• 1376
    tarihe not düşülsün kavilinden en sonunda gerçekten şanına yakışır bir teknik kadro kurmuş takımım: -kaleci antrenörünü yine unuttular nedense?-
    http://www.galatasaray.org/idariteknikkadro/

    cüneyt tanman ve bülent ünder'e hoşgeldiniz tugay kerimoğlu'na da tekrar hoşgeldin diyorum..

    bu takımda kemikleşmiş bir yapı isteniyorsa bu görevler daimileştirilmelidir, bu kadro ve alt yapıdaki insanlar emekli olmalıdır bu kadrodan..artık yabancı hoca mı gelecek ya da -bence öyle- fatih terim mi, bu isimler bir yere gitmemeli!

    iyi transferler yapabilirsek seneye çok daha başka olacağımızı, yeni stadımızın tamamen bitmesiyle de kükreyeceğimizi düşünüyorum..tabii yönetim için artık tek kelime edemeden..
  • 1385
    ek$iden arakladim, muthis yazi.

    --- alıntı ---

    bugün yapılan mali kongresinde herhangi "rezil" bir durum yaşanmamıştır. tüzük gereği verilen hakları kullanan kongre üyeleri(yani oy sahipleri!) olağanüstü seçim kararı almıştır. ilerisi ne olur bilinmez ama mevcut yönetimin kendi içinde çatladığı ve sağlıksız hale geldiği göz önüne alınacak olursa, galatasaray için hayırlısı olmuştur. bundan sonra gelecek yönetimin ne yaptığının takipçisi olmaktır aslolan ve camiayı tekrar bir araya toplamaktır.

    ezeli rakiplerimizin kongre ile ilgili bakış açılarını ise hayretler içerisinde, ağzım açık izliyorum. boğazın karşı tarafında tam anlamıyla saltanat mevcutken ve memnuniyetsizliğini dile getiren hemen herkesin kulüp ile ilişkisi kesilirken, sürekli seçilen bir adam var. öte yandan kulübü kendisine milyonlarca dolar kişisel borca sokmuş, kulübün başından yakın gelecekte uzaklaştırılamayacak bir başka yönetici de diğerinin başında. galatasaray genel kurulu, bu prototiplerin yeni bir versiyonu olma yolunda ilerleyen, koca galatasaray babasınınmış gibi davranan ve bu konuda inatlaşan bir adamı oradan indirmeyi uygun görmüştür. üstelik malum protesto olayından sonra yavaş yavaş yükselen bu sesleri görmezden gelmeye kalkması, galatasaray geleneklerine güvenip yoluna devam edeceğini düşünmesi de sonunu getirmiştir. demokrasi bu şekilde işler. tatsızlıklar da olabilir. ama olan biteni "koskoca adamlar bir oylamayı yapamadılar" sığlığına indirgemek, baktığınız yerin neresi olduğunun göstergesidir.

    eğer bu yaşananlar rezalet ise, böyle rezalete can kurban. yürüyedur galatasaray...

    --- alıntı ---
  • 1389
    bu hafta sonu gördük ki kimsenin tekelinde olmayan, demokratik davranabilen. büyük başkanlık, reislik, para bende istediğimi yaparımcılık, diktatörlük, tek adamlığın olmadığı, kültürü olan bir kulüptür.
    bu hafta sonu olan olayın diğer kulüplerde olduğunu bir düşünün kavgalar, küfürler, yumruklaşmalar havada uçuşurdu. boşuna demiyoruz galatasaray türkiye'nin avrupaya açılan kapısıdır.
  • 1391
    acilen seçim gününü belirleyip en kısa zamanda yeni başkan ve yönetimin seçilmesi gerekiyor. galatasaray futbol takımının yeniden yapılanmasında, teknik direktör seçilmesinde ve futbolcu transferlerinde yeni yönetimin hemen iş başı yapması şart. en kısa zaman ne kadardır bilmiyorum ama olabiliyorsa 15 gün sonra seçimin olması kulübümüzün hayrına olacaktır. sadece futbol takımında değil diğer branşlarda yapılacak işler var. gelecek sezon erkek ve bayan basketbol takımlarımıza gerekli takviyeler yaparak avrupa arenasında başarı yakalamamız gerekiyor. voleybol takımlarımızla çok fazla ilgilenmek gerekiyor.
  • 1392
    bahar gelmeye başladı yavaş yavaş. günler uzuyor havalar güzelleşiyor. bahar ayları bana hep senin şampiyonluk potasında olduğu yıllar güzel gelirdi. hafta saymaya başladığım elde kağıt kalem o maçı alsak buna yenilmesek dediğim, bizi geçtim kiminle çekişiyorsak onların bile fikstirünü ezberlediğim zamandır benim için bahar ayı. televizyonu, antremandan haber alayım sakatlar iyileşmiş diye pür dikkat izlerdim. şimdi televizyonu açmaya korkar hale geldim kavga gürültüden. eskiden hakan- ümit antrenmanda çift forvet mi diye bakardım şimdi her yer ibra -tüzük.

    malum durumumuz kötü önümüz karanlık. ne başkan kaldı ortada ne hoca ne de takım. şimdi yavaş yavaş çıkıyor bu sezonun pişmanlığı topçularda. keşke hepsi sezonun her maçına fener maçına olduğu gibi çıksalardı. keşke hepsi ali sami yen stadını ali sami bey'e yakışır şekilde kapatsalardı. keşke hepsi önüne gelen her anadolu takımına yenileceklerine metin'in formasını giydiklerinin farkında olsalardı. keşke florya eskisi gibi topçuların çocukları ile gittikleri neşe içinde bir yer olsaydı .keşke bunlar olsaydı da sen böyle olmasaydı.

    bu sene baharın ayının pek de bir önemi yok benim için. senin arman üstümde başkalarının başarısına uzaktan vakur durarak bakıcaz. belki içten içe keşke biz sevinseydik diyeceğiz. başka şeylerle oyalayacağız kendimizi bu yılı unutmak için. ama hep keşke diyeceğiz içimizden keşke sen böyle olmasaydın, belki o zaman bahar daha güzel gelirdi bize. içtiğimiz çay daha güzel seni gördükten sonra içtiğimiz rakı bile daha soğuk gelirdi. senin uğruna yaptığımız kilometreleri zevkle aşardık sana ulaşmak için. belki kız arkadaşımı bile daha çok severdim.

    bize yine bahar gelicek biz yine senin uğruna işi okulu asıp peşinden koşucaz. biz yine elde kağıt kalem hesaplar yapıcaz yine güzel mayıs aylarında arena'yı sami yen'e çeviricez. yine rakılar açıcaz senin şerefine yine florya'ya dolucaz size sarılmak için. bu seneyi boşver bu sene olanlar senin değil bu boşuna gelmiş baharın şerefsizliği.

    edit : sana söz yine baharlar gelecek !
  • 1396
    bu yazıya başlamak için sayfanın en altına indiğimde, 25. entry'de bir bkz. gördüm ; galatasaray'lı olmak ayrıcalıktır yazan, hakikaten de öyle. ayrıcalıktır ve buna paralel olarak tarifini yapmak da pek zordur. fakat tarif edilmesi ve belirtilmesi gereken başka hususlar mevcut hali hazırda. 27.03.2011 tarihli kongre, hepimiz açısıdan ve en önemlisi kulübümüz adına dönüm noktasıydı. makyavelist bir düşünceyle, kongre amacına ulaştı denilebilir zira mevcut istenmeyen yönetim ibra edilmeyerek, istenen olağanüstü seçim kararı alındı. bu sonuç, neredeyse bütün galatasaray'lıları sevindiren ve geleceğe dair umutlandıran bir gelişmeydi, salt bir kesim hariç ! işte bu, kongre'nin görünmeyen yüzü olan, galatasaray'lı olmayı ayrıcalık sayan güruhu, bizi düşünmeye sevk edecek bir yapılanmadan bahsedeceğim;

    dallandırıp budaklandırmanın, fazla sözle bocalamanın alemi yok; galatasaray'da kadrolaşma mevcut. hem de en tehlikelisinden. akıllara hemen liseli-alaylı tartışması gelecek, fakat o kadrolaşma her iki eksenden de değil, farklı bir boyuttan, bizim birazda yabancı olduğumuz ama alıştırılmaya, içine çekilmeye çalıştığımız bir boyuttan. 27.03.2011 tarihli kongre'de bulunanlar artık habise dönüşen bu yapılanmanın havasını rahatlıkla solumuşlardır. adnan polat'ın gönderilişini lise'nin zaferidiye adlandıranlar var, fakat onlar büyük bir gaflet içerisindeler. zaten adnan polat'ın gönderilişinin de alaylı olmasıyla alakası yok, tehlike sanılandan çok daha farklı ve büyük. eğer o kongreyi zafer diye adlandıracaksak, bu zafer, galatasaray'ın son 5 6 yılda gelen ve getirilen yeni üyelerleoluşturulmaya çalışılan, yeni çehresine karşı kazanımış bir zaferdir. tekrarlamak gerekirse, mesele ne liseli ne de alaylı tartışmasıdır. bundan çok ayrı olarak galatasaray'da külhani bir kesimin yapılanması mevcuttur. ve bu farkedilecek ve rahatsız edecek boyutlara ulaşmıştır. galatasaray spor kulübü'ne üye olmanın yazılı şartları olduğu kadar teamül-i şartlarıda vardır ve bu şartlar, tarih içerisinde kulübün kültürüyle harmanlanarak oluşmuştur. bunlardan tek tek bahsetmenin alemi yok. nitekim bu hususlar, galatasaray'lı olmayı ayrıcalık sayan topluluktarafından iyice hazmedilen ve bilinen hususlardır. mevzu bahis ve ürkütücü olan bu yapılanmadır, sorulması gerekenlerse; bu güruh nasıl galatasaray'ın içine sızmıştır? azımsanmayacak bir boyuta nasıl gelmiştir ? neden bu yapıdaki üyelerin sayılarındaki artış son 5 6 yıl içerisinde meydana gelmiştir ? ve en önemlisi kimlik kaybına yol açacak ve bizi diğerlerinden farklı kılan hususları yok edecek bunlardan nasıl arınabiliriz ?

    selamlar, saygılar,

    esenlikler.
  • 1399
    en kötü halinde bile heyecanla izlemeye gittiğim takımım. ama artık sağlığımın bozulduğu belirtilerini ciddi ciddi hissettim 4 nisan 2011 antalyaspor galatasaray maçından sonra. bu sezon artık sözlüğe de , maç izlemeye de ara veriyorum. 6 ayda 1 kez 15 dakika izlemeye gideceğim maçlarımızı. gerçek kardeşlik göremezsem eğer kalkıp gideceğim. bir 6 ay sonra bir daha dönüp izleyeceğim, taa ki takımımda 1996-2000 arasındaki gerçek kardeşliği görene kadar, bir daha ne maçımızı izleyeceğim ne de sözlükten veya başka biryerden takip edeceğim.

    bülent korkmaz'ın kaptanlığını, hakan şükür'ün fedakarlığını, fatih hoca'nın babalığını, hasan şaş'ın hakemin ve rakibin üstüne yürüyüşünü, hagi'nin kayıtsız şartsız sevilişini, i love you hagi demeyi, bir tartışmada hemen 7-8 kişi toplanan takımımı çok özleyeceğim..

    ben o gerçek kardeşliği özleyeceğim..
    hoşçakal sözlük,
    hoşçakal takımım,
    hoşçakal aslanım.

    re re re ra ra ra galatasaray galatasaray cimbombom!
  • 1400
    şu günlerin başlangıç günü olarak 20.45 şampiyonluğu desem ne kadar tepki çekerim bilemiyorum ama artık sözün bittiği yerde olduğu için kulübüm, açıkça konuşulabilir bazı şeyler gibime geliyor.

    takımın başındaki adamı kovup, (hakkını sonuna kadar teslim ediyorum) cevat hoca ve oyuncular birleşip şampiyon oldular ya, işte ondan beri o şampiyonluğu alan adamlar kendilerini teknik direktör, dokunulmaz, elleşilmez adamlar zannediyorlar. kimi getirsen ya top oynamıyorlar, ya da başka sorunlara dalıp futbolu arka plana atıyorlar. tonalarca para verip getirilen yabancılara burun çemkiriliyor, hata yapmasına rağmen takım içindeki hiyerarşi kimi oyuncuları tutuyor, gitmesine izin vermiyor.

    hadi herşeyi geçtim, o zamandan bu zaman gelen 5 hoca'da mı çok kötüydü arkadaş ya.

    o zamanda bu şampiyonluk hiç iyi olmadı demiştim, şimdi de diyorum. elimi vicdanıma koyuyorum, pis şampiyonluktu o, onun altında kaldı takım ve adnan polat.

    keşke olmasaydık şampiyon, hatalarımız keşke o zaman su yüzüne çıksaydı.

    14 sene şampiyon olamadı bu takım. ben o 14 yılın son 3 yılına denk geldim, o da hayal meyal. bundan 10 yıl sonrada bu 3 seneyi unutmamamız lazım.

    başka yapacak hiçbir şeyimiz yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın