne de rengine değil.

    (bkz: şimdi sinirden kendimi sikecem)
  • 47
    kamuoyuna duyuru

    kulübümüz, yönetmelikler gereği türkiye futbol federasyonu ve uefa’ya iç saha, dış saha ve yedek olmak üzere toplam 3 forma hazırlayarak bildirmekle yükümlüdür.

    2010 – 2011 sezonu için hazırlanmış olan bu formalarımızın tff ve uefa onaylarının gerçekleşmesiyle kamuoyu ve ilgili makamlara duyurusu yapılacaktır.

    galatasaray pazarlama a.ş.

    umarım bu pembe forma söylentilerini yalanlamak amaçlı yapılmış bir açıklamadır. *
  • 48
    iç saha formamız parçalı, dış saha formamız krem rengi, 3. formamız ise meşhur somon forma olacaktır. sezonun 2. yarısı "ali sami yen özel formaları" açıklanacaktır, kırmızı formamızda olduğu gibi.

    parçalı formamız klasik parçalı altına beyaz şort ve kırmızı çorap, krem rengi formamızda bir aslan figürü olacağı söyleniyor. somon rengi ise giymem, etmem, kırarım gibisinden yorum yapmam. benim böyle değişik tarzlar hoşuma gidiyor mor formada olduğu gibi. hiç öyle rezil olma durumu da yoktur ayrıca. üstünde kutsal arma olduğu için meşhur turkuaz formasına bile tapan bir insan olarak bu tür formaları destekliyorum.
  • 49
    (bkz: #418056) ve ayrıca, sokarım pazarlamasına ulan! ne oluyor lan bize? vay etik vay götük vay galatasaraylı duruşu vay pazarlama vay satış vay bilmem ne!!!! kardeşim store bayanlara ve eşcinsel arkadaşlara hatta pempe renkten hoşlanan erkekler varsa onlara yönelik pembe renkte bir takım ürünler sunsun tamam, ama formalarla oynamayın kardeşim! oynamayın lan formalarla! 3 forma hazırlanacaksa iç saha parçalı sarı kırmızı, dış saha tüm kırmızı, yedek siyah yapın olsun bitsin!
    turuncuyu almadım, hep dediğim gibi sarı-kırmızı birleşimi diye soğuk ta bakmadım ama en azından kol şeritleri sarı kırmızı olmalıydı
    moru almadım, orduluyum diye arkasına 52 yazıp hediye etmişler, eh dedik tamam
    pembe mi somon mu ne boksa asla almam, çevremde kimseye aldırmam! delirmemek elde değil ya!!!!
  • 50
    taraftar bu işi biliyor.yönetim taraftarlara bıraksın tasarımı. taraftar seçsin.bunlar benim favorilerim arasına girdiler.

    http://2.bp.blogspot.com/...8/s1600-h/Ajax...jpg
    http://4.bp.blogspot.com/...87elik+Siyah+3rd.png
    http://4.bp.blogspot.com/...C4%B1z%C4%B1+4th.png
    http://3.bp.blogspot.com/...RI+FORMA+KALIPLI.jpg
    http://3.bp.blogspot.com/...z%C4%B1+Bant+4th.jpg
    http://1.bp.blogspot.com/...n+Sar%C4%B1+Away.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın