resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 33601
    (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı) yenilginin uzerinden bir gun gecti sayilir.
    yarindan itibaren yine hoca guzellemeleri dinlemeye baslayacagiz.
    su anda mac ile ilgili olumlu butun bilgiler derlenip hazirlaniyor.
    aslinda iyi oynadigimiz, sucun hakem ve oyuncularda oldugu 3 yil sabretmemiz gerektigi falan yazilacak.
    sonra yine bir yil gececek hocanin bir bildigi vardir denecek yine transferler, yine sabir temali entryler derken bir bakmisiz taraftar vasata alismis.
  • 33602
    (bkz: 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçı)
    22 aralık 2021 itibarıyla bu sezon türkiye ligi’nin son iki aydaki en başarısız teknik direktörüdür:
    7 maç 0 galibiyet.
    bunu kendisine yakıştırabiliyorsa bir şey diyemem. ama selçuk inan’a söylettiği sözlerin arkasındaysa, uefa avrupa ligi’nde bu yetersiz kadronun nasıl olup da bu denli zorlu bir grubu mağlup olmadan geçtiğini de anlatması gerekiyor.
  • 33603
    --- alıntı ---
    selçuk inan: çalışarak bu durumu geliştiremiyorsanız değişerek biraz da değiştirmemiz gerekiyor.
    --- alıntı ---

    belki burada vurgu etmek istedikleri değişim oyun planı ve teknik anlayış değişikliğidir. çünkü diğer değişimler için yeterli kaynağımızın olduğunu düşünmüyorum.

    mesela çift 8li bir 10lu 4-2-3-1 en az 4 tane iyi transfer yapması gerekecek.

    4-1-4-1 oynadığımızda hücum tehdidi oluşturacak 4 oyuncu ile oynuyoruz. 9 kişi ile savunma yapan rakiplerde bu etkili bir hücum dizilişi değil. fakat belirttiğim tarzda bir 4-2-3-1 de 6 kişi ile hücum tehdidi oluşturuyoruz.

    eğer çift 8 değilde tek 8 bir kesici ile oynacaksak bile bunun cezasahası koşusu yapan (ozan tufan, josef vb.) bir kesici olması tercih edilebilir.

    savunmada kaç kişi ile kaldığımızın bir önemi yok. takım halinde de savunsak, 5 kişi ile de rakibi savunsak gol yiyoruz.
  • 33604
    sosyal medyada hala çok saçma argümanlar ile savunulan teknik direktörümüz. bunların bazılarına cevap verip içimi dökmek istiyorum:

    1-bizi bu durumdan sadece fatih terim çıkarabilir: iyi güzel de bu duruma zaten fatih terim sokmadı mı ?
    2-transfer lazım, kadro yetersiz: şu an kadroda feghouli dışındaki tüm futbolcular fatih terim'in isteği üzerine transfer edilmedi mi ? 50-60 küsür transfer yapmadık mı son 3 yılda ? ayrıca her şey transfer mi ? hocanın elindekilerden verim almayı bilmesi gerekmez mi ? kadro yetersizse avrupa'da şl tadındaki gruptan nasıl lider çıkıldı ? konyaspor bizden daha düşük kaliteli kadro ile nasıl iyi futbol oynayıp zirveye tutunuyor ?
    3-hakemler: evet doğru galatasaray'a hiç hafife alınmayacak bir operasyon çekiliyor buna itirazım yok. ama galatasaray neden ligde hiçbir takıma kendi oyununu kabul ettiremiyor ? neden hiçbir maçı oyun anlamında domine edemiyor ? neden kapalı savunmaları açmak için bir oyun planı yok ?
    4-fatih terim giderse galatasaray çok karanlık döneme girecek: galatasaray zaten 3 senedir karanlık bir dönemde değil mi ? harcanan büyük paralara rağmen kulübün müzesine tek bir teneke girdi mi ? ayrıca galatasaray daha önce cevat güler ile şampiyon olmuş bir takım değil mi ?
    5-bunlara ek olarak neden kadro istikrarı sağlanamıyor ? mesela aylardır oynatılmayan oğulcan neden 21 aralık 2021 adana demirspor galatasaray maçında ilk 11 başlıyor ? alpaslan neden haftalardır yok ? feghouli neden haftalarca oynatılmayıp 11'e monte edildi ? barış alper yılmaz, bartuğ elmaz neden kulübede çürütülüyor ?
  • 33605
    görev yaptığı son 8 sezonda toplam 41 resmi maçı kaçıran teknik direktör. yani fiili olarak 1 sezondan fazla takımını yalnız bırakmış durumda. gelinen noktada kontrol edemediği öfkesi ne federasyon yönetimini değiştirdi, ne mhk'yı yıktı, ne de galatasaray'a karşı organize kötülüğü bitirdi. aldığı cezaların bize tek geri dönüşü, saha kenarında olmadığı maçlarda kaybedilen puanlar.

    şimdi öfkesini, kızgınlığını anlıyorum; belki "hoca bu adaletsizlik karşısında konuşmasın mı!!!" diye düşünen de olabilir. fakat son aldığı cezalar benim için bile bile lades demekten farksız. türk futbolundaki yozlaşmayı ve karar mekanizmasındaki çifte standardı en iyi bilen insan kendisi olabilir. sergen yalçın hakeme ana avrat sövüp 1 maç alırken, kendisi "yazıklar olsun!" dediği için 4-5 maç ceza alıyor da olabilir. burada konuşarak, hakeme öfke kusarak değiştiremeyeceğimiz bir sistem varken bile bile lades diyip ceza alıp takımı yalnız bırakmak mı çözüm? akşam oturup kendisini dinlediğinde olaylara ve cezalara tek bir kez dahi olsa hiç bu pencereden, bu açıdan baktı mı, çok merak ediyorum.

    son olarak 21 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçında aldığı cezadan sonra kenarda olmadığı hiçbir maçı kazanamadık. kendisine sadece sormak istiyorum, fenerbahçe maçındaki kayıp mı daha çok canımızı yaktı, yoksa akabinde galibiyetsiz geçirdiğimiz 5 maç mı (kaybedilen puan 12)? bana göre puan karşılığı olarak fenerbahçe maçı ile altay veya adanademir maçının bir farkı yok. ki önümüzde oynayacağımız 25 aralık 2021 galatasaray antalyaspor maçında da yine cezasından kalan son 1 maçı çekecek.

    öfkesini dışa vurduğu, kendisine hakim olmayı bir türlü öğrenemediği ve kaybedilen puanlardan ötürü kendisine teşekkür ediyorum. ilk hakem olayında kendisine güvenenleri yine şaşırtmayıp minimum 5 maçlık cezayı alacağından da eminim.

    aldığı bu cezalardan ötürü kendisine kızgın olduğum ve sadece kendisini sorumlu tuttuğum için çok fazla tepki de alabilirim fakat belirttiğim gibi, türk futbolundaki yozlaşmayı en iyi kendisi biliyor. kendisi bu tuzaklara bile bile düşüyor. maalesef ceremesini de savaş meydanına komutansız çıkan takım ve taraftarı çekmek zorunda kalıyor. çünkü kendisinin tek düşündüğü şey o anda öfkesini kusup anlık da olsa rahatlamak.

    25 kasım 2021 galatasaray antalyaspor maçı ile tamamlanacak cezası sonrası toplam bilanço:
    görev yaptığı 8 sezonda toplam 41 resmi maç.
    36 süper lig maçı
    3 türkiye kupası maçı
    2 tff süper kupa maçı
  • 33606
    3 senelik planlamamizi emanet ettigimiz hocamiz. taraftarin bir cogu planlama konusunda fatih terim'in dogru isim oldugunu sorguladigini pek dusunmemekle birlikte kendisi kulubumuzun efsanesi oldugu icin sorgusuz sualsiz bu iste basarili olacaginin varsayildigini dusunuyorum. ama bu isin oluru var mi, hangi maliyetle bu is olacak bunu arastirdik mi? pek sanmiyorum.

    simdi goreve geldigi 2017-2018 sezonundan itibaren mevki mevki gidelim ve planlamamizda neler dogru gitti neler yanlis gitti anlamaya calisalim.

    once sunu bir not edelim, galatasaray, fatih hoca'nin goreve geldigi 2017-2018 sezonunun basindan beri bonservislere toplam 120 milyon euro harcadi. yani kulup neredeyse sezon basina 25-30 milyon euro para harcamis. turkiye ligi icin deli paralar oldugunda cogumuz hemfikirizdir diye dusunuyorum.

    peki bu 4 senede her mevkide kimler geldi, kimler gecti, farkli bir planlama ile daha yuksek verim alabilir miydik ona bakalim.

    kaleciler:

    2017-2018 sezonunun basinda da kalemizde muslera vardi. birinci kaleci olarak takim zaten emin ellerde idi. yapmamiz gereken iyi bir yedek kaleci bulundurup, genc ve potansiyelli bir yerli kaleci yetistirmekti. aradan gecen 4 senede muslera-carrasso-eray uclusunden muslera-ısmail cipe-fatih uclusune gectik. bu sure zarfinda bugun oldukca ovulen batuhan ve okan kocuk'u kadroya monte edemedik, coguna adam gibi sans bile veremedik. bugun itibariyle yana yakila yerli kaleci ariyoruz, muhtemelen ırfan can egribayat'a bonservis odemek zorunda kalacagiz. kaleci mevkisinde dogru bir planlama yaptigimizdan soz etmek pek mumkun degil.

    stoperler:

    2017-2018 sezonunda kadromuzda maicon, serdar aziz, jason denayer, ozan kabak, ryan donk, ahmet calik, koray gunter ve gokay guney vardi. bugun bile ligin ortalamasinin ustunde ve tecrubeli ile genc isimlerin oldugu bir rotasyon olarak goze carpiyor. gecen 4 senede stoper mevkisi icin 27 milyon euro bonservis ucreti odemisiz ve bugun itibariyle rotasyonumuzda marcao, nelsson, luyindama, alpaslan ve ısik kaan var. genel anlamda, yerli stoper eksigi ve gelecek vaadeden yerli oyuncu eksikligi disinda en dogru yapilanma bu alanda gorunuyor. bu kadar maliyete girmeden de bu kadro olusturalabilir ve yabanci kuralinin geldigi yerde daha iyi bir konumda olabilir miydik? o konuda takdiri sizlere birakiyorum. 27 milyon euro yatirima kalkisma sebebimiz ise hocanin aciklamalarindan anladigimiz kadariyla geriden oyun kurmakti. bu sure icerisinde sure veremeyip degerlendiremedigimiz isimleri de not duselim. koray gunter, emin bayram, ısik kaan, valentine ozornwafor.

    bekler:

    2017-2018 sezonunda, latovlevici, hakan balta, lionel carole, yuto nagatomo, mariano, martin linnes rotasyonuna sahibiz. bu donemde bek transferlerinin bonservislerine 14 milyon euro harcamisiz ve bugun geldigimiz noktada rotasyonumuz, patrick van aanholt, omer bayram, omar, yedlin ve boey'den olusuyor. boey disinda gelecek vaadeden bir isim olmadigi gibi, yerli bir oyuncumuz da bulunmamakta. bu surede mahmut ve suleyman gibi genc isimlere hic sans vermedik. muhtemelen bu mevkiye yerli bir isim bulamayacagimiz gibi, onumuzdeki senelerde ciddi bonservis harcamasi yapacagiz. baya les bir planlama.

    ortasahalar:

    2017-2018 sezonunda bu mevkide elimizde, fernando reges, tolga cigerci, celil yuksel, abdussamed karnucu, selcuk ınan, badou ndiaye, atalay babacan, younes belhanda isimleri var. yine tecrubeli ve donemine gore genc, potansiyelli isimlerin harmani mevcut. bugun ise assuncao, taylan, berkan, aytac, atalay, morutan, cicaldau ve bartug rotasyonuna sahibiz. elimizde atalay, bartug ve berkan disinda yerli potansiyelli oyuncu kalmadigi gibi fernando yada belhanda gibi tecrubeli bir isim de yok. takimdan ayrilan isimlerin yerine kimseyi yetistiremedigimiz gibi, aldigimiz oyunculardan da katki alamamisiz. bu 4 senelik surecte bu mevkilere toplam 50 milyon euro bonservis harcamisiz. elimizde potansiyel vaadeden isimlerden atalay, bartug ve assuncao hic sure alamazken yine bu donemde transfer ettigimiz isimlerin hicbiri kendi kuluplerinde verdikleri katkinin otesine gecememisler. bu 4 senede potansiyelli adlettigimiz isimlerin hicbiri forma sansi bulamamis.

    kanat oyunculari:

    2017-2018 sezonunda garry rodrigues, yasin oztekin, sofiane feghouli, sinan gumus, emrah bassan ve recep gul den olusan bir rotasyona sahipmisiz. bu donemde potansiyel tasiyan isimlerden emrah ve recep hic forma sansi bulamamis, bir tek sinan donem donem oynamis. bugun rotasyonumuzda, feghouli, baris alper, emre kilinc, kerem akturkoglu, ryan babel, arda turan ve ogulcan caglayan var. 4 senede bu mevki icin 10 milyon euro para harcamisiz ve bu 4 sene sonunda hala kanat oyuncularinin en yaratici ismi feghouli. yildiz oyuncu olarak onu zorlayabilen tek isim ise gecen sene 800 dk sure almis olan kerem akturkoglu. yine kerem ve baris disinda gelecek vaadeden oyuncu su an kadromuzda yok. bu surecte emrah bassan ve yunus akgun gibi rotasyonda katki verme ihtimali olan oyunculara burun kivirip ryan babel ve arda turan gibi isimlere sure vermisiz. yine rotasyon oyuncusu olarak aldigimiz bir cok isim eski takimlarindaki performanslarina gore geriye gitmisler, ornegin emre kilinc, ogulcan caglayan vb. planlama?

    forvetler:

    2017-2018 sezonunda galatasaray'in kadrosunda gomis ve eren derdiyok varmis ve gomis'in hem ustun performansi, hem de sakatlanmamasi sayesinde galatasaray sezonu sampiyon bitirmis. bugun galatasaray'in forvet rotasyonu, mohamed, diagne, halil ve eren'den olusuyor. bu 4 senede 18 milyon euro bonservis harcamasi yapmisiz. (mohamed'i alirsak 22 milyon olacak) gomis gittiginden beri bu bolgeden verim alamamisiz ve su anda elimizdeki bonservisli isimler diagne ve eren. eren a takimda hic sure alamamis tabi. eger mohamed in bonservisi alinmazsa yine bir planlamadan soz edebilmek mumkun degil.

    ozet gecmek gerekirse, galatasaray'in su an stoperler haric hicbir bolgesi iyi bir planlamanin sonucu degil ve bir cok bolge gerek yerli oyuncu gereksinimi dolayisiyla, gerek kalite gereksinimiz dolayisiyla transfere muhtac. ve yine bu 4 senede aldik, yetistirdik diyebilecegimiz tek isim kerem (ki ona da katilmiyorum) simdi siz bu haliyle fatih terim doneminde yasanilanlari goz onune aldiginizda, onumuzdeki 3 sene muthis bir yapilanma yasayacagimiza inaniyor musunuz? benim gordugum, her kotu gidisatta faturayi oyunculari kesmis ve cozumu yeni oyuncu getirmekte arayan bir hoca. kimse kusura bakmasin.
  • 33608
    2021-22 sezonundaki korkunç lig performansına rağmen, medyadaki galatasaray yorumcuları ve muhabirleri tarafından eleştirilmeyen teknik adam. eleştirmeyi geçtim, yine bu muhabir takımının büyük bir kısmı hala kendisini öven sözlerle gündem oluyor. ilginç işler.

    herkes işini yapıp, kötü gördüğü durumu da dile getirmeli. terim'e şakşak, elin gariban hocasına linç yakışmıyor.
  • 33609
    2020 sezonunda pandemi girdi, 2021de de 1 golle şampiyonluk verdik diye kendimizi kandırdık. belli ki hoca da kendini kandırmış. nasıl ki avrupa’da güzel bir tokat yiyip doğru planı kurguladıysak ligde de böyle bir tokata ihtiyacımız varmış sanırım.

    2021 sezonunda 1 golle şampiyonluk falan kaybetmedik. şampiyonluk mart ayında içerde 3-4 rize’ye kaybedince gitmişti zaten.

    takımın başında kalıp 3 yıllık projesini bitirmesi gereken efsane.
  • 33610
    bu sene avrupa ligine kafayı taktığını düşündüğüm hocamız, imparator.

    mevcut galatasaray kadrosu büyük ölçüde kendisinin eseridir. aldırdığı oyunculara söyleyecek tek kelime sözüm de yoktur. ancak bu sene çok hoyrat davrandığını düşünüyorum çünkü takımı sürekli yalnız bırakıyor. kim ne derse desin kenarda fatih terimin olması hem taraftara hem de sahadaki oyunculara ayrı bir güven hissi veriyor aslında. ha diyeceksiniz ki hoca kenardayken bu takım puan kaybetmedi mi? evet, etti ama avrupa liginde oynadığımız grup maçlarına dikkat çekmek istiyorum.

    kimi zaman takımın başı kesik tavuk gibi oynadığını iddia ediyoruz ve bu iddiamızda tamamıyla haksız olduğumuz söylenemez ancak avrupa maçlarında izlediğimiz futbol gayet umut verici ve - yüzde 100 olmasa da - verimliydi. bu tablonun ortaya çıkmasında rakiplerimizin oyun tarzları da pay sahibi olmuştur diye düşünüyorum. ama bu ligdeki kötü gidişat için bir bahane olmamalı. yani "abi avrupa öyle mi ya? orada kimse otobüs çekmiyor, rahat rahat oynuyoruz" vs. gibi argümanlar üretmek bana anlamsız geliyor. sen galatasaraysın ve ligde karşına çıkan her takım tabiri caizse "senden bir parça koparmak" ve puan almak istiyor. ister ev sahibi ol ister deplasmanda rakip, tüm rakiplerinin "galatasarayla oynuyorum ve işleri onun için zorlaştırmalıyım" düşüncesinde sahaya çıktığının bilincinde olman gerek. bu düşünceme katılmayanlar olacaktır ancak bu da benim naçizane düşüncem. ayrıca artık süper lig eski süper lig değil, bunu da kabul etmek gerek. artık hiçbir anadolu takımını çantada keklik görmemek gerektiğini fark etmenin vakti geldi hatta geçiyor. futbol değişiyor ve doğal olarak her takımın futbol aklı/mantalitesi de değişiyor. anadolu takımı etiketi yapıştırıp onların bu değişime kayıtsız kalacağını düşünmek ahmaklık olur.

    neyse. konudan çok sapmadan kapatalım. fatih hocanın mevcut durumu toparlayabilecek kalitede bir teknik adam olduğuna inanıyorum. eminim benimle aynı düşüncede olan yazar sayısı da epey fazladır. ancak bunu başarabilmesi için takımının başında olması gerekiyor. galatasaray doğranıyor mu? evet doğranıyor. galatasarayın hakkı hakemler tarafından kasten gasp ediliyor mu? evet, ediliyor. galatasaray hepimizin bildiği malum sebeplerden ötürü kötü muameleye maruz kalıyor mu? evet kalıyor. ama hocanın artık kendine hakim olması gerekiyor. artık kimseye malzeme vermemesi gerekiyor. tabi bunun için fatih hocanın yaptığı çıkışların artık yönetim tarafından yapılması gerekiyor. burak elmasa verilecek hak mahrumiyeti bizi geriye götürmez ama fatih hocanın alacağı cezalar götürür.

    yönetimin artık bu durumun farkına varması gerekiyor. umarım asıl sorumlular gereken sorumluluğu almaya başlar ve fatih hocanın üzerindeki baskı da bir nebze azalır.
  • 33611
    sene basinda muhtemelen cok gorkemli bir sene gecirmeyi planlayan, fakat geldigimiz nokta itibariyle elinde sadece uefa ligi kalan hocamiz. ozellikle netflix'in kendisi hakkinda yaptigi belgeselin yayina girecegi bir senede icine dustugu durumda tek caresi avrupa liginde basarili olmak kaldi. komik duruma dusmemek icin buraya muthis ozen gosterecektir fakat bunun bize maliyeti ne olacak orasi muamma. avrupa liginde basarili olmak icin daha fazla transfer isterse ki oyle gorunuyor, uzun vadede kulubun daha buyuk sikintilar yasamasi olasi. bir diger yandan da onumuzdeki sene avrupa kupalarina katilamazsak korkunc bir sikinti icine dusecegimiz de kesin. keske bu durumlara dusmeden guzelce vedalasilsaydi dememek zor.
  • 33612
    benim de kendimce eleştirdiğim efsane teknik direktörümüz. bence kadro planlamamızda sorun var. en basitinden cica yerine ofansif anlamda daha çok sorumluluk alacak, kitlenen oyunu açmaya daha elverişli birini alsaydık bence çok daha iyi olurdu. yani daha az savunma katkısı aldığımız ancak hücumda orta alanda sazı eline alacak bir futbolcu olsaydı keşke. cica’yı genel anlamda beğensemde kilit açacak isim değil gibi görünüyor. şimdi şapkadan tavşan çıkaracak sadece 2 isim var. biri morutan biri kerem bu iki isim hariç golü yoktan var edecek futbolcu yok takımda.
  • 33613
    kariyerinin son döneminde bunu tercih etmesine çok saygı duyuyorum ama pep guardiola ve maurizio sarri gibi futbol oynatmayı çalışmak yerine, jürgen klopp gibi ana planı prese dayalı bir anlayışa devam etse her şey daha güzel olabilirdi. klopp'un oyun tarzı 1999-2000 sezonundaki futbolumuz ile benzerlikler taşıdığı için takıma adapte etmekte bu kadar zorlanmazdı diye düşünüyorum.

    2017-2018 ve 2018-2019 sezonlarındaki futbolumuz da napoli veya manchester city'den çok liverpool olmayı çalışmaya daha yakındı bana kalırsa. ayrıca, az hata yapmak için yavaş tempo tercih ediyoruz ama sezonun* genelinde yedlin, van aanholt, taylan, berkan, morutan ve kerem gibi çok fazla basit top kaybı yapabilen oyuncular ile oynadığımızda beklenen futbol tam olarak sahaya yansımıyor.

    iki tane hücumda fark yaratabilecek bek, suat-emre-okan gibi bir üçlü orta saha ile liverpool'un oyununu örnek alarak ve bana göre liverpool'dan farklı olarak sadece sahte 9 yerine bir target man tercih etsek, fatih terim'in bu ligde başarılı olamama gibi bir ihtimali bence kalmazdı.

    sezon öncesi* kendisi de gazetecilerle sohbet ederken "1999-2000'daki gibi oynayacağız, pres yapacağız" tarzı konuşurken, özüne dönüyor diye sevinmiştim ama oynadığımız futbolun 2000 yılındaki ile uzaktan yakından alakası yok bana göre.
  • 33614
    4. doneminde yaptigi oyuncu tercihlerinin bir coguna anlam veremedigim teknik adam.

    - haftalarca oynatmadigi oyuncuyu birden sahaya surer, mac eksiginden dolayi kotu oynayan oyuncu sonraki macta takimdan kesilir ve uzun sure oynatilmaz.
    - surekli oynayan ve iyi performans veren oyuncu durduk yere kesilir ve haftalarca oynatilmaz. sebebini de kimse bilmez. hocaya bu sorulunca uzun uzun konusup sebebini soylemez.
    - galatasaray'i gectim super ligde hicbir takimda oynayamayacak oyunculari hoca takima alir. rize'de yedek olan ogulcan caglayan, kayserispor'un kiralayip begenmedigi ismail cipe, bitmis olan ve basaksehir'de bile tutunamayan arda turan. arda'nin sozlesmesinin sezon basinda zamli uzatilmasina ise artik birsey diyemiyorum.

    hocadan mukemmel tercihler yapmasini beklemiyorum tabi ama bu son donemde yaptigi tercihlerin bir cogunun mantikli bir aciklamasi yok. hocanin sevdigi oyuncu daha fazla forma sansi buluyor. hocayla ters dusen isim ise yok olup gidiyor.
  • 33615
    transferde yaptığı tercihleri beğenmediğim teknik direktörümüz.

    orta sahayı asla kuramıyor ve bu senelerdir benim gibi futbolu kaliteli merkez orta sahaların yüzü suyu hürmetine izleyen bir futbolsever için tahammül edilmesi zor bir durum. 6 numaraya önem vermiyor, 8 numaraya önem vermiyor, 8.5/10 numaraya önem vermiyor. bu bölgeleri geçiştirip duruyor. sadece kanat transferlerine önem veriyor. sürekli de forvet aldırıyor.

    orta sahaya değer veren en fazla oyuncuyu bu bölgeye aldıran bir hoca istiyorum. fatih terim eskiden böyle bir hocaydı. maalesef artık değil. hem set oyunu oynamak isteyip hem orta sahayı geçiştiren bir hocaya inanmam mümkün değil.
  • 33616
    25 aralık 2021 galatasaray antalyaspor maçı ile birlikte galatasaray futbol takımının teknik yönetimsel sorununu dile getirmek yerine en başta futbolcuların bireysel hataları olmak üzere farklı farklı şeyler dile getireceği basın toplantılarına da geri dönmüş olacak teknik direktörümüz.

    bugün favori kelimesi “ocak” olabilir. ne de olsa “değişerek” gelişeceğiz. hazır euro düşmüşken 12 liralardan 13 liralardan futbolcuları toplayım bence.
  • 33618
    süper lig 2021-2022 sezonunda öyle bir takım yaratmıştır ki oyun planı, takım bütünlüğü ve arkadaşlık yoktur. sanki sahadan 11 tane rastgele adam toplamışız hepsi ayrı telden çalıyor kendi halinde. oyuncularda istek var ama bu pek bir işe yaramıyor yani. şimdi devre arası fatih terim'e tonla transfer yapacaklar ama pek bir işe yarar mı emin değilim.
  • 33621
    fatih terim'i çok severim.
    bu yüzden de nirvanaya ulaşan kötü futbol ve alınan kötü sonuçlardan dolayı, hocaya karşı çok doluyum.
    benim en çok kızdığım ve kabullenemediğim nokta; şu anda sahada izlediğimiz garabet, bir fatih terim takımı olmamalı.
    işin daha da kötü tarafı, hoca bu garabeti savunuyor ve takımın iyi oynadığından bahsediyor. daha doğrusu; oyunun iyi ancak oyuncuların yetersizliğinden söz ediliyor. ben bunu anlamakta, ciddi anlamda güçlük çekiyorum.
    fatih terim'in galatasaray'ı denildiği zaman, benim aklıma hala önde basan, rakibi boğan, sağlı sollu şut atan, kazansa da kaybetse de keyif veren bir takım geliyor.
    maalesef genç kardeşlerimizin aklına, sıkıcı ve anlamsız pas futbolu oynayan, daha doğrusu oynayamayan, bir garip takım gelecek.

    *

    güzel hocam, biz zamanında avrupa'da iyi işler yapan, ligde şampiyon olup 3. yıldızı takan lucescu'yu, sırf senin alıştırdığın heyecan verici futbolu oynatmıyor diye yollayıp, seni geri getirmedik mi?
    ikinci döneminde kadro kalitesi düşmesine rağmen, aynı futbolu oynatmaya çalışmadın mı?
    bu arada, kalite eksikliği var demeni de anlayamıyorum. bu futbolcuları sen aldırdın da, işin o kısmını şimdilik geçiyorum.
    arıza engin, 35'lik necati, gol atamayan elmander, bidon melo, emekli ujfalusi, altyapı yetmeleri emre ve semih ile rakiplerinin kafalarına vura vura, tek sezonda iki kez şampiyon olmadın mı?
    aynı sezon fenerbahçe orta sahası emre belözoğlu, cristian baroni ve alex de souza'ydı.
    adamlar devre arasında fransa ligi gol kralı moussa sow'u aldılar.
    beklerinde prime gökhan gönül ve caner erkin, kalelerinde yine prime volkan demirel vardı.
    onlarda, bir önceki sezon fransa ligi'nde 8 gol 7 asist ile oynamış issiar dia oyuna girerken, sen aydın yılmaz'ı oyuna alıyordun. o zamanlar kalite eksikliği yok muydu? vardı ama teknik direktörler arasında vardı.
    aykut kocaman ile seni yer değiştirsek, fenerbahçe şampiyon olurdu. hatta beşiktaş'ta olsan ernst, fernandes, simao, quaresma, almeida'lı takımı da şampiyon yapabilirdin. bu yetenek sende vardı.

    **

    benim için şampiyonluktan daha önemli şeyler var.
    kaliteli futbol oynamak, genç ve potansiyelli oyunculara sahip olmak, istikrar yakalamak. bunlar olduğu sürece, zaten şampiyonluklar da gelecektir.
    fatih hocanın 96-2000 arasında yaptığı da tam olarak budur.
    hocanın hep söylediği bir şey var "şimdi gegenpress dedikleri şey, biz onu 96-2000 arasında yapıyorduk zaten."
    gerçekten de yapıyorduk. hoca, sağdan soldan topladığı yetenekli yerli oyuncularla ve hagi gibi bir ustayla, devrin ötesinde bir oyun inşa etti.
    hani diyorlar ya hagi olmasaydı fatih terim uefa kupası'nı kazanamazdı diye, aynı hagi brescia'yla küme düşmüştü. hagi o yapının içinde ikinci baharını yaşadı.
    oyun geliştikçe oyuncular gelişti, oyuncular geliştikçe oyun gelişti.
    nitekim galatasaray'ın dünya kulüpler sıralamasında birinci sıraya yükselmesi, fatih terim'in kurduğu o yapının eseriydi.
    şuraya şunu iliştireyim de, sözlüğü okuyan yeni yetme kanatlılar varsa, bu neyden bahsediyor demesinler.

    https://gss.gs/KU1.jpeg

    sizin kuş kadar beyninizle dalga geçmeye çalıştığınız "avrupa fatihi" unvanı öyle kolay alınmadı.
    monaco'nun, leipzig'in olduğu gruptan çıkmakla veya bate'yi, plzen'i eleyip, uefa yarı finaline kalmakla avrupa fatihi olunmuyor.

    ***

    hoca en iyi bildiği şeyi yapsa, ben yine çift santrfor, 4-4-2, ileride basan, rakibi boğan bir oyun oynatacağım dese ve bunun üzerine gitse, bence çok daha başarılı olurdu ki ben 4. gelişinde hep bunu bekledim.
    hadi ilk 3.5 sezon finansal fair play derken kendi kadrosunu kuramadı, ancak bu sezon da görüyoruz ki hocanın kafasındaki oyun planı bambaşka.
    96-2000 arası oynattığın futbolun artık demode olduğunu düşünüyor olabilirsin, o zaman kendine has yeni bir oyun bulmalıydın.
    galatasaray bildiğin manchester city gibi oynamaya çalışıyor.
    guardiola nasıl fabian delph'i sol bek oynatıp, oyun içinde orta sahaya kaydırarak, orada üstünlük kurmak istediyse, hoca da aynısını aanholt ile yapmaya çalışıyor. daha önce de mariano ile yapıyordu.
    bu oyunu en üst düzeyde oynayan takım sadece beklere 200 milyon euro harcadı. bu para senin toplam borcuna eşit ve senin başkanın bu borcun ödenemeyeceğini çok iyi biliyor.

    ****

    son yıllarda modern futbol diye bir şey çıktı ortaya. büyüğünden küçüğüne tüm takımlar aynı şekilde oynamaya çalışıyorlar.
    sanki geriden oyun kurmaya mecburlarmış gibi kaleci ve stoperlerin paslaşmalarını izliyoruz.
    aslında futbolun bu kadar sıkıcı bir hale gelmesinin sebebi de bu.
    yıllardır kaos futbolunun hüküm sürdüğü tff birinci ligde bile, pasla çıkmaya çalışan takımlar var. onları bile zehirlediler.
    herkes bir tezin peşine takılmış gidiyor. kimse de çıkıp demiyor ki ben de bir antitez bulmalıyım.
    sen 96-2000 arası, biz de milan gibi oynamalıyız mı dedin, ya da real madrid gibi...
    bana bir roberto carlos lazım mı dedin ya da hakan'ı shevchenko gibi kullanayım...
    kafandaki oyunu, elindeki malzemeyle çok güzel kurguladın. ama o oyun sana has bir oyundu. zaten bu yüzden avrupa'nın en iyisi oldun.
    senin oynattığın futbolla, türkiye dünya kupası 3.sü oldu.
    şimdi kalkmış guardiola'nın manchester city'sine öykünüyorsun.

    *****

    ne olduysa 2019 yazında oldu. hoca rüyasında mı gördü, biri mi kafasına girdi, yoksa pirlo'nun kitabında yazdıklarına mı içerledi bilmiyorum, ama hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler olduğu kesin.
    ben fatih terim'i çok seven biri olarak, artık bu garabeti izlemek istemiyorum.
    kazanırken bile keyifsiz ve tatmin olmamış bir durumda olmak istemiyorum.
    stadyumun tıklım tıklım olduğu bir maçta, başlama vuruşuyla birlikte tribünler üçlü çekmeye başlıyor, herkes coşkulu.
    daha karşı alana geçmeden top muslera'ya geliyor ve stoperlerle pas yapmaya başlıyor.
    vallahi yazarken bile içime bir fenalık geldi.
    şimdi hangi maç olduğunu tam olarak hatırlamıyorum ancak; lyon bir avrupa maçına çıkıyordu ve o maçta en az iki gol bulması lazımdı.
    tribünler tıka basa dolu ve ateşli. başlama vuruşu yapılır yapılmaz, lyonlu futbolcular topu rakip korner bayrağının oraya doğru taca attılar ve o bölgeye doğru koşarak ön alanda baskı yaptılar. bu zaten ateşli olan tribünleri daha da gaza getirdi.
    orada aslında çok güzel mesaj verdiler. rakip böyle bir durumda tedirgin olur. zaten lyon da ilk 5 dakika içerisinde golü bulmuştu. galatasaray'dan en azından iç sahada bunu yapmasını beklerken, muslera'nın topa bastığını ve pas atmak için boşa çıkacak birilerini aradığını görüyorum.

    ******

    geçen sezon bir arkadaşımla sohbet ederken aynen şunu söylemişti "bize bir maçta 5 gol lazım olsa, bu oyunla asla 5 gol atamayız."
    eğer son maç 5 gol atsaydık, şampiyon olmuştuk. ama o oyunla atabileceğimize kimse inanmıyordu sanırım.
    bu sene geldiğimiz noktada 2 golü bile zor buluyoruz ve bu oyuncuların kalite eksikliğine bağlanıyor.
    sezon başında bir yola girdik ve bence çok doğru bir yol bu.
    ben yine ghezzal yerine morutan'ı, rosier yerine boey'u, vida yerine nelsson'u isterim.
    elbette bu oyuncuların eksikleri var ama biz bunu tercih ettik. çünkü buna mecburuz.
    morutan'ın şutlarını sen geliştireceksin, berkan'ın paslarını, cicaldau'nun sorumluluk almasını, mohamed'in bitiriciliğini.
    yunus akgün'ün adana'ya kiralanması çok doğru bir karardı. orada müthiş bir özgüven ile kendini geliştirdi. senin de bu oyuncuları aynı şekilde geliştirmen gerekli. atalanta berkan ile ilgileniyor. berkan'ın pasları daha iyi olsaydı, şu an atalanta'da oynuyor olurdu zaten. senin kapından bile geçmezdi yani. gerçek bu.

    *******

    benim hocaya karşı yaşadığım iki hayal kırıklığından biri oyun konusunda. hoca bambaşka biri gibi davranıyor, özünü kaybetmiş. oynatmaya çalıştığı oyunun, kendi felsefesiyle uzaktan yakından alakası yok.
    ikincisi ise oyuncuları çok kolay harcamaya başladı. zamanında aydın yılmaz'a bile sabreden adam, şimdi tek hatasında oyuncuları satış listesine koyabiliyor. hiçbir şeye tahammülü kalmamış gibi. her şey o felsefesine uymayan oyun için. ancak bu kadar genç ve gelecek vadeden oyuncu grubunu, ilk hatalarında kapıya koyarsak, 3 yıllık planlama daha ilk yılından patlar.
    bundan sonra hiçbir taraftar da genç futbolcu istemez. eskiye döneriz. sneijder, drogba'lar bekleriz. hadi onlar olsa çok iyi, yeni yeni falcao'larımız, feghouli'lerimiz olur.
    kulübün gelecek on yılına yön verecek, çok kritik bir dönemdeyiz. hocanın şapkasını önüne koyup, sakin kafayla düşünmesi gerekiyor. bu motivasyonu kendisinde bulamıyorsa, maalesef istifa da bir seçenektir.
  • 33622
    ayrılma kararı vermesi durumunda tamamen kulüpten gitmesi gereken teknik direktörümüz.

    kendisini çok seviyorum ve istifa çağrılarında asla bulunmadım. galatasaray'ı da çok seviyorum bu yüzden bir gün bu çağrıya katılabilirim. dış faktörler olmasaydı kesinlikle bu sezon çoktan kendisinin istifa edeceğine de inanıyorum, federasyon ve hakem derken takım doğrandı. şu an 2. sırada olması gereken takım 6 maçtır doğrana doğrana ne hale geldi.

    sözüm ona bir çok defa artık kulüpte başka bir görevde olması dile getirildi, en son farioli başlığında da gelsin, seneye hoca kulüpte başka bir görevde bulunsun farioli takımın başına geçsin yazılarını görünce bu fikre saygı duymakla birlikte katılmadığımı belirtmek isterim.

    hocamız görevden ayrılma kararı verirse ya federasyonda bir görev alacaksa, ya yurt dışında bir takımla anlaşırsa ya da tamamen emekli oldum derse ayrılsın. kulüp içi sportif direktör olursa aykut kocaman'ın daum sonrası teknik direktör olması gibi en ufak olumsuzlukta yine zararı galatasaray görecek. futbol aklı veya kulüp başkanı bile olsa takımda aynı sorunlar sürekli hortlayacak. bu yüzden hocam bizim için teknik adam olarak kalsın sadece. tff başına geçsin eyvallah ama galatasaray'da başka bir pozisyonda olursa galatasaray zarar görecektir.
  • 33624
    ilk yarısını bitirdiğimiz 2021-2022 sezonunda, geçmişte hiç olmadığı kadar çok eleştirilen teknik direktörümüzdür. bundan 1.5 sene öncesine kadar kendisini eleştirmek adeta mekruh kabul edilirken şimdi yavaş yavaş normalleşmeye başladı.
    aslında kendisinin neden olduğu en olumsuz durum, taraftarın, kendisi üzerinden adeta ikiye bölünmesi çünkü karakter yapısı, geçmişte yaşattığı başarılar, taraftarın yarısı tarafından terim’ in eleştirilmez bir noktaya ulaştığı fikrine erişildi. diğer tarafta ise realist bir taraftar ayrımı oluştu ki bu taraftar grubu ilk taraftar grubuna göre daha az duygusal, durum değerlendirmelerini şahıslardan uzak ve olabildiği kadar gerçekçi boyutta ele almaya başladı. esas acı olan nokta ise tam burada, daha önceki cümlede belirttiğim gibi tek olan galatasaray taraftarı, terim konusunda ikiye bölündü ve bu gidişle yakında üçe bölünecek terim gitsin, terim bir süre kalsın, dünya yansın ama terim gitmesin diye düşünenler şeklinde.
    aslında içinde bulunduğumuz noktada hiçbir galatasaray taraftarının, terim’ i galatasaray’ ın önüne koyduğunu düşünmüyorum ama senelerdir dayatılan alışılmış çaresizlik dogması nedeni ile, terim olmazsa galatasaray’ ın da büyük olamayacağı, geçmişte yaşanılan her başarının terim sayesinde olduğu için daha sonrasında küçüleceğimiz korkusuna esir olmuş durumdalar.
    maalesef kendisinin varlığı artık psikososyal anlamda taraftarı ciddi derecede etkiliyor ama öyle bir çıkmazdayız ki eğer terim giderse, sonrasında yaşanacak bir sıkıntıda tekrar terim gel kurtar denilecek ve terim daha da baskın şekilde gelecek.
    burada amacım terim eleştirisi yapmak değil - bu saatten sonra gerekli de değil - sadece duruma kendisi üzerinden realist bakmak.
    eğer mevcut gidişat devam ederse kesinlikle terim’ in görevine son verilmemeli, sonuna kadar kendisi ile devam edilmeli ki sonrasında kendisinin zihniyetinde olan, evlatçı, özeleştiriye kapalı ve adaletsiz bir düzlem takımda katmerli bir şekilde büyümesin.
    maalesef bizler yani taraftar sayesinde bu noktaya gelindi ve homurdanmak yerine, yarattığımız şeyi sonuna kadar görmeliyiz.
  • 33625
    galatasaray macerasından sonra muhtemelen emekli olacak olan teknik direktör. ileride başımızda başka bir hoca varken üstünde fatih terim'in baskısı olur, tekrar ona sarılırız diye de endişelenmeye gerek yok. aşama aşama değişiyoruz, değişirken de birkaç sene sonra fatih terim de yerini başkasına bırakacak.* değişirken de gelişeceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın