resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 2701
    "barcelona da oturmuş bir pas şablonu oyunu olmasından dolayı başarılı olan teknik direktördür". barcelona yı cruyff un ayrıldığı 95 sezonundan 2003e kadar hiç izlemeyenlerin bol bol attığı bir yalan.

    o 8 senede, van gaal ın 2+1 senede oynatmaya çalıştığı pas oyunundan başka, asla total futbol peşinde koşmamıştır barcelona. rexach olsun, antic olsun boby robson olsun,serra ferrer olsun takımı bırakın ileri götürmeyi iyice geriletmişlerdir.

    8 seneden bahsediyorum. hani van gaalın 3 senesini çıkar. 5 sene boyuncu kellesi kesik tavuk gibi oynayan bir takımdan bahsediyorum. ki cruyff un son seneside felaket bir senedir hani pas futbolunun yakınından bile geçmez. ama o detayları sen bilmezsin o yüzden boşver.

    rijkaard barcelona'nın köklerine dönmüştür. hollanda kökenli futbol anlayışı ile, pası barcelona ya geri getirmiştir.

    eskiden xavi-iniesta olsa ben de öyle oynatırımcılar vardı, şimdi barcelona zaten pas takımı yaeaea ciler var. argümanlar tükendikçe yenilerini uyduruyor şu "türk futbolunun gerçekleri yaaaeee" ciler.

    tanım: kötü hoca, barcelona yı ben de öyle oynatırdım. galatasarayı ve türkiye'yi tanımıyor. alllaeh yardımcınız olsuuaaauan..

    aziz matta nın hatırlatmasıyla edit: barça 1998-99 sezonu şampiyonluğundan rijkaard'ın ilk şampiyonluğuna kadar bir tek kupa bile alamadı. ama neyse sen bilmezsin türk futbolunun gerçekleriyle meşguldün o sıralar di mi?
  • 2706
    galatasarayın tenkin direktörü. kıvırcığım. çok severim. 17 eylül bucaspor galatasaray maçında güldü ya golden sonra. ben de güldüm bilgisayar başında.

    ammaaa. şimdi ben bu adamı çok eleştiriyorum. 1 senedir takımda herhangi bir oyun yapısı yok. kaybederken hadi neyse. ama kazanırken de yok. omurgasız bir takım var sahada. ileride hiçbir şey yapamayan bir takım. bunu kesinlikle sadece ortasahaya bağlayamayız. (ki bence şu an takımın tek yarası mustafa sarptır ve her takımda da böyle adamlar olur) bazıları diyor mesela mustafa sarpa kızınca millet "ilerideki oyuncuları eleştirmiyorlar onlar da pozisyona giremiyor" diye. o oyuncuların da suçu yok pozisyon yaratamamakta. hucum bir takım felsefesidir ve o felsefeyi de teknik direktör aşılar takıma. yoksa ilerideki oyuncuların kalitesinden bahsetmemize gerek yok dimi?

    asıl yazmak istediğim yere geldim. istikrar olsun diye gitmesin diyenler var. şu geliyor aklıma onları gördükçe. onlar bu kadar istikrar diye bağırırken rijkaard'ın yeni sözleşme imzalamak istememesine ne diyorlar. adnan polatın önerdiği yeni sözleşme teklifinden sonra "başarısız olursam giderim"* demesine niye bir şey demiyorlar. rijkaard'ın kendisi bile başarıya endeksli sözleşme düşünürken bu yazarlar niye sürekli istikrar diye bağırıyor.

    garip.
  • 2710
    adım adım gidiyor sanki rijkaard. futbol kültürü yanlış bir şekilde yoğurulmuş bir topluluğa elit futbolu öğretmeye çalışıyor. elit futbolu oynatmayıp: "topu ileri vurun, geri seken toplara baskı yapın, bir şekilde baros'u topla buluşturun" dese, yani klasik 96-2000 futbolunu oynatmaya çalışsa başarılı olamaz mı? olur. hem de elinde buna uygun bir kadro da var. ama o her daim sukunetle oynanmasını istiyor topun. bu da ruhsuz bir görüntü veriyor elbette.
    olur mu peki böyle? olur tabi de uzun sürer. o kadar sabrımızın olduğunu sanmıyorum. mustafa sarp bu yaştan sonra bunu yapmayı öğrenemez. ama ayhan ahman öğreniyor, o da ayrı bir konu.
  • 2711
    ''geleceğin takımını kuruyoruz, sabır.'' mottosuyla başladığımız geçen sezonun ardından 15-16 ayda bıktığımız adam. durumu ''2010'un takımı kuruyoruz.'' laflarıyla 4-5 senedir bizi çıldırtan tanjevic'le birebir aslında. ne oynadığı belli olmayan milli takımdan neredeyse dünya şampiyonu çıktı. ya da evinde fenerden 4 yiyen galatasaray'dan avrupa şampiyonu çıkmıştı bir zamanlar. kilit laf istikrardır. istikrarı en çok hakedecek olan adamlardan biri var takımın başında. gözümü kaparım, desteğimi veririm ben o adama.
  • 2712
    (bkz: göndermediniz mi lan)

    hep zaman teknik direktörlerin değişmesine karşı olan ben bile bu adamın kalmasını daha çok istiyorum. fekat hıncal uluç ve yandaşları (gerçi hıncal uluç getirildiği akşam gitsin demişti ama) göndermekte çok ısrarcılar. başarısız olunca teknik direktör göndermek eskidendi. tıpkı adam adama savunma ve kaleci degajı gibi.
  • 2713
    "birileri galatasaraylılığı ve galatasaray ruhunu bu adama anlatsınnn yeaaaa 1111!!!!!1111!birbir!!" tepkilerini hiç mi hiç haketmeyen, dünyanın elit teknik direktörlerindendir. hayır biliyorum, 2-3 galibiyet sonra iyi oyun gelecek ve sene sonu ayrılınca adnan polat'a galatasaraylılık taslayacaklar şu anda bunları söyleyenlerle aynı.

    özetle, şu anki taraftar profiline hayli hayli bol gelen teknik adamdır.

    oldu canım, rijkaard, neeskens bilmiyor. pujol da çalıştıramıyor. ama şu klavye yok mu önünde, en büyük taraftar sensin.
  • 2714
    ben inanıyorum bu adama..

    gerçekten de köklü bir değişim için geldi galatasaray'a ve gerçekten de her devrim sıkıntılı yollardan geçilerek yapılır.

    şimdi ise rijkaard'a artık hakaret derecesine varacak kadar saldıranlar var galatasaray taraftarı içinde..

    söylemek istediğim şu : bu adam istediğini elde edecek, yüzümüzü güldürecek, sonra da sözleşmesini uzatacak falan ya, işte siz o zaman benimle birlikte sevinmeyin kardeşim. buna hakkınız yok.

    hiç başlamayın "ne demek ya, galatasaray başarılı olunca tabi ki sevinicez, hocamıza sahip çıkıcaz" falan.. sizin aşkınız renklere menklere değil.

    gidin kombinenizi kadıköy'den alın sami yen'den değil..

    migros tribünü'ne gidin, eski açık'a değil...
  • 2715
    ilk geldiğini öğrendiğim gün hani herkes sabır yeminleri ediyordu ya. büyük çoğunluğunun yalan olduğunu biliyordum. ki yalan oldukları da çıktı sonradan. belki bende bir hata vardır o kısmını bilmiyorum. ama geldiği zamankinden daha çok güveniyorum ve inanıyorum rijkaard'a, neeskens'e...

    şimdi istediğinizi söyleyin polyanna taraftar deyin, futbol cahili deyin. bu adam uğruna polyanna taraftarda olurum. bu adamın galatasaray'da bir şeyler yaptığını görüyorum.

    ve evet gözüm kapalı destekliyorum bu adamı. ve mantıklı olmadığı sürece bütün saçma eleştirilerinde karşısındayım.
  • 2716
    --- alıntı ---
    birileri galatasaraylılığı ve galatasaray ruhunu bu adama anlatsınnn!!!!!!!! dedirtendir
    --- alıntı ---

    ne kendisiyle ne bilgisiyle ne duruşuyla ilgili bi sıkıntım yok inancım da tamdır. demek istediğim şu anda verdiği görüntü istediğini yapamayan oyuncular nedeniyle yüzünden okunan bıkkınlığın giderilmesi hangi şartlar altında olursa olsun galatasaray ruhu (zor şartlarda bile dik durmak zorluklarla mücadele etmek ) ile hareket edebilmesi için kendisine anlatılması bir kaç arkadaşımca yanlış anlaşılmış ve savunmaya geçilmiş bu nedenle açıklama ekleme ihtiyacı duydum.
  • 2720
    kalitesini de geçtim, sistemini de, oyuncuları da, yönetimi de.

    türk futbol severler olarak avrupa futboluna imreniyoruz.
    onlardaki profesyonel anlayış bizde yok. ne yönetimde, ne oyuncuda, ne taraftarda.
    hadi hep diyorlarya, u-16, u-17 gibi turnuvalarda fırtına gibi esiyoruz, o adamlar 18-19 olunca eziliyoruz karşılarında, arada geçişi yapamıyoruz.
    yönetimler, adeta perde arkasında, kimse çok büyük takımların başkanlarını takır takır sayamaz. biz de başkan, takımın sahibi havasındadır.
    falan filan, bir sürü imrendiğimiz nokta var.
    bunlardan biri de başarı hikayeleridir.
    x oyuncusu, sakatlıklar yaşar, taraftar tepkisi alır, badireler atlatır, ama oynaya oynaya patlamayı yapar ve büyük oyuncu olur.
    işte anlayış, işte avrupa deriz. sabır ne güzel deriz. biz de bir oyuncu tek maç kötü oynasa kellesini isteriz.
    bir başka başarı hikayesi de teknik direktörlerdir.
    ne zaman avrupa futbolundan bahsedilse verilen bir örnektir, manchester united, alex ferguson ile yıllarca başarıya hasret kaldı sonra şimdiki haline geldi, vay adamlardaki vizyona bak, futbol anlayışına bak.
    şimdi bu öve öve bitirelemezken, rijkard 1 senede bir şey yapamadı gitsin, demek bana komik geliyor.
    o imrenerek baktığımız, uzun yıllar boyunca tek teknik adama hizmet eden takımlardan biri olmak istiyorum açıkçası, alt yapısından tutun, oyuncularına kadar, 4-5 yıl sonra tamamen tek bir teknik ekibin eseri olsun, iyi ve kötü. futbolcu patronun kim olduğunu bilsin, başkan arka plana çekilsin.
    aziz yıldırım şöyle dedi, yıldırım demiören böyle dedi, frank rijkaard şöyle dedi diye dinleyelim haberleri. transfer dönemi dışında unutalım yöneticilerin isimlerini.
    bilmem 4-3-3, 4-4-2, 2-3-5, böyle olsun, avrupa klübü gibi.
    bu kötü bir şey olabilir, o dediğin şöyle böyle diye eleştiri de getirebilirsiniz.
    benim hayalimde böyle bir şey var sadece onu söylemek istedim.
  • 2721
    ''elindeki kumaş bu aga, adam ne yapsın''. evet son zamanlarda dillere pelesenk oldu bu cümle. rejkard'ımızı canımız ciğerimiz kıvırcığımızı eleştiren hainlere böyle diyoruz. mustafa sarp'la ayhan akman'la hele hele barış özbek ile olacak iş mi bu?

    işe rejkard hazretlerini körcesine savunanlar böyle bakıyor. ama eleştirmeden hemen önce belirteyim. sadece birkaç gerçeğe dikkatinizi çekmek istiyorum.

    kadro yetersizliği: büyük bir yalan. tamamen kendi yetersizliğini oyunculara atan bir psikoloji. niye mi? birlikte inceleyelim;

    yabancılarımızdan başlarsak:

    -milan baros: anlatmamıza bile gerek yok. kraldır candır. iki sene önce ligin tozunu atmıştı, geçen sene çubuklu tosun olmasa yine çılgın atacak olandı. şimdi kayıplarda. pas alamıyor ve neticede gol atamıyor.

    -elano blumer: kendisini hiç sevmem ama şu da bir gerçek. elana blumer'in kalitesi tartışılmaz. ha bize zerre faydası olmadı o ayrı. brezilya milli takımında da gördük biz bu adamı. bizde bütün mevkiilerde oynadı, denendi. lütfen yine klasik ''barış özbek var diye kötü oynuyo'' gibi yapıcı olmayan tezlerle gelmeyin. bu adam oynayamıyor. bunun iki sebebi olabilir. ya takımı sevmiyor oynamak istemiyor yada rejkard bu adamdan verim alamıyor.

    -harry kewell: geçmişinden bahsetmemize bile gerek yok. mükemmel insan.

    -juan pablo pino: genç, yetenekli, süratli. her ne kadar şahsen keita'nın yardırmalarını özlesemde, pino yu kötü oyuncu olarak adlandırmak cinayet olur.

    -lorik cana: işte bu adamdan çok ümitliydim. bucaspor maçında oyuna girdiği son dakikalarda bile klasını konuşturdu. niye bizde oynamıyor veya oynatılmıyor?

    -lucas neill: savunmanın değişilmezi. mantıklı oynuyor.

    -insua: hakan baltadan sonra ilaç oldu. oynadığı 2 maça göre değerlendirmek hata mı olur bilmem ama bu çocukta iş var. ee boru değil, liverpool ha?

    -misimoviç: almanyayı asist manyağı yapmış bir adam bu. frikikleri adrese teslim, kornerleri ise ön direğe değil, uzun oyunculara doğru...

    bir de tabii yerliler var.

    -arda turan süper yetenek. büyük kaptan. gençliğinin etkisiyle yaptığı bazı hatalarla bazı taraftar gruplarınca haince saldırılmıştır. ama kendisi bu takımın ruhudur. birçok türk oyuncunun aksine kendini geliştirebilendir. yurtdışında oynamayı en çok hakedendir. o candır, gözleri ceylandır.

    -aydın ve serdar özkan: bu iki arkadaşı bir arada verdim özellikle. yedek olarak iyiler. belki skoru bile değiştirebilmeleri ihtimali var. ne dersin?

    - mehmet batdal: gelecekte türk milli takımının değişilmez santrforu olacak isimdir. lütfen yaşlı falan demeyin. insanın gelecekte parlama şansı olması için 16-17 yaşında olması gerekmez!

    -sabri sarıoğlu: ne kadar taşşak geçilirse geçilsin, sağ bak'in değişilmezi. hiddink bile vazgeçemedi, o kadar vahim yani...

    - hakan balta: iyi bir sol bek yedeği yada stoper olacak. söz kendisinde artık, hele bir iyileşse...

    - servet: dan dun servet, yinede vücut var, milli, hırslı, uzun. iyi bir alternatif olur.

    bu liste uzar gider arkadaş. daha yazmayayım sıkıldınız biliyorum.

    bu isimlere kalitesiz diyen varsa bi adam öne çıksın. başka ne zaman bunları beraber oynarken göreceksiniz! kendinize gelin ey renkdaşlar. bu kadro kalitesiz falan değil. başka birinin elinde şu kadro olsa uçururdu. ayhan mustafa sarp barış özbek demeyin ama yine, rejkard hazretleri bi zahmet bu üçünü bir arada oynatmayıversin.

    bir teknik direktör oyuncularında maximum verimi almalıdır. rejkard mutsuz, neşesiz. bi gollerden sonra gülüyor. burda olmak istemiyor sanki. oyuncular mutsuz. milli takıma abandılar bide. umurlarında değil takım, çünkü sevmiyorlar rejkard'ı. çünkjü rejkard onları iplemiyor.

    rejkard galatasarayın büyüklüğünü de sallamıyor. o bir yabancı bunu unutmayın. biz sevgili türkler hep duygusallıkla yaklaşıyoruz. ama adam profesyonel bakıyor olaya.

    bu takım ne skimsonik oyuncular gördü. hepsini hatırlıyorsunuzdur umarım. 2000'den sonra o skimsonik oyuncularla kupalar falan kazandık biz.

    şu güzelim kadro, geçen seneki kadroda dahil, galatasarayın en iyi kadrolarındandır.

    a- eğer sen iğrenç geçirdiğin bir sezonun ardından balayı ayağına sezonu herkesten geç açıp, takımı hazırlamayıp, sonra uefa'dan eleniyorsan,bu senin suçundur. sarpın falan değil

    b- eğer sen 3. olup ''geçen sezon 5.ciymişsiniz''cilik yapıp başarı olarak görüyorsan,

    c- kondisyon yükleyemeyip, oyuncularını sakatlanmasına göz yumuyorsan veya sakat sakat milli takıma gitmelerine izin veriyorsan,

    d- hazır hazır maç oynayıp gelen adamları '' kondisyonu eksik'' diye maça çıkarmıyorsan,

    e- iki senedir bizi ''total futbol'' diye uyutup, ikide bir oyuncu alıp satarak, sistem değiştirerek, top toplayıcılara topu oyuna geç sokmalarını söyleyerek, son 10 dakka rakip korner köşelerinde top tutarak, kanser ediyorsan,

    f- oyuncularını son dakika golü attıktan 2 dakika sonra gol yemelerini sağlayacak bir psikolojide bırakıyorsan, motivasyonsuz bırakıyorsan,

    gideceksin.

    biz sabretmesini biliriz. ama sabretmemize değecek birşeyler olması gerek. son maçlarda skoru korumak için yaptığımız acizlikleri anadolu takımları yapıyor. şu pek ekeştirdiğiniz bülent uygunyapıyor bu işleri.

    size sorarım. geçen sene ilk 6 hafta fırtına gibi esen, sonrasında ise evinde galibiyeti bile koruyamayan bir galatasaray izledik. basan, gol arayan, gol atan, gol yiyen, zevkli maçlar çıkaran bir takımdı o. şimdi ise beşiktaşın geçen seneki maçları gbi oynuyoruz. 1-0 yap üstüne yat. bunun neresi total futbol arkadaş, neresi avrupai bunun?

    psikolojik olarak bitikler oyuncular. 90 da atıp 90+2 de yiyorlar. rejkard niye oyalanmadınız diyor. e o zaman herhangi bir adam gelsin rejkard'ın yerine anadoludan, o da aynı şeyi derdi. ne farkı kaldı kıvırın?

    eh neyse, kısacası, at gözlüklerini çıkarmayın siz. durmak yok kandırılmaya devam. inanın rejkard'a. şampiyon olsak bile, şu futbol stilini değiştirmezse kanser olacağız bu sene...

    edit: bazı arkadaşlar niye barış, sarp, gökhan zangibi isimlerden bahsetmediğime değinmiş. benim aslında söylemek istediğim de buydu. daha ardadan barostan verim alamayan adam barıştan nasıl verim alacak.

    barış sarp vs bunlar kısıtlı kapasitede oyuncular tamam. ama başka bir hoca olsaydı (bkz: lucescu), emin olun o kısıtlı kapasitelerinin %100'ünü kullanıp takımı sırtlarlardı.
  • 2722
    sonunda çok merakla beklenen sistemini bulmuş olan hocadır.

    yerim total futbolunu, 1-0 sistemine bağlamıştır. olur da bir gol yerse vay haline, çünkü galatasaray bu yıl herhangi bir takıma bu gidişle 2 gol zor atacaktır.

    tanım: kışla gazinosunda oynadığımız boktan futbol nedeniyle sandalyeler parçalanmasına, sinir bozukluğundan kavgalar çıkmasına neden olan yetersiz hoca.
  • 2724
    çakal, yılan, akbaba, ormanda gezintiye çıkmışlar. aheste gezerlerken kampumbağaya rastlamışlar. hadi kardeş sende takıl bize demişler. gezerlerken bir el ateş sesi duyulmuş. çakal hemen uzamış gezinti mahallinden. yılan bir el daha ateş sesi duyarsam şu kayanın dibine kıvrılırım ben demiş. akbaba bana sorun değil ben uçar kaybolurum demiş. kampumbağaya sormuşlar sen ne yapacaksın kardeş.

    ben de sizi adam sanmıştım demiş.
    reykart, onca yazı yazdım hakkında adam sanıp. gol attı diye ayhan'a sarılacak, prensin sarp'ı banko oynatacak, servet gibi bir kazmayla oyunu geriden kurmaya çalışacak ve kalecinle topu turgay şeren misali degajla oyuna sokacağını bilseydim. skibbe'den beter yapar daha florya'ya inmeden saldırıya geçerdim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın