resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 20126
    2013'te olduğu gibi yine algı manipülasyonlarına, maruz kalmış efsane. adamlar sahada uğraşamayacaklarını anladılar sanırım, o dönem ki gibi başkanla da problem yaratamıyorlar, bari iftiralarla vuralım demişler. allah uzun ve sağlıklı ömürler versin, bu adam rahmetli olduktan sonra kıymeti anlaşılacak. ingiliz olsa sir olarak anılacak adamı, bu ülke sırf galatasaraylı diye yerin dibine sokmak için uğraşıyor. isteyen kızsın ama bu ülkeden bir halt olmaz bence.

    bu arada olayın aslı;

    https://twitter.com/...153027802189826?s=19
  • 20127
    teknik direktörlük kariyerine ankaragücü'nde, bir galatasaray efsanesi olan brian birch'in yerine gelerek başlayan galatasaray futbol takımı'nın teknik direktörü ve kendisinin tabiriyle yaşayan efsanesi. 1993 yılının temmuz ayında türkiye a milli futbol takımı'nın başına geçmiştir. türkiye a milli futbol takımı'nı tarihinde ilk kez avrupa şampiyonası'na taşıma başarısı gösteren efsane teknik direktör, sonrasında gönülden bağlı olduğu galatasaray'a teknik direktör olarak dönmüş, futbolculuk döneminde yaşayamadığı lig şampiyonluğu'nun acısını tam 4 kere üst üste kazanarak çıkarmıştır. bu aynı zamanda türk futbol tarihinin kulüpler bazında kazanılmış en uzun şampiyonluk serisidir. tümünü kendisinin bulduğu oyuncularla 1993 haziran ayında düzenlenen akdeniz oyunları'nda türkiye olimpik milli takımı'yla şampiyonluğa ulaşan fatih terim, o takımdaki birçok oyuncunun önemli kısmını oluşturduğu galatasaray futbol takımı'yla türk futbol tarihinin en büyük başarısını kazanmış ve 2000 yılı uefa kupası şampiyonluğu'na ulaşmıştır. sonrasında italya'nın köklü kulübü fiorentina'nın başına geçmiş, kulübü 2001 yılı italya kupası finaline taşımayı başarmıştır. kulübün başkanı cecchi gori'yle yaşadığı anlaşmazlıklar sonucu lig bitmeden görevinden ayrılmıştır. 2001 yazında, herhalde bundan 200-300 sene sonra bile bir türk teknik direktörün başaramayacağı bir şeyi başararak ac milan'ın teknik direktörü olmuştur. 2001-2002 yılı serie a 5'nci haftasında, ezeli rakibi internazionale'ye karşı aldığı 4-2'lik zafere rağmen, henüz ligin 7'nci haftasında ligin 3'ncüsü durumundayken, beyefendiler masası'na yenik düşmüş ve başkan berlusconi tarafından görevinden alınmıştır. sonrasında galatasaray futbol takımı'nın başına 3, türkiye a milli futbol takımı'nın başına ise 2 ayrı zamanda geçmiştir. halihazırda galatasaray futbol takımı'nın teknik direktörlüğü'ne devam eden yaşayan efsane, 9.5 sene yönettiği takımı'yla 8 kere lig şampiyonluğu yaşamıştır.
  • 20128
    unutulmamalıdır ki fatih hocamız sadece galatasaray'ın değil türk futbolu'nun yaşayan en büyük efsanesidir. kendisi kadar "winner" insan yok bu topraklarda. çukurova'nın bağrından kopmuş gelmiş, türkiye'nin gözbebeği istanbul'da destanını yazmaya başlamış ve avrupa'nın copenhag şehrinde tacını takmıştır. biz ne kadar gurur duyuyorsak, suyun karşı tarafı ve küçük eniştesi de bu yüzden o kadar korkuyorlar. bu korku "organize ancak amatör kötülük" yapmalarını da beraberinde getiriyor. kendileri de farkında yaptıklarının ama o eziklik duygusu o kadar baskın ki kendilerini durdurmaya engel olamıyorlar.
  • 20129
    sosyoloji bölümlerinde üzerine tez yazılması gereken kişi.

    bir takımın sadece teknik direktörünün değişerek bütün havasının nasıl da değişebileceğini bizlere göstermiştir. mükemmel bir futbol oynatmamıştır belki ama sahada kazanacağına inanan 11 adam olması için çabalar hep. galatasaray'dan kesinlikle ayrılmaması gereken teknik adam. ayrılırsa yerine geçecek adam sayısı türkiyeden sıfır, yurt dışından ise bir elin parmaklarını geçmez. kaldı ki avrupadan onun yerine geçecek adamları klüplerinden koparmak çok zor olur. galatasarayı daha ileriye götürebilecek ve yerine geçebilecek adamlar: mourinho, villas-boas, michael laudrup, klopp, sarri, guardiola vb. bunlardan hiçbiri takımını bırakıp galatasaraya gelmeyeceğine göre, fatih hocanın gitmesi galatasarayı 1-2 gömlek geriye atar. böylece türk futboluna denge gelir ve kendi pisliğimizde mutlu mesut oynamaya devam ederiz.
  • 20130
    fatih terim. bir marka, bir efsane, türk futbol tarihine damgasını vurmuş ve vurmaya da devam edecek galatasaray’ımızın başına gelmiş en güzel şeylerden birisidir. gitmiştir küsmüşüzdür geri gelmiş tekrar bir bütün olmuşuzdur. kendisinin hataları vardır. taraftar olarak bizim de hatalarımız vardır. fakat insan ailesiyle küsemez et tırnaktan ayrılamaz. şu sıralar kendisine sistematik olarak saldırılar başladı. bunlara gülüp geçiyoruz kimin ne olduğunu herkes çok iyi biliyor. bizi durdurmak için başka şeyler denemelisiniz çünkü sizin için önümüzdeki 5 yıl çok karanlık. hocamın da dediği gibi herkesin adaleti şaşar allah ın asla. hocamla beraber nice başarılarda buluşmak üzere.
  • 20132
    kendisine karşı başlatılmış inanılmaz bir savaş ve algı yönetimi çabası var. bir video kesip biçilerek sanki fetullah gülen'in karşısında konuşuyormuş izlenimi yaratılmış.

    hocayı sevmemenizi anlıyorum. şahsen ben de fenerbahçeli olsaydım fatih terim'den nefret ederdim. çünkü adam galatasaray'ı aldı, fener'i eze eze ezeli rekabeti bitirdi. bu adamı bir fenerlinin sevmesi mümkün değil. kendisini yıpratmak için gösterilen çabayı, kendisine yapılan eleştirileri de anlayabilirim. bu zavallılığın bir tezahürüdür neticede. ancak sonrası, yani iftira ve sistemli saldırı kısmı yalnızca ama yalnızca fenerbahçelilikle açıklanabilir.

    nasıl bir camiasysa artık şike, ırkçılık, iftira, yalan, manipülasyon benzeri bazıları hukuki anlamda da suç olan eylemleri adeta aman az daha bu eksik kalacaktı telaşı içerisinde, kusursuz bir motivasyonla durmadan, yorulmadan gerçekleştirmekteler. bu ancak fenerbahçeli olmakla açıklanabilecek bir durum.
  • 20133
    üstat cenap şahabettin'in sözünü biraz değiştirerek şu sözü yazmak istedim. ''zirvelerde aslanlarda bulunur, yılanlarda. ancak birisi oraya yürüyerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.'' fatih terim sadece türkiye'nin değil, dünyadaki bir çok takımın saygı duyduğu bir değerdir. türk futboluna kattıklarından ziyade havlayan köpeklere karşı dik duruşu ve zorlukların üstesinden gelmesiyle de tanınır. korkunun ecele bir faydası olmayacağından, söylediklerinden çok yaptıklarıyla ve yargı sürecindeki usulsüzlükleriyle tanınanların yanından geçemeyeceği adamdır.
  • 20134
    bu fenerli ve beşiktaşlı iftiracılar olmasa biz ne yapardık. fatih hoca’yı öyle motive ediyorlar ki şimdi gidip şampiyonlar ligi kupasını alacak hepsi çatır çatır çatlayacak.

    iftiranın ilacı yokmuş. fatih terim’e iftira etmeden önce, hakkında soruşturma devam eden emre belezoğlu’nun fenerbahçe’ye transferine, türkçe olimpiyatlarına platin sponsor olan koç grubuna, ihsan kalkavanlara, aleyhlerinde tanık ifadeleri bulunan daha birçok beşiktaşlı futbolcuya cevap bulmalısınız.

    siz yel iseniz fatih hoca kayadır, siz ateş iseniz fatih hoca sudur, siz iftiracıysanız fatih hoca hain bükücüdür. boşuna saldırmayın, başa çıkamazsınız. sonunuz hüsran olacak, fatih hoca aklınızı alacak. ağlamaya devam...
  • 20136
    dönem dönem inanılmaz bir sessizliğe bürünen imparator. 2019 yılı avusturya kampı'nda kamp günlüğü programında ümit davala açıklama yaptı daha öncesinde hasan şaş açıklama yapmıştı. oynanan hazırlık maçı sonrası da imparator basın toplantısı düzenlemedi. bu tür sessiz dönemlerinin sonunda genelde instagram tv'de yayın yapardı ancak şu ana kadar onu da yapmadı. rakip takım teknik direktörleri basın üzerinden şişirilirken imparator hakkında hiçbir haber de yapmıyorlar. bu sessizliğinin sonunu merak ediyorum.
  • 20141
    https://mobile.twitter.com/...3Ftarih%3D2019-07-25

    allah'tan çok kendisinden korkanları 25.07.2019 tarihinde göstermiş olan imparatorumuz. ulan şu fetö denen örgütün ekmeğini medyadaki herkes yedi terör örgütü olduktan sonra da bu sefer insanları fetöcü diye suçlar oldular. büyük komutan iskender büyük ne diyordu gladyoyu tanımlarken bir yerde azgın bir azınlık varsa gladyo oradadır. bu sözde gladyoyu çıkar fetöyü koy taşlar yerine otursun. 2019-2020 sezonunda da kuşları ağlatmaya devam edecek olan winner.
  • 20143
    galatasaray'la 10 sezonda 8 şampiyonluk, 1 uefa kupası ve sayısız farklı kupa kazanmış hocamızdır.

    bu 10 senede hiçbir zaman ezberletilmiş, çalışılmış, "kim oynarsa oynasın" çalışan bir sistem oluşturmamıştır. milli takımın başındayken de bunu yapmamıştır.

    terim budur. terim oyunculara çok basit taktikler vererek kalitelerini sahaya yansıtmalarını bekler. bu nedenle iyi oyuncularla çok başarılı olurken kötü oyuncularla sıkıntı yaşar. bu nedenle de iyi oyuncu ister. yetenekli oyuncuları sever.

    maçları genelde boks maçı gibidir. net bir taktik kullanmaktan ziyade rakibini ezerek yenmek ister. bu nedenle muhtemelen ligde en çok maç çeviren teknik direktördür. ilk yarılarını kötü oynadığı maçların ikinci yarıları apayrı bir takım görürüz.

    bu durum, fatih terim'in teknik, taktik bilgisi olmadığını göstermez. ancak kendisi katı sistemleri sevmiyor. daha esnek oyun planları kullanır. bu nedenle de oyuncu kalitesi sahadaki oyunu etkiler.

    terim'i böyle seveceksiniz arkadaşlar. terim'den öyle kim girerse girsin etkilenmeyen taktikler, tıkır tıkır işleyen takımlar beklemeyen. yapamayacağından değil elbette. yapmaz. kendisi böyledir.
  • 20145
    futbolda teknik taktik olaylarını çok çakan birisi değilim. hatta genişleteyim, takım oyunları genelinde takım taktiği konusunda cahilim diyebilirim.

    ama eskiyle yeniyi, farklıyla farklıyı karşılaştırabileceğimi, ve aradaki farkı neyin oluşturduğunu tahmin edebildiğimi düşünüyorum.

    tudor'la başladığımız sezonda* takım çok iyi ön alan baskısı yapıyor, dikine direkt kaleyi düşünen bir oyun oynuyordu. ama bu baskıyı kıran takımlar* * sadece ön alan baskısını değil bütün direncimizi kırıyordu. üstümüze takım halinde düzgün gelen her takım kalemizde tehlike yaratabiliyordu.

    fatih terim geldikten sonra ise benim gördüğüm en önemli değişiklik bu oldu. bireysel hatalar ve skorun rehavetine girilen birkaç maç(bkz: içeride rize ve fb maçları) dışında akan oyundan gol yemez olmuştuk ama hala duran top başımıza büyük belaydı. hatta o sezonu en çok kafa golu yüyen, en çok duran toptan gol yiyen takımı olarak bitirdik.

    geçtiğimiz sezonda* ise fatih hoca yazın hazırlandığı taktik ile oynayamadı. hoca hem santrafor hem stoper istiyordu, eldeki gomis'ten de oldu. forvetsiz ve stopersiz kaldık. bir tekeri patlak zinciri paslanmış vites atmayan bir bisikletti o takım. sürsen sürersin ama düşme ihtimalin yüksek, belli bir hızın üstüne çıkamaz, yokuşta inip yürümek zorunda kalırsın vs.

    şapkadan çıkan ozan ve donk'un olağanüstü özverisi olmasa* ilk devre çok daha kötü durumlara da düşebilirdik.
    yani ilk devredeki o kötü oyunun bir sebebi fb maçında verilen cezalar + sakatlıklarsa, bir sebebi de fatih hoca'nın taktiğine uygun kadronun kurulamamış olmasıydı.

    ama çok ilginçtir bir önceki sezonun en çok duran toptan gol yiyen takımı ilk devrede hiç duran top golu yemedi mesela. bu da bir değişimdi.

    devre arası marcao luyindama diagne mitroglu hamleleri, ilk devrelerin sonunda vites arttıran feghouli ile takım kağıt üstünde tamam oldu dedirtirken, zaten bir iyi bir kötü oynayan ndiaye inanılmaz bir formsuz sürece girdi. fernando'nun sakatlıkları ve sakatlıklardan kaynaklı fiziksel formsuzluğu da eklenince takımın omurgası parçalandı. terim alan dağılımı konusunda belhanda, hücum aksiyonları konusunda feghouli önderliğinde bireysel performansa bakan bir taktiğe geçti.

    ama bana sorarsanız, bu durum "feghuoli aslanım çık al maçı"dan ziyade, "fegouli şu şu bölgelerde top almaya gel, donk, fernando selçuk marcao siz topu iki şekilde kullanacaksınız. ya kanatlarda onyekuru ve feghouliye uzun top, ya da en kısa sürede belhandaya kısa paslarla gideceksiniz. belhanda, feghouliye yakın oyna, sağ iç bölgesinden çok uzaklaşmadan topun dolaşmasında sorumluluk al. arada boşluk gördüğünde şut atmaktan, ince denemekten çekinme"
    vb. vb. şeklinde oyuncuların kalitesi yetmiyorsa yapamayacakları, ama yine de belli bir taktik şablona bağlı bir oyun oynuyorduk.
    terim'in yıldız oyuncuya serbestlik vermesi de bilinen bir gerçek. feghouli de bu serbestlikten bir miktar nasibini aldı ligin sonlarında ancak ikinci devre başında belli bir şablon dışına pek çıkmıyordu, alanından çok ayrılmıyordu hatırlayalım.

    takım orta sahada belhanda hariç tempo yapabilen ikinci bir oyuncusu olmadığı için* topu çok yavaş dolaştırıyordu. bu da kapanan takımları açmakta çok zorlanmamıza neden oluyordu. çözümü feghouli ve belhanda'nın yapacağı sihirler, onyekurunun bulacağı boşlukları değerlendirmek olarak belirledi bence fatih hoca.

    bu yılki transferlere baktığımızda da hem seri hem 6 numara için ismi geçen oyuncular tempolu ve pas özelliği yüksek adamlar. babel'in gelişiyle de hem o topun dolaşımı çok hızlanacak, hem ince denemeleri artacak, hem de o bölgede hokus pokusla gol atabilecek bir oyuncumuz daha olacak.

    bir çok insanın iddia ettiği gibi 2018-2019 sezonunda bireysel oyunculara bakan bir takım olduğumuzu ben de kabul ediyorum.

    fatih terim'in takımı istediği şekle sokamadığında başvurduğu yöntem bireysel ayaklara bakma taktiği. ama yapış şekli hagi aslanım, feghouli kaplanım şeklinde değil. bunu zaten sayısız başarısına bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz. dünyada sayısız kaliteli oyuncu var, fatih terim hep bireysel kaliteye bakıyorsa ve bireysel kaliteyle bu kupaları alabiliyorsa başkası neden alamıyor diye düşünüyor insan *
  • 20147
    türk futbol tarihinin tartışmasız en iyi hocası.
    kazandığı başarılar için şans demek, oynattığı futbol için gaz demek en hafif tabirle aymazlıktır.

    tüm bunların yanında elbette yanlış olduğunu düşündüğüm şeyler de var.

    25 temmuz 2019 galatasaray augsburg maçı sonucu falan umrumda değil, ben yıllardır düşündüğüm şeyi yazacağım şimdi.

    fatih hocam iyi futbolcusu varsa ortalama üstü bir takım yaratıyor hep.
    burada güzel oyunun en temel sebebi bu iyi futbolcuların bireysel yeteneği ve yabancı ülkelerden aldıkları futbol kültürlerini hocamın taktik istekleri ile sentezlemeleri ve bunu sahaya yansıtmaları sayesinde oluyor.

    gelgelelim ki sıradan oyuncular olduğunda ise bizim takım anadolu kulüplerinden bile daha kötü futbol oynuyor.
    belki hoca da isteksiz oluyor, vasat oyunculara derdini anlatamıyor, kazanma arzusunu, coşkusunu onlara veremiyor da olabilir, bilemiyorum.

    lakin 2018-19 sezonunda izledik işte, deplasmanda aslan değil kedi gibiyiz; malatya, akhisar ve hatta erzurumspor bile eze eze çelme taktı bize.
    kaldı ki galatasaray futbol takımı kadrosu bu takımlarla kıyas dahi edilemeyecek kadar üstün, bunun aksini kimse iddia edemez.

    peki neden böyle?
    benim şahsi kanaatim ve yıllardır izlediklerimden edindiğim tecrübelere göre söylüyorum, fatih hocam hiçbir zaman bir kültür, salt disiplin dahilinde oynayan sistem takımı kuramıyor.
    zira hocam kötü oynadığımızı kabul dahi etmiyor.

    bakın geçtiğimiz yıl kötü oynayıp puan kaybettiğimiz şampiyonlar ligi maçlarının sonunda basın toplantısında hep şunları söyledi.
    "rakibin ciddi bir pozisyonu yok, hakem oyuna müdahale etti, pozisyon bulduk değerlendiremedik, galatasaray baskın taraftı vs vs..."

    berbat oynayıp ezim ezim ezildiğimiz 6 kasım 2018 schalke 04 galatasaray maçı'ndan sonra ne dedi hatırlayın.
    "ilk yarı şampiyonlar ligi'ne uygun oynadık, burada böyle oynanıyor"
    oysa maçı hepimiz aynı maçı izledik, hiçte hocamın söylediği gibi oynamamıştık.

    şampiyonlar ligi maçlarında ve ligdeki deplasmanlarda galatasaray futbol takımı kafası kesik horoz gibi şuursuz top oynuyor, tek bir hücum planımız bile olmuyor.
    yetenekli oyuncuların bireysel çabalarıyla ya da kontratak ile bir şekilde gol atarsak devamı geliyor ama golü yersek zaten kötü oynayan takımımız iyice dağılıyor.
    ama hoca böyle düşünmüyor işte, kötüyü kabullenmiyor ki değişim olsun.

    iyi futbol her zaman iyi oyuncular ile oynanmaz; en basit örneği işte psg, real madrid vs.
    yeri geliyor sistemi oturmuş ajax fc gibi takımlar harcayıp geçiyor bu devleri.

    fatih hocamın bir sistemi yok, çoğunlukla 4-3-3 dizilişi ile oynamaya çalışıyoruz, an geliyor yıl ortasında schalke teknik direktörü domenico tedesco'dan etkilenip 3-5-2 dizilimine geçiyor ama sistem olmayınca diziliş kağıt üzerindeki rakamlardan ibaret kalıyor haliyle.

    neyse, çok uzattım.
    özetle imparator hocamızı severiz, galatasaray futbol takımı hocam olmadan ligde başarılı olamıyor, çokça şahit olduk ama günümüzde dünya futbolunun geldiği noktada bu mantalite ile şampiyonlar ligi'nde başarılı olmak da imkansız işte.

    biz önümüzdeki yıl da hedef 23 mottosuyla kendimizi kandırır dururuz, ben şu haliyle takımın şampiyonlar ligi'nde gruplardan çıkabileceğine dair ne yazık ki bir hayal kuramıyorum. inşallah yanılırım.
    saygılar hocam...
  • 20148
    bilinçli olarak algı operasyonuna maruz kalan teknik direktörümüz, yaşayan efsanemiz.fakat sevindirici olan mevcut yönetim gerek demeçleri ile gerek hal ve hareketleri ile kendisinin arkasında durmaktadır.maalesef ünal aysal döneminde bu destekten uzak kalmıştır.bu yaşta bu hırsa ve azime sahip olması hala başarıyı istemesi gerçekten benim nazarımda fazlası ile takdiri hak etmekte.umarım kendinisin istediği transferler çabucak yapılır.bir hayalim var diyerek başladığı bu yolda allah onuda bizide utandırmasın inşallah.yürüyedur hocam arkandayız.
  • 20149
    eleştirilemez biri değildir ve pek tabi ki eleştirilebilir ancak sözlükte 3-4 üye hocayı öyle komik gerekçelerle suçluyor ki alenen kötü niyetliler. özellikle de 2018-19 sezonu içinde bu grup artık el insaf dedirtti.

    sezona yönetim hatasıyla forvetsiz girince hiç utanıp sıkılmadan siz fatih terim'den habersiz iş yapılacağını mı sanıyorsunuz, hoca forvet alın diyecek de almayacaklar öyle mi diyerek işe başladılar. devre arası da aynı süreç yaşanınca suçun yönetimde olduğu anlaşıldı.

    işin bir de oyuncu seçme kısmı vardı. donk'a şans verdikçe hocanın öz evladı diyenler hoca donk'u oynatmadığında vay efendim neden oynatmıyorsun, donk olmadan deplasmanda kazanamıyoruz dedi. onyekuru için keza. onyekuru'nun etkisiz oynadığı ve puan kaybettiğimiz maçlardan sonra onyekuru'ya değil oynatana laf edin diye küçücük beyinleriyle tepkiyi hocada yoğunlaştırmaya çalışanlar ligin ikinci yarısında arsızca onyekuru övdü.

    ligin ilk yarısı forvetsizlikten kırılırken, rahat koparacağımız maçlarda puan kaybederken olay forvet değil anlamıyor musunuz, forvet olsa da sonuç değişmezdi diyenler hocanın istediği golcüler alınmamış olmasına rağmen ikinci yarıdaki şampiyonluğu da feghouli'ye bağladı. ama hocanın pek beğenmese de diagne'yi doğru kullanıp onyekuru ve feghouli'ye nasıl boşluklar açtığını görmediler yahut görmek istemediler.

    bu adam ahmed musa'yı istedi alamadılar. önümüze bedava modeste düştü ceza yeriz diye nevzat dindar'a yalan haber yaptırıp almadılar. devre arası pato ve alan'ı istedi ama yönetim utanmadan, sıkılmadan alan ve pato'ya teşekkür ederiz bize çok iyi davrandılar deyip iki oyuncunun da bedava başka kulüplere gitmesini seyretti. ondan sonra hoca teknik bilmiyor, hocanın sistemle arası yok. istediği adamları hem de hepsi fırsat transferiyken almayan yönetimler varken fatih terim nasıl sistem kuracakmış? hocayı sabote eden yönetimler baş tacı ama hoca kötü.

    allah'a şükür hoca başımızda da elindeki gücü kullanarak yönetimin alacağı çapsız kararları engelliyor. yahu bu yönetime kalsa ve ezik biri hoca olsa fernando'yu sattıklarının ertesi günü mehmet topal'ı getirir sezona da öyle sokarlardı takımı. yine geçen sene ozan kabak satıldıktan sonra marcao'yu luyindama'yı zor getirir serdar aziz, maicon ikilisiyle devam ederlerdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın