• 76
    kısaca, 2020'deki kumarhanenin, yeni sezondaki versiyonu olan rekabetçi(!) futbol oyunu.

    (bkz: ea sports/@daleksic)

    bu serinin online kısmına değindiğim bir yazı yazdım.

    ekleme:

    belçika da şuan oyuna gerçek para vererek fifa points almak yasak ve bu umarım bi hareketin başlangıcı olur da azalarak biter bu kumarcı firma.

    gerçi, zaten oyuna para yatırıp en iyi kadroyu kursan bile rezalet ve tamamen e sporcu oynanışı üzerine tasarlanmış bir game play mantığı var, beceri hareketleri yapmadan atak bile yapamıyorsun. tiki taka oynamak, gegenpressing oynamak falan hak getire, oyun içi momentum neyi isterse ona teslim oluyorsun..
  • 77
    şöyle bir bakıyorum serisini oynadığım 24. oyun ama bu 24 senede hiç kol, klavye kıracak hale geldiğimi hatırlamıyorum. fut mode da falan da oynamıyorum. ben normalde 2 çocuk babası kendi halinde kariyer kasan, arada durup tv izleyen, arkadan youtube'dan spor siyaset kanallarını dinlerek, başında olduğum takımı kendimle içselleştirerek, huzur içinde oynayan bir insanım. fifa 21'e kadar legacy defending açıp, shot ve pass speedi 50den 65'e çekip kendi halinde takılıyordum ve gayet de mutluydum.

    gel gelelim jadoregalatasaray efendinin "legacy defending mi kaldı ihtiyar, git bari tek tuşla oyna, çağa ayak uydur seni onlineda zurna diye öttürürler" eleştirilerinden sonra dedim ki bu sene o sene. çevirdim tactical defendinge, internetten okudum, youtube'dan izledim, jockey yaparak, pas yollarını kapatarak gayet de kendimi geliştirerek oynamaya başladım ki eskiden de kullanırdım ekstra tuşları da ihtiyacım olmazdı, yabancısı değilim yani. ilk sezon sıvadım, dedim ki olur yeni başladık. oyuncuları gönderdim, yenilerini aldım hayvan gibi takım kurdum. dedim artık ağzının yerini de biliyorum anton diyerek 2. sezona devam ettim.

    olay bundan sonra koptu benim için. legendary seviyede oynuyorum bir maç city'i, liverpool'u 7-0 yeniyorum, bir sonraki maç efl'de ingiltere 2. liginden bir takım beni yerlerde süründüyor. duvarları tırmalıyorum, literatürde ne varsa deniyorum, elimde güç kalmayana kadar çırpınıyorum ama yine de ilk 15 dkda 3 gol yiyorum. 15 dakikada overallı 60 olan oyunculardan 3 gol yediğim kadro da şu.

    https://gss.gs/bO2.jpg

    bazı maçlarda da yardırıyorum, resmen içlerinden geçiyorum, yandaki camiyi arıyorum hoca efendi sela oku diye, ilk 25 dakikada 4 gol atıyorum. ulan sonra adamlar bir başlıyor ki böyle comeback yok. upamecano, de ligt, de jong ile 3lü sıkıştırıyorum rakibin ilk 25 dakika adı geçmeyen adını hiç duymadığım yedek santrforu yürüye yürüye gelip 20 dakikada 5 gol atıyor. ya adamdan topu almanın imkanı yok. ama nasıl kahroluyorum, nasıl sürünüyorum çektiğim acıyı gören olsa kafama sıkar. ilk yarıyı 5-4 geride kapatıyorum. dişlerimi sıkmaktan artık sağ üst azı dişimdeki dolgu baskı yapmaya başladı, yakında dişimi diagonal olarak çatlatacak eminim.

    bakın daha işin içinde fut, seasons online mode falan yok. olay sadece ben ve ai arasında geçiyor. demem o ki yapacağınız oyunun ayarına s.kayım. 24 sene sonra beni stres sahibi yaptınız. bir şehir efsanesi ama hugo oynarken isyan edip "hugo'nun da hugolinanın'da senin de amk tolga abi" diyen velet gibiyim şu an. tactical defendinginizi de, momentumunuzu da alın başınıza çalın. yazıklar olsun ya yazıklar olsun. allah kahretsin.

    edit: fakir dostu, halk kahramanı, büyük düşünür, malum yerinden müzdarip nitratdarjan kardeşim sağolsun derdime çare buldu. legendary seviyede oyun competitor modeu otomatik aktif ediyor. competitor mode da şöyle tanımlanmış: daha zorlu bir rakiple oynamak için ai dünyanın en iyi oyuncularının oyun stilini taklit eder. sizin ben... şimdi kapattım competitor modeu bu gece intikam operasyonu var.
  • 81
    yaklaşık bir aydır "offline oynayan arkadaşların almasını önermediğim oyun" diye kara propaganda yapan şahsımın kariyer modda galatasaray'la ikinci sezonunu oynadığı oyundur :(

    ben yaptım siz yapmayın diye aldığımı söylememiştim, elime beklemediğim bir para geçti ve şeytan dürttü. madem aldık, bu haltı yedik, buyrun kariyerimi anlatayım:

    takımımız galatasaray. 2020-2021 sezonu başı, aylardan temmuz. fatih terim'in beklenmedik istifasıyla birlikte kulüpte çevirmen olarak göreve başlayan ve zamanla teknik ekipte antrenörlüğe yükselen nitratdarjan imparator'dan el alarak takımın başına getirildi. galatasaray taraftarları arasında çok olumsuz tepkilere neden olan bu tecrübesiz ve kim olduğu bilinmeyen yeni hocanın ilk işi kaptanlığı belhanda'dan alıp luyindama'ya vermek oldu. belhanda'nın "hocam ayıboluyor" çıkışına yeni hoca oyuncuyu satış listesine koyarak karşılık verdi. ancak şöyle bir problem vardı: transfer sezonu aktif edilmemişti, yani belhanda ocak ayına kadar kadro dışı kalmış olacaktı. orta saha rotasyonundaki yeterslizliği düşünerek nitratdarjan hozam tükürdüğünü güzelce yaladı ve belhanda'nın suyuna gitmeye başladı.

    muslera'nın sakatlığı dolayısıyla kale fatih'e emanetti. hazırlık kampındaki iyi performansı onu okan'ın önüne geçirmişti. yine hazırlık kampındaki denemelerde hoca 3-4-3'ü iyi oynadıklarını fark etti ve herkesi şaşırtarak takımı sezona bu formasyonla başlattı:

    fatih
    luyindama-donk-marcao
    omar-taylan-belhanda-saracchi
    feghouli-falçao-emre kılınç

    ilk iki maçta alınan farklı galibiyetler ve oynanan güzel oyun galatasaray sözlük'te nitratdarjan savunucuları ve "nitratdarjan hoca mı" diyen iki grubun oluşmasına neden oldu. sol frame'de nitratdarjan ismi her gün gündemin en tepesinde yer alıyordu. sürprizlere gebe bir sezonun galatasaray'ı beklediğine kuşku yoktu.

    nitratdarjan hoca takımdaki gençlerle yakından ilgilenmeye başladığında onu eleştiren taraftaların gözünde kötü imajını biraz olsun temizlemeye başladı. emin bayram, kerem aktürkoğlu, ali yavuz kol üçlüsü hocanın adeta prensleriydi. hoca her gün bu üç oyuncuyla bizzat ilgileniyor, antrenmanlarda onları farklı rollerde deniyordu. feghouli'nin ronaldo'nun efsane diz sakatlığını yaşaması ve 9 ay sahalardan uzak kalacağının öğrenilmesi üzerine kerem'e ilk 11 yolu açılmış oldu.

    hoca kerem'e şans verecekti, fakat takımın önünde zorlu bir fikstür vardı ve hoca oyuncusunu ortaya atmamak adına babel'e şans verdi. beklenmedik bir şekilde babel'in takımı sırtlamasıyla kerem oyuna sonradan girip hızıyla fark yaratmak zorunda kaldı. emre kılınç sağ kanada, feghouli'nin yerine geçmişti. babel ise solda falcao ile müthiş bir uyum yakalamıştı ve her hafta en az bir gole etki ediyordu. orta sahada taylan-belhanda-etebo-ömer dörtlüsünden ikisi dönüşümlü oynuyordu ama bu bölge bariz biçimde zayıftı. bu sebeple kanat bek rolündeki sarrachi ve omar'a takımı ileri taşımada büyük iş düşüyordu. ikisi de bu görevi layıkıyla yerine getirdi. saracchi müthiş bir hızla gelişiyor, avrupa'nın önde gelen takımlarının radarına giriyordu.

    devre arasına yaklaşılırken galatasaray bol gol atan ama bol gol yiyen bir takım görüntüsündeydi. galatasaray,başakşehir,trabzonspor ve kısmen fenerbahçe'nin liderlik için yarıştığı bir 15 hafta geride kalmıştı ve galatasaray kadıköy'den beraberlik, içerde beşiktaş'tan 3 puan alırken içerde trabzon'a ve dışarda başakşehir'e kaybetmişti. büyük maç performansıyla ilgili topa tutulan nitratdarjan bu tür maçlara ağırlığını koyacak yıldız isimler bakması yönünde yönetimden uyarı almıştı, ama hocanın planı farklıydı. o artık 27 yaş üstü oyuncu istemiyordu. milyon euroaları yeni falcaolara, yeni feghoulilere saçmak istemiyor, ne kadar eleştirilse de takımı scout transferleriyle kurmayı tasarlıyordu.

    derken iskandinavya'ya yolladığı scoutu "hocam sana iki tane merkez orta saha oyuncusu buldum, bunları al hocam" diye heyecanla nitratdarjan'ın ofisine daldı. hoca oyuncuları izlediğinde çoktan kararını vermişti. frank onyeka ve magnus kofod andersen adında iki genç aslan parçası hocanın hayalindeki orta sahayı oluşturacaktı. onyeka kanattan bozma bir cdm'ydi. çok hızlı, çok güçlü, çok çalışkan ama bir o kadar da pas beceriksiziydi. magnus andersen iste tam tersi; ortalama hızda, fazla mücadele sevmeyen pasör bir 8 numaraydı. hoca yönetime bu ikisini paket olarak istediğini söyledi ve iki oyuncu daha ara transfer başlamadan paket yapılarak florya'ya getirildi.

    transfer sezonunun başlamasına yakın hocanın takımda olduğunu unuttuğu diagne'ye la liga'dan hem de villareal gibi kalbur üstü bir takımdan teklif geldi. hoca villarealli yetkili "diagne" dediğinde bir an anlamamış "kim kim?!" diye bir tepki vermişti. 3 milyon euro artı haissem hassan adında 18 yaşında bir sol kanat öneriliyordu. hoca teklifi düşünmeden kabul etti, 3 milyonu duyunca takasta gelecek oyuncunun kim olduğunu bile sallamamıştı aslında.

    hocanın takımı yavaş yavaş şekillenirken fernando muslera'dan kahreden bir haber geldi. nando sezon sonu emekli olacağını söyledi ağlamaklı bir sesle. nitratdarjan hoca'nın başından aşağı kaynar sular döküldü. sadece "neden" diye sorabildi. muslera artık uruguay'a dönmek istediğini, bu sakatlığın onu çok yıprattığını ve artık galatasaray'a eskisi kadar iyi katkı veremeyeceğini söyledi hıçkıra hıçkıra ağlarken. hoca ne yaptıysa ikna edemedi onu, ama en azından artık sakatlığı geçtiğine göre formayı tekrar giyebilirdi. muslera hocanın ofisinden çıkarken hoca seslendi:

    "kaptan..."
    "hocam"
    "kimseye duyurmayalım, bu taraftar bu acıyı kaldıramaz"
    "tamam hocam" dedi ve kapıyı yavaşça çekti muslera, başı önde.

    hoca odasında yalnız kalınca yeşil kaleci kazağını bir başkasının üzerinde hayal etti, evet okan ve fatih kazağı giymişti ama muslera'nın rengiydi yeşil, elbet bir gün geri alacak ve sanki bir daha hiç üzerinden çıkarmayacaktı. kendine bir kadeh viski koydu ve tek yudumda içti.

    devre arasında takıma katılan 3 yabancıyla birlikte yabancı sayısı çok arttı ve bonservisiyle giden diagne'den sonra sekidika ve ozornwafor botofago kulübüne kiralındı. tuhaf transferlerdi bunlar, ama brezilya kulübü iki futbolcuyu da istedi. brezilya'yla bağlantılar kurmak her zaman iyidir diyerek hoca teklifi kabul etti.

    sezonun ikinci yarısına galatasaray fırtına gibi başladı. onyeka'nın gelişiyle hoca 2 stopere döndü ve nijeryalı orta saha hem defansta hem ofansta harika işler yaptı. magnus andersen bolca forma buldu, fakat ilk sezonunda uyum sorunu yaşadığı aşikardı. genç kanat hassan ise sekidika'dan bile yetersizdi. birkaç maç sonunda hoca onu maç kadrosundan çıkardı.

    ikinci devre galatasaray derbilerde daha iyiydi, fakat iç sahadaki sürpriz puan kayıpları yüzünden lider trabzonspor'a bir türlü yetişemedi ve ligi 81 puanla ikinci bitirdi. kupadan da son 16'da yine trabzon'a elenen galatasaray'da nitratdarjan hocanın suyu iyiden iyiye ısındı.

    bu sezonla ilgili galatasaray'ın taraftarını sevindirdiği anlar da oldu elbette. emre kılınç ligde 12 gol ve 16 asistlik muhteşem bir performans sergiledi. falcao hiç sakatlık yaşamadı ve 22 golle gol kralı oldu. emin bayram, ali yavuz ve kerem bolca forma buldu ve üçü de gelecek adına çok iyi sinyaller verdi.

    yeni sezon öncesi nitratdarjan hoca tedirgindi. yönetim değişmişti ve taraftarın çoğunluğunun istemediği nitratdarjan'ın koltuğu sallnıyordu. yeni başkan hocaya güven oyunu verdi. takımın sezonun büyük bölümünü dar kadroyla götürdüğünü, içerdeki karışıklıklara rağmen hocanın ışık veren bir futbol oynattığını söyledi ve nitratdarjanı ince bir buz üstünde de olsa takımın başında bıraktı. hoca bu sezonun son şansı olduğunu biliyordu.

    ilk şoku kendisine verilen transfer bütçesini görünce yaşadı genç teknik adam. 13 milyon€ gibi piyasanın çok altında bir miktar hocaya verilmişti. sözleşmesi biten, futbolu bırakan, yetersiz olduğu için kiralanan veya satılan oyuncular çıkarıldığında kadro kuş gibi kalmıştı. transfer yapabilmek adına marcao,luyindama veya onyeka'dan biri satılmak zorundaydı. ama hoca gelecekte avrupa'yı domine edeceği takımın iskeletine bu üçlüyü yazmıştı bile. marcao'ya önce ajax'tan sonra da benfica'dan 15 milyon € civarı teklifler geldi, ama sözleşmesi geçen sezon uzatılmış olan marcao için en az 30 milyon € bekliyordu cimbom.

    takımdan ayrılan isimler şöyleydi:

    -muslera (futbolu bıraktı)
    -saracchi (leipzig'e döndü, kulübü tekrar kiralamayı kabul etse de saracchi ya satın alın ya da beni salın dedi)
    -linnes (sözleşme uzatmayacağım, ülkeme döneceğim diyip bonservissiz olarak denizlispor'a gitti)
    -arda turan (futbolu bıraktı)
    -belhanda (club bruge kendisi için 10 milyon € ödedi, anında satıldı)
    -babel (championship ekiplerinden qpr'a 3.5 milyon € karşılığı transfer oldu.)
    -donk (kulüpsüz kaldı, futbolu bırakmadı, ama artık çok ağırlaştığı için yeni sözleşme önerilmedi kendisine.)
    -hassan (adı sanı bilinmeyen bir belçika takımına kiralandı)
    -fatih öztürk (gaziantep'e gitti)
    -oğulcan çağlayan (serbest kalma bedelini ödeyen fransız takımı guingamp'ın yolunu tuttu, 4,75 milyon € kazandırdı takıma)
    -etebo (başarısız bir yılın ardından stoke'a döndü)

    her zamanki gibi transferler hazırlık kampına yetişmemişti. yönetimin verdiği kuş kadar bütçeyi artırmak için önce satış yapmak gerekiyordu ve yaklaşık 18 milyon€ kadar ek gelir sağlanmıştı. ilk hamle kaleci için oldu.

    galatasaray'ın yeni kalecisi ionut radu oldu. inter'den 12 milyon €'ya transfer olan genç rumen 97 numaralı formayı giydi.
    savunmadaki nicelik eksikliği 4 bedelsiz transferle toparlandı:

    -lukasz piszczek (stoper)
    -ezgjan alioski (sol bek)
    -bruno peres (sağ bek)

    ve maalesef

    -semih kaya (stoper diyorlar)

    takıma katıldı. bu dört oyuncuya bonservis ödenmedi. yaş ortalaması 31 olan bu dört isim hocanın kafasında isimler değildi, fakat radu'yaa bütçenin yarısı harcanmıştı bile.

    orta sahada elde kalan isimler şunlardı:

    -taylan
    -emre akbaba
    -ömer bayram
    -frank onyeka
    -magnus andersen

    takımın bir beyne ihtiyacı vardı. ama hem para azdı hem de artık kiralık oyuncularla devam etmek istemiyordu hoca. 10 numaranın hakkını verecek, yaşı geçmemiş, başarıya ve kendini kanıtlamaya aç birini istiyordu.
    o kişi italya'da, inter'de bulundu. sırasıyla west ham, lokomotiv moskova ve sporting lisbon'a kiralanıp bekleneni verememiş olan, inter'in vaktiyle 40 milyon € bayıldığı joao mario galatasaray'da kendisi için yepyeni bir sayfa açtı. inter'e 15 milyon € daha bayılındı ve portekizli orta saha 10 numarayı sırtına geçirdi.

    elde kalan kuş gibi para birkaç genç oyuncuya ve rotasyona girmesi için alınan kenan karaman'a yetti. alınan gençler:

    -bünyamin balcı
    -ali sarı
    kerim çalhanoğlu

    böylece cimbomun 2021-2022 kadrosu şöyle şekillendi:

    kale: radu, okan
    sağ bek: omar, bruno peres, bünyamin balcı
    stoper: piszczek, luyindama, marcao, emin, semih kaya
    sol bek: alioski, kerim çalhanoğlu, emre taşdemir
    defansif orta saha: taylan, onyeka
    merkez orta saha: andersen, ömer bayram
    ofansif orta saha: joao mario, emre akbaba
    sağ kanat: feghouli, kerem aktürkoğlu
    sol kanat: emre kılınç, (kenan karaman)
    forvet: falcao, ali yavuz, (kenan karaman)

    forvette falcao'ya bir şey olursa kenan'dan önce ali yavuz'a şans verecek olan hoca, takımın şampiyonlar ligi'ne kalmak zorunda olduğunu biliyordu. ilk eleme turunda standard liege'e ilk maçta içerde 2-0 öne geçip maçı 2-3 kaybetmiş ve yeniden eleştiri oklarının hedefi olmuştu. ancak ikinci maçta 86. dakikada emre akbaba'nın golüyle maçı deplasmanda 1-3 kazanan cimbom yeniden kenetlendi ve play-off turundaki rakibi psv'yi beklemeye koyuldu.
  • 83
    oynayan arkadaşlar için yeni çıkan potm lewandowski sbcsini yapmalarını önerdiğim oyun. eğer sürekli aynı oyunculardan sıkıldıysanız oyuncu denemek istiyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum bu kartı. size belki mbappe,ronaldo,eusebio,crujff tarzı bir his vermeyecek ama 270k lık bir forvet için gayet faydalı ayrıca doğru yerde kullanılırsa saydığım forvetler kadar gol sayılarına ulaşabiliyor. tam bir ceza sahası golcüsü olarak kullanmanız lazım ve çift forvetle oynatılması tavsiye edilir. benim kulübümde şu an 21 maçta 43 gol 5 asistle oynuyor ve hiç squad battles olmadığını da belirtmek istiyorum hepsi wl + rivals. rivalsde de div 1 e çıkmak üzereyim yani tutup da div 10 da falan yapmıyorum bu istatistikleri . normalde daha fazla asisti de olacaktı ama sağolsun martial direkleri dövmekle uğraşıyor. özetle oyunda yeni bir heyecan arayan meta kartlardan sıkılanlar için tavsiye ediyorum.
  • 84
    oynanabilirlik kaygisi tasimayan bir futbol oyunu. zira oynanan seyin gercek sahadaki futbolla pek bi alakasi yok. fifa 98den beri tum fifalari oynamis biri olarak soyluyorum. bu fut muhabbeti ciktiktan sonra oyun iyiden iyiye arcade bir hale evrildi. kariyer modu oynayicilari zaten bilir, kariyer tamamen cop vaziyette. oyun gelistiricelerin tum odagi fut, geri kalan modlari, oyunun gercekciligini falan umursayan oldugunu sanmiyorum.
  • 85
    fut hakkında merakım olan oyun.

    fut'a bu sene başladım, yarın black friday kapsamında sbcler falan gelecek galiba şu an 65k coin var, 20 30 da wl'den gelecek. rivalstan 70k coini mi alayım yarın sbclere coin gerekirse diye yoksa elimdeki oyuncular ve 80 90k da iş görür mü yarın için.

    edit: afedersiniz de ben bu oyunu kodlayanların taaa.

    abi allah için nasıl oluyor da bazen 5-6 maç art arda kazanırken sonra tam tersi olabiliyor. oyunda çok iyi falan değilim böyle bir iddiam da yok ortalama bir oyuncuyum da e kardeşim ne saçmalıktır bu. bugün girdiğim iki rivalsta 10+ gol yedim toplam, o kadar mı garip olur ne pasım geçer ne şutum. oynamaya devam edeceğim, sonra tam tersi olacak bu kez de çat çat yeneceğim.

    wl'de 17 galibiyet alabiliyorum yani en azından ortlama birisiyim ama bir maç bir maçı bu kadar mı tutmaz amk. pes'ten fifa'ya geçtik gerçekçi diye hay o gerçekçi diyenlerin ben.
  • 90
    dün gece yarısı 24 galibiyet ile elite 3 yaparak bu senenin ilk elite'ine erkenden ulaşmış oldum. daha fazlasında zaten gözümüz yok. 10 senedir fifa ultimate team oynayan biri olarak ilk kez bu kadar iyi oynadığımı hissediyorum. yaşım artık 20'lerde olmadığından galiba futbolumun en olgun çağını yaşıyorum :)

    7. haftası geride kalan oyunda gold1 - gold2 arası gidip gelirken, geçen hafta önce 88'de ardından da 118'de gol yiyerek 22 galibiyette kalmıştım. ancak bu haftanın sinyallerini geçen haftadan vermiş, adeta elite için umut saçmıştım.

    nitekim beklediğim ve hayalini kurduğum elite'i bu hafta daha rahat bir şekilde son maça bırakmadan 24 galibiyet ile aldım.

    peki, bunu yaparken benim yaptıklarım neydi ve de önerebileceğim nacizane bir kaç konu ne olur?

    1. bağlantı kalitesi ve oyun saatleri

    bağlantı kalitenizi şu adresten ölçebilirsiniz: https://help.ea.com/...tion-quality-report/

    özellikle ping'inizin 70 80'den aşağı olabilmesi çok önemli, ben ancak 58'ler falan görüyorum. eternet ile bağlanıyorum ki bu da olmazsa olmaz. bir de muhakkak server'ların daha az yoğun olduğu saatlerde oynamaya özen gösteriyorum.

    cuma, cumartesi ve pazar günlerinin ikisinde 00:00 - 04:00 arasında maçlarımı bitiriyorum. eğer ki iyi gidiyorsanız, mutlaka son 5 10 maçınızı pazar'a bırakmanızı öneririm çünkü rakipler kısmen cuma/cumartesi akşamlarına nazaran bir nebze daha kolay olabiliyorlar. o saatlerde ayakta kalamam uyurum ben diyorsanız da sabah 07:00 - 10:00 aralıgını öneriyorum.

    2. kadro yapısı ve takım dizilişi

    custom tactic uzun uzun paylaşmayacağım, temel bir kaç görüşümü söyleyeceğim. bu oyunun olmazsa olmazlardından biri yine iyi savunma ve de sabırlı hücum. iyi savunma yapabilmek için özellikle merkez iki orta sahanızın en az birinin canavar olması gerekiyor, ben çok şükür bunu kante ile çözüyorum hem hızlı hem de deli top kapıyor - yanında her ne kadar yetersiz bulsam da pogba ile oynuyorum. ikisinin de hucumlarda geride kalması önemli, keza bekler de hucum sırasında geri kalmalalılar. custom tactic isteyenlere kendi taktiklerimi verebilirim ama youtuber'ların hepsi zaten kendi taktiklerini paylaşıyorlar.

    bununla birlikte 2 kanattaki oyuncunun da hızlı olması şart, keza forvetlerin de öyle. ben şanslıydım çünkü geçtiğimiz haftalarda olağanüstü bir paket çekip cristiano ronaldo çıkarttım ve oradan gelen parayla takım kurdum. üstüne her hafta gelen ödüllerden aldığım coins'ler ile takımı geliştire geliştire bu hafta en kusursuz haline kavuşturdum.

    geçen haftalardaki paket: https://www.instagram.com/p/CG8PiwkAXx5/

    mevcut takım: https://www.instagram.com/p/cig4quzaf-5/

    genelde maç içinde sık sık değiştirerek 4 4 2 ile 4 2 3 1 arasında skora göre dönüyorum, dediğim gibi ne olursa olsun merkezde 2 orta saha tutmanız gerekiyor diye düşünüyorum.

    3. savunma ve hücum

    savunma yıllardır aynı, hangi taraftan hücum ediliyorsa oradaki beki ya da merkezdeki orta sahanın oraya yakın olan oyuncusunu seçip koşturuyoruz, stoperleri topu kapacağımızdan emin olmadıkça ya da pas aralarını keseceğimiz açıda olmadıkça seçmemeye özen gösteriyoruz. birazdan hücumda anlatacağım method ile goller genelde atıldığından sabırla pas arasını bekliyoruz ya da eminsek rakibin üstüne çullanıyoruz.

    hücum fifa20'nin neredeyse aynısı, ceza sahasının çevresinde oyuncumuzu boşa çıkarana kadar merkez orta sahalar ve kanatlar ile bol bol bas yapıp, forvet oyuncusu bir şekilde boş olduğu anda topu onla buluşturuyoruz. skill'ler bu sene oyun tabiri ile "overpowered" - "fazla etkili" olduğundan pası alır almaz şut/pas fake'i ya da direkt stepover yaparak rakibin üstüne gidebilirsiniz. skill'leri arena'da çalışa çalışa geliştirmeli veya bol bol video izleyerek nerede ne kullanılıyoru analiz etmelisiniz.

    bana elite getiren son 2 maçta attığım 2 golü burada paylaşıyorum: https://www.instagram.com/p/cinarxcgvi0/

    eğer ki sizler de aşırı hırslı ve galibiyet odaklıysanız umarım yukarıda sizin için faydalı olabilecek bazı bilgiler bulabilirsiniz. zaten değilseniz boşverin, bakın keyfinize.

    tüm fifacı eski dostlara selam olsun!*
  • 91
    1 aralık 2020 tarihine kadar olan indirimden faydalanıp nerdeyse yarı fiyatına indirip bu gece ilk defa oynadığım oyun.

    ilk işim hemen galatasaray’ın sıradaki maçını oynamak oldu. legend modunda hatay’ı 6-4 yendim. her atak gol oldu nerdeyse.

    herneyse onun dışında şu dikkatimi çekti. fifa 20’de de olduğu gibi denizlispor hariç tüm takımların ismi full caps lock yazılmış, denizlispor değil. amatörce bir hata.

    ayrıca erzurum ve karagümrük markasız, beşiktaş sponsorsuz formalarla oynuyor. antalya ve denizli kappa yerine nike, ibfk bilcee yerine macron, g.birliği macron yerine nike ile oynuyor. daha çok böyle detaylar var ama ilk aklıma gelenler bunlar.

    hatta sivas’ın iç saha forması yeni puma forması, deplasman ise geçen sezonun adidas forması.

    of bir de galatasaray ratingleri var, of anam of.

    kısacası bizim ligi beklenildiği gibi iplememişler. ama dua lipa var allah’ıma bin şükür. bütün futbolseverlerin senelerdir beklediği kadın futbolu ve dua lipa oyunda, artık sabahlara kadar oynarız arkadaşlarla. bravo easports.
  • 92
    2 ayın sonunda sildiğim oyun.

    ortalama bir oyuncu olduğumu düşünüyorum hatta ea sports da muhtemelen böyle düiünüyordur wl'de altın 3 altın 2 gidip geliyordum, rivals'ta da div 5'tim yani tam orta aslında.

    bu oyunu oynamak pek akıl kârı değil, dediğim fut için esasen. küçüklükten beri online oyunlara hep mesafeli yaklaşıyorum ve hatta neredeyse hiç online oyun oynamadım fifa 21'e dek.

    şimdi haftada 30 rivals maçı var, 30 wl ve de 30 squad battles maçı. wl maçları da rivals için puan veriyor ama rank 1'de bitirmek için bir 10-12 maç oynamak gerek rivalsta. sb maçları gerizekâlı yapay zekâ yüzünden leş ötesi oynanıyor, sb oynamayı bayağıdır bıraktım zaten. yani haftalık yaklaşık 40-45 maç oynanıyor en az. hatta perşembe sabahından rivals'a başlamak gerek ki maçlar yetişsin. 4 gün oynanıyor yani günde en az 10 maç o günler için. maçlar 12 dk, durması falan 15 desek 4 maç 1 saat, 40 maç da 10 saat eder, ama sadece bu maç süreleri.

    oyunda sürekli sbc geliyor onlara vakit harcıyorsun, misal deolefeu* kartı görevi var şu an, 77 reytingli kadroyla 15 maç kazan, bilmem 30 gol at vs gibi, bunlar için fazlaca zaman harcanıyor.

    e takımı sürekli güncel tutmak gerek, zibilyon tane kart çıkıyor. oyuncu için coin gerek, bildiğin ticaret yapmak gerekiyor para kazanabilmek için, gecenin bir saatinde oyuncuyu ucuza almak için falan uğraşıyorsun vs vs.

    oyun olarak futbolla alakasız yani ben futbol yönünü beğenmesem de oyun muazzam zevkli.

    ama ne yazık ki bu oyun bağımlılık yapıyor tabii ki bu kişiden kişiye değişir ama rastladığım çoğu kişi benzer durumda.

    bu sebeple fut belasından uzak durun, hem zamanınız size kalır hem de stres sahibi olmazsınız.
  • 93
    next gen versiyonunu indirmekte oldugum oyun. youtube videolarina gore oyuna cut scene'ler disinda hic bir sey eklememisler. allah seni bildigi gibi yapsin electronic arts. utanmadan 80 dolara sattin su oyunu millete.

    edit: epey pesin hukumlu yazmisim. oyunu xbox series x ve 2k goruntu veren monitorde oynadim ve oyunun grafikleri muazzam. gameplay olarak hic bir yenilik yok ancak grafiklerdeki iyilestirme sebebiyle oyun farkini hissettiriyor.
  • 98
    ultimate team modu çok garip bir hal almış oyun. 3-4 sene önce div1 oyuncusu iken artık kimseyle başedemiyorum özellikle haftasonu liginde mütevazi epl kadrom ile 6 maç üst üste neymar, mbappe, varane ve haftanın takımı pogbanın olduğu en az 8-10 milyonluk takımlarla eşleştim, önceki yıllarda beceri oyuncu reytinglerinden daha ön plandaydı ama şu kadrolara sahip birini artık çok yeteneksiz değilse yenmenize imkan yok ayrıca herkes saçma bir şekilde oyunda 3. bölge presi yapıyor ve 10-15 pingle oynayan adamlara karşı 80-100 ping ile o baskıdan çıkma şansınız yok gibi bir şey velhasıl kelam türkiyede para vermeden fifanin ultimate team modundan zevk almak çok zor gibi geliyor, fut konusunda yardımcı olabilecek renktaş varsa yazarsa sevinirim.
  • 99
    çok yakın bşr zamanda delirmeme sebep olacak oyun.

    arkadaş böyle saçmalık olamaz. adam top sektire sektire her türlü golü atıyor. tutabilene aşk olsun. hayır yıllardır oynarım fena da oynamam yani. kesinlikle oyun şablonunuz işe yaramıyor.

    bir sistemşm var şunu yapayım değil. defansı en geriye de çeksen mutlaka adam patır kütür kaçıyor. hadi diyelim kaçsın. yahu adam sektire sektire gelip gol atmamalı ya. hiç mi yorulmaz hadi ben alamıyorum topu okay. gücü bitmiyor maşallah. okkalı da şutu çıkardı mı oyun bitti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın