yönetimlerinin geçirdiği zihniyet dönüşümünü görmek için öyle uzun uzun süreçleri incelemeye gerek olmayan türkiye’nin en büyük sivil toplum oluşumu. sadece 12 sene önceki ve bugünkü tweetlerine bakmak bile yeterli.
diğer kulüplerin, başkanların bilmem kimlerin tutumu davranışı beni ilgilendirmiyor. ben bir galatasaray’ı bilirim.
iş vatan uğruna can veren çocuk yaştaki mektebi sultani şehitlerinin, kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet diyen tevfik fikret’in, amacı istanbul’da evinde gibi davranan işgal güçlerinin eğlencesini elinden almak olan ali sami yen’in mirası olunca çok güzel konuyorsunuz üstüne. ama iş eyleme gelince ortada yoksunuz. senin mezunun, senin üniversitenin hocası da haksız hukuksuz yere diploması iptal edilenler arasında. senin taraftarın, varoluşunun kaynağı sokaklarda, kendi hakkını savunuyor. sen sahipli bir kulüp değilsin, sahipli gibi de davranamazsın. yöneticilerinin fikirleri senin varoluşunun, varoluş amacının üstünde olamaz.
galatasaray benim sadece sevdiğim bir şey değil. aynı zamanda ihtiyacım. galatasaray’la uyur galatasaray’la uyanırım. ama boykot da doğası gereği sadece lükslerimizden değil, ihtiyaçlarımızdan da fedakarlık yapma işidir. boykotsa boykot.
(bkz:
ya hep beraber ya hiçbirimiz)