• 78
    biz 40 tl sayaç okuma bedelli yağlı elektrik faturası verelim, dünyanın vergisini ödeyelim, eşek olalım ama milyonlarca dolarla dernek statüsünde yönetilen ucube kulüpler ve hırsız yöneticiler kurtulsun. bir de borç yapmayan göztepe, arazisini satan galatasaray gibi kulüpler de zararlı çıksın bu işten.

    yalı çocuğu çok meraklıysa yapı kredi'den kredi verip kurtarsın kulüpleri. milletin parasıyla oynamak ne kolay ya.
  • 113
    galatasaray ın varlıklarının korunmasi için hiç bulaşmaması gereken yaklaşmakta olan bir cisim.
    galatasaray zaten 2018 4ç. de borçlarını yapılandırmış; tl'ye çevirmiş ve vadeleri uzatmıştı.
    mustafa cengiz'in ziraat bankası ve denizbank'a kurumsal olarak teşekkür ettiği konuşması çok taze.

    biz kur farkına rağmen ana parayı ödemeye başlamış ve giderleri titizlikle kısmış ve riva ile florya'dan 3 sene içerisinde tekrar ödeme alacak bir klübüz.

    galatasaray'ın yapılandirma ihtiyacı yoktur. zira kayyum durumunda en hızlı satılacak ve en yağlı plan klüp kendisidir. bu tuzağa düşmemekte fayda var.
  • 163
    reel anlamda hem kulüpler üzerinde söz hakkı elde etme hem de şikeci kardeşleri batmaktan kurtarma operasyonudur.

    memlekette milyonlarca vergi borcu olan esnaf, işveren vs dururken, milyonlarca gss borcu olan işsiz dururken, milyonlarca kyk borcu olan öğrenci dururken sen git kulüplerin götünü kurtarmaya çalış, yok öyle bir dünya.

    kendi kulübümüz de dahil bu iş için benim 1 kuruş vergim geçiyorsa kullanmak nasip olmasın hiç birine.
  • 173
    zamanında başka bir olay için kullanılmış sözü burada alıntılamak isterim.
    başkanımız ünal aysal: "bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz.

    sen istediğin kadar kredi ver, para pompaşa, borçları ertele bu zihniyetler bu kulüplerde yer aldığı sürece türk futbolu bir adım ileri gidemez.

    yapılması gereken iki temel şey var.
    1.si kulüpleri denetim altına almak. denetimden kastım harcamaları denetmelek değil, yani sen çok harcamışsın biraz daha az harca demek değil. sen ne kadar yolsuzluk yapmışssın buna bakmak. x oyuncu a kulubunde 500 bin tl'ye oynarken, sende niye 1 milyona oynuyor diye sorgulamak. ya da menajer komisyonlarını kıyaslayıp paranın kimin cebine aktığını sorgulamak.

    örnek: dursun özbek'in galatasaray'a kendi yiğeni için otel faturası kesmesi
    2. örnek: tolga ciğercinin almanya'da kazandığının 5 katına bize imza atması (şansa bak yine dursun özbek zamanı)

    2. basiretsiz yöneticinin yaptığı hatanın faturasını kulübe değil yöneticiye kesmek. spor kulüplerinin başındaki insanlara bakcak olursak bir çoğu sırf daha fazla tanınıp kamera önüne çıkabilmek için futbolla ilişkisini kesmiş 35 yaşındaki dünya yıldızlarını ülkemizde oynatmaya çalışıyorlar.

    örnek: antalyaspor'un hem eto'o'yu hem de nasri aynı zamanda kadroda bulundurması ve bu 2 futbolcuya yıllık 7 milyon euro para ödenmesi. her ne kadar eto'o ciddi manada katkı yapsa da antalyaspor gibi guzide bir kulübümüzün bu 2 futbolcuyu aynı anda oynatacak bütçesi olması imkansız. sonuç: antalyaspor'un 2018 yılı borcu 303 milyon tl.

    2. örnek: dursun özbek'in yıllık 65 milyon euro bütçeyle ligde 6. sırada bitirecek kadro kurması. bu beceriksiziğin faturasını kovduğu teknik direktöre mi kesmek lazım yoksa kulübe mi? tabi ki pek saygıdeğer başkanımız dursun özbek'e.

    sonuç: türk futbolunu dursun özbek ve onun muadilleri batırmaktadır.
  • 66
    yapılandırma falan hikaye. bir süre sonra kulüpler onu da ödeyemez. ödemez. devlet o borçları affeder. bakın görürsünüz.

    galatasaray dahil ülkede bu kadar işsizlik falan varken devletin imkanlarını buna tahsis eden, bundan faydalanan herkesin, her kurumu allah bildiği gibi yapsın. ulan ülke şu durumda, işsizlik, enflasyon almış gitmiş bizim tek derdimiz bu içine tükürdüğüm kulüpler mi? bunlara ayıracağın kaynak kadar ar-ge yatırımı yok koskoca türkiye'de. bu mu bizim derdimiz? futbolun da sporun ta içine tüküreyim.
  • 136
    https://twitter.com/...047888153518080?s=19
    kur artisindan kaynakli finansman gideri klupleri nasi etkiliyo sorusunun cevabidir efendim.

    daha bismillah demeden su tablolarin ustune doviz 15 kurus daha ekledi.

    bu noktada 2014 yilinda borclarin agirliklarini degistiren unal aysal beyefendiye de bi tesekkur etmek lazim. o gun 2tl olan kurdan 120 milyon dolarlik bi operasyon yapilmis. tabi gunun sartlarinda daha yuksek faiz odemis de oluyoruz da, eger o borc yabanci para cinsinden kalip da bu borcu da odemek icin yabanci para borclanmaya devam etse idik, zaten sikintida olan durum isin icinden cikilmaz hale gelirmis.

    ali bey hakikaten su durumda olan klubunu yardim kampanyasiyla duzeltebilecegine inaniyosa, yarin bi gun sirketleri yonetme isi ustune kalsa, onu da batirir gibi duruyo.uefa finansal fair playi once fenerbahceyi sonra besiktasi bu sene baya yorar.hararatli gecer toplantilari.bizi sikayet ederken ki rahatlatliktan diliyorum kendilerine.

    sampiyonlar ligi gelirinden 2 sene ust uste uzak kalan klup, su durumda sikintiya girer. bu sene gelecek 22. sampiyonluk aslinda 23,24,25 numaralarin da o yuzden erken habercisidir nazarimda.

    devlet destegi olmadan su saatten sora guclu olan kazansin.
  • 98
    hakikaten yapılmasına anlam veremediğim olay... ülkece krizin eşiğindeyiz, sabancı ailesinin malta vatandaşlığı almaya çalıştığı haberleri ortada geziniyor.
    en önemli devlet bankalarımızdan birinin elindeki tüm mevduatını bu işe yatırması, akıl alır gibi değil. kuruluş amacı çiftçiyi kalkındırmak olan bankanın, benim vergilerimle, bana sorulmadan kulüplerin borcunu ödemeye çalışmak saçmalıktır.
    madem bu kadar paranız var. çiftçiye verin paranızı, yapın denetiminizi hem ülkece karşılığını alırız hem de gariban insanlara faydanız olur. tabi üretimi teşvik etmek yerine ithal etmek daha kolay. birilerini zengin etmek daha kolay.
    çocukluğumuzda türkiye kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyken şu an her şeyi ithal eden bir ülkeye dönüştürüldük.
    bu olayı destekleyen, parti olarak bakan çiftçiye de iki lafım var size de müstahak diyorum. az bile yapıyorlar size.
    krizin daha başlangıç aşamasında olduğumuzu düşünüyorum. ziraat bankası gibi devlet bankalarımızdan birinin içini futbol için boşaltmak, yakın tarihte bitmesini beklemediğim krizin süresini gitgide uzatacak.

    (bkz: 2018 ekonomik krizi)

    edit: eksiltme
  • 165
    üç kuruş öğrenim burslarını kredi olarak verip işsizliğin tavan yaptığı ülkede verdikleri krediyi (500 lirayla geçinmek ne kadar mümkünse hakiki bir kredi veriyorlar sanki) öğrencilerden mezun olunca geri isteyen devletin, yurtdışına transfer görüşmesine gidip eli boş dönen, dönmese de hayvan gibi komisyon yiyen yöneticilerin içtiği şarabı bile ödeyen kulüplerin borçlarını ödemesi olayıdır.

    ülkenin büyük kulüplerinden önü mali ve sportif açıdan en açık kulübü galatasaray olması sebebiyle en az faydayı bizim göreceğimiz, fenerbahçe ve beşiktaş’ı kurtarma operasyonudur.

    ama durum tam tersi olsa dahi, mehmet özbek’in otel masraflarının benim vergimden ödenmesi midemin kaldırabileceği bir olay değildir.
  • 166
    birileri van persie üzerinden klübünü borçlandırsın, gariban çiftçinin; 2 ay vadesini geçirdi diye tarlasına el koyan ziraat bankası tüm kaynaklarını seferber etsin.
    bir takım biraderler otelleri üzerinden para aktarsınlar, konut kredisi için eline düşünce 1'e 2,5 faiz alan ziraat bankası imdatlarına yetişsin.
    birileri 9,5 numara sevdasına milyonlarca euroyu transferde çarçur etsinler, önce kulübünü kendisine borçlandırsın, sonra da futbolun başına geçsin, sonra aynı banka onu medya patronu yapsın sonra da deli gibi memleket sandıklarını kulüpler için feda etsin.

    soran olursa devlet bankası, tarımın, çiftçinin dostu dersiniz.
  • 23
    30 mart seçimleri sonrası, üç büyük ilin belediyelerinin akıbetine göre değerlendirilebileceğini düşünüyorum.

    normalde böyle bir şeyin, optimal şartlarda gerçekleşmesi ülke ve takım hayrına olurken, malesef bizim ülkemizde çıkar, rant ve kayırmanın ötesini işaret etmektedir.

    nitekim başta fenerbahçe'nin, sonra da beşiktaş, trabzonspor ve diğer anadolu takımlarının mali ve sportif durumuyla doğrudan bağlantılı ve onun ihtimali dahilindedir.

    halbuki senede toplam 25-30 milyon euroluk bütçeler kullanan fenerbahçe basketbol takımlarının bütçesini masaya yatırsalar, hiçkimsenin gündemine bile gelmeyecek. üzücü, ancak gerçek.

    sen piyasadaki yıllık maaş ortalaması 250 bin lira olan bir lige ortalama 2 milyon euro kazanan sporcu, yine daha da fazlasını kazanan bir koç getirirsen, insanlar sorgular. kimsenin bütçesinde, takımında, parasında değilim; ancak başkanın bir yandan dilencilik yapıp, diğer yandan kişisel sponsorlarını bu iş için devreye sokuyorsa, ben de konuşurum.
  • 40
    hayatımda duyduğum en saçma proje. kulüplerin toplam borcu muhtemelen 25-30 milyar tl civarındadır. teknik olarak bu parayı ödemek devlet kasasına eksi yazar ama öldürmez. yine de neden böyle bir şey yapılsın? hadi diyelim ki kredi açacaksın. bu parayı verebilecek bir banka yok. bu kredi için yurtdışından sendikasyon alman lazım. hadi aldın diyelim yhu euro-dolar üzerinden borçlanacak tl üzerinden krediyi vereceksin. 2-3 yıl sonra verdiğin paranın taksidi yurtdışından aldığın kredinin taksidini karşılamayacak. kazığı millete sokacaksınız. yazık değil mi yahu bu millete? ben futbol izleyecisi olarak tabii ki isterim kulüplerimiz güçlensin falan filan ama herkes izliyor mu bunu? sen futboldan nefret eden annemin cebinden bu parayı çalma hakkını nereden buluyorsun?

    mantık belli. mart sonrası tufan. zaten ekonomi dibe gidecek. yeni seçimlere 4 yıl daha var. o zamana kadar unumuzu eler eleğimizi asarız. sonra sen sağ ben selamet...
  • 57
    şayet böyle bir şey yapılırsa tam yapılsın. mesela devletin, kulüpleri zengin züppelerin havasını atıp, ünlenip sonrada kulüpleri batırıp kaçmasına da engel olması şart oğlu şarttır. bunun yolu da tek bir yasa ile olur. kulüplerin borçlarından ve harcamalarından yöneticiler birebir sorumludur maddesi her şeyi çözer. ondan sonra başkan adaylarını izleyin. kendi kulüpleri gibi özverili yönetmek zorundalar. sıkıysa yönetmesinler!
  • 119
    aracisi odenecek borcu olan kluplerden birinin alacaklisi oldugu; esit mesafede asla olmadigini ayan beyan soylemekten imtina etmeyen,
    kimse sormadan “hicbir hakemimizi bir klup icin dinlendirmeyiz” deyip salondan alkis bekleyen,
    kupa toreninde futbolcumuzdan yedigi ayari hala sindirememis ici gazla sismis bir zatin oldugu emri vaki dayatilan uygulama.
    gerek mali tablolar incelendiginde buyukler arasinda en az ihtiyac duyanin klubumuz olmasindan, gerekse mudahil oldugumuzda ozerkligimizin biteceginden mumkunse mudahil olmamamiz gereken mustakbel uygulamadir.
    gerekirse sportif basarisizlik bile goze alinmali; limondu, futbolcuydu satip onurlu yasamamiz gerekmektedir.
    dik dur egilme taraftarin seninle.
  • 60
    anladığım kadarıyla devlet kulüplerin borçlarını ziraat bankası aracılığıyla ödeyecek ve kulüpler bu tutarı yapılandırarak bankaya daha düşük faizle geri ödeyecek. yani klasik yapılandırma mantığı. aşırı finansal giderlerinden kurtulmak için esasında mantıklı bir hamle. ama elbette bundan sonrası için sıkı denetim şart. en azından galatasaray gelir-gider dengesine özelikle son birkaç senedir oldukça dikkat ediyor.

    gelgelelim bu projenin batma noktasına gelen fenerbahçe'yi batmaktan kurtarmak için geliştirildiği de ortada.
  • 121
    rahim ak'ın analizi eksik ama olan kısimlariyla herkesin anlayabileceğindilden.

    factoringlerde galatasaray ve trabzon'un yakayı kurtardıģını görüyoruz.
    uzaktan bir tanıdığım factoring firma sahibi beşiktaş yüzünden ödeme sorunu yaşadı ve huzur için türkiye'den ayrıldı. sadece beşiktaş'a 100 150 milyon tl lik kaynak sağlamışlardı.
    bu borçların ödenmesini geçtim faizini bile geciktiriyorlar.

    başka bir tanıdığım yabancı ortaklı factoring sahibi trabzon'dan paralari geldiğinde fakir fukara doyurmuştu. (örtülü ödeneğe dua etmiştir.)

    galatasaray dışında borcunun ana parasıni geçtin faizini düzenli ödeyen yok renktaşlar.

    factoringler genelde bankaların istemediği a firmasına ait 3. ve uzeri evraklari alır. bankalar ayni firmanin 2 den fazla çekini teminata/iskontoya almaz.
    risk ve factoring ilişkisi doğru orantılıdır. gelirler kalemi sağlıksız olan ve riski olan isletmeler factoringe sarılır.
    dahi fikret ne yaptıysa artık beşiktaş bankalar nezdinde her an patlamaya hazır bomba olarak değerlendirilmiş. (fulya da kiralar bu sene sonu boşa çıkacak yani beşiktaş ek gelire kavuşacaktı o kiralar kırdırılmış anlaşılan).

    mustafa cengiz yönetimi galatasaray'ı factoringlerden neredeyse kurtarmış. takdire şayan sanırim döviz tl cinsinden kredi swap sebebiyle faiz puanı yükselmiş. anımsanırsa döviz cinsi krediler tl olarak değiştirilmişti.

    galatasarayimizin 120 milyon € finansal borcu var. 240 milyon€ toplam borç. ama borç alacak farkının 1.2 milyar tl olduğu belirtiliyordu.

    gelelim neden analiz eksik: dernekler değil muhtemelen a.ş.ler üzerinden bir analiz yapılmış. fenerbahçenin 620 milyon € borcunun ağırlıği dernekte gizlenmiş.
    küçük yatirimci dolandırılıyor diye spk kuralları ve hisse işleyişinden habersiz troller galatasaray sermaye arttırımı yaparken ortalığı ayağa kaldırmışti.

    meğer küçük yatırımcıyı tokatlayan kendilerine passat alan takımmış.

    bu analiz eksik olmakla beraber tüpçü ve fiki rezilliklerini göstermesi açısından güzel bir başlangıç.
  • 64
    ülkedeki her şeyde olduğu gibi kısa vadeli bir çözümdür. fenerbahçe'yi kurtarmak içinse eğer hiç boşuna uğraşmasınlar. fenerbahçe'nin kısa sürede borçlara vereceği paranın kasada kalmasını sağlarlar, ali koç da ya el altından ya ffp'yi delerek 50-60 milyona transfer yapar, bu kafayla o transferler de patlar ve yeniden borç birikir. düşünülenin aksine ben en çok bize yarayacağına inanıyorum. bu kadar kısa vadeli borçla bile bu kadar iyi mali performans gösteren yönetime bir de bu kasa kolaylığı sağlanırsa çok rahatlarız. ffp sağolsun yüksek bonservis saçamıyoruz, devlet sayesinde borçtu oyuncuya para ödenemedi sıkıntısı da yaşanmayacak, bir de ortalama adamlara bile milyonlarca euro maaş vermekten vazgeçersek riva-florya satışı tam anlamıyla anlamlanacak.
  • 65
    özellikle bir kulübü kurtarmak için geldiğini düşünmediğim uygulama. buna bizim değil borcu olmayan kulüplerin itiraz etmesi daha mantıklı sanki.

    üstelik riva ve florya projelerinin yıllar içinde iyi kötü düzenli bir gelir getireceği, stad isim kullanım hakkından iyi bir gelir geleceği de hesaplandığında borç ödeme konusunda rahat bir galatasaray diğer rakiplerinden daha iyi bir konumda olacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın