50
drogba gündemiyle yeniden hortlayan mevzu. tabii efsanelik sonuçta resmi bir unvan değil, bunun somut bir delili de yok. ''şuysa efsanedir.'' diye. dolayısıyla herkes birilerini efsane ilan etme peşinde. yine de ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. ''ne kadar çok efsanemiz varsa o kadar iyi'' gibi bir bakış açısı tamamen saçmalık. aksine bir futbolcu için ''galatasaray efsanesi'' olmak çok zor olmalı. çünkü bu bizim gözümüzde bir futbolcunun gelebileceği en üst nokta. belediye dağıtıyor gibi geleni gideni efsane ilan etmek çok yanlış.
tabii bu efsanelik öznel bir kavram ancak neticede bazı şeyleri de karşılamak zorunda. bana göre o kriterler şunlar:
1) performans. galatasaray formasıyla ciddi bir süre boyunca belirleyici performans göstermek. öyle birkaç jeneriklik maç, jeneriklik gol falan değil. galatasaray'ı hedeflerine koşturacak derecede belirleyici işler yapabilmek.
2) başarılı olmak, başarılı dönemlerde olmak. buradaki başarı tabii ki galatasaray'ın başarısı. yani galatasaray'ı başarılı kılabilmek. yoksa bir futbolcu, galatasaray'ın başarısız olduğu sezonda bireysel anlamda müthiş işler de yapsa o etkiyi yaratamaz zira galatasaray için tek gerçek vardır: başarı. ben efsanem dediğim bir futbolcuyu anarken galatasaray'ın başarılı dönemlerini hatırlamalıyım direkt.
3) işler kötü giderken veya işler zora girdiğinde sorumluluk alabilecek, suyun yönünü değiştirebilecek bir kaliteye ve ağırlığa sahip olmak. sadece iyi bir takımın iyi parçası değil, tek başına takıma kimlik verebilecek düzeyde bir faktör olmak. teminat olabilmek.
4) emek/zaman. yani galatasaray çatısı altında ne kadar süre bulunmuş? kaç yıl bu formayı terletmiş, bu camiaya hizmet etmiş? benim için burada asgari zaman dilimi bir ortalama bir sözleşme süresi. yani en azından 3-4 yıl burada bulunmuş olmasını beklerim. tabii burada salt zaman olarak değil. galatasaray ile özdeşleşme, her zaman galatasaray ile birlikte anılma gibi etkenler de var.
benim için kriterler bunlar diyebilirim kabaca. yani bunların tamamını veya ciddi bir kısmını karşılıyor olması lazım ki ben bir futbolcuya ''galatasaray efsanesi'' sıfatını layık göreyim. bu yüzden benim için 2010'lu yıllardan itibaren sadece 4 tane yabancı efsanemiz var:
(bkz: fernando muslera)
(bkz: felipe melo)
(bkz: wesley sneijder)
(bkz: mauro icardi)
tabii burada icardi'nin durumu özel ancak anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. bu yılı da şampiyonlukla taçlandırırsak buraya lucas torreira da girer benim gözümde. istikrarı, performansı, savaşçılığıyla ve sahadaki belirleyiciliğiyle bunu hak ediyor. keza böyle devam eder ve gelecek yıl da bizimle kalırsa davinson da kesinlikle çok güçlü aday.
burada insanlar formamızı giyen her yıldızı efsane yapmak için ya da çok yüksek seviyede ama çok kısa süre hizmet etmiş futbolcuları efsane yapmak için acele ediyor. benim için bu yukarda saydığım isimlerin dışında kalanlar galatasaray forması giymiş çok kıymetli futbolcular ya da kısa süre galatasaray'a önemli hizmetleri olmuş, burada kıymet kazanmış futbolculardır ancak galatasaray efsanesi değillerdir. çok sevdiğim bazı isimler de dahil olmak üzere.
tabii bu efsanelik öznel bir kavram ancak neticede bazı şeyleri de karşılamak zorunda. bana göre o kriterler şunlar:
1) performans. galatasaray formasıyla ciddi bir süre boyunca belirleyici performans göstermek. öyle birkaç jeneriklik maç, jeneriklik gol falan değil. galatasaray'ı hedeflerine koşturacak derecede belirleyici işler yapabilmek.
2) başarılı olmak, başarılı dönemlerde olmak. buradaki başarı tabii ki galatasaray'ın başarısı. yani galatasaray'ı başarılı kılabilmek. yoksa bir futbolcu, galatasaray'ın başarısız olduğu sezonda bireysel anlamda müthiş işler de yapsa o etkiyi yaratamaz zira galatasaray için tek gerçek vardır: başarı. ben efsanem dediğim bir futbolcuyu anarken galatasaray'ın başarılı dönemlerini hatırlamalıyım direkt.
3) işler kötü giderken veya işler zora girdiğinde sorumluluk alabilecek, suyun yönünü değiştirebilecek bir kaliteye ve ağırlığa sahip olmak. sadece iyi bir takımın iyi parçası değil, tek başına takıma kimlik verebilecek düzeyde bir faktör olmak. teminat olabilmek.
4) emek/zaman. yani galatasaray çatısı altında ne kadar süre bulunmuş? kaç yıl bu formayı terletmiş, bu camiaya hizmet etmiş? benim için burada asgari zaman dilimi bir ortalama bir sözleşme süresi. yani en azından 3-4 yıl burada bulunmuş olmasını beklerim. tabii burada salt zaman olarak değil. galatasaray ile özdeşleşme, her zaman galatasaray ile birlikte anılma gibi etkenler de var.
benim için kriterler bunlar diyebilirim kabaca. yani bunların tamamını veya ciddi bir kısmını karşılıyor olması lazım ki ben bir futbolcuya ''galatasaray efsanesi'' sıfatını layık göreyim. bu yüzden benim için 2010'lu yıllardan itibaren sadece 4 tane yabancı efsanemiz var:
(bkz: fernando muslera)
(bkz: felipe melo)
(bkz: wesley sneijder)
(bkz: mauro icardi)
tabii burada icardi'nin durumu özel ancak anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. bu yılı da şampiyonlukla taçlandırırsak buraya lucas torreira da girer benim gözümde. istikrarı, performansı, savaşçılığıyla ve sahadaki belirleyiciliğiyle bunu hak ediyor. keza böyle devam eder ve gelecek yıl da bizimle kalırsa davinson da kesinlikle çok güçlü aday.
burada insanlar formamızı giyen her yıldızı efsane yapmak için ya da çok yüksek seviyede ama çok kısa süre hizmet etmiş futbolcuları efsane yapmak için acele ediyor. benim için bu yukarda saydığım isimlerin dışında kalanlar galatasaray forması giymiş çok kıymetli futbolcular ya da kısa süre galatasaray'a önemli hizmetleri olmuş, burada kıymet kazanmış futbolculardır ancak galatasaray efsanesi değillerdir. çok sevdiğim bazı isimler de dahil olmak üzere.