hayatımda beni duygulardan duygulara belkide en çok savuran futbolcu olmuştur.
bir şubat ayında daha televizyona çıkmadığı günlerde onu ilk kez
florya metin oktay tesislerindende antreman sahasında antreman yaparken gördüğümde "kim bu yüzünde ki yara olan oyuncu yahu" dediğim oyuncu. (bkz:
şaşkınlık)
maçlarda onu izleme imkanı bulduğumda, her maç futboluyla kendisini daha daha sevdiren, yüzünde ki izleri bize unutturan oyuncu olmuştu. (bkz:
sevgi)
ve bu oyuncuyu kimse görmeden-bilmeden önce ben antremanda izlemiştim. (bkz:
sevinç)
ondan sonra sattı bizi tabi (bkz:
nefret)
bir baktım ki üstüne bir de dünya yıldızı olma yolunu tuttu.. eh bu kadarı da yeter arkadaş biz seni unutmaya çalışıyorduk dediğimiz, yaraya tuz basan oyuncu (bkz:
hüzün)
bu yüzden ona teşekkür(!) etmemiz gereken bir oyuncudur.