• 252
    18 yıldır güzel ülkemizi yöneten değil, 'sömüren' hükümet olmuştur (bkz: sömürmek).
    belediye seçimleri için bekâ edebiyatı yapan bir zihniyet bu yüce vatanı muasır medeniyet seviyelerine çıkaramaz.
    var mı bakalım bilim kurulunuzda yandaşlarınızın açtıkları tonlarca ticarethane'lerden (bkz: üniversite) tek bir akademisyen?
    neden ankara ve istanbul belediyelerinin ekonomileri az buçuk rayına girmeye başladı?

    çünkü bundan sonra egosuz, vatansever ve evlatlarına, torunlarına güzel bir ülke inşa etmek isteyen bireyler başa geçecek.
    artık ilim, bilim ve ahlakı benimsemiş kişiler liderliğinde 'devlet başa, kuzgun leşe'.

    dikkatinizi çekiyorum: reis yok. lider var. ve bu ülkeyi hep birlikte tekrar inşa edeceğiz.
    https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small

    neyse - bazı hatalara tepki olarak başa geldiler. görülen o ki bizler aynı hataları tekrarlamayacağız ve bu ülkede nifak tohumları ekerek iktidarda kalan kişileri defedeceğiz.

    bekâymış. tırnağım etmezsiniz. mehmetçiğin de kılı.
  • 256
    akp hükümeti,1923'ten 2002'ye kadar ülkenin biriktirmiş olduğu maddi veya manevi ne varsa hepsini yiyip doymamak demek.

    akp hükümeti, halk zor durumdayken 1000 küsür odalı saray yapıp o sarayın sığınağına saklanan insanlar demek.

    akp hükümeti, halk iş bulamazken, maille thy'ye müdür atamak demek.

    akp hükümeti, halk döviz bozdururken 500 milyon dolara katarlıların çıkma uçağına talip olmak demek.

    akp hükümeti, karantina ortamında bile adam kayırmak demek.

    kısaca akp hükümeti, siyasal islamdır, siyasal islam da zehirdir.
  • 257
    32 yaşındayım, bu iktidar öncesini hayal meyal hatırlıyorum. ben bu kadar kötü bir iktidar daha bilmiyorum, hatırlamıyorum. böyle kötü, böyle plansız devlet yönetimi görmedim. geçmişte bütün olanları geçtim, son bir yılda yaşadıklarımız bile bunu gösteriyor. bir insan aptal olsa anlar bunu. dandik balkan ülkelerinden bile, daha acemice bir hükumet bunlar. yemin ederim artık canıma tak etti. yahu arkadaş hiç mi aklınız basmıyor? istanbul 20 milyonluk şehir. sokağa çıkma yasağı son dakika mı verilir? balkondan izliyorum millet şu an üst üste marketlerde. virüsün yayılım hızını azaltacağı yere, arttırmak denir buna. bu kadar kötü kriz yönetilir mi?

    1999'da bu ülkede kriz oldu. yanlışım varsa gelip daha tecrübeli arkadaşlar düzeltebilirler. bu krizde yeme-içme, fatura gibi giderlerde ekstra büyümeler olmamıştı. bu millet elbette görüyor yaptıklarınızı.
  • 260
    bu saatte az market açıktır o yüzden marketlerde yoğunluk az olur, yarım saate herkes evine girer diye bir söylemde bulunan bakana sahip hükümettir. ne yaptığını bilmeyen veya bilen(bu daha kötü resmen kotülük) bir hükümettir. dün saat 22 itibariyle aldığı yasak kararıyla türk halkı ve virüsün nikâhını kıyıp 2 günlük gerdeğe sokmuşlardır. o yasaktan sonra kendini dışarı salacak insanlarla muazzam bir patlama yaşatacaklarına adım gibi eminim!
  • 263
    bunun adı kontrollü salgındır başka açıklaması yok.

    hem maske satışını yasakla, hem istanbul'da salgın almış başını gitmişken "dağıtacağım" dediğin maskeleri ankara'dan dağıtmaya başla, istanbul'a 1 haftada ulaştırama, hem de 2 saat kala sokağa çıkma yasağı ilan edip insanları maskesiz, korunmasız marketlere, sokaklara sal, izdiham yarat.

    ingiltere alenen "kontrollü salgın" demişti, bizim ki el altından yapılmaya çalışılıyor.

    hafta sonu yasak ilan edilmese son 2 saatteki kadar insan çıkacak mıydı dışarı? hadi çıktı, bu kadar kontrolsüz, yakın temasta olacaklar mıydı bir düşünün.
  • 264
    kapitalizmi insanın iliklerine kadar işleten hükümet. dünyanın en saçma sapan kararıdır şu akşam alınan sokağa çıkma yasağı. çalışanlar pazartesi günü yine kurbanlık koyun gibi sokaklara dağılıp, işlerine gidecekler seve seve (!).

    meteorolojiden hafta sonunun güzel geçeceği bilgi alınmış, olabildiğince az insanın sokağa çıkmasını sağlamak için alınmış bir karara imza atmışlar. kararı açıklıyorlar, millet mal gibi panikle sokağa çıkıyor, 2 saat sonra ek genelgeyle durum kurtarılıyor.

    ülke değil bakkal yönetseler borçtan batardı. alınan tek bir karar bile ne halkın yararınadır, ne de ihtiyaçları karşılamaktadır. kendi halkına bu kadar uzak olunamaz.
    ortak aklı bir kez bile kullanmadan, keyfi idare ediyorlar ülkeyi. ama çok da şaşırmamak gerekir, beldgrad ormanı'nda kanat mangal yaparken, saraya sahip olunca, halk biraz uzaklaşmaya başlıyor. gayet doğal...
  • 266
    sokağa çıkma yasağı kararını bildirdikten ''bir saat sonra'' -burayı tekrar ediyorum, büyük harflerle yazıyorum ''bir saat sonra'' içerik açıklamayı (yani fırınların, eczanelerin, açık olması gereken elzem yerlerin kapatılmayacağını) hangi mantıkla yaptılar sormak istediğim hükümet.

    lütfen bir yetkili çıkıp açıklama yapsın. ben bunda art niyet ararım arkadaş.
  • 267
    en büyük avantajı çok büyük bir ülkeyi yönetiyor olmalarıdır. aynı zihniyet; ırak, suriye, ermenistan, gürcistan gibi bir ülkeyi yönetiyor olsaydı, o ülke yokolmuştu. bakın batmıştı, iflas etmişti, işgale uğramıştı demiyorum. yok olmuştu diyorum. bir sabah bir uyanacaktık, komşu ülkemiz havaya karışmış, olması gereken yerde büyük bir boşluk var.

    salgın kapsamında 1 aydır konuşulan sokağa çıkma telkinlerine kulak tıka, sonra bir gece ansızın sokağa çıkma yasağı ilan et, onu da sadece: "yassah hemşeriym yassah" şeklinde, kimin ne şartlar altında çıkabileceğini açıklamadan, koskoca istanbul'un en büyük yükünü çeken koskoca istanbul büyükşehir belediyesi'ne haber bile vermeden yap. insanlara paniğe sevket, fırınlara hücum ettir, millet; bebeğine mama, bez alabilmek için canını hiçe saysın sokaklarda virüsün en güzel yayılabileceği pozisyonlarda alt alta üst üste tepişecek şekilde yığılsın. sonrasında yasak kapsamı dışındaki işletme ve kurumları tam 1 saat sonra açıkla, ama ne şartlar altında bu kurum ve işletmelerden faydalanabileceğimizi söyleme panik iyice artsın.

    sizlere rağmen bu ülke nasıl ayakta kalmış, helal olsun bizlere, gerçekten helal olsun. 18 yıldır bu ülkeyi batıramadıysanız gerçekten bizim çabalarımızı sonucu. ama hani haddimiz değil ya biz gene söyleyelim. bir çeki düzen verseniz kendinize. mesela büyükşehir belediyelerinin bağış toplama hesaplarını, sizinkilerden daha çok "halk bağışı" alacağını bildiğiniz için iptal ettirdiniz. elinizde bir avuç troll desteği kaldığını sizde iyi biliyorsunuz. tamam ama aşevlerine el koymasanız bari. bir insanın, bir partinin, bir hükümetin ne alıp veremediği olabilir ki, tek derdi gücü olamayan vatandaşın karnını doyuran aşeviyle. hani diyorum şu maskeleri sağa sola dağıtmak yerine önce bizlere verseniz, sonra millete yardım etseniz. hani şu sağa sola satmak için fırsat kolladığınız ordumuzun tesislerinde günde 100 bin adet üretilebilen maskeler var ya onları diyorum. hani diyorum "suriyeliler için 40 milyar euro harcadık, bir o kadar daha harcarız" diyorsunuz ya. eurosunda yok gözüm, tl olarak bir harcasanız da millet şu zor günlerde önünü bir görebilse. hani diyorum ihtiyaç akçesini beceriksiz aile üyelerinize, hiç haketmedikleri koltukları vermeniz sebebiyle, ekonomik krize soktuğunuz ülkemizi düzeltmek için kullanmak yerine, şimdi kullansanız nasıl olurdu.

    gerçi ben hep diyorum ya. siz gene en iyisi bilirsiniz. hadi hayırlı günler. sandık zamanı görüşmemiz biraz daha farklı olacak gibi ya. bu sefer anadolu haber ajansı sizleri %30lardan başlatıp peyderpey düşürecek gibi.
  • 269
    çocukluğumda bir "tutmasaydım gidiyordun." şakası yapılırdı. yani yüksek bir yerin kıyısında arkadaşınızı ittirir gibi yapıp tutardınız. 11-12 nisan 2020 sokağa çıkma ilanı kararlarının alınış şeklinin yanlışlığı ile buna benzer bir şaka yapalım derken tutmayı unutup insanları aşağıya atmış gibi olan hükümettir.

    tanrı türk'ü korusun. çünkü işimiz tanrı'ya kaldı artık sayelerinde.
  • 272
    sırf istatistik olsun diye, içeriğine bakmadan muhalefetteki partilerin meclise sunduğu tüm önerge, tasarı, teklif vs.'yi reddeden bir partinin hükümeti. kendi hareket tarzları da bu paraleldedir. içeriğine bakmaksızın kendilerinden başka partilerden gelen her teklif, fikir ve uyarıyı reddederler. mutlak doğru bile olsa bir şeyi birileri yetişip de onlar yapmadan ortaya attıysa geçmiş olsun, bedeli ne olursa olsun sonuna kadar inkar edilir. sonunda da konu ne olursa olsun iş şova dönüştürülür.

    siyasi argümanları da genelde bu anlamsız tutumu haklı göstermek üzerinedir. hayali düşmanları bitmez, hikayeler hikayeleri kovalar. halkın gerçek algısı, medyanın güvenilirliği gibi konuların bu derece bozulmuş olması da bu yüzdendir. bu hikayelere inanmak, anlatılan düşmanlara kin duyabilmek için bu karışıklık zaruridir çünkü...

    ama işte bazen bazı şeyleri reddetmenin bedeli göğüslenemeyecek boyutta olur. ya da ortaya çıkan sonuç kabul edilemeyecek bir noktada olur. kuyruğunu kıstırıp sessiz sedasız kabul edilir o hep inkar edilen şey. şehit varsa sınırdaki ilin valisi açıklar, deprem olursa belediye başkanı açıklar, sokağa çıkma yasağı olunca da sessiz sedasız bildiriyle açıklarlar.

    çıkıp da konuşmaya cesaret edemezler, yenilgi sayarlar çünkü. tam tersi olsa kendi yaptıkları ve yapacakları gelir biraz da akıllarına. sessiz sedasız bir açıklamayla duyurulmaya, oldu bittiye getirilmeye çalışılır. eksi istatistik farkedilmesin çabasıdı. birinin karşısına çıkmazlar, ta ki o sorunun yarattığı durum ortadan kalkana kadar. üç gün sonra beş gün sonra ortalık durulunca çıkar yine kendi hikayelerini anlatırlar, durum müsaitse yeni bir düşmandan bahsedilip lanetlerler. olay da kapanır gider.

    çıkıntılık yapmaya çok ısrar eden biri olursa onun da icabına bakılır. kimileri sabredemez, sineye çekemez, yumruğunu sıkıp lafını yutup yola devam edemez. onlar da kendini feda etmiş olur bir nevi, yatacak yer çoktur nasılsa ikna olana kadar yatıp çıkarlar...

    herkes merak ediyor nasıl her olayda böyle hatalar oluyor diye. tamamen tesadüf...

    her olayda olan asıl şey hükümetin üste çıkma çabası. tek gözettikleri konu da istatistik. en son kaç yıl önce akp hariç bir partinin verdiği bir önerge, yasa teklifi falan kabul edilmiş? hangi akp hükümeti diğer partilerin öne sürdüğü bir şeyi kabul etmiş? hangi kabine üyesi en son kamera önünde bir hatayı kabul edip de özür dilemiş, onu da geçtim bir öneriyi "çok yerinde bir talep" diye hoş karşılamış?

    akp hükümetinin başarı kriterleri bunlardır. bu konuda da mükemmeldirler kimse haklarını yemesin...
  • 274
    35 yaşındayım.eskiden gurur duyduğum ne varsa artık üzülerek söylüyorum ki utanıyorum.
    memleket maalesef paramparça.kimsenin başkasının ne fikrine ne kazancına ne de inancına saygısı kalmadı.
    ben hangi taraftayım onu bile bilmiyorum.körelttiler maalesef.bir yanım zor zamanlar destek ol sakinliğini koru diyor , diğer yanım bu halde bile kanal istanbul ihalesi yapanları görünce lanet okuyor.
    bir yanımda 17 yıldır sattılar yediler doymadılar ama olan oldu bu günlerde kampanyalarına destek olma isteğim varken , diğer yanımda ulan buna da mı çökerler diye şüphe içinde.
    böldüler aga bizi gözümüzün içine baka baka böldüler.
    seçim zamanı başka düşündüm diye zillet oldum terörist oldum.
    kampanya zamanı destek olmadım diye ''biz bize yeteriz'' senden isteyen yok dediler heykelci dediler.
    az biraz vicdanınız olsun toparlanın.ötekini düşman görmeyin her karşıt fikre vatan haini demeyin.dinleyin aga bu kadar mı zor.

    i love you hagi !
  • 275
    koronavirus surecinde aldigi sacma sapan kararlar ile aslinda ulke yönetmek konusunda ne kadar amatör olduklarini ispatlamis son 20 yildir ulkenin basindaki hukumet.

    koronavirus her canli gibi türünü devam ettirme icgudusuyle ortaligi yangin yerine cevirdi ama hukumetin aldigi komik/plansiz/zamansiz sokaga cikma yasagi ile bu ölumcul virus bile sasirmis durumda. ”yaa ben yayilmaya calisiyorum ama bu sefer cok kolay oldu, tum heyecanini kacirdiniz amk” deyip turkiye’den cekilmeyi dusunuyor olabilir. yakinda eksi’de ”turkiye’den siktir olup gitmek” basliginda yazmaya bile baslar o derece.
App Store'dan indirin Google Play'den alın