• 5526
    hatalarıyla sevabıyla türkiye'nin en demokratik kurumudur.
    defoları var mı var.
    adam kayırmacılık, çıkar ilişkileri var mı var.
    ama her şeye rağmen bu kulüp demokratik teamül, taraftarın etkisi vb birçok bakımdan türkiye'nin en ileri kurumudur.
    bu kulüpte kimse aziz yıldırım gibi dikta yönetimi kuramaz.
    taraftara ayar vermeye kalkamaz.
    kimseyi tehdit edemez.
    adam sendecilik oynayamaz.
    her ne kadar 1200 küsur çıkarcı, yalaka genel kurul üyesini bünyesinde barındırsa da artık liseli olan/olmayan son jenerasyon genel kurul üyeleri statüko falan tanımamaktadır.
    son 2 seçim bunu bize göstermiştir.
    demokrasi bu kulübün olmazsa olmazıdır. ve bu özelliğiyle de türkiye'de eşi benzeri yoktur.
    rakibimizin başkan adayı ali koç bile açıklamalarında bize gıpta ediyorsa bu gurur duyulacak bir şeydir.
    bugün bir kez daha "iyi ki galatasaraylıyım" dememi sağladığınız için teşekkürler genel kurul üyeleri.
    iyi ki varsın galatasaray. darısı türkiye'min başına.
  • 5527
    sezon başından beri hakkında üretilen algıların hepsini 19 mayıs 2018 akşamı çöp haline getiren kulübümüzdür.

    ilk 8 hafta lige çok iyi başlangıç yaptık, fikstürü kolay dediler. bir maça 11 yabancıyla çıktık ülke meselesi haline getirildi. daha sonra deplasmanda kaybetmeye başladık, deplasman fobimiz oldu, büyük maçları kaybettik, büyük maç fobimiz oldu. (yabancı kuralı unutulmuştu artık) aslında bu, karşı çıkılacak bir husus değil. ama beşiktaş da deplasmanda kötüydü, hatta lig sonuna bakınca deplasman puanının galatasaray ile aynı olduğu görülüyor. fakat bizim beşiktaşlısı bol medyamız bir kez olsun beşiktaş'ın deplasman fobisinden bahsetmedi. ligin sonuna kadar ağızlarına deplasman fobimizi sakız ettiler.

    hakemlerin aleyhimizde net hatalar yaptığı maçlardan sonra medyada her şey doğal karşılandı. fenerbahçe ve trabzonspor maçlarında her ne kadar kötü de oynasak iki maçta da net bir şekilde hakkımız yendi. ama tek konuşulan galatasaray'ın oynadığı kötü futboldu. beşiktaş'ın aleyhine yapılan ilk hakem hatasında ise, fenerbahçe maçında negredo'nun golüne ofsayt bayrağı kaldıran yardımcı hakem cem satman'ın fifa kokartı elinden alındı. beşiktaş'ın konyaspor deplasmanında talisca'ya haksız sarı kart veren ve fenerbahçe maçında cezalı olmasına sebep olan, ayrıca 60. dakikada konyaspor'un kırmızı kartını vermeyen alper ulusoy ertesi gün medyada asılıp kesildi, hatta fotomaç gazetesi "alper yuhusoy" diye manşet attı. beşiktaşlıların müthiş algılarıyla beşiktaş mağdur gösterildi ama, konyaspor'un o maçta iki tane penaltısı verilmedi. o maçtan sonra yanlış hatırlamıyorsam alper ulusoy hiç beşiktaş maçına çıkamadı. galatasaray'ı trabzon'da katleden yeteneksiz halis özkahya ise bu kez kasımpaşa maçına atandı ve aleyhimize çok tartışmalı bir penaltı kararı verdi.

    tüm sezonu beşiktaşlısı bol olan kibirli medyanın bunlara benzer algılarıyla geçirdik, ama her şey cüneyt çakır'ın göztepe-galatasaray maçının son düdüğünü çalmasıyla sona erdi. algılar çöpe gitti, galatasaray şampiyon oldu ve iki yılda galatasaray'ın kim olduğunu unutanlara ciddi bir biçimde hatırlattı.
  • 5529
    futbol dışındaki bütün branşlarda artık rekabetçi olmaktan ziyade üretici misyon edinmesi gereken spor kulübü, kulübümüz. avrupa'nın neredeyse bütün ülkelerinde rekabet olarak tepede olan spor, futboldur. bu demek değil ki, diğer branşlar önemsiz. bu noktada üretici pozisyon alıp, özellikle bu ülkedeki gençlerin hayallerine katkıda bulunma amacı gütmeliyiz. bir gencin bile spor yaşamını değiştirebilirsek, hayalini gerçekleştirmesinde katkıda bulunabilirsek ne mutlu bize kulüp olarak. şahsen kürekte alınan kupanın hiçbir önemi yok benim için. fenerliler'in futboldaki başarısızlığını örtbas etmek için kullandığı avuntular bunlar. kürekte kupa alacağına, bu spora yetenekli olup da imkanı olmayanlara imkanlar sun. benim için çok daha değerli kürek kupasından bu durum. ikincil olarak, amatör branşlardan doğan mali zararın da önüne geçilmiş olur.
  • 5531
    galatasaray, 30 ekim 1905 yılında hepimizin bilgiği gibi ali sami yen ve arkadaşları tarafından kuruldu. kuruluş mottosu türk olmayan takımları yenmek olan galatasaray bunu kurulduğu andan itibaren ispatlamaya başlayacaktı.
    avrupadaki kupaları şunlardır;
    1999-2000 uefa kupası(futbol)
    2000 uefa süper kupa(futbol)
    2007-2008 iwbf champons cup (tekerlekli sandalye basketbol)
    2008-2009 euro cup women (kadın basketbolu)
    2008-2009 iwbf champons cup (tekerlekli sandalye basketbol)
    2010-2011 iwbf champons cup (tekerlekli sandalye basketbol)
    2012 judo league men(judo)
    2012 judo league women(judo)
    2012-2013 iwbf champons cup (tekerlekli sandalye basketbol)
    2013-2014 euro league (kadın basketbolu)
    2013-2014 iwbf champons cup (tekerlekli sandalye basketbol)
    2015-2016 euro cup (erkek basketbolu)
    2016-2017 andre vergauwen cup (tekerlekli sandalye basketbol)
    2017-2018 andre vergauwen cup (tekerlekli sandalye basketbol)
    2017-2018 euro cup (kadın basketbolu)
    kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Galatasaray_S.K.
  • 5532
    başkanlarından çektiğini hiç kimseden çekmeyen sevdamız. mustafa başkan görece olarak çok beyefendi ve dürüst birisine benziyor ve inşallah hep bu çizgide ilerler. çok da büyük bir camiadır. bu toprakların gördüğü en büyük, en komple takımdır. kaos yaşar, krize sürüklenir, taraftar sitem eder, sıfırdan kadro kurar ama mutlaka şampiyon olur. dolayısıyla ali koç'un fenerbahçe'nin başına geçmesi onun da defalarca galatasaray şampiyonluğu görmesi demek.

    adamlar olayı o kadar abarttılar ki ali koç gelince sanki barcelona olacaklar. hayır yani sizin hep zengin yöneticileriniz vardı zaten. kiğılı, sarar, ülker, koç, sabancı, doğuş grubu, acıbadem ve daha niceleri. bir de biz. bize gelenler değil maddi olarak belirli bir program içerisinde hareket etmeyi, olan son varlıklarıda sömürüp gittiler. ulan bu takım oyuncularına para veremezken bile şampiyon oldu be. hakan şükür kendi cebinden ödeme yapıyordu 2006 yılında. 2008'de hocasız, tamamı yerli oyunculardan kurulu kadro ile 6/6 yaparak şampiyon oldu.

    adnan polat gitti, pinto, dos santos, kewell ve arda gibi üst düzey oyuncular gitti, ertesi sene sıfırdan kadro ile şampiyon oldu. 3 temmuz süreci diyorlar. galatasaray'ın hocasını elinden aldılar, yabancı kuralı diyerek takımı dağıttılar ve ertesi sene çöp oyuncular ile yine şampiyon oldu. peki bu yıl? 1 sezon içerisinde 2 başkan 3 teknik direktör değiştirip şampiyon oldu.

    finallerin takımı olduğunu söylememize gerek var mı bilmiyorum. büyüklük genlerinde var. "ali koç gelecek güneşli günler göreceğiz."

    valla sizi değil ali koç, rockefeller ailesi bile yönetse galatasaray her zaman güneşinizi karartacak.

    ali şen başkan galatasaray şampiyon,

    aziz yıldırım başkan galatasaray şampiyon,

    ali koç başkan galatasaray şampiyon.
  • 5533
    yönetilmesi adına bir fikrimin olduğu takımım. bu fikir aziz yıldırım'ın 1 milyon üye projesi kaynaklıdır, bunu belirteyim.

    öncelikle, şu anki atmosfere karşın galatasaray lisesi'nin galatasaray'ın önemli bir kültür kaynağı olduğu kanısındayım. fenerbahçe genel kurulunu izleyerek ne demek istediğimi anlayabilirsiniz. galatasaray lisesi kulüpten koparılmamalıdır, aynı anlamda galatasaray genel kurulu da halktan oluşmamalıdır.

    ikisinin ortası bir çözüm bulunmalıdır benim fikrime göre. şöyle ki;

    galatasaray'da 3 adet üyelik olmalıdır: genel üyelik, üst üyelik, yönetim kurulu üyeliği.

    basitçe anlatıyorum:

    yönetim kurulu üyeliği, başkan ve yönetim kurulunu oluşturan üyeler. seçimleri 3 yılda bir yapılmaya devam edilmeli, üst kurul tarafından seçilmeli.

    üst kurul üyeliği: şu anki genel kurul üyeliği. referans sistemiyle üst kurul üyesi olabilirsiniz. genel kuruldan en az 3, üst kuruldan en az 1 referansa ihtiyacınız olacak. üyelik bedeli 20.000 tl, yıllık aidatı 1000 tl. aidatınızı her yılın temmuz ayında ödemek zorundasınız. aidatınızı ödemediğiniz durumda üst kurul üyeliğiniz düşer, tekrardan üst kurul üyesi olabilmeniz için 50.000 tl ödemeniz gerekir ve ilk seçimde oy kullanamazsınız. (bu sayede dursun gibi toplu aidat ödeme işlemlerini ortadan kaldırabiliriz.)

    genel kurul üyeliği: galatasaray'lıyım diyen herkes üye olabilir. üyelik bedeli 5.000 tl, yıllık aidatı 300 tl. aidatınızı her yılın temmuz ayında ödemek zorundasınız, aidatınızı ödemediğiniz durumda genel kurul üyeliğiniz düşer. tekrar üye olabilmeniz için üyelik bedeli 10.000 tl olur, ilk seçimde oy kullanamazsınız. 3 yılda bir üniversite ötk seçimleri gibi, kendi aralarında bir seçim yapılır. bu seçimden bir temsilciler heyeti çıkar. temsilciler heyetine aday olabilmeniz için en az 500 genel kurul üyesi imzası gerekli olacak. bu temsilciler heyeti, galatasaray'ın taraftarıyla yönetimi arası köprü gibidir. belli dönemlerde toplantılar yapılır, temsilciler heyeti bu toplantılarda taleplerini üst kurula iletir. üst kurul'un aksiyonlarını takip eder, bu aksiyonları yeterli görmediği durumda üst kuruldaki belli üyeler hakkında üst kurul'a önerge verebilir.

    kafamda kurduğum genel yapı bu. sen kimsin lan diyecekler olabilir, kimse değilim. belki iyi yönleri, kötü yönleri vardır. ama en azından bunun bir tartışma konusu olması gerektiğini düşünüyorum.

    çünkü galatasaray'ın bu şekilde bir yapıdan hem çok daha fazla para kazanabileceğini, hem de elini taşın altına koymak isteyen yığınla galatasaraylı için böyle bir fırsatın muhteşem olacağını düşünüyorum.
  • 5535
    2018 yazın ilk günlerinde şampiyon olduğumuzu düşündükçe mutlu olduğum ve bu yaz güzel geçecek dediğim takımım. cidden sezon içinde sinerji yarattık, maçlarına başka şehirdeyiz diye gidemedik ama maç kaçırmadık. ekran başında tüm enerjimizi sarfettik ve şampiyon olduk. yorulduk ama değdi.
    mutluluğumuzu tüm yaza yayarak dinlenecek ve ağustosla beraber enerjimizi hem lige hem de şampiyonlar ligine saklayacağız.
  • 5536
    alametifarikası "avrupa arenası" olan türkün en büyük spor kulübü. bu geleneğe dönüş ve türk olmayan takımları yenme şiarına tam anlamıyla konsantre olmalı ve bu yönde terim'le beraber uzun vadeli planlar yapmalıyız. önümüzdeki senelerin öncülü avrupa olmadığı sürece galatasaray özlemini çektiğimiz istikrara ulaşamayacaktır. bu kuruluş şiarını tekrardan hatırladığımız zaman avrupa arenası bizler için yeniden başlayacaktır. (bkz: allah yardımcınız olsun)
  • 5537
    2017-2018 sezonunu şampiyon olarak tamamladık. şampiyonlar ligine direkt katılıyoruz. kulüp olarak en büyük hedefimiz avrupa'da başarılı olmaktır. bunu herkes gibi ben de çok istiyorum ama gerçekçi olmakta fayda var. bizim için asıl gerçekçi olan hedef 2018-2019 sezonunu da şampiyon olarak tamamlaktır. şampiyonlar ligine konsantre olup lig hedefinden uzaklaşırsak, beşiktaş'ın şuan yaşadığı sıkıntıları yaşayabiliriz. onun için şampiyonlar liginde tabiiki başarılı olalım ama asıl hedefimizden şaşmayalım. önümüzdeki sezon da şampiyon olursak, rahat bir nefes alabiliriz.
  • 5538
    şampiyonlar ligi kadrosuna 21 futbolcu yazacak olmalarının kendilerini çok zorlayacağını düşündüğüm takım.

    21 futbolcunun 4 tanesi alt yapı çıkışlı, 4 tanesi türkiye çıkışlı olmalı. 3 tane illa kaleci yazacaksın. bunlardan biri muslera, diğeri muhtemelen serkan kırıntılı veya türkiye çıkışlı birisi, sonuncusu ise eray veya başka bir altyapı ürünü olacak. kaldı elimizde 18 kontenjan. 3 tane daha alt yapı ürünü lazım ama takımda 2000'li gençler hariç hiç alt yapıdan çıkan futbolcu yok. ya 3'ünü de o gençlerden yazacaksın, yada semih, sadık, sabri gibileri geri getireceksin ki bence bu ihtimal olacak. türkiye çıkışlı kontenjanı ise kaleciden sonra 3 kalıyor. oraya da selçuk inan, serdar aziz ve ahmet çalık yazılır.

    geriye kalır 12 kişilik kontenjan. bunun için muslera harici yabancılar ve üzerine kalacaklarsa yasin, sinan, eren alınırsa emre akbaba gibi gurbetçiler var. hepsini yabancıdan yana kullansan bile 13 yabancı yazabiliyorsun ve gurbetçiler dışarda kalıyor.

    yani kabaca g.saray'ın şampiyonlar ligi kadrosu 13 yabancı, serdar aziz, ahmet çalık, selçuk inan, serkan kırıntılı, eray ve 3 genç veya sabri, semih, sadık olacak. semih, sadık, serdar aziz, ahmet çalık gibi 4 türk stoper'den tek güvenilir serdar aziz desek en az 1 ama bence 2 yabancı stoper olur. yani 21 kişilik kadronun 6 sı stoper, 3'ü kaleci olacak. bu da 9 mevki için 12 futbolcu demek olur.
  • 5539
    türkiye'nin en büyük markalarından biridir. fakat derneğin kendisini yenileyememesinden dolayı bu potansiyelini kullanamamaktadır. derneğin üye profilinin artık anakronik bir hale gelmesiyle birlikte, derneğin yönetime taşıdığı üyeleri, kulübü derin bir krizin içine sürüklemiş ve derneğin üyeleri de denetim fonksiyonunu yerine getirmeyi becerememiştir.
    modernleşme kuramlarından biri modernleşmeyi şöyle tanımlar: cemaatten (topluluktan) cemiyete (topluma) geçiş. cemaatlerde ortak hareket etme ( başkan seçimlerinde eski üyelerin ağzına bakma), dayanışma ( kol kırılır yen içinde kalır diyerek hiçbir başkanı yeterince denetlememek), aidiyet duygusu ( lisecilik) ve akrabalık gibi özellikler görülür. cemiyetlerde ise rasyonalizm ve bireycilik ön plana çıkar. ne yazık ki galatasaray ismi, derneğin üye yapısı nedeniyle bir cemaate ev sahipliği yapmaktadır. bu kişiler yeterince rasyonel davranmadığı için de kulübün bugün iflas noktasına gelmesinde büyük sorumluluk sahibi olmuşlardır.

    galatasaray'ın bizim hayal ettiğimiz noktaya varması türkiye'nin mevcut iktisadi ve sosyal yapısı nedeniyle imkansız olsa da bugünkü konumundan çok daha iyi olması da gerçek dışı bir beklenti değildir.
  • 5541
    türkiye'nin en büyük kulübü. yönetim, futbolcu, taraftar bir araya geldiğinde durdurulması çok zor. şampiyonluk yarışlarında rakipleri sadece karşısında bulunan takımlar değil aynı zamanda organizasyon ve yandaşlarıdır.
    basın 'galatasaray batıyor' demesine rağmen finansal tablolar incelendiğinde en az borcu olan, en çok geliri olan kulüptür. en yakın rakibi ile arasında 20 kupa fark bulunan türkiye'nin üç büyüğünden biri değil, türkiye'nin en büyüğü ve tek büyüğüdür.
  • 5542
    ekonomik olarak darboğazda olma sebebi futbolculara ve bonservislerine ödenen paralar mıdır? ciddi anlamda ekonomi bilen arkadaşların aydınlatmasını beklediğim konu. bana çok ikna edici gelmiyor. geçen yıl -4 civarı kapattık sanıyorum bonservis gelir giderlerini. garanti olsun -10 diyelim. futbolculara ödenen maaş da önceki ffp ye göre 65 milyon euroysa onu da fulledik desek. şimdi çok fahiş ücret verdik dediklerimizi düşüp şu anki anlaşma şartı olan 55 e düştüğümüzü varsayıyorum.
    10 milyon bonservis açığı + 10 milyon da maaş fazlası desek 20 milyon euro oluyor. yani bizi kurtaracak dediğimiz ffp bize diyor ki 20 milyon euro daha az harca. o da yaklaşık 120 milyon tl yapıyor. bonservis gelir gideri 0. maaş da 55 milyon euro ise bu sezon (menajer ücretleri ve konaklma transport vs hariç) futbol takımı yaklaşık 330 milyon bütçe kullanacak diyelim. diğer masrafları da eklersek ıvır zıvır ile bu rakam 400 milyon olsun. şampiyonluk sonrası yapılan hesaplarda kulübün kasasına 733 milyon tl girecek dendi. tabi bunun sponsoru, bileti, store'u vs dahil değil. öngrülemeyen gelirler de 100 milyon olsun. şimdi biz niye batıyoruz? geçen yılın farkı bu yıldan 20 milyon euro fazla harcanmasıysa, 20 milyon euro gider azaltmak bizi kurtarıyor mu? garry i satınca bu sene hedef değer oluyor o halde benim anladığım. her yıl bir garry satsak geçen yıl kadar harcama yapsak kendini döndürüyor. peki bu bahse konu 733 milyon tl nereye gidiyor? amatör branşların zaten bütçesi devede kulak.

    varmak istediğim sonuç, gerçekten rica ediyorum bilen birisi anlatsın futbol takımının ödediği bonservis ve maaş bizi batıracak kadar nasıl çok olabilir?
  • 5548
    2017-2018 sezonunda transfermarkt verilerine göre 25 profesyonel futbolcusu bulunan, bu futbolcuların bir kısmı tarafından kıymeti bilinmeyen spor kulübü.

    tarık çamdal; genç yaşta türkiye’nin en büyük, avrupanın hatrı sayılır kulüplerinden birinde oynamasına rağmen herhangi bir çaba göstermeyerek bütün taraftarı karşısına aldı. şafak sayan asker gibi sözleşme bitiş tarihini bekliyor.

    koray günter; dortmund’dan geldiğinde ilk izlediğimde çok ümitlenmiştim. ayağı düzgün bir stoperdi. bir stoper için oyun kurabilmek, pasla çıkabilmek büyük bir nimet olması ve bunların koray’da bulunmasına rağmen koray’da olmayan birşey vardı, hırs. olmayan hırsı ve isteği yüzünden gençliğinin en verimli dönemlerini yedek kulübesinde geçirdi.

    yasin öztekin; sınırlı futbol aklı, kalburüstü yeteneğiyle bir dönem katkı sağlamış olmasına rağmen yanlış tercihlerde bulundu. daha fazla çalışmak yerine daha fazla para talep etti.

    ahmet çalık; sanırım ahmet’i istanbul bozdu. genlerbirliği dönemlerinde tesislerde kalırdı. ekstra antrenman yaptığına defalarca şahit oldum. yolunun galatasaray'dan geçeceğini onu tanıyan herkes biliyordu. böyle olacağını kimse tahmin etmiyordu tabiki.( 2-1 biten fenerbahçe maçından sonra forma sözü vardı, tutmadı. o zaman bi şüphelenmiştim.)

    eray işcan; yetenekleri mi bu kadar yoksa isteğimi yok tam kestiremiyorum. ama kat’i olan birşey var ki, muslera ve taffarel gibi iki isimden faydalanamadı.

    sinan gümüş; futbol aklı, yetenek ve şans, futbolda olması gereken üç şey de mevcut. ancak galatasaray’ın ne kadar büyük olduğunun farkında değil. özellikle genç oyuncular için adaptasyon sürecinde nerede olduklarını anlamaları için bir eğitim programı düzenlenmeli. bu büyük camianın milyonlar üzerindeki etkisi iyice işlenmeli. sinan bu takımın ve taraftarın büyüklüğünü kavrayamadığı için bu sıkıntıları çekiyor.

    yukardaki isimler keşke galatasaray’ın onlara sunduğu lüks hayatın içinden çıkıp anadolunun köylerine kasabalarına bir gitseler. o zaman anlarlar bu takımın onların hayal ettiğinden daha fazlası olduğunu.

    galatasaray, bir heves değildir. galatasaray, bir hobi asla değildir. galatasaray, sokaktaki çocuğun umududur.
  • 5550
    hiçbir aksiyon yok, kulübün herhangi bir branşında görünürde tık yok. acelecilik gereksiz, eyvallah da bu durgunluk da biraz fazla gibi? hadi galatasaray futbol takımı özelindeki hantallığı anlıyorum ve bu konuda idarecilere kısmen de olsa hak veriyorum; dünya kupası, mali yapılanma, uefa... ancak diğer şubelerde de bir hareketlilik yok be abi. erolcan çinko ismi dışında basketbol şubesiyle alakalı en ufak bir adım atılmadı ya da atılamadı. voleybol şubesine zaten yıllardır üvey evlat muamelesi çekiliyor. bu kadar umurda değilse (gerçekten umurda değilse) kapatın şubeleri de insanlar beklenti içerisine girmesin.

    galatasaray'ın amiral gemisi futbol olsa da kulüp bir spor kulübü. böyle bir markanın sporun amatör branş olarak adlandırılan tarafını komple silip atıyormuşçasına davranması basketboldan gelen bir birey olan beni rahatsız ediyor ki bu hoşnutsuzluk için illa amatör dallarla ilgilenmiş olmaya da gerek yok.

    cesur kararlar alınacaksa alınsın, iş sürüncemede kalmasın zira can sıkıcı olmaya başladı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın