• 526
    sanki bu maç sonucu birazda hocaya yazar. rakip tamamen kendi yarı sahasına gömülmüş bir şekilde oynarken ceza sahası yayını nerdeyse 6 oyuncuyla kapatmaya çalışırken bu bölgeden atak denemeleri nedendir. sanki orada maden bulmuşuz! daha geniş alanda hücum edebilirdik. maç içinde nadiren çizgiye inmeyi denedik. bunlarda da tehlikeli ataklar yaptık. keza oyunun yönünü hızlıca değiştirdiğimiz anlarda da tehlikeli ataklar yaptık ama bunları çok az denedik. bu denemelerimizde rakip takımımın savunma dizilişi ise evlere şenlikti.
  • 528
    futbolcularımız rakibi fazla küçümsemişler. ayağına topu alan 3 kişi çalımlayıp boş kaleye golü atarım diye düşünüyor olmalı ki çok fazla dribbling deneyip top kaybı yaşadık.

    halbuki biraz kontrollü oynasaydık. rakibi tuzakla üzerimize çekseydik en az 5 lerdik. daha 10. dakika olmadan adamlar korner kullanmak için geldiler dönen topta 3e 1 yakalandılar. böylesine amatör ve oyun disiplininden uzak bir takımla oynadık. tek bildikleri geride beklemekti. birazcık üzerimize çeksek sonuç bambaşka olurdu.
  • 529
    maçtan notlar:
    - sadece biz değil, maalesef hocamız okan buruk da oldukça romantik. iki tane dribling yapıp iki tane şut attı diye barış alper yılmaz'ın forvet olabileceğini düşünüyor. bunu yine deneyebilir ilerde fakat maç boyu kapanacağı kesin olan, defans bloğunu çok kalabalık tutacağı ortada olan, oldukça fizikli bir takıma karşı asla sırtı dönük oynayamayan, top tutamayan, araya top bırakamayan barış alper yılmaz'ı forvete koymak ileri atılan her topun aynen geri dönmesi demek.
    - zaniolo'nun makul bir fiyata elden çıkarılması gerekir. 20-25 m euro'ya razıyım. o parayla da rashica bir an önce takıma katılmalı. geldiği günden beri bazen olağanüstü anlık performanslar izletti. fakat, asla takımın bir parçası olamadı. şimdiye kadar rashica'nın yaptığı gibi akıllı paslaşmalar, geriye yardım vs. gibi takım oyununu yükseltecek aksiyonların hiçbirini göstermedi. zaha da gelince, zaniolo'nun olduğu takımda işler iyice karışacak. ikisi de takım oyunundan ziyade bireysel yetenekleriyle oynayan oyuncular.
    - angelinho'nun rolünü okan buruk'un daha spesifik hale getirmesi gerekiyor. kerem'in angelino'yla iş birliği yapmaktan imtina ettiği bir maç izledik. ikinci yarıdaki angelinho uzun zamandır görmediğimiz kadar iş yapmaya teşne bir sol bek izlenimi verdi.
    - kadro mühendisliğindeki hatalar nedeniyle, okan buruk bazen çaresiz kalıyor. angelinho çıkınca yerine girmesi gereken kazımcan karataş'tı. tabi dubois'ye artık iki kanatta da oynamasının çok zor olduğunu anlatmak kazımcan'a anlatmaktan çok daha zor. tek tehlike yaratma potansiyelleri son dakikalarda içeri şişirip fiziksel üstünlüklerini kullanmaktı, bunu engellemede de kazımcan'ın dubois'dan çok daha mahir olduğu açık.
    - sergio oliveira, daha iyisini alana kadar hep oynayacaktır. zira mertens de.
    - zalgiris gibi bir takımın tek bir silahı vardır. iyi kapanıp öndeki afrikalı oyuncularına topu hızlıca atıp ani ataklarla çıkmak. bunu tahmin etmek için, buna göre oynamak için klopp olmaya gerek yok. bu apaçık ortadayken nelsson ile rakibin hızlı forvetinin 10 kere birebir kalması ciddi bir taktiksel hata.
    - şampiyonluk sonrası her takımda egolar şişer. her oyuncu yavaş yavaş kendini yıldız sanmaya başlar. beklentilerin artmasıyla da alınan kötü sonuçlardan sonra herkes birbirini suçlamaya başlar. oyuncuların birbirlerine duyduğu güven sarsılır. bizi bekleyen en büyük tehlike bu. gomis ve mata gibi soyunma odasında ağırlığı olan iki çimentonun da yokluğunda bizi çok zor bir yıl bekliyor. umarım okan buruk bu işi kotarabilir.
  • 530
    ulan 5 dakika daha dayanamayıp golü yemezsin be. ne güzel öyle veya böyle 2-1 olmuş. bu takıma karşı baskı yediğinde nasıl şaşırıp gol yedik hayret. ne olursa olsun avrupa galibiyeti olacaktı.

    okan hocam sen daha iyi bilirsin ama şu yunus'tan artık bir şey bekleyip de diğer oyunculara haksızlık etme. onu da geçtim bu takımın ahengi ile oynama. olmuyor işte olmuyor, olmayacak. futbolu bilmiyor çünkü bu çocuk. attığı pastan, çalım attığı yerden bile belli. futbolun f'sini bilmiyor işte.

    rakip çok kötü ve güçsüz bir ekip. 1-0 yenikken bari son dakikada da olsa atıp berabere kalsak da içerde tek farklı galibiyet yetse dedim. galibiyeti de bulduk ne güzel ama yine golü yedik. bu işlerin asla şakası olmaz. koca sezonun ilk maçına çıkıyorsun ve bu maç şampiyonlar ligi maçı. tabii ki ciddiyet her şeyden önce gelmeli. mertens ve morutan girene kadar üretkenlik namına çok kötüydük. biraz baskı kurunca adamlar dağıldı.

    rövanş kolay olur dersek yine maç içinde tokat yeriz. sonra çevirmek için uğraş dur. 2 farklı öne geçmeden rahatlayamam. allah'tan tek farklı galibiyet yeterli hale geldi.
  • 532
    basketbol takımı isimli litvanya takımına çok sayıda gol pozisyonu verip net ataklar yapamayan kurgu ve saha oyuncularından avrupa beklentimin düştüğü maç. demek ki futbol realist ve bizim romantizmimizden çok ötede. birileri oynarsa oynar, oynamazsa da nereye giderse gider, oynayan gelir. melankolik gençleri avutup eğlendirme yurdu değil burası, herkes titreyip kendine gelmeli.
  • 533
    95'den beri galatasaraylıyım, bu ön elemelerde aynı muhabbet oluyor. şu takımlara içeride dışarıda 5 tane sallamamız lazım. maçtan önce bakıyorum 1-0 alsak yeter yazılıyor, aman aman çok zor maç diye korkuluyor. lan nereye zor? sezon öncesi falan fark etmez çatur çutur almamız gereken maçları alamıyoruz. sahadaki topçular da yok zemin farklı, yok hava sıcak diye bahane arıyor.

    taraftar uefa şampiyonluğu gelir mi, şampiyonlar liginde yarı final görür müyüz diye tartışıyor ama aynı taraftar bu haftalar sıkıntılı, sezonun ilk maçı falan diyorlar...

    yok kardeşim ben kabul etmiyorum bu kafa yapısını da bu skoru da.
  • 534
    pozisyon olarak olmasa da oyun olarak maçın hakimi bizdik, fakat zalgiris'e de çok ciddi ve net fırsatlar verdik. benim hatırladığım sadece biri ilk yarı biri ikinci yarı olmak üzere 2 tane %500 gollük karşı karşıya pozisyonları vardı. neyse ki kaleyi bulamadılar.

    oyunun hakimi de bizdik fakat rakip 10 oyuncuyla ceza sahası yayına kadar çekildiği için etkisiz göründük ve üretken olamadık. birçok kere 2'ye 1'ler ile rakibi açmaya çalıştık. yediğimiz ilk golün hemen öncesi de tam olarak böyle bir pozisyondu ama orada ceza sahası içinde, penaltı noktasında, pas vermenin bokunu çıkardığımız için kaptırdığımız topun hemen akabinde golü yedik. keşke orada şut deneseydik de o atağı bitirseydik.

    şampiyonlar ligi'nde olmayı çok isteyen ve bunu tek hedefi olarak gören bir takıma göre bence bunu bugün sahaya yansıtamadık. evet sezonun ilk resmi maçı olması, takımda eksiklerin olması, hatta santraforsuz başlamamız bizim adımıza handikaplardı fakat geri 5'limizde geçen seneye göre tek fark angelino'ydu. şampiyon olan takımın kale ve defansı %80 aynı ise bu kadar basit goller yememeliyiz.

    2. yarıda kerem'in istekli ve verimli haline ayrı olarak değinmek istiyorum. ayağına aldığı her topu faydalı kullandı ve bol bol sorumluluk aldı. keza mertens ve halil de girdikten sonra olumlu oynadılar. oliveira'nın asisti de baştan sona kalite kokuyordu.

    yine de ben iyimserim ve bize iyi bir uyarı olduğunu düşünüyorum. uzatmada o golü yemeseydik ve 2-1 kazansaydık çok daha leziz olurdu fakat nazar boncuğu olsun diyelim. rövanşta işi net skorla bitirmemiz lazım.
  • 535
    maçı doğru düzgün izleyemedim ama çok salakça bir fake yedim.

    önümdeki işe odaklanırken yan gözle maça bakıyordum sessiz bir şekilde. sürekli takip edemedim ilk yarıyı ve bi süre bakamadıktan sonra gözümü ekrana çevirdiğimde yeşilli elemanın birinin secdeye yattığını gördüm, ardından da kamera bağıran bi taraftarı göstermeye başladı. "gol yedik herhalde a me ko dedim ve kafayı çevirdim".

    hangi rahatsız devre arası düdüğü çalınca secdeye yatar anasını satayım? o herif yüzünden ikinci yarı başlayana kadar ilk yarıyı mağlup bitirdiğimizi sandım ve boş yere 15 dakikalığına moralimi bozdu o dallama.
  • 536
    aslında maçla ilgili okan hoca güzel bir maç sonu açıklaması yaptı. üç hafta aradan sonra oyuncuların fiziksel ve mental olarak geri dönüşleri kolay olmuyor diyerek.

    takım yapılan yüklemelerle beraber ve tatil kafasından çıkmayan oyuncu grubunun bugün hazırlık maçı edasıyla sahaya çıkıp istenilen futbolu oynayamadığımız bir maç oldu.

    oyuncuların yorgunluk üzerine biz zaten içerde bu takımı yeriz gibi bir algıları oldu muhtemelen ama avrupa arenasında bazen bu ciddiyetsizlik sizlere pahalıya mal olabiliyor.

    şahsi görüşüm eylül ayına kadar takım yavaş yavaş bir noktaya gelecektir. o yüzden bir aylık süreç biraz sendeleyerek geçecek gibi duruyor. umarım minimum kayıpla bu süreci atlatabiliriz.
  • 537
    tehlikeli sinyaller veren macti. toparlanmamiz lazim, kimseye cok kizamiyorum cunku temmuz ortasinda bu kazalar oluyor. rakip koy takimi da olsa bizden once resmi maclara cikmis, hazir ve testten gecmis bir takim. menemenspor ile de oynasan bu boyledir. hatirlayin 6 sene evvel ostersunds’a madara olup o sezonu sampiyon kapattik. temmuz ayi bizim gibi gecen sezonun havasini uzerinden atamayan ve oyunculari hala gereken kondisyona ulasamamis takimlar icin tehlikelidir. bize hep tehlikeli gerci, hatirlarsak yine 2 yil once psv bizi darma dagin etti. bu maci 2-2 ile atlatip ostersunds veya tromso faciasi yasamamak onemli. tabi bu demek degil ki arena’da rehavete kapilalim. bu maci 2-1 galip bitirseydik dahi arena’ya ilk maci 1-0 kaybetmis gibi motive olarak cikmamiz lazim, yoksa yine facia yasariz. rakip taraftarlar alay edecektir. sıkıntı yok. mayis’larda biz guluyoruz hep. son gulenler hep iyi guler. okumayin, sinirinizi bozmayin, buraya da tasimayin. iki ergen ne demis umrumuzda olmasin.

    maca gelirsek:

    1. bir kez daha rashica’nin onemini anladik. torreira-rashica-icardi. bu ucu olmayinca 2021-2022 galatasaray’i izliyorduk (uefa maclarini bir kenara birakirsak) da sansa bir anda 2-1 one gecip turun gitmesini onledik.

    2. yunus yetenekli, potansiyelli ama bizde olmuyor. hatirlayanlar bilir yusuf simsek nasil fenerbahce’de yapamayip denizli’de tekrar yildiz oldu, sonra 34 yasinda gitti besiktas’in orta sahasini toparladi. yunus da ne yazik ki bizde olmayacak gibi.

    2. bir yazar zaniolo’yu elden cikaralim demis, eger rashica’yi getireceksek ben okeyim. bazen sevgilerin en guzeli uzaktan izlenendir. zaniolo fener macinda sagli sollu attigi gollerle kalbimizde yerini aldi belki ama takimda onu uyduracak bir yer bulamiyorsak, talibi cikarsa hem de mali acidan rahatlatacagi icin satabiliriz. yine hatirlayanlar bilir biz en prime doneminde adrian ilie’yi valencia’ya sattik. yine sampiyonluklara devam ettik. o kazandi, biz de kazandik.

    4. yine tekrar ediyorum, gibi rashica bu takima elzem. onun oldugu maclarda topu ileriye tasiyoruz tasimakla kalmayip ileride tutabiliyoruz.

    5. icardi, abi lutfen gel, vallahi sana yemin ediyorum bu yasta tip bitiricem ve doktor olup yengeyi ben tedavi edicem * :( yeter ki siz istanbul’a gelin.

    6. halil gol icin cok sagol da kafa karistirma kardesim :(

    sonuc olarak istanbul’daki maca bu macin sonucu 0-0 bitmis gibi cikmamiz lazim. k o n s a n t r a s y o n. bir de twitter’a girip sinirlerinizi oynatmayin. birakin zanka bey, salca reyiz, mehmet from 12 numara.org, antucu bes yildiz logolu hasfenerli, tolcay, cenk tosun pasa vb. nickli twitter hesaplari istediklerini yazsin. en son biz kazandigimizda aglamalarina sahit olmak paha bicilemiyor.
  • 538
    sezonun ilk resmi maci oldu ve mac sonrasi atmosferiyle de hizli bir giris yaptik. cabuk gaza gelen bir camiayiz malesef, iyiyi de abartiyoruz, kotuyu de. bana gore gereksiz bir telas icinde cogu taraftarimiz, hele bu sozlukte insan biraz daha anlik duygularini dizginleyen, olaylari derin dusunebilen insanlar gormek istiyor, ama bolca kahvehanedeki dayilar gibi agresif yorum okuduk gorduk. bu ulkede bu yuzden basariya ulasmak zor, ama basariyi korumak daha zor oluyor. sampiyonluk sonrasi ikinci seneyi kazasiz belasiz gecen takim da cok nadir cikiyor zaten. bu sene de bizim acimizdan bol kaosla gececek, bunu ongormek zor degil. zaten rakiplerimizin derdi bir basariyi yakalayan takimi ornek alip oraya cikmak degil, onu kendi seviyelerine cekmeye calismak. bizim bu tarz kaos ortamindan kendimizi siyirmamiz gerekirken kendi taraftarimizin da isi zorlastirmasi aci...

    neyse, mac ozelinde gidersek elbette iyi bir oyun oynayamadik, sonuctan da memnun degiliz. gonul isterdi ki bu seviyelerde plajdan da gelsek, rakip ligin ortasinda da olsa kalite koyup istedigimizi alabilsek, cogu buyuk avrupa kulubu gibi. yine malesef benzer bahaneler yuzunden istedigimiz gibi bir oyun goremedik. bence rakip gayet musaitti, disli bir takim degil, sert kapali bir savunma da yapamadilar. hatta opsiyonlarin bollugu bizim oyunculari afalatti cogu pozisyonda. kerem-yunus-baris-zaniolo 4lusuyle sabaha kadar gol bulamayabilirdik, malesef totalde dogru pasi, dogru siddette atacak, veya dogru yerde sut/calim kararini verebilecek bir oyun akli gosteremediler, bu bu maca has bir sey de degil. icardi buralari iyi toparliyordu, oyle bir hucum aklini aradik. bu macta da icardi'yi aradik demek istemiyorum elbette ama gercek bir santrfor sartti, bakambu da olsa goller cikarabilirdik bence bu 4lunun herhangi bir 3uyle. sergio'dan kendi adima mutluyum, daha 2-3 gun once yazmistim, bu turlarda ihtiyacimiz var mertents ve sergio'nun tecrubesine diye. ikisi de gerekeni yaptilar bence kendi adlarina, hele ki sergio hazirlik maclari da oynamamisken. berkan ve nelsson icin, hatta angelino icin soyleyecek farkli bir lafim yok, yazilan elestirilere katiliyorum. abdulkerim ve muslera bence iyilerdi, gayet konsantre sekilde islerini yaptilar. boey de bence kendi seviyesinde olmasa da iyi mac cikardi.

    istanbul'da rahat bir mac cikaracagimizi dusunuyorum, savruk daginik bir oyun oynamadik, hazir olmadigimiz, fazla konsantre olmadigimiz, alisik olmadigimiz bir suni cimde oynanan macti sadece. keyiflerin kacmasi dogal, kazanma istahi olan bir camiayiz, ama bu takim sampiyon olarak on eleme oynuyor. herhalde bunu cok uzun yillardir ilk kez yasadigimiz icin gozlere garip geldi. genelde boyle on elemeler avrupa liginde oynanir, o takim da haliyle onceki seneyi 4-5.sirada falan bitirdigi icin yeni kuruluyor olur, taraftar zaten gergin gecerdi ekran basina. bu takima neden bu kadar sabirsiz bir tutumla yaklasildi garip geldi bana, hele hele daha zalgiris'i yenemiyorsak nasil ilerleyecegiz mantigi nasil bir mantiktir. gecen sene ligin basinda icerde giresun'a (kume dustuler) yenilip nasil sampiyon bitirdik acaba, nasil mumkun oldu ki(?)
  • 539
    ''biraz zorlanacağımızı düşünüyorum. rakibi küçümsememek gerek. dakika 60 a kadar 0-0'da tutarlar sonra duran toptan bir gol atıp defans yaparlar bizde iki saat kilidi açmakla uğraşırız.''

    herkes şöyle yeneriz böyle beş atarız falan filan derken maçtan 5 gün önce bunu yazmışım. hazırlık maçlarında kısır bir futbol sergiledik. bir anda takım city gibi oynayamaz. görünen köy klavuz istemez. dediğimin benzeri çıktı. berkan'la yunus'la bu iş olmaz. kerem'le de olmaz bak ciddi söylüyorum. maç içerisinde çok fazla amatör hatalar yapıyor. çalım denerken kaptırıyor. top kontrol ederken kaptırıyor. basit oynayamıyor bazen. yabancı sınırı olmasa zaha, felix, zaniolo, icardi hücum dörtlüsüne dönebilsek keşke. bizim için kötü bir maçtı. umarım rövanşta östersunds vakası olmaz. endişelerim var. çok kötü bir performans sergilememize rağmen suni çimin etkisi de vardı. buna rağmen 21 şut çekip %68 topla oynamışız. rovanşta bulduğunu atacaksın. böyle beceriksizlikler istemiyorum ben.
  • 540
    maçın hakkı 5-3 zalgiris olması gerekiyordu. oynadığınız oyuna karşın deplasmanda 2-2 berabere kalmamız bizim adımıza çok büyük şans olduğunu düşünüyorum. rakip ilk yarıda iki kez kaleyle karşı karşıya kaldı birini attı birini kaçırdı. ikinci yarı 90. dakikada antal denilen kazma yerine kim olsa maçı zalgiris lehine koparırdı. umarım ikinci maçta okan hoca mertens ve gerçek bir forvetle başlar. yoksa işimiz gerçekten çok zor.
  • 542
    rakibin fazla hafife alındığı ve genel kanı 3-4 gollü rahat bir galibiyet olacağı yönündeyken son dakikada yenilen golle berabere kaldığımız maç.

    zalgiris bizden zayıf olsa da en kötü ptt 1. lig ayarında bir takım. şöyle düşünürsek sezonun ilk resmi maçında, deplasmanda ve ligi devam eden formunu yakalamış 22. 23. haftadaki eyüp, bodrum, göztepe, sakarya gibi bir rakiple oynasak o maç da 2-2 bitebilir.

    rövanşta kendi sahamızda büyük bir sürpriz olmazsa turu geçeriz. hele erken gol ya da goller gelirse fark dahi olabilir. gücümüzü sahaya yansıtmalıyız. ciddiyeti bir dk olsun elden bırakmamak şart.
  • 543
    sezon başında oynanması en arzu edilmeyen tarzda bir takıma karşı yapılmış maç. kuzeyli, kendi liglerinde 22. haftasını oynuyor, formunu - ritmini artık tamamen bulmuş, oyuncular birbirine alışmış, üstelik berbat bir suni çim zemin.

    galatasaray takımı'nı açıkçası iyi bulduğum bir maç oldu. ilk resmi maç olmasına rağmen, fizik olarak daha iyiydik. ağır bir yüklemeden çıkmış olduğumuz halde birebirlerde hep ayaktaydık. pas hataları, çıkarken kaptırılan toplar normal. biraz son vuruşlarda becerikli olsak 5-6 gol bulmak işten değildi. şu anda bu pozisyonlara giriyor olmak bile büyük artı.
  • 544
    yangın bittiyse maçla alakalı iki kelam edelim.

    birincisi son dakikalarda anlamsız bir gol yememiş olsak galibiyetle dönmüştük. 2-2'lik skor da kötü değil. kendi sahamızda kazanıp tur atlariz.

    yoğun fiziksel tempo yaptığımız bir kamptan geciyorken bu maç ister istemez bizi zorlayacakti, öyle de oldu.

    ideal kadromuzdan eksiklerimiz fazlaydı. ve daha da önemlisi inanılmaz berbat hiç alışık olmadigimiz bir zeminde oynadık. rakip bu zemine alışkın olduğu gibi ligi de devam ediyor. yani bizim aksimize maç temposuna sahipler.

    yine de kalitemizin galip gelmesi gerekirdi ama olmadı. 2. maçta turu atlayacagimiza eminim. gereksiz yere saldirmakla takıma hiç bir şey katamayiz. sabır ve destek şart.
  • 545
    çok fazla geri koşmak zorunda kaldığımız maç. bence en büyük sorun bu oldu. hem yükleme yedi oyuncularımız, vücutlar yorgun. bunun üzerine uzun atılan her toplarına takım halinde geri koşmak zorunda kaldık. ikinci yarı rakip yorulup bu aksiyonları çok gerçekleştiremese de ilk yarı sorundu bu açıdan. boey ve nelson benim dikkatimi çekti negatif anlamda ki adamlar da genelde soldan gelerek tehdit yarattılar. burada torreira'nın önemi de açığa bir kez daha çıktı. adam takım boyunu kısaltmak adına bir uzman adeta, öyleydi en azından 2022-23 sezonunda.

    beraberlik benim kabul edeceğim bir sonuçtu. ikinci maçta kendi evimizde elememiz gerekir rakibimizi. umarım bir yol kazası yaşamadan şampiyonlar ligi hedefimizi sürdürürüz.
  • 548
    türkiye şampiyonu galatasaray'ın, aramızda kalite farkı olan litvanya liginin şampiyonu zalgiris'i ön eleme turuna ortak etmemesi gerekirdi. kağıt üzerinde avantalı skor alsak da, taraftara turun ortada olduğunu hissettirmek eski kabusları hatırlattı. bu yüzden de hocaları da oyuncuları da eleştirmek bir yere kadar haklı. kapanan takıma karşı elimizdeki oyuncu setinin yetersiz olması gibi bahanelerin de yeri yok, alsaydın o zaman derler.

    böylesi maçta kimse eleştiriye itiraz etmeyecektir. ama sosyal medyadaki çığ etkisi ve en keskin lafı söyleme ihtiyacı ile, "bir yere kadar eleştiri"deki o bir yer kolaylıkla aşılıyor ve eleştiriler çığrından çıkıyor. geçen sezon övdüğümüz birçok futbolcunun biletini ilk maçtan kesiyor ve daha ilk resmi maçtan hocanın futbol bilgisini, oyun okumasını, forma adaletini tartışmaya açıyoruz. oyuncuları ilk maçtan 3e 5e bakmadan satmaya çalışanlar, ınstagramına gidip sövenler oluyor. hocanın çok fazla röportaj vermesiyle bu maç performansı arasında gereksiz korelasyonlar kuruyoruz.

    sonuçta 180 dakikalık bir maçın ilk yarısını oynadık ve skor berabere. bu kadar kalite farkı varken bu skor hiç tatlı değil elbette. bu sezon bu kadar yatırım yapılmışken bu maçı güle oynaya geçmemiz gerekirdi. bunu unutmuyorum. ama bazı şeyleri de hatırlatmak gerekiyor:

    - oyuncularda ikinci maçın olduğunun bilinciyle suni çimdeki bu maçı kazasız belasız atlatma hissi oluşabiliyor. işin ikinci yarısını evinde ve emin olduğun zeminde oynanacağını bilmek illa ki oyuncuları etkiliyor.

    - atılan uzun topta, savunmadaki son oyuncunun konsantrasyon kaybından ilk golü yedin. bu maçta orta sahanda torreira-de paul bile olsa bu tarz gole yapacağın bir şey yok. nelsson da öyle tek golle üstü çizilecek oyuncu değil. talihsizlik bu gol yani.

    - kabul litvanya takımı tamam kötü ama; o kadar da futboldan bihaber berbat, yıkık bir mahalle takımı değil. geçen sene isveç şampiyonu malmö'yü 2 maçta da yenip elemişler. bizim bir sonraki turda olası rakibimiz olan ve çok daha iyi olduğunu düşündüğümüz ludogorets'i evlerinde yenmişler. tur uzatmalara gitmiş ve ludogorets 120. dakikada attığı golle anca eleyebilmiş.

    - galatasaray'ın bunlara baktırmaması ve işi çoktan bitirmesi lazımdı katılıyorum ama liginde son 3 sezonun şampiyonu zalgiris bu sezon ikinci sırada. 23üncü haftanın oynandığı ve ilk 2 takımın koptuğu ligde, zalgiris ile liderin oynayacağı maç sezonun en önemli maçı. o maç da önümüzdeki pazara denk gelmiş. yani bizim maçtan 3 gün önce ligin en önemli maçına çıkacak rakip. normalde avantajları olan liglerinin çok evvelden başlaması durumu, bu kez dezavantaj yaratabilir.

    ben, ilk maçtan gerekli dersleri alan takımımızın bu turu kabus görmeden geçeceğine inanıyorum. biz de takımın ders almasıyla yetinir, onları okuldan atmaya çalışmazsak daha iyi olacak.
  • 549
    maç başlamadan önce konsantrasyon yazdığım için bir arkadaş dalga geçti. halı saha takımından hallice takımla maç yapacağız altı üstü diye düşünüyordu. futbol ciddiyetsizliği kabul eden bir spor değil. maç başlamadan önce şampiyonlar liginde ilerlemek mi yoksa grupta üçüncü olup uefa'da final kovalamak mı tartışması yapılıyordu sözlükte. aynı rehavet takımda da varsa ki olduğunu gördük, sonuç sürpriz değildir. rakibimiz kim olursa olsun bizim muhatabımız sahada. saygı göstermek lazım. hem kendi yaptığımız işe hem de karşımızdaki takıma.
  • 550
    bu sene yaşayacağımız sıkıntının sinyallerini veren maç oldu bizim için. bize kapanan takımlara karşı icardi'nin arkasında zaha, zaniolo ve kerem hücum hattıyla muhtemelen oyun aklı sınırlı (düşük demiyorum, ancak örneğin bir mertens gibi yüksek değil) üç oyuncuyu çok dar bir alanda oynatacağız. dar alanda oynayan oyuncunun çok iyi bir top kontrolü olması ve en kısa sürede en doğru kararı vermesi gerekiyor. ancak bu oyuncular topu dar alanda aldıklarında iki üç kişi geçmek isteyecek oyuncular. kapalı takımlara karşı doğru işler yapabilmek için oraya mutlaka mertens gibi hem oyun aklı yüksek, hem de top kontrolü iyi oyuncu sokmak zorundasın. zira maçın ikinci yarısını izleyemedim ancak herkes mertens'in oyuna girince ne kadar fark yarattığından bahsetmiş.

    bu arada bu üçlü kapanan savunmalara zorlansalar da açık alan veren takımlara karşı şov yapacaklar muhtemelen. belki ligde on numarada mertens, kanatlarda zaha-zaniolo-kerem dönüşümlü oynatıp avrupa'da üçünü birden oynatabilir okan hoca. mertens avrup maçlarında da gol bulmakta zorlandığımızda devreye girer daha çok. bu şekilde hem mertens'i daha idare kullanmış hem de zaha-zaniolo-kerem üçlüsü avrupa maçlarında daha fazla şans bulacakları için dönüşümlü oynamakta sorun yaşamazlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın