geçmişten adam hisse kaparmış... ne masal şey!
beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
ne güzel anlatmış mehmet akif ersoy, "hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"
yazılacak o kadar çok şey var ki, yazsam pilot olurum. gerçekten dümdüz pilot olurum hakikatle düşündüğüm şeyleri buraya yazsam.
bugüne kadarki gelmiş geçmiş tüm başkanların yaptıkları kötü eylemlere puan verdiğimiz bir sistemimiz olsa, dursun aydın özbek bu listede 2. sıradaki başkana göre öyle açık ara birinci olur ki başka bir şey anlatmamıza gerek bile kalmaz. ama ne oldu? iptal edilen seçim sonrası bir kişi kendi listesini bu şahsa vererek adaylıktan çekildi.
omurgayı bilir misiniz? hani böyle insanın dik durmasını, ok gibi olmasını sağlayan iskelet sistemi? bana göre insan vücudundaki en ama en önemli sistemdir omurga, doğru olmazsa insan eğri büğrü olur.
ya omurga hiç olmazsa?
diyorum ya, bazı şeyleri gerçekten pilot olmamak için yazmıyorum bugün. sırf burayı sevdiğimden, buradaki insanları sevdiğimden.
neyse, ne diyorduk? hah evet, tekerrür...
insan geleceği göremez. gördüğünü söyleyenler var ama, öyle bir şey değil o işte. bir kahve fincanının dibine, bir kristal küreye, avuç içine, gökyüzündeki yıldızların pozisyonuna falan bakıp da geleceği görüp bunları söyleyebileceğini söyleyenler zaten sahtekardır bunun aksini burada söyleyecek kimse yoktur sanırım.
doğal olarak biz de geleceği göremeyiz. imkansız yani.
peki görebileceğimiz ne? geçmiş, değil mi? misal bundan 10 yıl öncesine gitmek isteyen birisi, o tarihte önemli bir şey yaşamışsa eğer gözlerini kapattığında sanki o gündeymiş gibi geçmişi yeniden yaşayabilir.
peki geçmişi görmek bugünümüze, geleceğimize fayda sağlar mı?
sağlamaz olur mu? "tarihin tekerrür" etmemesi için bizim geleceğimizi geçmişin aynasından gördüğümüz şekli ile şekillendirmemiz gerekir.
"tecrübe insanın hayatta yediği kazıkların toplamıdır" derler, "yiyeceği kazıkların toplamı" değil. insan bir kazığı bir kere yer doğal olarak.
einstein'a atıf edilen bir söz var; "aynı şeyi tekrar tekrar deneyip farklı sonuçlar beklemek deliliktir" diye. söz einstein'a ait değil bu arada, söz yazar rita mae brown'un sudden death (ani ölüm) adlı kitabında geçiyor ilk kez. ama nerede geçtiğinden, kimin ettiğinden daha önemlisi sözün anlatmak istediği.
elinizde bir kalem olduğunu düşünün. bıraktınız elinizden, ne oldu? yere düştü değil mi?
tekrarlayın, ne oldu? yere düştü değil mi?
tekrarlayın, ne oldu? yere düştü değil mi?
tekrarlayın, ne oldu? yere düştü değil mi?
sonsuza kadar gider.
çünkü evrenin kanunu budur, yer çekimi siz kalemi bıraktığınız anda kalemin ağırlığı kadar kuvveti kaleme uygulayarak kalemi çeker ve bu yüzden kalem yere düşer.
"yok arkadaş, ben bu kalemi bırakırım ama yere düşmez" diyecek var mıdır? iple falan bağlarsınız, normaldir düşmez ama normal bir senaryoda o kalem her seferinde yere düşecektir. kaçınılmaz.
çünkü aynı şeyi yaparak farklı sonuç elde edilemez. evrenin, doğanın kanununa aykırı.
işte biz 2022 yılının 11 haziran'ında bunu bir kez daha kanıtlamak için koskoca galatasaray camiası bu adamın kapısına gittik "aday ol" diye.
23 mayıs 2015 - 23 ocak 2018 arası olandan farklı bir şey bekliyor musunuz, halen?
bunu gerçekten soruyorum. anlamadığım için soruyorum, gerçekten farklı bir şey bekliyor musunuz?
şimdi bazı arkadaşlar diyorlar ki "ya yönetimi güçlü bu sefer önceki gibi değil" falan. arkadaşlar dursun aydın özbek ilk kez seçildiğinde de ekibinde çok saygın insanlar vardı, kardeşi mehmet özbek onlardan önde geldiği için bu insanlar bırakıp gittiler. o kadar yetkin insan varken yeğenini e-spor'un başına (bunu yapabilecek hiç bir özelliği - bilgisi - birikimi olmamasına rağmen) geçirdiği için gittiler. hatırlayın, biz her sene başka bir kişiyi gördük basın sözcüsü olarak, ikinci başkan olarak, şube sorumlusu olarak. değişecek mi sizce bu?
diyorlar ki "erden timur var abi listesinde". peki. güzel. severim erden timur'u ben de, yaptıkları yadsınamaz çok büyük galatasaray'lılık göstermiştir her zor zamanımızda. ama bu şahsın en önemli yöneticilik özelliklerinden birisi zaten yanındaki doğru insanları bir şekilde küstürüp gönderip oralara aile üyelerini serpiştirmek. hep böyle oldu. dönün başa mehmet akif'in dizelerini bir kez daha okuyun, ibret alınsa tarih tekerrür eder miydi?
şimdi bugün seçim var. bu beyefendi sonradan çıkma aday. nasıl diyordu kendisine kendi listesini verip de 2. adamı olmayı kabul eden metin öztürk?
--- alıntı ---
hukuken yeni bir aday çıkabilir ama galatasaray lisesi gibi bir kültür yuvasından çıkan bir değerler silsilesinde bu tür kapı arkası işler şık karşılanmaz, sandıkta gereken dersi alır. galatasaray’ın artık yeni bir kaosa değil, birliğe beraberliğe ihtiyacı var. kavgaya değil, barışa ihtiyacı var. artık taraftar da, üye de tüm kamuoyu da galatasaray’ın neleri yapacağını görmek istiyor. bizi kimin başkan olacağından çok, galatasaray’ın gelecekte elde edeceği başarılar ilgilendiriyor. biz şahsen yönetmeye geliyoruz, projelerimizle, ekibimizle. yoksa galatasaray’ın bugün de başkanı var. dün de vardı. yarın da olacak. başkanın adından çok bence 117 yıllık felsefenin daha ileriye taşınması önemli. ben iki adayın dışında bir aday çıkacağını düşünmüyorum.
iki adayın dışında çıkacak aday galatasaray içinde kendi kimliğini bitirmiş olur. şovunu yapmış olur, 3 gün, 5 gün. ondan sonra hangi yüzle bizlerin arasına oturur, yaptığı kaosun sonuçlarını tartmaz mı bilmiyorum. mutlaka tartacaktır ve 3. bir aday çıkmayacaktır.
çıkan adayı galatasaray kendi tarihi içinde yok edecektir.--- alıntı ---
tarih:
12 mayıs 2022kaynak:
https://www.hurriyet.com.tr/...ersini-alir-42061000omurga ne kadar önemli değil mi? dur ya bu cümleyi açıklamıştım, konumuz o değil.
hah, bugün seçim var diyordum. 2 adaylı yapılacak seçimde 3. aday olarak çıkan dursun aydın özbek fizik kurallarını burada bükmüş gibi görünebilir size ama değil tabi.
şimdi bugün dursun aydın özbek'e gidip de oy verecekler arasında kim var biliyor musunuz?
kendisinin bir televizyon yayınında "beşiktaşlı" olduğunu itiraf ettiği ama buna rağmen "başka bir kulüple gönül bağım yoktur" maddesinin altına imza atarak evrakta sahtecilikle kulübe başkan kontenjanından üye yapılmış eşi sayın mesude özbek.
mehmet akif ersoy "beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?" demiş. 5000 yılda yarım hisse ise bizim 117 yıllık tarihimiz hisse vermemiştir tabii ki...
geçmişten adam hisse kaparmış... ne masal şey!
beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
bugün için tek temennim kendisinin kazanmaması. hem tarihin tekerrürünü yaşamamak için, hem de galatasaray'ın bekası için.
