• 161
    skoruyla olduğu kadar, oynandığı tarihten önceki son 6 senede 5 şampiyonluk, 2 avrupa kupası, 1 avrupa çeyrek finali yaşamış durumdaki ezeli rakibe kazanıldığı için biraz daha unutulmaz hale gelen karşılaşma. bu maç ile başlayan 1-2 aylık dönemde, arada "bir şekilde" kazandıkları 2000-2001 sezonu dahil, 6 yıl boyunca ilk defa galatasaray her anlamıyla kötüye gittiği bir süreç yaşamıştır. 3 sezon sonra ilk defa avrupa'ya kasım ayında veda etmiş, ligde kim bilir kaç zaman sonra 1 aylık süreçte 3 mağlubiyet almıştık falan. camia olarak kendimize gelmemiz devre arasını bulmuştu. ligin ikinci yarısında fenerbahçe ligin altına doğru kopup giderken biz de "şanlı" beşiktaş'ın yüzüncü yılını kutlamaya niyetli hakemlerin birbirinden özel performanslarıyla boğuşmaya başlamıştık.

    öncesinde yaşanan ve "açık hedef" konumundaki bizim tribünün dışarı atılmasıyla ancak sakinleştirilebilen olaylar, maç başlarken yapılan hayvani meşale şovu, aslana parmak atan "esprili" pankart, yabancı maddeler, tuncay şanlı'nın golü atıp sakaryaspor atkısını boynuna takması, ortega'nın çalımları, ikinci yarının başında durum 2-0 iken oyuna giren arif'in defansın arkasına atılan 3 topta hemen hemen aynı vuruşu yapıp bir türlü golü bulamaması, serhat akın'ın attığı golden sonra yağmur yemiş zeminin de etkisiyle yüzüstü atlayıp çimlerde 10 metre kadar gitmesi, 5. golden sonra ekrana gelen fatih terim'in ağzındaki puroyu neredeyse bir nefeste bitirmesi, 6. golde topu ceza yayından itibaren takip edip son bir gayrete rağmen topa yetişemese de filelerle buluşan vedat "reis" inceefe'nin gol olarak değer kazanmaması aradan geçen 14 yıla rağmen bir çırpıda hatırlayabildiğim detaylardan.
  • 58
    şebeleklerin tek gurur kaynağı.

    halen inanamam o günkü maçın skorunun öyle bittiğine. bakın, bir maç düşünün, bir taraf tek kale oynar, rakibi iki pas yapamaz, sahayı onlara dar eder, rakip kaleci çuvaldır, takımın golcüleri inanılmaz yeteneklidir ve takım her atağında pozisyona girer ve siz bu maçın farklı biteceğini ister istemez beklersiniz.

    şans ve bal gibi tabirleri kullanmak istemiyorum. olayı istatistikle anlatmak istiyorum. bir takımın kaleye attığı her şutun gol olması, ataklarının %90'ının gol ile sonuçlanması nasıl bir istatistiktir? ve bununla birlikte bir takım daha düşünün ataklarının tamamının gol ile sonuçlanmadığını düşünün.

    evet, futbolu biliyorum. yüzlerce/binlerce futbol karşılaşması izledim ben bugüne kadar. oyuncuları, teknik direktörleri, oyun stratejilerini, sistemleri biliyorum, araştırıyorum, tartışıyorum futbolu bilen diğer insanlarla ama böyle bir istatistik görmedim ben.

    yıllar geçsede anlamayacağım bu mantığı. şebeleklerin öyle ağızlarından salyalar damlayarak "hehehe nasıl koyduk ama hehe" gibi fütursuz, bilinçsiz ve beldenaşağı sözleri zerre kadar umrumda değil. bu galibiyet karşısında kimse onlara kupa vermemiştir, devlet üstün hizmet madalyası vermemiştir. bir galibiyettir, bizim 5-1 ve 7-0 gibi galibiyetlerdir.

    biz galatasaraylıyız. bizim övüncümüz galibiyetler gibi küçük olamaz. galibiyetler -çoğul- sonucunda ulaşılan zaferlerdir övüncümüz. taçlandırmaktır o galibiyetleri. avrupada ve dünyada nam salmak, ülkeni en iyi şekilde temsil edip, tanıtmaktır.

    bir galibiyetle tarih yazdık diyorsanız o sizin kapasitenizin ne kadar dar olduğunu gösterir.
  • 59
    bu maçla ilgili olarak kendi kendime neden birşeyler yazmamışım lan dediğim maçtır. zira bu maçı canlı canlı fenerbahçeliler arasında izleyen 6 kişiden birisi olarak, yazacak çizecek çok şey vardır.

    maç öncesine dönelim;
    maç ramazan ayına denk geldiğinden oruçluyduk. ikizim ile birlikte kadıköy deki maçlardan önce toplandığımız yerde yani kenan evren lisesinin karşı sokağına * geldik. ikimizden başka da kimse yoktu. formalarımız içimizde olduğundan iki sivil zaar sokaklarda dolaşıp bizimkileri aradık. sonra kasap tipli bir abi bize yanaştı. hatırlamıştım bu abiyi bizden biriydi zaten gelince "maça mı gireceksiniz" dedi "evet giricez" dedik,"burada bekleyin birlikte giricez" dedi, "abi biletimiz yok" dedik, "bizim de yok" dedi. tabi bu konuşmanın ardından rahatladık bilet olayı da hallolmuştu. artık ezan okunmuş orucumuz bozmak için markete girip bir şeyler almaya gitmiştik. meğer biz markete girince olanlar olmuş bizimkiler içeri girmiş. tabi biz dışarıda kalmanın huzursuzluğu ile fenerliler arasında dolanmaya başlamıştık. maçtan önce de bizimkiler "fenerbahçe tribünlerinden 1000 kişilik bilet aldık, tribünlerini dağıtıcaz" dediklerinden ben ve ikizim bu maça girmek için bilet aramaya başladık. y.vşak bir fenerliden adam başı 25 milyon liraya iki bilet alıp lise tarafındaki tribüne girdik. tabi içeride dolanmaya başladık ama herkes fenerbahçeli formalıydı. meraklı gözlerle iki sivil zaar olarak bizimkileri arıyorduk. bizimkiler kendilerine ayrılan yere geçmişlerdi. ama lise tribününde bizden kimse yoktu. bizde dolaşmaya devam ettik ve bizim gibi sivil dolaşan 4 zaar daha bulduk sayıyı 6 ya bağladık ama daha 994 kişi eksiktik. baktık olmayacak göbekli polislere yanaştık belki bizi diğerlerinin yanına alırlar diye ama adamlar çok kalabalıktı bizi de polisleride üst üste koyup ...

    neyse tribünde bir yer bulduk 6 sivil olarak. adamların arasındaydık ve adamlar bize küfür ediyorlardı. bizde 6 kişi küfürlere eşlik ediyorduk ama onlara bakarak ediyorduk. birden karşı tribünde o iğrenç karikatür belirdi. meğer keltoş yönetici hakan bilal kutlualp in bahsettiği süpriz buymuş meğer. bu iğrenç şey yüzünden bizimkiler çıldırdı. adeta yakıp yıktılar tribünü. hatta en son ellerinde bir tuvalet kapısı tribünden atıyorlardı. bizde oturduğumuz yerden kuduruyorduk ama çokta birşey yapamıyorduk. polis bu olaylar neticesinde bizimkileri tribünden çıkardı. koca stadyumda bi biz 6 kişi kalmıştık.

    maç başladı ve herifler önce 1-0 sonra 2-0 öne geçtiler. top sanki bizi sevmiyordu. adamlar goll attıkça çoşuyorlardı. bizse merakla atacağımız bir golü bekliyorduk. durum 2-0 ken arif erdem in bir şutu direkten döndü ve ben havaya zıpladım. ama yapacak bir şey yoktu adamların içindeydik ve "ulan az kalsa atacaktı" diyerek durumu düzelttik. sonra 3. gol geldi ve ikizim "hadi gidelim lan" dedi. bekleyelim dedim ama adamlar coşmuş meşalelere patlatıyorlardı. artık bizi orada tutacak hiç bir şey kalmamıştı. diğer 4 arkadaşı bırakıp stadın kapısına yöneldik. tam kapıya geldik 4 oldu. ziverbeye geldik 5 oldu. otobüse bindik 6 oldu.

    kabus gibi bir gündü.
  • 179
    18. yıldönümünde hala fenerliler tarafından yad edilmekte olan maç.

    ve bu durum fenerden çok galatasaray'ı yüceltiyor. demek oluyor ki galatasaray gibi bir takımı farklı mağlup etmek, aradan 18 yıl geçse de unutulmuyor. bence bu inanılmaz olayın yıl dönümlerinde galatasaray'ında her sene rakibini tebrik ederek durumu hoş bir alay mevzusu haline getirmesi isabet olur.

    zira avrupa'da kupalar kazanmış ağırlığı olan bir takımı farklı yenmek takdire şayandır.
  • 183
    fenerbahçeliler tarafından unutulmaması, sürekli gündeme getirilmesi normal olan maç. biz de benzer bir skor alsak senelerce konuşurduk. işin dramatik yanı, bu skorun, türkiye'ye gelen en kötü teknik direktörler arasında yer alan werner lorant'a nasip olmasıdır, nitekim yanlış hatırlamıyorsam fb o sezon ligi 6. sırada bitirmişti. bu maçın rövanşı olan ve tribünde olmaktan gurur duyduğum maçlardan biri olan 8 mart 2003 galatasaray fenerbahçe maçında biz çok daha iyi oynamamıza rağmen skor sadece 2-0 da kalmıştır.

    benim için unutulmaz olan ise, 6 kasımdan bir gün önceki "5 kasım 2002 the cranberries istanbul konseri" için ankara'dan bir arkadaşımla istanbul'a gelmiş olup 6-0'a burada yakalanmamdır. avcılar'da fb'li bir arkadaşımızın evinde kalıyorduk ama allahtan futbolla çok alakalı bir tip değildi kendisi.
  • 184
    benim için sıradan bir derbinin oynandığı, fenerbahçeliler için ise hayatlarının anlamı olan maç. yazık onlara gerçekten. mutluluklarını durup durup bununla geçirmekten bir arpa boyu yol alamadılar. evet kazanamadık ne olmuş? evet farklı kaybettik ne olmuş? kaybettiğimiz sadece bir 3 puandı. sizin gibi son haftada 3 kere şampiyonluk kaybetmedik hiçbir zaman. bu da size yeter zaten.
  • 185
    en büyük hedefi galatasarayı yenmek olan bir takımın real madridi yenmeyi standart haline getirmiş bir takıma fark attığı karşılaşma. bu maçın fenerbahçe için bu kadar önemli olması ve hala konuşulması oldukça normal. bundan 20 sene sonra da aston villa taraftarı liverpool'a attıkları 7 golü konuşacak. tabii o süre zarfında muhtemelen liverpool 10 kupa falan kazanır.
  • 107
    geçenlerde çok enteresan bir olay yaşadım. fenerli bir arkadaşla mantık çerçevesinde futbol muhabbeti yapmaya başladım. konu tabi ki galatasaray fenerbahçe rekabetine geldi. işte bizim kupamız sizden daha fazla demeye başladı. merak ettim nasıl yani dedim. ben biliyorum ki galatasaray resmi kupalarda fenerden ve diğer takımlardan oldukça üstün 60'a 40 gibi bi durum var ortada. bunu söylediğimde onlar türkiye ligi kurulduktan sonra olan kupalar dedi. gerçeği 95'e 90 fener öndeymiş. bunun içinde istanbul şildi gibi daha önce pek adını duymadığımız kupalar mevcut. hatta ilk avrupa kupasını biz aldık falan dedi. bahsettiği de balkan kupası. dedim sanırım onu samsunla zeytinburnuda almıştı dedim. (sarıyerde olabilir tam hatırlayamadım şimdi)

    neyse sustum ben konu ne zaman 6-0'a gelicek diye sabırsızlıkla bekliyorum bi yandan da. tabi arkadaş fazla dayanamadı hem bizi sizi 6-0 bile yendik diyince, dedim o konuya girmeyelim hiç 7-0 gibi bir gerçek var ortada dedim. ama o 1900lerde dedem bile yoktu o zaman falan dedi.

    e dedim sabahtan beri bana burda yok 1925te istanbul şildini aldık yok balkan kupası yok yayla kupası diye atıp tutuyodun tarihse al sana tarih. papazın çayırındaki 7-0'ı niye kabul etmiyosun bire mendebur diyecektim ki daaaarr aaacında olsaaaakkk bileee demeye başladı birden arkadaş.

    dedim ben kime laf anlatıyorum.
  • 16
    en entelinden en lümpenine tüm fenerlilerin arkasına sığındığı hezimet maçımız. 6 yedik üç puan kaybettiğimiz maç.
    ozaman ki kız arkadaşımın evinde izliyoruz maçı, 4 kişiyiz kız arkadaşım onun erkek kardeşi ve onun arkadaşı. tahmin edeceğiniz gibi 3 de fenerli, maç 5 olunca evde bir bayram havası benle dalga geçmeler falan sinirlerime hayatımda hakim olamadığım 3 gün vardır biri de o gündür. kız arkadaşımın kardeşinin kafasında bira şişesi kırdım. ve hiç bir şey demeden evden çıktım. sadece kız arkadasımın ayyyy diye çığlık attığını hatırlıyorum. acıbademden göztepe'ye kadar yürüdüm kulaklarımda galiba spiker ercan tane'di onun 5 oldu sayın seyirciler 5 oldu sözleri ve kız arkadaşımın ayyy çığlığı vardı. eve girdim yatağa uzandım sabaha kadar beynimde dolandı durdu. sabah uyandığımda 5 değil 6 olmuştu maç...
  • 150
    extensor'un bir sözü var.

    sen büyük takımsın kardeş, öyle tarihe geçmeyeceksin fark yiyerek. böyle skorlar tarihinde bir leke olarak kalır. kimse bakmaz iyi mi oynadın ilk 30 dakika direkten mi döndü vs. diye.
    2-0 oldu baktın olacak gibi değil top cevireceksin bir şey yapacaksın. sonra rakip 10 sene de konuşur 100 sene de konuşur buna alınmayacaksınız.
    daha dur her real madrid eşleşmemizde artık yediğimiz golleri göreceksiniz senelerce.

    ikisinin de mimarı malum. sevindirdiği kadar üzdüğü de oldu.
  • 156
    (bkz: hala bunu konuşan var mı amk)

    artık uefa kupası'nın değil üzerine bir başarı koymak, bir yarı final bile yapamamak beni utandırırken, bu maçı sürekli hatırlatmak bence çok saçma. fenerbahçeli çok sevdiğim saydığım abilerim kardeşlerim var ve bugün de nasibimizi aldık.

    neymiş efendim, tostçu'ymuş. ya sokarım tostçusuna, tamam belki bir sene bile dalgası olabilir, ama on seneden fazla oldu yahu. ayıp. ben hatırlamıyorum bu kadar uefa&süper kupa goygoyu yaptığımızı. hani bize diyorlar ya 'bizim uefa kupamız var' muhabbeti abartıyorsunuz diye, işte o başarı ile bu maçın başarısını da işin içine katarsak çok az bile kalıyor.

    kaldı ki her ikisinin de çok aşırıya kaçılarak abartıldığını düşünüyorum.
  • 188
    12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı'yla hesabı görülmüş ve tarihin çöplüğünü boylamış, kazanana alt tarafı 3 puan getiren sıradan maç.

    o gün kadıköy'de kazanılan şampiyonluk bana göre 6-0'ı da kadıköy laneti denilen kazanamama serisini de silip atmıştır. evet kazanamama serisi 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı ile bitti ama benim için 12 mayıs 2012 sonrası artık çok da önemli olmayan bir durumdu.

    fenerbahçe'nin en ağır travmalarından biridir galatasaray'ın evinde kupa kaldırması.

    not: ayrıca ramazanın ilk gününe, akp'yi iktidara getiren seçimden üç gün sonrasına ve de akp genel başkanı tayyip erdoğan'ın siyasi yasağını kaldırmak için süreci başlatan chp genel başkanı deniz baykal'ın erdoğan'ı ziyaretinden bir gün sonraya denk gelen maçtır. gazeteler bu görüşmeyi fenerbahçeli erdoğan, galatasaraylı deniz baykal'ı ağırladı şeklinde verilmişti.

    ayrıca enteresan şekilde sonucu sadece beşiktaş'a yaramış bir maçtır.
  • 6
    işte bazıları tek galibiyetleriyle övünür, bazıları müzesini açar övünür.
    üzmüştür hepimizi. en büyük başarısızlıklarımızdan biridir ama galatasaray'ın büyüklüğünü bir kez daha kanıtlamıştır. zira şu günlerde bile fbliler bu galibiyeti hatırlatırlar. 6 kasımlarda coşarlar. ama haklılar be sözlük. dünyanın en küçük takımlarından biri olarak dünyanın en büyük takımılarından birini yenmek, hem de 6-0 yenmek bir övünç kaynağı olabilir onlar için. sonunda kupa olan maçlar onların çok sık oynayabildiği maçlardan değildir. sonunda 3 puan olan bir maçı almak çok büyük bir hadisedir onlar için. evet, bu mağlubiyet bizim için büyük bir başarısızlıktır ama kaybettiğimiz sadece ve sadece 3 puandır.

    (bkz: öldürmeyen her acı beni diriltir)
  • 133
    benim nazarımda, her sene bu maçın yıl dönümü gelip çattığında galatasaray'ın ne kadar büyük bir takım olduğunu gözümüzün önüne seren maçtır. tam on sene olmuş ama suyun öteki tarafında hala çılgınlar gibi bize karşı aldıkları galibiyetleri kutluyorlar. şimdi sorsam burdaki arkadaşların çoğu fenerbahçe'ye 5 tane attığımız maçın tarihini dahi hatırlamazlar. onların vizyonu bizi yenmek ve kesinlikle kadıköy'de yenilmemek iken, biz ise avrupa'da yeniden bir kupa daha nasıl kzanırız kara kara onu düşünüyoruz. bizim her sene uefa kupası'nı kutlamamıza laf edip, on sene önce bizi yenmelerini kutluyorlar. kısacası aramızdaki fark bugünde apaçık ortaya çıkmaktadır. sevgili galatasaraylılar, şahsen ben karşı taraf bu maçı abarttıkça, onların gözünde dahi ne kadar büyük olduğumuzu görüp, kendimce mutlu oluyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın