kadıköy'de galatasaray bir türlü kazanamıyor avuntusuna o kadar kapılmışlar ki, artık saplantı haline gelmiş. kendi durumları nedir, futbol kalitesi, derbi heyecanı falan dinlemeden yeter ki yenilmeyelim kafasına fena ulaşmışlar.
14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçında geriye düştüklerinde tüm korkuları bu yenilmezlik serisini kaybetmekti. maç beraberliğe geldiğinde ise kazanmayı asla düşünmediler. yahu zaman geçirme işine yeni bir boyut kazandırıp ya top vermediler, ya da 2 top birden sahaya attılar. aslında bu seriyi koruyalım derken bütün dünyaya rezil olduklarının farkında değiller. aralarında aklı selim olanlar bugün iş yerinde maç konusunu açmıyor bile, çünkü rezilliklerin farkındalar.
acaba hiç bakıyorlar mı galatasaray 20 yıldır burada maç kazanmadı ama kendileri ne kazandı, ne kaybetti?
tabi siz ne kadar parlak bir çalışan olursanız olun, şirketinizin vizyonunu patronunuz belirler. aziz yıldırım'dan sonra büyük umutlarla getirilen başkanları ali koç, her şeyi daha da berbat edip kulübü tepe taklak ederken, bari bu yenilmezlik ünvanını kaybeden başkan ben olmayım demiş olmalı ki, bu ağlanacak hallerine güler oldular. deplasmandaki anadolu takımı edasıyla iç sahada galatasaray karşısında otobüsü kale önüne çekip zamana oynayarak aldıkları beraberlik için samandıra'da takımı meşalelerle karşıladılar. oysa ki sezon bitimine 6 hafta kala düşme hattının 2 maç uzağındalar. ha bütün bunlar bence bizim açımızdan olumlu çünkü bu saplantılarla uğraşa uğraşa inşallah ya küme düşecekler, ya borç batağından bitecekler. yani bunlar beni mutlu ediyor. tek üzüntüm her zaman yazdığım gibi bunlarla maçlarımızın
derbi, rekabetin
ezeli rekabet olarak adlandırılması.