---
alıntı ---
hiç hoşlanmayanın bile methiyeler döktürmek zorunda kaldığı şu günlerde, fatih terim’i ve becerilerini bir de ben yüceltmeyeyim diyorum!..
bırakalım, gelecek sefer yerin dibine sokmaya çalışacakları güne kadar, reyting çıkarmaya çalışsınlar onun yeteneklerinden.
zaten, laf dönüp dolaşıp “motivasyon” diye yabancı kökenli bir kelime etrafından dönüp duruyor.
futbolcu aynı, forma aynı, taktik üç aşağı beş yukarı... tek izah yolu kalıyor:
fatih terim.
ne yaptı?
motive etti!..
peki, bu motivasyon nedir ki, başkaları beceremiyor?
***
maçın önündeki basın toplantısında medyaya çatıp, yorumcuları patronlarına şikayet ederek “gergin hava” yaratmak yeter mi futbolcuların kanını ateşlemeye?
hayır.
“aslanım koçum”...
çok yapıldı.
o zaman başka bir iş var işin içinde!
***
nasıl oluyor da maçın 35. dakikasında ayağı delinen selçuk, bir iki bandajla devam edip maç bitince koltuk değneklerine ihtiyacı olduğunu anlıyor?
nasıl oluyor da takımının real madrid ve beşiktaş’la oynayacağı maçlardaki en büyük kozu selçuk için “futbolcumuzu sakatladınız” diye isyan edemiyor kulübü.
hasta hasta nasıl koşuyor takımın yarısı.
tükenmişler nasıl iftihar edilecek duruma geliyor?
“motivasyon”.
öyle olsun...
ama tek kelime ile özetlenen o etki, duruşla, görüşle, çabayla, bilgiyle ve genlerindeki protein dizilişiyle bir ömürlük mesele.
kolay değil öyle.
herkes dener, fatih terim yapar. çünkü önce kendini motive ediyor adam.
...
---
alıntı ---
ercan güven * yazının devamı:
http://skorer.milliyet.com.tr/.../1762354/default.htm