şimdi abicim, evladımızdır, altyapımızdandır, galatasaraylı kanı vardır, çok yetenekli futbolcudur, şu yapılanların denilenlerin hiçbirini haketmiyodur. altına imzamı atıyorum bunların kellemle birlikte.
ammmaaaa, savunduk, çok savunduk. hareketlerini onun açısından gördük. biraz da iğnelemek hakkımız olsun dimi abiciğim? olsun dimi? olmalı.
sevgiline aklıbaşında hiç kimsenin bişey dediği yok, hatta istersen git uçak kirala, paraşütle atlarken havada seviş, kimse diyemez, diyen adam değildir, ezik kompleksli yavşaktır.
lakin ardacığım benim çözemediğim de sorunlar var. bu takımın başında kaptan olduğundan beri, takım gitmiyor, futbolcular ruhsuz, yabancılar takıma yabancı sadece. hatta ve hatta daha ileri gidilip, senin kaptanı olduğun takımda, bilerek maçı verdikleri söylenen futbolcular var. bunların hepsiyle yönetim başediyor. biz senden birşeyler bekliyoruz, ama sen aynı günlerde çıkıp, sevgilinle seni takip ettiklerinden dert yanıyorsun.
kaptanın olduğun takım, ülkenin başbakanıyla gerilim yaşıyor, sen çıkıp bir arkadaşının işyerinin açılışında başka bir klüp başkanının söylediği lafın yanlış anlaşılmasından bahsediyorsun.
istatistiklerine geçiyorum. şimdi bak, önce altını çizelim. sen "yıldız" futbolcusun. "yıldız" futbolcu, herşey kötüye giderken çıkıp tek başına maç çevirebilen adamdır. (bkz:
hagi) (bkz:
alex) (bkz:
hakan şükür) (bkz:
messi) bir sürü böyle futbolcu var. diğer 10 adam ırgalamaz o adamı. onları da oynatır o maçı kazanır. şimdi bakıyoruz; koca sezonda topu topu 8 maçta ilk 11 çıkmışsın. olmaması gerekir aslında böyle bişeyin, ama evladımızsın, hoşgörmemiz gerekir.
işte can alıcı kısım bu; bu 8 maçın 7 sini kaybetmişiz biz. galipken oyuna girip kaybettiğimiz iki tane de maç var.
kusura bakma da, bu yıldız adam istatistiği değil koçum. götüyle gülerler adama. iyi bir futbolcusun sadece.
git, atletico madrid'e git. belki orda burda eksik kalanları öğrenirsin. bunu evladımız olduğun için istiyorum.
yoksa şu yukardaki istatistiği yerli-yabancı herhangi bir başka futbolcu için vermiş olsak, dünya yıldızıymış kariyermiş, dinlemezler, daşşaklarını o skorboardda ibret-i alem için sallandırırlardı.
kusurumuza bakma. çıkıp özür dilemedin, "benim de istatistiklerim şu, seyirci siz yerden göğe haklısınız ama, ben de anlayamadım, nolur vurmayın barışalım" demedin. ağlaştın boyuna. o yüzden şimdilik git.
ha bir de, bizim kaptandan beklediğimiz şu olurdu; "sokarım atletico'suna, real madrid kulübün anahtarını verse, şu durumda kimseyle görüşme yapmam, takım kümeye gidiyor, darmadağın olmuş, senin de ağzından bu konuyla ilgili tek laf çıkarsa, menejerlikten siktir ederim, sezon sonuna kadar bari kapa çeneni" demendi. ama tabi ki bunu dememek insanın en doğal hakkı, profesyonelsin.
ama biz de "bu takımın kaptanlığı öyle herkese nasip olmaz" derken bunu kastetmiştik. hakan şükür'e bak. ki o adamın "paragöz" diye adı çıkmıştı. o bile, takım başsız çıkınca, kendine yapılan yamukları sene sonuna kadar sineye çekip, takımı toparlamış, lig bitene kadar gıkını çıkarmamıştı.