• 233
    neill, cana, baros ve elano'nun kesinlikle oynaması gereken maç. hatta elano da misimovic'le aynı anda değil, orta sahayı kalabalık tutmak için oynamalı. kanatlarda hızlı bir pino ve aydın'dan başka pek çaremiz yok gibi gözüküyor. caner'i alt etmek için sağdan pino'yla saldırmamız, hatta üzerimize iyice gelen fenerbahçe'ye karşı pino'nun önüne salıverilecek gollük veya asistlik paslarla sonuca gitmemiz en mantıklısı gibi duruyor hal-i hazırda.

    stoperde neill dünya yıkılsa da oynamalı, oynamak zorunda ! onun yanı tam bir soru işareti. servet'e herkesin hayır diye bağırdığını duyar gibiyim. bence de orada servet oynamamalı. peki ama niang'la kim boğuşacak? ali turan mı? asla. gökhan zan orada nasıl durur? hem boğuşacak fiziği de var niang'la. cık, o da olmaz, çok yavaş, aralara giren stoch, emre, dia gibi hızlı adamlar geri dönüp 2 kere daha çalımlarlar onu. sanırım en iyisi orada hakan balta'yı oynatmak. ayağına diğer stoperlerden daha hakim. ayrıca yerine oynaması muhtemel adamlar hep sağ ayaklı ve sol stoper oynayacak adamlar. en azından savunma dörtlüsünü orta sahaya çok yakın tutmazsak defansın arkasında 17 ekim 2010 galatasaray ankaragücü maçında verdiğimiz gibi açıkları vermeyiz. ha kanattan bi şekilde gelirler o ayrı mevzu.

    orta sahada, cana'nın da oynaması defansta neill'in oynaması kadar gerekli. adını ağzıma almaktan utandığım mustafa sarp oynarsa fark olur canlar, inşallah 18'e bile giremez. cana'nın kırmızı kart görme olasılığından bahsediliyor, doğrudur, ancak kolay sarı kart görebilen cana'nın fransa yıllarında yanlış hatırlamıyorsam 1-2 kırmızı kart gördüğünü duymuştum. yanına basan, top kapan ve top kullanabilen ayhan ve elano da serpiştirilirse, göbek daha önceki maçlarda hiç olmadığı kadar güçlü olur.

    kanat adamları kanat forvet gibi değil de, orta saha adamları gibi çizgiye yakın oynasalar; o zaman defansa yardım etmeleri daha kolay olabilir. ayrıca kesinlikle oyunu bir an bile boşvermemeleri gerekiyor. ben kanatlardan birinde sabri veya aydın'ın oynaması taraftarıyım, çünkü ikisi de defansa yabancılara nazaran daha çok yardım eden adamlar. hatta aydın solda, pino sağda olursa daha iyi olur. serkan kurtuluş'u her ne kadar beğensem de ve kendisi de son haftalarda ne kadar formda olduğunu gösterse de muhtemelen değişmeli oynayacak dia ve stoch'a karşı o kanattan çok sorun yaşarız. onun yerine daha tecrübeli sabri oynayabilir, ama o da yerini çok kaybediyor, büyük tehlike !

    geriye kaldı tek forvet sorunsalı. onda da baros ve kewell'ın durumlarının hala net olmaması sözkonusu. farklı kaynaklar çatışma içinde : kimine göre baros oynayabilecek, kimine göre oynayamayacak. keza kewell da öyle. ama elimizde inşallah hafta içi antrenmanlarında sakatlanmazsa güçlü bir mehmet batdal var. ha, baros'u aratır orası ayrı mevzu ama forvetsiz olmayız.

    en iyimser halimle bir maç kadrosu yaparsam :

    -----------aykut-----------
    sabri---neill--h.balta---insua
    -------------cana-----------
    pino---elano---ayhan---aydın
    ------------baros------------

    not : bu maçı ciddiye alırsak, yani zor avrupa deplasmanlarında gösterdiğimiz ciddiyetle sahaya çıkarsak, ruhsuz oynamazsak ve biraz da rakip bizi küçük görürse en azından beraberlik için şansımız olduğunu düşünüyorum.
  • 268
    gidecek arkadaşların polise çok dikkat etmesi gereken maçtır.
    sabah bilet sırasında 'beni psikopata bağlamayın sonra sizi doverken kendimi kaybediyorum' diyen spor büro amirinin ekibinden bir arkadas 21 ekim 2010 galatasaray fenerbahçe kadın basketbol macı sırasında tayfadan sahaya su atan birini almak istemiş tribün ona tepki gösterince yanına 3 tüyü bitmemiş arkadaşı da yanına gelmiş ancak kafalarına atılan su-cakmaklardan zor kacmislardir. bunun üzerine siz görürsünüz dercesine tribüne doğru parmaklarını sallamislardir. bu ekip belli elemanlardan oluşuyor ve pazar gunü de muhtemelen stadda olup en ufak seyden terslik yaratacaklardir. dün arabama giderken polis bana koş diyerek emir vererek bunun olacağını ve bize karsı on yargılarını ortaya koymuştur. evet orada arabaya koşmadım çünkü orası otopark ve arabama gitmemin hiçbir sakıncası yok ancak bu sefer basıma 2 polis daha geldi onlara da yürümemin sakıncası olmadıgını anlattım sakince ama bunu bile polise mukavvemet olarak degerlendirecekerdi neredeyse. kısacası aman dikkat.
  • 464
    galatasaray'ın kadıköy'de son yıllarda ilk defa, kendi oyununu oynayarak değil de, cana ve neill önderliğinde sert oynayarak rakibi oynatmama planıyla çıktığı maç oldu. hagi-tugay ikilisinin başka bir alternatifi de yoktu zaten.

    fenerbahçe'nin oyununu bozduğumuz gibi özellikle ilk yarı elano liderliğinde hücumda agresif olmamız, topuz-emre ikilisinin kendi ceza sahasıyla orta yuvarlak arasında sıkışıp oyun kuramamalarını sağladı. pek bahsedilmemiş ama mustafa sarp'ın bu maçta yaptığı presler oldukça etkili oldu. m.topuz'a neredeyse topun gelmemesini sağladı maç boyu, ayrıca cana ile beraber alex'in ayağına ne zaman top gelse karşısına dikildi. cana defansif anlamda muazzam iş çıkardı. ne toptan ne adamdan kaçtı. gerektiğinde kendini sakınmayarak rakibe sert girerek mesajı verdi ben wallece misali. 90 dakikayı çıkartacak kıvama geldiğinde ortasahaya yazılacak ilk adam.

    hücumda muhtemelen fenerbahçe pino-elano ikilisinin bu kadar etkili olacağını düşünmedi. gerçi biz de düşünmedik. elano ancak bu kadar akıllı oynayabilirdi. caner'i bazen çalımlarla bazen paslarıyla aciz duruma düşürdü ilk yarıda. yeri geldi içeri katetti, sabri'yi kaçırdı, yeri geldi pino'nun koşu yoluna öldürücü paslar attı. sağ kanattan takımı çok iyi yönetti ancak onun da en büyük sorunu cana gibi 90 dakikayı çıkaramıyor. pino ise geçen sene galatasaray maçında forvet oynayan kazım'ın bize sürpriz biçimde yaşattığı problemi hem hızıyla, hem çabukluğu ile fenerbahçe'ye yaşattı. geniş alanda etkili olabileceğini tahmin edebiliyorduk ama dar alanda da çok çabuk bir şekilde yön değiştirebildiğini, bilek hareketlerini seri şekilde yapabildiğini de gördük. pino'nun bu derece etkili olması, özellikle en alakasız toplarda bile hücuma çıkıp, dönen topu tamamlayabilen lugano'nun ileri çıkmasına engel oldu. çünkü ileri çıksa pino'ya yetişebilmesinin imkanı olmadığını biliyordu. eğer uzaydan şut çekmenin kötü bir şey olduğuna ikna olursa, pino baros'un arkasında iyi bir destekleyici forvet olabilir. misimovic ise bizi bu maçta elano ve pino ile birlikte hücumda tutan adamlardan biri oldu. beklenilenin aksine sol kanatta başladı ve bu hamle gökhan gönül gibi ülkenin en iyi hücum bekinin nerdeyse hiç hücuma çıkmamasına sebep oldu. misimovic savunması kötü bir oyuncu olmasına rağmen, paslarıyla çok etkili bir kontratak oyuncusu. gökhan gönül bu riski alamadı.

    ne zamanki elano-cana-misimovic oyundan düştüler, biz de hücumda oyundan düştük. çünkü yedek kulübesinde bu oyuncuların yerini tutacak tek adam yok. hagi de mecburen barış-serkan(sabri'yi ileri atarak)-emre değişikleriyle ortasahayı canlı tutmaya ve fenerbahçe'yi oynatmamaya çalıştı. ben inanıyorum ki yedek kulübesinde oyunu tutabilecek biri(arda ya da baros) olsaydı. bu maçı kazanmamız işten bile değildi. fenerbahçe içi boş bir baskı kurup, şuursuzca oynuyordu çünkü. maçın son dakikalarında barış-ayhan-sarp-sabri dörtüsüyle hücumda riske girmek manasızdı. ve bu oyuncuların oynayabileceği en verimli şekilde oynadık son dakikaları. her şeye rağmen son dakikalarda 2-3 tehlike yarattık. ve fenerbahçe taraftarını maçın hiçbir bölümünde maçın içine sokturmadık

    maçın bizim için fark yaratan oyuncuları cana-elano-neill-pino oldu. fenerbahçe için de yobo. fenerbahçe taraftarı yobo yerine bilica'nın olmadığına dua ettiler bence devre arasında. ki o yobo bile pino'yu besleyen elano-misimovic ikilisin oyundan düşmesiyle ancak rahat nefes alabildi pino karşısında. bizde ise neill, lugano misali bir sertlikle belki de ligin en iyi 2 forvetinden birini sindirdi. lucas muhtemelen son yıllarda fayda-maliyet açısından ligin en iyi transferlerinden, belki de transferi. beklerimiz özellikle sabri hücum açısından kötü gününde olsalar da rakibin en büyük silahlarından olan kanat ataklarını iyi savuşturdular. stoch ve dia'nın yer değiştirmesi de fayda etmedi. yine de insua'nın hakan’dan formasını geri alması pek uzun sürmeyecek gibi.

    son olarak bu maçı alabileceğimiz ukdesi kaldı bende. yine de sakatlıklara, eksikliklere, spekülasyonara rağmen oynanabilecek en iyi oyunlardan birini oynadığımız maç oldu.
  • 465
    gerçekten beklediğimden çok daha iyi futbol oynadık, çok daha iyi mücadele ettik. pino tek başına iyi işler yaptı. lucas neill muhteşemdi. cana canını dişine takarak oynadı. kısaca sabri hariç çok iyiydik. futbolcularımızı tebrik ediyorum. taraftar da harikaydı. fenerlilerin sesi çıkmadı. sanırım kadıköyde bölye bir mücadeleyi son 10 yıldır yine hagi ile ve lucescu ile yaşamıştık.**
  • 310
    pis moduna girdiğim maçtır. diyorum ki, yenilirsek şayet, tüm kamuoyunun tahmini gerçekleşecek. bunda sıkıntı yok. ama eğer yenersek, kaç kişiye kapak şandelleyeceğimi bilemiyorum. şuan liste yapmaktayım. bir medyaorganı -dikkat organ diyorum- ''fenerbahçe 6-0'lık farkın rekorunu kıracak mı?'' diye haber yapıyor. işte ortam böyleyken galip gelmemiz, ülkemizde bir anda milyonlarca g.t türemesini beraberinde getirecektir.
  • 225
    maç a fener ba$larsa alex santra dan topu bizim yari alana dogru tac a atacaktir. biz tac kullanirken 10 ki$i saldiracaklar ve erken gol bulmak isteyecekler. tac i biz kullanacagimizdan top kimin ayagina gelirse, o gözünü sevdigim galatasaray futbolcusu topu taa boyunluklu volkan efendi ye kadar $i$irsin. cok zor bir maç olacak. dün 1-2 tahmin de bulunmu$tum. vazgeçtim, bu maç berabere biter ve golü de ayhan atar. yani temennilerimiz bu yöndedir. fener kötü gün dostu dur, ne zaman bir ciki$ a ihtiyac duysak, hizir gibi yeti$irler.

    hadi lan, yüzümü kara cikarmayin. bak maçi bir de fanatik fenerli kayinpederim, kayinçom ve bacanagim ile izleyecegim (üzerimde inadina mor forma ile)!!!

    dipnot. eger farkli yenilirsek aile ili$kilerim riske girebilir! *
  • 292
    tarihi fark olacak falan filan...
    aklıma geldi hani, bir maç oynamıştık yıllar önce fenerbahçe ile. pota falan getirmiştik tribünde, basketbol maçı gibi olacak gole boğacağız rakibi hesabı.

    hiç bir maç oynanmadan kazanılmaz, bugün taraftarımız buna inanacak ki, yarın futbolcumuz sahada bu inancı taşısın.
    (bkz: 26 mart 2000 galatasaray fenerbahce maci)
  • 313
    kazanacağımız maçtır. * * *

    şu var ki, kazandıktan sonra bütün galatasaraylıların yapması gereken şey, bazı medya organlarının -dikkat organ diyorum- ve sağda solda hafta içinde boş boş konuşan ezik ruhlu fenerlilerin gerçekte nasıl bir göt olduklarını göstermeleri gerekmektedir.

    birde aklıma gelmişken söyleyeyim. şimdi biz bu ezikleri yarın yeneceğiz fakat bu maç normal bitmeyecek, kaybettiklerini anladıkları anda çok enteresan işler yapacaklar. 2-1 yendiğimiz kupa maçı yarı finalini bir hatırlayın... hah işte onun gibi şeyler... bahane üretecekler yani anlıyor musunuz. ben de diyorum ki, hazırlıklı olun, yemeyin.

    koyduk deyin geçin *
  • 287
    maça takvim günüyle 1 gün kala heyecan zirve yapmıştır. ulan şartlar ne olursa olsun akılda başka birşey bırakmıyor işte bu maç.
    bu başlık ve türevleri altında sık sık futbolculara seslendim bir daha sesleniyorum:
    tekniği taktiği yok bu işin..fenerbahçeyle karşılaşıyorsunuz..gözünüz kararana kadar oynayın..bu taraftar için oynayın..
    takımın teknik direktörü belli değilken bilet alabilmek için geceden kuyruğa giren polisle kavga eden hayvan muamelesi göreceğini bile bile oraya* gelmek için jop yemeyi göze alan üniversitesinde derse girmeyen işine gitmeyen taraftarınız için oynayın..
    bileti almak için benim verdiğim mücadeleyi sahada görsem benim gerisi umrumda olmaz zaten...
    çıkın oynayın ulan işte fenerbahçe bu..
  • 170
    bu maçtan korkuyorum.
    kendimi bildim bileli, belki 1, belki de 2 fenerbahçe maçı kaçırmışımdır. ilk kez bir fenerbahçe maçından korkuyorum.

    umarım lucas neill bu maça yetişir.
    rjkaard kesinlikle sabri, neill, ali turan, insua dörtlüsünden oluşturmalı savunmayı. servet, gökhan, balta gibi yavaş adamlardan 1 tanesine bile tahammülümüz olamaz bu maçta.
    eğer arda yetişemezse de muhakkak aydın ve elano olmalı sahada. zira hücum alanında topu ne kadar çok tutarsak, o kadar az gol yeriz. mehmet batdal da düşünülebilir aslında. zira savunmadan top çıkaramadığımız ve orta sahamızın oyun kuramadığı aşikar. hiç olmazsa geriden topları şişiririz. mehmet batdal'ın indirebildikleri bize daha çok vakit kazandırır; haliyle daha az gol yeriz.
    keşke lorik cana olsa bu maçta, ilk 11'de. zira pino veya misimovic sahada olmasa da olur. böylelikle yabancı kontenjanı sıkıntısı da yaşamayız cana'yı oynatabilmek için... cana en azından galatasaray futbol tarihine gelmiş olan en kötü şeyden* daha verimli olacaktır.

    kısacası, umarım aşağıdakine yakın bir 11 ile sahaya çıkarız da, daha az fark yeriz;
    aykut, sabri, neill, turan, insua, cana, ayhan, elano, misimovic, aydın, baros.

    not: ne hale gelmişim lan sözlük... 6-0'da, 4-0'larda son saniyeye kadar yerimden kalkmadım. mağlubiyetden gocunmadım, takıma karşı bi umutsuzluk beslemedim, başımı öne eğmedim. gel gör ki şu an yaşadığım duygusal çöküntüyü tahayyül dahi edemiyorum. korkuyorum ne yapayım... zaten bi bok var o statta, zaten bahtsızız, zaten şanssızız... ben korkmayayım da kim korksun?

    not 2: işin acıklı tarafı, caaanım statta* seneye tek bir avrupa maçı bile oynayamayacağız...
  • 417
    maç bu kapağın altındadır.
    hafta boyunca fark atıcaz diye çılgın atan şebelekler,cincon'a koymaya az kaldı yazıp kibirlerinden kırılan dangozlar; 3 eksikli, en son kendi sahasında 4 yemiş, teknik adam geleli 3 gün olmuş, deplasmanda, tüm medya rakibin fark atacağını söylemekte, ve maçın tek hakimi. maçı hakeden takım. 8-9 gol pozisyonuna giren, bir hafta boyunca ''fark'' diyenlere futbol farkını gösteren, tribünlerde rakip taraftara ''hatim'' indiren galatasaray!
    ve bir anda türeyen milyonlarca göt!!!
  • 69
    yenecegimiz mactir. hadi kaybettik diyelim, 3 puan disinda bir kayip olmayacaktir. esas kayip inancsiz taraftar, inancsiz futbolcu yani genel olarak inanc kaybidir.

    gercekten nefret ediyorum fenerbahce'den korkan galatasaray taraftarindan, bu gerizekalilarda anelka varken, biz sag bekte cihan'la bunlardan 4 yememize ragmen, son hafta sampiyon olduk mu? olduk. tesis, para herseyleri varken, biz hep daha iyiydik. hep daha iyi olacagiz. esyanin tabiati geregi bu.

    midenize agrilar giriyorsa, gecin karsi tarafa. derbilerde asla fark yemezsiniz, cunku varolma sebebiniz, amaciniz odur.

    ama uefa'yla, 05/06 şampiyonluğuyla gurur duyuyorsanız, afedersiniz ama inanmamaya hakkınız yok.

    sahada 11 aykut da olsa, kazanacagimiza son dakikaya kadar inanmalıyız. sonra neden x'in eli belinde diye soramazsiniz efendiler.

    tek macla hoca kovacaksaniz da buyrun, florya'nin 5 samiyen'in daha cok kapisi var. aslantepe'nin daha da cok olacak, kimseyi zorla tutmuyoruz. mac izlemek icin cok genc olanlar icin de genc fenerliler var, genc fenerli olup genc semih'le cosarsiniz.

    gercekten utandirdiniz kendinizden, yaziklar olsun. gercekten yaziklar olsun..
  • 479
    her yönüyle çok faydalı bir maç olmuştur bizim için. beraberlik gayet iyi bir skordur çünkü derbilerin puan'ı 3 değil 6'dır. hala kasımpaşa maçıyla fenerbahçe maçı arasında fark olmadığını düşünenlere şöyle anlatmak isterim ; geçen sene fenerbahçe ligi tam 10 puan önümüzde bitirdi. bunun başlıca sebebi derbilerdir. nitekim 2 derbide almış olduğu 12 puandır.

    fenerbahçe 74
    galatasaray 64

    şimdi tam tersini düşünelim. yani geçen sene 2 derbiyide bizim kazandığımızı farzediyoruz ;

    galatasaray 70
    fenerbahçe 68

    10 puanlık fark kapandı. üstüne üstlük 2 puan'da öne geçtik. işte derbilerin mantığı budur. aldığın her derbi'de 3 değil 6 puan kazanırsın. bu yüzden yenemiyorsanda yenilmiceksin !

    biz bu maçta öncelikle yenilmemeyi başardık. hep söylüyordum. ilk önce şu adamları bir durdurmalıyız diye. fener, ali sami yen'e hiç bir zaman yenmek için gelmez. onların aklında her zaman ilk başta kaybetmemek vardır. bunu da sağlayan antrenörler değil aziz yıldırımdır ! yoksa her hoca'da aynı şekilde mi oynatır be kardeşim ? sami yen'de kazandıkları maçlardan sonra skor tabelasında fenerbahçe şöyle oynadı böyle oynadı yazmıyor. fenerbahçe kazandı yazıyor.

    senelerdir derbi deplasmanlarında oynadıkları anadolu takımı futbolu ve sertlikle kazanan fenerbahçeliler artık biraz tedirgin oldu sanırım. dün fb tv'de büyük futbol uleması (!) selçuk yula hazretleri galatasaray'ı kötü futbol ve sertlikle eleştirdi. anadolu takımlarının oynadığı futbolu oynuyorlar falan dedi. * hakemlere demediğini bırakmadı. 2003'te 7 kişi kalmamızı , 2005'te prates'e yapılan faul sonrası attıkları golü , 2009'da alex'in kazandırdığı penaltıyı unuttular şimdi.

    bir de her kadıköy sonrası camiamız içinde oluşan buhran dolu günlerde bu sefer olmadı. aksine birlik beraberlik daha da arttı. taraftar bir şeylerin değişeceğine inandı. artık var gücümüzle galatasaray'ımıza her zaman olduğundan daha fazla destek vermeliyiz. aslantepe'de bitti sayılır. önümüz açık hem de çok ! (u: şimdi ben eski açığa fırlıyorum (: )
  • 450
    önemli olan 2 nokta vardır ;

    1 - henüz 1 hafta önce iki pas yapamayan bir takım 1 hafta içinde nasıl bir çalışma temposu ile bu futbolu ve kondisyonu sergilemiştir ?
    2 - en önemli 3 oyuncusu ve as kalecisi sakat bir takım bu kadar pozisyonu yakalayıp nasıl atamaz , şans denen şey aslında yok mudur ?

    bunların dışında kaybedeceğimi beklediğim ama iyi değil , mücadeleci bir futbol arzuladığım galatasaray beni yine gururlandırmış ve kısmen mutlu etmiştir. neden kısmen ? çünkü biz bu maçı çok rahat alırdık arkadaş. pino biraz daha şanslı olsaydı , emre çolak o pozisyonda biraz daha içeri girip iyi bi vuruş yapsaydı falan sonuç çok daha iyi olabilirdi. tabi bütün bunların yanında maç öncesi "10 atıcaz 10 olum" diyen fenerbahçe taraftarları ; 3 yıldız oyuncusu eksik , hocası 2 gün önce göreve gelmiş ve 10 yıldır oradan puan alamamış bir galatasaray tarafından ezildiler. yani bırakın gazeteler ne diyor , yorumcular ne anlatıyor , bunun başka adı yok arkadaş.

    tabi beni asıl üzen şey daha farklı. daha önce de söyledim ; bu maçı galatasaray kazanır ya da iyi bir sonuç alırsa bütün suçlu * olur diye. zaten çok farklı olmadı durum , pek çok taraftar bile "aha bak rijkaard gitti neler oldu" dedi bile. tabi o taraftar bugün bu topu oynayan takımın bir hafta önce ali sami yen'de ankaragücü maçında 4 gol yiyen takım olduğunu göremeyecek kadar kör. burada problem ne o ne şu , burada problem futbolcu zihniyeti. bunları atlamayalım ve isimler üzerinde değil fikirler üzerinde duralım biraz.

    söylenecek çok şey var ama uzun uzun yazmaya gerek yok , özet geçiyorum ;

    galatasaray'ın olduğu yerde her zaman umut vardır
App Store'dan indirin Google Play'den alın