efsanenin birçok tanımı olmakla birlikte, bir sporcu için kullanılacak tanımı, edebiyat ve söz sanatı terimleri sözlüğündeki şu tanım olabilir:
"bir tarafı az çok tarihe dayanmakla beraber inanılmaz olgularla süslü olan halk hikayesi." ("inanılmaz olgularla süslü halk hikayesi" yerine "inanılmaz olgularla abartılan oyuncu" ibaresini koyalım.)
haliyle esasen "efsane" kavramı öyle çok da önemli, mutlaka kutsanması gereken bir kavram değil. çağ bağlamında ele alındığında ise, melo, hagi, hakan şükür vb oyuncuların efsane olduğu önermesi kişiden kişiye değişecek bir önerme. ben hagiyi, hakan şükürü, bülent korkmazı canlı izledim. bu adamlar benim için bir efsane değil, gayet gerçek kişi ve karakterlerdir. felipe melo da aynı şekilde. zaten bu devirde teknoloji sayesinde neredeyse her şey ayan beyan göründüğü için bu oyuncuların efsaneleştirilecek bir yanları yok. hem çağ bağlamında, hem gizem bağlamında.
örneğin
metin oktay, bu çağın insanı için efsanedir. çünkü kendisiyle ilgili bildiklerimiz genelde sözlere dayanır. metin oktay sürekli övülür, halk kahramanı mertebesine çıkarılır fakat biz bunu görmemişizdir. bugünün insanı metini değil, onu anlatanların metinini tanırlar. büyük işler yapmış olduğu için halk tarafından efsaneleştirilmiştir çünkü yaşadığı çağ buna uygundur. aynı şekilde eski futbolcular eski zamanda kaldıkları, teknolojinin herkese aynı faydayı sağlamadığı zamanlarda top oynadıkları için messiden, c. ronaldodan, ronaldinhodan vs çok daha büyük oyuncular gibi görülürler. çünkü onlar bu kadar göz önünde değildir, youtubeu açıp da örneğin franz beckenbauerin bundesliga 1974 - 75 sezonunda bilmemkaçıncı haftada oynadığı borussia mönchengladbach maçında ne yaptığı görülemez ama messinin x haftada y dakikada yaptığı hareketlerin bile videoları vardır. messi ulaşılabilirdir, beckenbauer, ronaldo(9) vs ise ulaşılmazdır ve efsanelerdir. onları en fazla hayal meyal hatırlarız, gerçeklikleri mutlaktır ama onlarla ilgili bildiklerimiz genelde abartılan hikayeleridir.
haliyle, "x" bir kişiye efsane denmesi zaten başlı başına sorunlu bir tavır. eğer "efsane" tanımı kerameti kendinden menkul şekilde "büyük işler başarmış oyuncu" oluyorsa o zaman melo da bu oyuncular içine girebilir elbette. örneğin melo galatasarayla 2 lig şampiyonluğu, 2 kere şampiyonlar ligi gruplarından çıkma, 1 şampiyonlar ligi çeyrek finali, 1 türkiye kupası, 2 tff süper kupa, hadi 1 de emirates kupası başarılarını kazandı ve bunların hepsini 3 yıla sığdırdı. bütün bu başarılarda da takımın en önemli oyuncularındandı, üfürükten kadroda bulunanlardan da değildi. bu başarılar onu rahatlıkla "efsane(?)" yapabilir.
efsanelik mertebesi başarıya değil de saha dışına bakıyorsa o zaman da melonun büyük avantajları var. en başta ydnin elini sıkmaması, emre belözoğluna gösterdiği klas tepki, takımı daha geldiği sezon sahiplenmesi, takım arkadaşlarını ezdirmemesi, psikolojik üstünlük sağlaması vs uzar gider.
her halükarda hem başarı hem saha dışı bağlamında melo, eğer efsanelik tanımı yazının başında dediğim gibi değil de oyuncunun yaptıklarıyla ilgili bir tanımsa, efsane olmayı çoktan hak etmiştir. yok, efsane tanımı yazının başında yazdığımsa haginin de, melonun da efsanelik bir yanı pek yok. hadi hagi daha eski zamanların adamı olduğu için bir nebze daha yakındır bu mertebeye.